Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/126 E. 2019/461 K. 17.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/126 Esas
KARAR NO : 2019/461

DAVA : Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 01/02/2017
KARAR TARİHİ : 17/04/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ödünç Verme Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tasfiye halindeki müvekkili şirketin iki ortaklı olduğunu, davacı şirket tarafından muhtelif tarihlerde davalıya 142.894,55 TL’sı borç verildiğini, sözlü ve yazılı taleplerden sonra 02-02-2012 tarihinde Adana ——-. Noterliği’nden — yevmiye numarasıyla keşide edilen ihtarname ile verilen borcun geri istendiğini, bu arada ortaklar arasındaki ihtilâflar sebebiyle istanbul Anadolu —- Asliye Ticaret Mahkemesinin Esas No:2011/803 ve Karar No:2012/622 olan karan ile müvekkili şirketin tasfiyesine karar verdiğini, bu sürece kadar davacı şirketin alacağının tahsili için yasal işlemlere başlayamadığını, tasfiye memurunun atanmasını müteakip kayıtların incelendiğini ve davalının borçlu olduğunun tespit edildiğini, tasfiye memurunun 02-02-2012 tarihli ihtarnameye atıf yaparak davalıyı borcunu ödemesi için bir kez daha ihtar ettiğini, ancak bir netice alamadığını, davalının münferit imza yetkilisi olduğunu, şirketin faal olduğu dönemde bir karar olmadan aylık maaş ve sair adlar altında çektiği 142.894,55 T.L. sını ödemediğini, kendisinden talep edildiğinde de direngen davrandığını, davalının borçlarının şirketin defterlerinde kayıtlı bulunduğunu, davalının faiz ödemesi de gerektiğini iddia ederek; davalının 142.894,55 TL’sı borcunun ihtarnamenin tebliğ tarihi olan 07-02-2012 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte müvekkili şirkete ödenmek üzere tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirketin ortağı olduğunu, tasfiye memurluğuna atanan ——– müvekkiline gönderdiği 13-01-2017 ve 18-01-2017 tarihli e-postalar ile 142.894,55 TL’sının ödenmesini istediğini, müvekkilinin de bu talebe karşılık gönderdiği 23-01-2017 tarihli cevabi e-posta ile gerçek değerinin çok altında satılan şirkete ait taşınmazdan elde edilen paranın şirket ortağı——— Şirketi’nin hesabına aktarılmasının hatalı olduğuna ilişkin görüşünü ilettiğini, müvekkilinin aynı yazışmada şirkete borcunun bulunmadığını, kâr payı alamadığını, — tarafından iş akdinin sonlandırılması sebebiyle müvekkilinin tazminat ve sair işçi haklarının söz konusu olduğunu da bildirdiğini, davacının da taraf olduğu istanbul Anadolu —– Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1605 ve İstanbul Anadolu —. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1346 Esas saylı dosyaları üzerinden görülen davaların sonucunun beklenmesi gerektiğini, şirket kayıtlarının — tarafından tutulduğunu, bir takım hileli işlemler ile müvekkilinin borçlu gösterilmeye çalışıldığını savunarak haksız davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava; şirket ortağına karşı açılan alacak davasıdır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı vekili tasfiyeye giren müvekkili şirketin ortağı olan davalıdan 142.894,55 T.L. sı alacağı bulunduğunu, bu alacağın tasfiye öncesinden şirketten çektiği paralardan kaynaklandığını iddia ederek; müvekkilinin alacağının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ise müvekkilinin borcunun bulunmadığını, davacı şirketin kâr payı alamadığını, tazminat ve sair haklarının ödenmediğini savunarak; davanın reddini dilemiştir.
Davacı …——— Şirketi, istanbul Ticaret Sicili Müdürlüğümde — sicil numarasıyla kayıtlı olup, — tarihinde tescil edilerek kurulmuştur. Davalı şirketin sermayesi 1.000.000.- T.L. sı olup, bu sermayenin;
600.000.- T.L. lık kısmı dava dışı —
400.000.- T.L. lık kısmı da davalı …’e aittir.
Her iki ortak da müdür olup, şirketi münferiden temsil haizdirler.
Mahkememizin Esas No:—, Karar No:— olan — tarihli kararı ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar vermiştir, ilk başta tasfiye memuru olarak — atanmışsa da, 12-06-2015 tarihli ara karar ile ——- yerine bu defa ———- ataması yapılmıştır.
Davacı şirketin davalı ortağı …’den olan söz konusu alacağı, davalı …’in de müdür ve imza yetkili olduğu dönemde oluşmuştur.
Müdürler aralarında görev bölümü yapmamışlardır. Bu nedenle davalının da, kayıtlarda gözüken borcundan haberdar olduğunun kabulü gerekir.
Davacı şirket kâr dağıtımı yapmamıştır. Dağıtacak durumda da değildir. Çünkü 2012 senesi sonu itibarıyla oluşan zararlar nedeniyle öz kaynaklan, ödenen sermayenin altına düşmüştür.
Davacı şirketin dava dışı diğer ortağı ———–alacağı yoktur. ————– davacı şirketten 373.362,20 T.L. sı alacağı vardır. Dava dışı —- verdiği borç paralardan ötürü davacı şirketten alacaklı olmuştur.
Tasfiye halinde —– Limited Şirketinin incelenen ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 169.873,04 TL alacağı bulunduğu, bu alacağın 142.894,55TL’lik kısmını dava konusu ettiği, davalıyı Adana —. Noterliğinin — yevmiye numaralı 02.02.2012 tarihli ihtarnamesiyle 08.04.2012 tarihi itibariyle temerrüde düşürdüğü görülmüştür.
Davalı vekilinin bilirkişi raporuna beyan ve itirazlarını bildirir 05.03.2019tarihli dilekçesinde tazminat ve sair işçilik alacakları nedeniyle takas- mahsup talebinde bulunduğu, ancak ilke olarak takas def’i de diğer def’iler gibi cevap dilekçesinde süresinde açıkça ileri sürülmelidir, davalı cevap dilekçesinde süresinde açıkça takas def’ini ileri sürmeyerek savunmanın genişletilmesi yasağına aykırı davranmıştır. Süresinde yapılmayan takas def’ine karşı HMK’nın 141/2.maddesi gereği davacınında açıkça muvafakat etmediği aksine savunmanın genişletilmesine muvafakat etmediği görülmekle, davalının takas ( Yargıtay —. Hukuk Dairesi 2015/21672 Esas, 2018/196 Karar) def’inin reddi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açkılandığı üzere,
1-DAVANIN KABULÜ ile ;
142.894,55 TL’nin 08/02/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline,
2-KARAR HARCI
Alınması gereken 9.761,13 TL karar harcının 2.440,29 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan geriye kalan 7.320,84 TL karar harcının davalı taraftan alınmasına.
3-AVUKATLIK ÜCRETİ
Davada avukatla temsil edilen davacı yararına belirlenen 14.181,56 TL avukatlık ücretinin davalı taraftan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 2.440,29 TL peşin harç ve 4,60 TL vekaletname harcının davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
b-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair,hazır olan taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.