Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1256 E. 2019/476 K. 18.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1256 Esas
KARAR NO : 2019/476
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 20/11/2017
KARAR TARİHİ: 18/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında TTK md.89/1 anlamında geçerli bir cari hesap ilişkisinin olduğunu, cari hesapta son görünen hesap bakiye alacağının 502.3SS.45 TL olduğunu, bu bakiyeyi oluşturan hesap içerisinde, davalının verip de karşılıksız çıkan 26.900 USD ve 39.500 USD karşılıksız çek bedellerinin da dahil olduğunu, be çekler için 59.953.35 USD üzerinden ayrı bir icra dosyasından (İstanbul 3.icra müdürlüğünün ———– E sayılı dosyasından) takibe geçildiğini, bakiye kalan cari hesap alacak için ise, davaya konu olan Anadolu 20.İcra Müdürlüğünün ——- Esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davalının itirazının iptaline, takibin devamına ve % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; iddiaların gerçeği yansıtmadığını, müvekkil ile davacı arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişki olmadığını, müvekkilinin davacı ile akdetmiş olduğu bir cari Hesap sözleşmesinin de bulu n madiğini, salt cari hesaba dayanmanın, davacının alacak iddiasına yeterli bul un madiğini, atacağın, fatura, sevk irsaliyeleri ve teslim belgeleri ile kanıtlanması gerekeceğini, kaldı kî salt fatura düzenlenmesinin alacağın kanıtı olamayacağını, davacının bu Hususta ispat edici bir delil sunmadığını savunarak davanın reddine ve % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, Taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacının ; İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı icra dosyası ile 267.099,22 TL alacağın tahsili için ilamsız icra takibine başladığı ,davalının süresinde itiraz ettiği ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Taraflara ait deliller toplanmış ve ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ve davalıya ticari defter ve dayanak belgelerini hazır etmesi için HMK 222 maddeler gereğince ihtarlı muhtura tebliğ edildiği halde davalının inceleme günü defterlerini hazır etmediği ve mazerette bildirmediği görülmekle, dosya üzerinden ve davacıya ait ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu ve ek raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu ve ek raporu, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacının incelenen ticari defterlerinde; davalı ile 2011 yılından bu yana süregelen ticari ilişki bulunduğu, ticari ilişkinin davalının iddia ettiği ve davacının da tanımladığı gibi Cari Hesap sözleşmesine dayalı olarak değil, hesabı cari ilişkisine dayalı olduğu,
Davacının, 2014 yılından bakiye kalan 256.343.16 TL alacağı, 2015 yılına devrettiği, davacının 2015-2016-2017 yılında ( takip tarihine kadar) davalı şirkete toplam 2.818.375 73 TL tutarında (49) adet fatura daha keserek toplam alacağının 3.074.718.89 TL olduğu, davacının davalı şirketten toplam 2.575.061.78 TL tahsil ettiği, davacının, takip tarihi itibariyle davalıdan, (3.074.718.99 — 2.575.061.78) = 499.057.11 TL alacağı olduğu tespit edilmiştir.
Ancak ; davalı şirketten 01.03.2017 tarihinde 20.03.2017 vadeli 26.900 USD karşılığı 99.530.00 TL tutarında çek aldığı ancak bu çekin karşılıksız çıkması nedeniyle 23.05.2017 tarihinde iade gösterildiği, yine aynı şekilde davacı, 01.03.2017 tarihli kayıtla, davalıdan 12.06.2017 vadeli 29.500 USD karşılığı 146.150 TL tutarlı çek almış, bu çekin de karşılıksız çıkması nedeniyle 14.06.2017 tarihinde iade gösterildiği. davacının bu iki çeki İstanbul 3.İcra Müdürlüğünün ———– E sayılı dosya üzerinden takibe koyduğu ve davacının, huzurdaki davaya konu olan icra takibinde;
499,657.11 TL takip tarihi itibariyle cari hesap bakiye alacağından
245.680,00 TL iki adet çek toplamının tenzili ile 253.977.11 TL talep etmesi gerekirken 267.099,22 TL olarak talep ettiği görülmektedir.
Taraflar arasında 2011 yılından bu yana süregelen hesabi cari ilişkisi mevcuttur. Bu cari ilişkisi içerisinde davacının 2014 yılından bakiye kalan 256.343.16 TL alacağı 2015 yılına devretmiştir. Her ne kadar davacı, bu alacağın varlığını oluşturan, geçmiş dönemlere ait fatura ve sevk irsaliyeleri dosyaya sunmamış ise de, yukarıda hesap seyrinden de izleneceği gibi davalı, 2014 yılından devreden 256.343.16 TL lik borç dahil, 20.05.2015 tarihine kadar kesilen 744.739.40 TL lik fatura borcunu, 74.802.56 TL fazlasıyla davacıya 20.05.2015 tarihinde ödemiş bulunmaktadır. Bu durumda davacının 20.05.2015 tarihinde davalıya, 74.802.56 TL borçlu duruma düşmekle davalının, devreden borcunu kabulle bu ödemeyi yaptığı anlaşılmakla davacının, 2014 yılından 2015 yılına devreden bakiye alacağını kanıtladığı, şirket merkezinde taraflar arasındaki satış ve teslim yönteminin ne şekilde cereyan ettiği hususunda yapılan incelemede de davacı ile davalının uzun zamandan beri ——– usulü ile çalıştığı, (Konsinye; davacı şirketin mallarının, satış sorumluluğunu yüklenen davalıya, malın parasını, sattıktan sonra davacı şirkete verme usulü olup bu yöntemde malın mülkiyetinin değil, zilliyetliği devredilen bir yöntem olduğu) davacı şirketin, malları önceden ——– olarak davalıya sevk irsaliyesi karşılığında gönderdiği, ancak malı gönderdiği anda davalı şirkete fatura kesmediği gibi irsaliye de düzenlemediği.
Davalı şirketin, konsinye malları sattıktan sonra davacının, satılan konsinye mal bedeli kadar davalıya fatura kestiği, hesapların bu şekilde, işleyen açık hesap (hesabi cari) şeklinde işlediği tespit edilmiştir.
Satış faturaları üzerinde yapılan incelemede;———- tarihleri arasında (konsinye malların gönderilişi esnasında ) düzenlenen sevk irsaliyeleri içerisindeki malların, ——– yılında kesilen fatura içeriğindeki mallarla örtüştüğü, — tarihlî sevk irsaliyesinde – — tarihli sevk irsaliyesinde ———–adlı kişilerin imzalarının olduğu, diğer sevk irsaliyeleri üzerinde ise davalı şirketin kaşe ve imzalarının bulunduğu görülmektedir.
Şirket kaşesi ve üzerindeki imzalar inkar edilmedikçe, malların davalı şirketçe teslim alınmış sayılacağı, davalı şirketin, şirket kaşe ve imzalara yönelik bir itirazının olmadığı, taraflar arasında mutad hale gelen hesap mutabakat iletilerine göre;
Davalı şirketten davacı şirkete gönderilen ——— tarihli mailde; güncel bakiye tutarının ne olduğunun sorulduğu— tarihli davacı şirket mailinde; güncel bakiye miktarının 277.572.97 TL olduğunun davalıya bildirildiği, 19.01.2017 tarihli davalı mailinde de, “Mutabıkız” cevabının verildiği, taraflar arasında varılan 277.572.95 TL lik hesap mutabakatının, davacının yukarıdaki hesap kayıtlarına göre 31.12.2016 tarihli alacak miktarı olduğu, bu durumda———–tarafından 2015 yılında alınan malların, davalı şirketin çalışanı tarafından alınmış sayıldığının kabulü gerekeceği, bu durumda taraflar, 31.12.2016 tarihli hesap bakiyesini, karşılıklı olarak kabul ettiklerine göre, 2017 yılında kesilen faturalardan dolayı davacının alacağının tespiti gerektiği,
Davacının ticari defterlerinde, 2017 yılında davalıya kesilen fatura tutarı 280.935.61 TL olup, (iade çeklerle birlikte borç tutarı 880.675.61 TL görülmektedir.), bu faturaların, 2016 yılında düzenlenen ve davalı şirket kaşe ve imzasıyla alınan sevk irsaliyesi içeriği mallar olduğu, bu durumda davacının alacak iddiasının sübut bulduğunun kabulü ile takip tarihi itibariyle .davalı şirketten 253.977.11 TL alacağı olduğu, davalının takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği belirlenmekle davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ ile ;
İstanbul Anadolu 20. İcra Müdürlüğünün———Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptali ile takibin ; 253.977,11 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının alacağı likit olduğundan % 20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline,
Aşan istemin reddine,
Davalının koşulları oluşmayan kötü niyet tazminatının reddine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen 253.977,11 TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 17.342,35 TL nisbi karar harcının 4.561,39 TL’lık bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 12.780,96 TL karar harcının davalı taraftan alınmasına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
a-Davanın kabul edilen 253.977,11 Türk Liralık bölümü üzerinden davacı yararına belirlenen 21.188,63 TL nisbi avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
b-Davanın reddedilen 13.122,11 Türk Liralık bölümü üzerinden davalı yararına belirlenen 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafça yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 4.561,39 TL peşin karar harcının davalıya yükletilmesine,
b-Davacı tarafça yatırılan 4,60 TL vekaletname harcı ile yapılan 662,80 TL tebligatlar gideri ile 1.500-TL bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 2.167,40 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 2.060,92 TL’sinin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 106,48 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafça yatırılan 4,60 TL vekaletname harcının davacı taraftan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.18/04/2019