Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1248 E. 2019/51 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1248
KARAR NO : 2019/51
DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/11/2017
KARAR TARİHİ: 29/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil, çeki kendisine cirolayarak veren —–ile arkadaş olduğu, ——– keşide tarihli çeki müvekkile vermeyi ve müvekkilin ticari itibarının iyi olması nedeni ile bankada kredilendirmesini ve karşılığını kendisine vermesini örnerdiği, müvekkil, zor durumu nedeni ile arkadaşının teklifini kabul ettiği—- Şubesine ait — seri nolu, —– keşide tarihli çeki cirolayıp çek hesabı olduğu bankada kredilendirmiş ve acil ihtiyacını görmesi için aldığı bedeli———–verdiği, keşide tarihi gelen çekin karşılıksız çıkması üzerine müvekkil ticari itibarı zarar görmemesi için çek bedelini bankaya ödediği, bunun üzerine çekin karşılıksız çıktığnı ———-bildirdiği, ödediği çek miktarını isteyerek bankaya ibraz edilmiş çeki alacaklı olduğu —— verdiği, müvekilinin hatır için ciroladığı karşılıksız çıkan çekin bedelini —– alamamışken söz konusu İstanbul Anadolu 19.İcra Müdürlüğü’nün — esas sayılı dosyası ile açılan icra takibi ile karşılaştığı tüm bu nedenlerle öncelikle telafisi imkansız zararların oluşmaması için İİK’nun 72/3.maddesi uyarınca teminat mektubu mukabilinde ihtiyati tedbir kararı verilerek takibin durdurulmasına, müvekkilin menkullerinin, araçlarının ve banka hesaplarının üzerindeki haciz ve yakalamaların kaldırılmasına, İstanbul Anadolu 19.İcra Müdürlüğü’nün———–esas sayılı dosyası ile yapılan takibin iptaline, söz konusu çek ve icra takibi nedeni ile borçlu olmadığının tespitine, % 20’den aşağı olmamak üzere kötü niyetli tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili 28/01/2018 tarihli cevap dilekçesinde özetle; İstanbul Anadolu 19.İcra Müdürlüğü’nün ——— esas sayılı dosyası ile yapılan takibin devamına, ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına ve icra veznesindeki paranın davalı, alacaklı müvekkile ödenmesine, davalı, alacaklı müvekkilin ihtiyati tedbir dolayısı ile alacağını geç almış bulunacağından, alacağın % 20’sinden az olmamak üzere davalı, alacaklı müvekkil lehine tazminata hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Dava, icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olunmadığına ilişkin menfi tespit davasıdır.
Menfi tespit davasına konu senedin takibine ilişkin İstanbul Anadolu 19. İcra Dairesi’nin — Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davalısı tarafından davacısı aleyhine ——–Şubesine ait —- seri nolu,—- keşide tarihli —–TL bedelli çek nedeniyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı, takibin ödeme emrinin davacıya tebliği ile kesinleştiği ve devam ettiği görülmüştür.
Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, icra takibine konu İstanbul Anadolu 9. İcra Dairesi’nin ———- Esas sayılı takip dosyası, takip konusu çek aslı ve dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dava konusu çek aslı incelendiğinde; keşidecisinin ———— adına düzenlendiği, ——– tarafından ——– ciro edildiği, ———- tarafından da davacıya ciro edildiği, ondan sonraki ciroda ismin yazılı olmadığı, davacı tarafından ibrazı üzerine 05/09/2016 tarihi itibari ile karşılıksız ibaresinin vurulduğu, karşılıksız kaşesinden sonra davalının ismi ve cirosunun bulunduğu görülmüştür.
Mahkememizce muhatap bankaya yazı yazılan cevapta; dava konusu çek karşılığında davacıya 02/08/2016 tarihinde kredi kullandırıldığı, çekin —– tarihinde takas servisine ibraz ediliği, karşılığı bulunmaması nedeniyle arkasının belgelendirildiği, çek aslının —– tarihinde davacıya teslim edildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin icra takibine konu çek nedeniyle borçlu olunmadığı tespiti istemi ile açılan menfi tespit davası olduğu, davacı tarafça takibe dayanak çekin bankaya ibrazından sonra davalıya alacağın temlikini doğuracak bir ciro olmaksızın verildiğini, bu sebeple borcu olmadığının tespitini talep ettiği, davalı ise cevap dilekçesi ile davanın reddini talep etmiştir. Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2011/8674 Esas 2011/26463 Karar sayılı ilamında “…Somut olayda; takip yapan———– ibraz anında çeklerdeki ciro silsilesi içerisinde yer almadığı bankadan alınan çek fotokopilerinden anlaşılmaktadır. Çekleri ibraz eden ———- olup bu kişinin ibrazdan sonra takip yapan hamile bir cirosu yoktur. Hukuk Genel Kurulu’nun 24.04.1996 tarih 1996/12-136 Esas, 1996/288 Karar sayılı kararında da açıklandığı gibi, hamile yazılı bir çekin bankaya ibrazından sonra ciro edilmeksizin başkasına elden devri olanaksızdır. İbrazdan sonra alacaklının çekte hak sahibi olabilmesi için TTK’nun 705. maddesi uyarınca adına alacağın temliki sonucu doğuran bir cironun bulunması gerekir. O halde, takip alacaklısı yetkili hamil olmadığından İİK’nun 170/a maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken…” hükmünü içermektedir. Mahkememiz konu davada da davaya konu çekin ciranta son hamil olarak davacı tarafından bankaya kredi karşılığı verildiği, çekin 05/09/2016 tarihinde takas servisine ibraz ediliği, karşılıksız işleminin yapıldığını, çek aslının 23/09/2016 tarihinde davacıya teslim edildiği, davalı cirosunun ise ibraz tarihinden sonra olduğu anlaşılmaktadır.İbrazdan sonraki ciroların TTK’nın 793. maddesi uyarınca alacağın temliki hükümlerine tabi olması nedeniyle davalı tarafından alacağın temlikinin yazılı belge ile ispatlanması gerekmekte, ispatlanamadığı takdirde yetkili hamil sayılamayacağı hususu dikkate alınmalıdır. Bu hususun davalı tarafça ispat edilmesi gerektiği, davalı tarafça çekin ibraz süresi içerisinde ciro edildiği iddia edildiği, dosya kapsamında taraflar arasında alacağın temlikine ilişkin yazılı herhangi bir delil sunulmamış olması nedeniyle davalı tarafça aksi ispat olunamadığından davanın kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile
İstanbul Anadolu 19. İcra Müdürlüğünün —– Esas sayılı dosyası ile takibe konu olan ——ı Şubesine ait —- çek numaralı —-keşide tarihli, — keşide yeri, —- tarafından keşide edilen 40.000,00 TL bedelli çek nedeni ile davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine,
Davacının kötü niyet tazminatı talebinin davalı tarafın kötü niyeti sabit olmadığından reddine,
2. Davanın kabul edilen 40.000 TL dava değeri üzerinden alınması gereken 2.732,40 TL nispi karar harcının, 825,72 TL si dava açılırken peşin olarak yatırılmış olduğundan, geriye kalan 1.906,68 TL nisbi harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3. Davacı tarafça yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 825,72 TL peşin harç, 4,60 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 861,72 TL harcın davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
4. Davacı tarafça yapılan 204,00 TL tebligat ve müzekkere giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5. Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6. Davanın kabul edilen 40.000 TL dava değeri üzerinden davacı yararına belirlenen 4.750 TL nisbi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7. Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
8. Karar kesinleştiğinde davacı tarafça yatırılan teminatın davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 29/01/2019