Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1241 E. 2022/434 K. 17.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1241 Esas
KARAR NO: 2022/434
DAVA: Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 15/11/2017
KARAR TARİHİ: 17/05/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyet adresinde —- tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı sonucunda müvekkili firmaya ait kasa vesair emtianın çalındığını, çalınan kasa içerisinde müvekkilinin lehdarı bulunduğu çeklerin yanı sıra müvekkiline ait boş çeklerin de bulunduğunu, yaşanan hırsızlık olayı nedeniyle müvekkilince derhal emniyet birimlerine başvurulduğunu, dava konusu çekin —- şubesine ibraz edildiğinin öğrenildiğini, boş olan çekin yetkili imzası yerine tamamen farklı bir imza atılarak ve davalı—- olarak düzenlendiğini, çek yaprağındaki imzanın müvekkiline ait olmadığını, müvekkilinin davalılar ile herhangi bir ticari ilişkisinin bulunmadığını belirterek; müvekkilinin—- seri numaralı çek nedeniyle davalılara borçlu olmadığının tespitine, çekin iptaline ve dava konusu tutarın %20’sinden az olmamak kaydıyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı —-tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; gönderilen mahkeme yazısı ve ekleri ile alakasının olmadığını, yazı ekinde gönderilen çek fotokopisinin üzerindeki imzanın kendisine ait olmadığını, kendisinin—–ikamet ettiğini savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı —— tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle; davanın yasal dayanaktan yoksun olduğunu, davacı şirketin işyerinden davaya konu çeklerin çalınmasında ve —- seri nolu çeki ile hiçbir alacaksının bulunmadığını, çek üzerindeki yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını, kendisinin —–ilinde ikamet ettiğini, gerek davacı şirket ile gerekse de diğer davalılar ile herhangi bir ticari ilişkisinin olmadığını savunarak; davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi, davalı —- tarihinde, davalı —- tarihinde tebliğ edilmiş olup, anılan davalılar tarafından yasal süresi içinde davaya cevap verilmediğinden, HMK md. 128 uyarınca, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği kabul edilmiştir.
Dava, özü itibari ile İİK’ nın 72/1. maddesine dayanan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, çek fotokopisi, savcılık dosyası, banka kayıtları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan çek fotokopisinin incelenmesi neticesinde; çekin —— olduğu, seri numarasının — olduğu, keşide yerinin—, keşide tarihinin—tarihi olduğu, çek bedelinin —-olduğu, keşidecisinin davacı şirket olduğu, lehdarının —– daha sonra —– ciro edildiği, çek fotokopisinde çekin bankaya ibraz edildiğine dair herhangi bir ibarenin bulunmadığı görülmüştür.
Mahkememizce dava konusu çek aslının ve ibraz halindeki görüntülerinin celbi için —- müzekkere yazılmış, banka tarafından verilen bila tarihli yazı cevaplarında; dava konusu çek aslının kendilerinde bulunmadığı, çekin bankaya ibraz edilmediğinin bildirildiği görülmüştür.
—–sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından davalılar —–aleyhine, dava konusu çekin bankaya ibraz edildiği sırada çek ile ilgili şikayet olduğunun öğrenilmesi nedeniyle çek aslını alarak bankadan kaçtıkları nedeniyle suç duyurusunda bulunulduğu, savcılık tarafından —- tarihinde çek aslının ele geçirilmemiş olması nedeniyle inceleme imkanı bulunmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmüştür.
——sayılı dosyasının incelenmesinde; mahkememiz davacısı tarafından —- tarihinde meydana gelen hırsızlık olayı ile ilgili olarak suç duyurusunda bulunulduğu, dosyada olayla ilgili şüpheliler tespit edilemediğinden daimi arama kararı verildiği, mahkememiz davalılarının anılan soruşturma dosyasında şüpheli olarak yer almadıkları anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı ile davalı şirketlerin ticari defter kayıtları üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —tarihli raporda özetle; davacı şirketin—– yılına ait ticari defter kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, davalı şirketlerin ticari defter kayıtlarını incelemeye ibraz etmediği, dava konusu çekin davacı şirket kayıtlarında yer almadığı tespit edilmiştir.
Mahkememizce çek altındaki imzanın davalılar —-ait olup olmadığı hususunda, adı geçen davalılara isticvap ——— tarihinde, —— tarihinde tebliğ edilmiş, ancak belirlenen duruşma gününde adı geçen davalılar adına hazır olan kimsenin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, meydana gelen hırsızlık olayı sonucu çalınan çekteki imzanın kendisine ait olmadığı belirtilerek davalılar borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği; davalılar —-tarafından, çek ile ilgilerinin olmadığı ve çekteki imzaların kendilerine ait olmadığı savunularak davanın reddinin talep edildiği; davalılar —— Tarafından davaya cevap verilmeyerek, dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
Kural olarak, menfi tespit davalarında ispat yükü, alacaklı olduğunu iddia eden davalı tarafa aittir. Senetteki ya da belgedeki imzanın, imzayı atan kişiye ait olduğunu ise, bu senede ya da belgeye dayanan kişi tarafından ispatı gerekmektedir. Bu hali ile, dava konusu çekteki imzanın davacı yana ait olduğunu ispat yükü davalılar üzerindedir. Ancak, davalılardan ——ava konusu çek ile ilgilerinin olmadığını, anılan çekte kendi adlarına atılan imzaların kendilerine ait olmadığını savunmuştur. Dava konusu çekteki imzanın kendilerine ait olmadığının, yani olumsuzun ispatı davalılardan beklenemeyeceğinden, öncelikle davacı tarafından, dava konusu çekin davalıların elinde olduğunu ispat etmesi gerekmektedir. Davacı taraf, dosyaya sunduğu ve bankaya ibraz edildiği sırada alındığı belirtilen çek fotokopisine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Dosya kapsamında yer alan soruşturma dosyalarında, dava konusu çek aslının bulunamadığı, hırsızlık olayının faillerinin tespit edilemediği görülmektedir. Yine dosyamızda yer alan hırsızlık olayına ilişkin soruşturma dosyasında davalı şahıslar ile davalı şirketlerin yetkililerinin yer almadıkları anlaşılmıştır. Davalı ——- dışındaki davalılar yönünden başlatılan soruşturma dosyasından da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Muhatap banka tarafından da çek aslının kendilerinde olmadığı, çekin bankaya ibraz edilmediği bildirilmiştir. Davacı tarafça dosyaya sunulan çek fotokopisinin ne şekilde elde edildiği tespit edilememiştir. Davalılar——tarafından da fotokopi belge yer alan imza ve yazılar inkar edilmiş, davacı ile diğer davalı şirketler arasında herhangi bir ticari ilişkilerinin bulunmadığı beyan edilmiştir. Çek fotokopisinde davalı —– adına atılı olduğu belirtilen ciroda yalnızca isim ve imza mevcuttur. Herhangi bir — bilgisi mevcut değildir. Diğer davalı —– adına atılı olduğu belirtilen ciro ise ——- şeklinde atılı olduğu, herhangi bir —–numarası ya da adres bilgisi mevcut olmadığı görülmektedir. Bu hali ile çekin anılan davalılar elinde olduğu davacı tarafından ispat edilemediğinden, işbu davalılar yönünden davanın reddine karar vermek gerekmiştir. Diğer davalılar ——-ise, sunulan çek fotokopisinde anılan davalıların imzaları ile birlikte kaşeleri de mevcuttur. Anılan davalı şirketler davaya cevap vermemekle birlikte açıkça imza itirazında bulunmamışlardır. Mahkememizce davalı şirketlere isticvap davetiyesi çıkarılmasına karar verilmiş, ancak usulüne uygun olarak yapılan tebliğe rağmen davalı şirketler isticvaba cevap vermemişlerdir. Bu hali ile, artık dava konusu çekte kendi adlarına atılı imzaların davalı şirketlere ait olduğunun kabulü gerekmektedir. Ancak çek aslı dosyaya ibraz edilmediği gibi, incelenen davacı şirket ticari defterlerinde davalı şirketler ile herhangi bir ticari ilişki tespit edilememiştir. Davalı şirketler ise incelemeye ticari defter kayıtlarını ibraz etmemişlerdir. Bu nedenle davalı şirketler tarafından, çekte yer alan keşideci imzasının davacı tarafından atıldığı ispat edilemediğinden, davanın kabulüne ve çekin iptaline karar vermek gerekmiştir. Her ne kadar davacı tarafça, kötü niyet tazminatı isteminde bulunulmuş ise de, davalı şirketlerin kötü niyeti sabit olmadığından, işbu istemin reddine karar vermek gerekmiştir.
Dosya kapsamında tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere——– gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davalılar —- aleyhine açılan davanın REDDİNE,
2.Davalılar —–aleyhine açılan davanın KABULÜ İLE,
Dava konusu —- şubesine ait —— bedelli çek nedeni ile davacının adı geçen davalılara borçlu olmadığının tespitine, ve çekin iptaline,
Davacının kötü niyet tazminatı isteminin reddine,
3.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 3.231,06.-TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 807,77.-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 2.423,29‬.-TL harcın davalılar ——müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irat kaydına,
4.Davacı tarafça dava açılırken yatırılan 807,77.-TL peşin harç ve 31,40.-TL başvuru harcı olmak üzere toplam 839,17.-TL harcın davalılar —– müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
5.Davacı tarafından yapılan 454,35-TL posta gideri 49,20.-TL talimat posta gideri ve 1.000,00.-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.503,55.-TL yargılama giderinin davalılar —– müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
6.Davacı tarafından davalılar —- yönünden yapılan 197,50.-TL posta giderinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7.Davalı —-tarafından yapılan 23,50.-TL posta gideri ve 29,00.-TL talimat posta giderinin davacıdan tahsili ile davalı —-verilmesine,
8.Davalı — tarafından yapılan 150,00.-TL posta giderinin davacıdan tahsili ile davalı—- verilmesine,
9.Davalılar —- kendilerini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 6.949,00.-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile adı geçen davalılara verilmesine,
10.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 6.949,00.-TL vekalet ücretinin davalılar —–müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine,
11.Kararın kesinleşmesi halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, hazır olan tarafların ve vekillerinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ——- nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 17/05/2022