Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1237 E. 2021/685 K. 10.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1237 Esas
KARAR NO: 2021/685
DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/11/2017
KARAR TARİHİ : 10/06/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının—- gereğince — yapmaya görevli ve yetkili ——- yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin uzun süredir sağlık kurumlarına medikal ürünler temin ederek faaliyet gösteren saygın bir şirket olduğunu, müvekkili şirketin faaliyetleri kapsamında doğan alacaklarıyla ilgili olarak müvekkili şirket ile borçlular ——– davalı —– —– başlıklı sözleşme imzalandığını, bu sözleşme uyarınca —- itiraz üzerine açılan —— dosyalara konu olan—- borç ve tahakkuk eden ——— itiraz üzerine açılan —-sayılı dosyalara konu olan —borcun ve —avukatlık ücretinin — taraf olduğu— dosyasına konu olan —borcun,——borcun, bu dosyalar için sözleşme tarihine kadar —- icra masrafı ve yargılama giderlerinin belirlenen taksitlerinden borçlu şirketlerin ve kefiller ——- şahsen kefil olmasıyla sorumlu olmalarının kararlaştırıldığını, sözleşmenin akabinde, bazı taksitlerin eksik ve aksak olsa da ödenmesine rağmen ilerleyen süreçte ödemelerin tamamen kesildiğini, bunun üzerine borçlulara ———– yevmiye nolu ihtarnamesi gönderildiğini, ancak ihtarnameye herhangi bir cevap verilmediğini, tüm bu nedenlerle sözleşme bedeli kapsamında şimdilik —— davalıdan tahsilini, yargılama giderleri vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; kefalet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili talebine ilişkindir.
—dosyası,——- Karar sayılı dosyası ve ————- sayılı dosyaları dosyamız arasına celbedilmiştir.
Mahkememizce aldırılan ——— bilirkişi raporunda özetle; kefalet sözleşmesinin, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olduğunu, bu sözleşme ile kefilin borçlu tarafından ifa edilmeyen edimin yerine getirilmesini, alacaklıya karşı temin ettiği nitelik olarak asıl borca bağlı feri nitelikte bir teminat sözleşmesi olarak nitelendirildiğini, davacının söz konusu ” mutabakat ve adi kefalet sözleşmesi” başlıklı belgede yer alan beyanların imza sahibi durumunda olan ——davalıyı bağladığını ve asıl borçtan dolayı adi kefalet şartlarının oluştuğu iddiası ile eldeki davayı açtığını, söz konusu sözleşmenin —–tarihinde imzalandığını, bu tarihte yürürlüğe girmiş bulunan 6098 sayılı TTK’nun hükümlerine tabi bulunduğunu, özellikle kefaletin şekline ilişkin düzenlemenin TBK’nun 583.maddesinde düzenleme altına alındığını, buna göre kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması gerektiğini, huzurdaki dava bakımından bu şartın karşılandığını, belirtilen yazılı şekli şart yanında yeni kanun ile getirilen bir diğer şart ise kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadele yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi olduğunu, somut olayda kefaletin adi kefalet olduğu açıkça belirtilmiş bulunduğundan, müteselsil kefalet iradesinin kefilin el yazısı ile bulunması şartının aranmasına gerek olmadığını, buna karşılık diğer iki şart olan kefalet tarihi ve kefilin sorumlu olduğu azami miktara ilişkin açıklamanın, kefilin el yazısı ile yazılı bulunması gerektiğini, sözleşmede el ile atılmış bir tarih bulunmadığı gibi kefilin azami sorumlu olduğu miktara yönelik el ile yazılmış bir açıklama dahi bulunmadığının görüldüğünü, bu konuda kanun hükmünün ” Madde 583- Kefalet sözleşmesi , yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması ya da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyararak kefilin sorumluluğunu borcun yeterli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler , kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz. ” bu haliyle şeklen geçerli bir kefalet iradesinden söz edilemeyeceği, TBK md. 12, f.1 gereği, kanun tarafından getirilen şekil şartlarının geçerlilik şekli olduğu, resen dikkate alınması gerektiğini, şekle uygun yapılmayan bir hukuki işlemin bir başka hukuki işlem olarak ayakta tutulup tutulmayacağına yönelik tahvil işlemi bakımından talep bulunmadığından bir değerlendirme yapılmadığını, davacı tarafından sunulan ve içeriğinde davalının kefalet iradesinin ortaya konulduğu ” Mutabakat ve——- tarihli sözleşmede yer alan kefalet iradesinin, kefil olarak imzası bulunan ——- ile yazılmış olmak üzere kefalet tarihi ve sorumlu olunan azami miktarı göstermiyor olması sebebiyle geçerli bir irade olarak değerlendirilemeyeceği, bir geçerlilik şartı olarak öngörülen bu hususun resen dikkate alınacak hususlardan olduğu ve davalının ilk itirazına bağlı bir husus olmadığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın davaya konu sözleşme kapsamında kefilin sorumlu olduğu bedelin tahsili için açılmış eda davası olduğu, kefaletin 6098 sayılı yasanın 581 ve devamı maddelerinde düzenlendiği, 583. maddesinde kefalet sözleşmesinin şeklinin kanun koyucu tarafından düzenlendiği “Kefalet sözleşmesi , yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azami miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda, bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifadeyle yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtesi şarttır. Kendi adına kefil olma konusunda özel yetki verilmesi ve diğer tarafa veya üçüncü kişiye kefil olma vaadinde bulunulması ya da aynı şekil koşullarına bağlıdır. Taraflar, yazılı şekle uyararak kefilin sorumluluğunu borcun yeterli bir miktarıyla sınırlandırmayı kararlaştırabilirler. Kefalet sözleşmesinde sonradan yapılan ve kefilin sorumluluğunu artıran değişiklikler , kefalet için öngörülen şekle uyulmadıkça hüküm doğurmaz. ” şeklindeki hükümle kefalet sözleşmesinde yazılı şeklin geçerlilik şartı olarak sözleşmenin sıhhati için zorunlu olduğu, davaya konu sözleşmenin——— tarihinde taraflar arasında akdedildiği, bu tarihte yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın hükümlerinin somut olaya uygulanması gerekeceği, yukarıda kanun maddesi olarak zikredildiği üzre kefaletin şekline ilişkin düzenlemenin TBK’nun 583.maddesinde düzenleme altına alındığını, kanun maddesindeki tüm şekil düzenlemelerinin geçerlilik şartı olduğu, bir başka deyişle sağlanmadığı takdirde arzu edilen hukuki işlemin ,somut olayımızda sözleşmenin sonuç doğurmayacağı, geçersiz olacağı buna göre akit olan tarafların iradelerinin kefalet sözleşmesi yapmak yönünde uyuştuğu takdide kefalet sözleşmesinin yazılı yapılması gerektiğini, huzurdaki dava bakımından bu şartın karşılandığını, belirtilen yazılı şekli şartının yanında 6098 sayılı kanun ile getirilen bir diğer şekil şartının ise kefilin sorumlu olduğu azami miktarı, kefalet tarihini ve müteselsil kefil olması durumunda bu sıfatla veya bu anlama gelen herhangi bir ifade ile yükümlülük altına girdiğini kefalet sözleşmesinde kendi el yazısıyla belirtmesi olduğunu, davaya konu sözleşme incelendiğinde somut olayda kefaletin adi kefalet olduğunun açıkça belirtilmiş bulunduğundan, müteselsil kefalet iradesinin kefilin el yazısı ile bulunması şartının aranmasına gerek olmadığını, ancak öbür taraftan diğer iki şekil şartı olan kefalet tarihi ve kefilin sorumlu olduğu azami miktara ilişkin açıklamanın, kefilin el yazısı ile yazılı bulunması gerektiği, bu hususun da sözleşmenin sağlıklı olarak kurulup hüküm ve sonuç doğurması için olmazsa olmaz ———şekil şartı olduğu, davaya konu sözleşmenin incelenmesinde sözleşmede el ile atılmış bir tarih bulunmadığı gibi kefilin azami sorumlu olduğu miktara yönelik el ile yazılmış bir açıklama dahi bulunmadığı, bu durumda davaya konu kefalet sözleşmesinin geçerlilik şartına uygun inikat ettirilmediğinden hüküm ve sonuç doğurmayacağı, bu sebeple davalının davaya konu kefalet sözleşmesi kapsamında sözleşme geçersiz olduğundan sorumluluğuna gidilemeyeceği, bu hususun kanunca düzenlenmiş, geçerlilik şekil şartı olduğu ve mahkememizce de resen değerlendirileceği , mahkememizce kabul edilmiş, ——- tarihli bilirkişi raporu gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun bulunmakla hükme esas alınmış ve açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 341,55 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 282,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde ———nezdinde istinaf yasa yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 10/06/2021