Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/121 E. 2020/434 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/121 Esas
KARAR NO: 2020/434
DAVA : Şirketin Fesih ve Tasfiyesi ve Tazminat
DAVA TARİHİ : 31/01/2017
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan Şirketin Fesih ve Tasfiyesi ve Tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesi özetle ; müvekkili ———-müteveffa —–arasında dava dışı ——– bulunan —- devir alınarak yerine davacı ———-kurulmasına karar verildiğini, —– ayında da davacı şirketin tescil işlemlerinin tamamlandığım, —- parçalarının ticareti ile iştigal edecek olan şirketin —— sermayesinin davacı ——- arasında eşit olarak paylaşıldığını, ilk üç yıl için —————— seçildiğini, ortaklara şirketi münferiden temsil ve ilzam yetkisi verildiğini, ————- devralınması karşılığı olarak müvekkili tarafından —— bedelli teminat bonosu verildiğini, ayrıca müvekkilinin kira ve demirbaşlar için —- firmasına bir takım ödemeler yaptığını, davacı şirketin mağazasında ———– tarafından temin edilen malların satışının yapıldığını, davacı şirketin işlemleri tamamlandıktan sonra da perakende satışlara başlanıldığını, bu aşamada —- firmasından yeni mallar alındığını ve kısmi ödemeler yapıldığını, müvekkilinin işlerinin yoğunluğu nedeniyle davacı şirketin mağazasında —- görevlendirildiğini, günlük satışların ——– tarafından müvekkiline bildirildiğini, ———– geçirdiği trafik kazası sonucu vefat ettiğini, geriye eşi ve reşit olmayan çocuklarının kaldığını, —-kazadan sonra hastanede yatarken hesapların müvekkilince incelendiğini, vefatından sonra da genel bir sayım yapıldığını, müvekkili tarafından yapılan masraflar haricinde yaklaşık —- açık çıktığının tespit edildiğini, bu tutarın müvekkilinin verdiği teminat senedinden karşılanarak —– ödendiğini, mağazanın içindeki mallarla birlikte — teslim edildiğini, öte yandan davalı şirketin defterleri üzerinde yapılan incelemede müteveffa ——-yaklışık —- zarara uğrattığının tespit edildiğini, ayrıca müvekkilinin şahsen yaptığı masraflarında yaklaşık —- su tuttuğunu, fazlaya ilişkin talep ve tahsil hakları saklı kalmak kaydıyla bu aşamaya kadar tahmini zararın —— ulaştığını, bu zarara —– sebep olduğunu, yönetim yetkisini kötüye kullandığını, bu nedenle yasal mirasçılarının zarardan şahsen sorumlu bulunduklarım iddia ederek; belirsiz alacak davasının kabulü ile şirketi ve ortağı—-zarara uğratan ortağın davalı varislerinden —– tazminatın avans faizi ile birlikte tahsiline, şirketin fesih ve tasfiyesine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davalılara yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP : Davalı vekili cevap dilekçesi özetle ; davacının sararı —- olarak bildirdiği halde dava değerini ——- olarak gösterdiğini, eksik harcı tamamlaması gerektiğini, müvekkillerinin murisi —— davacı şirketin işlerini yaparken kaza geçirdiğini ve öldüğünü, ölene kadar da şirketin işleri için koçturdugunu, doktor olan davacının şirketin işleriyle ilgilenmediğini, davacının bir şirketin kâr edebileceği gibi zarar da edebileceğini gözden çıkararak bu davayı açtığını, müvekkili —– murisin ölümünden sonra şirketin borçları için gerek davacı —- ve gerekse bankalara bir kısım ödemeler yaptığını, —– adına çekilen krediyi kapatmak için ——-ödemeler yaptığını, ayrıca ———- civarındaki kredi borcunu ödediğini, bu şahsi kredi kartı harcamalarının çoğunun şirkete ait olduğunu, müvekkillerinin murisi öldükten sonra yaklaşık —- malın davacı — üzerinde kaldığını, ayrıca ——— hastanede yattığı dönemde ve devamında şirketin tüm gelirlerini davacı — davacının ödediğini söylediği ———— teminat bedelinin ortak borç olduğunun ortaklar arasında kararl aştırıl madiğini savunarak; davanın reddine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava ; davacı şirketin fesih ve tasfiyesi ve davalının şirketi kötü yönettiği iddiasına dayalı tazminat talebine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporları gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporları, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı ———–kayıtlı olup, —– tarihinde tescil edilerek iki ortak tarafından kurulmuştur. Şirketin ana faaliyet konusu—– ve parçalarının ticaretidir.
Şirketin —- sermayesinin, ——- kısmı da —– aittir.
İlk üç yıllık süre için;
•———– olarak,
•———— yardımcısı olarak seçilmiştir.
———-münferiden temsil ve ilzama yetkili kılınmışlardır.
Davacı şirketin ana sözleşmesi ———— ilân edilmiştir.
Davacı şirketin ortağı ve ——– tarihinde vefat etmiştir. Geriye mirasçı olarak eşi ———- reşit olmayan çocukları ———- kalmıştır.
Davalıların murisi ———— tarihinde vefat etmiştir. Bu halde ————– tarihinden, vefat ettiği —- tarihine kadar —— yardımcısı olarak görev yapmıştır.
Davacı ——- ve münferit imza yetkilisidir. —- vefatından sonra da bu görevine devam etmiştir.
Davacılar, birinci olarak ; davacı ———– tasfeyisini talep ettiği görülmekle ; davalılara şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi davasında husumet yöneltilmesinin doğru olmadığı, fesih ve tasfiye davasının ortaklık tüzel kişiliğine karşı yöneltilmesi gerektiği, diğer ortaklara husumet yöneltilmeyeceği kaldıki, davalıların ortaklarının da dava tarihi itibariyle defterlere kaydedilmemiş olduğu, davalıların şirketin haklı nedenle feshi ve tasfiyesi davasında pasif husumetlerinin bulunmadığı, ayrıca TTK’nun 531. Madde hükmü gereği ” haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmi de birini temsil eden payların sahipleri ” şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler, davacı şirketin kendisinin fesih ve tasfiyesine mahkemece karar verilmesini istemesininde mümkün olmadığı, şirketin haklı nedenlerle fesih ve tasfiyesi davasında davacı şirketin aktif husumetinin bulunmadığı belirlenmekle davacıların şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin taleplerinin husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Davacıların ikinci olarak ; müteveffa———–yönetimi nedeniyle uğradıkları zararın tazmini ile şimdilik — davacı şirkete, — ise davacı ——– ödenmesini talep etmişlerdir.
Davacı şirket———net satış yapmıştır. Satılan malların maliyeti ———- brüt kâr elde etmiştir. Ancak, kira, kuruluş ve diğer genel yönetim giderlerinin daha fazla olması sebebiyle ————– zararla kapanmıştır.
Davacı şirketin ——– varlığı bulunmaktadır. Borçlarının toplamı ise —-. Bu borcun —- kısmı vergi, —– kısmı da sigorta primidir.
Davacı şirket —- sermayesinin, —– kısmını zayi etmiştir.
—-senesi sonu itibarıyla borçlarının ———
— senesi sonu itibarıyla borçlarının yine ——–olduğu görülmektedir.
Davacılar, davacı şirketin ——- senesindeki zararından ötürü de—– sorumlu olarak tutmuşlardır. Oysa — senesinin zararının tamamı ——– sağlığında oluşmamıştır. Kaldı ki, bir şirketin zarar etmesi de, yöneticinin sorumlu olacağı anlamına gelmemektedir. Davacıların iddia ettiği vergi borçları da ———- vefatından sonra oluştuğu görülmüştür.
Davacıların vekilinin —— tazminatın davacı şirkete ödenmesini talep ettiği, eski yöneticinin sorumluluğundan ötürü varislerinden talepte bulunduğu, bu hususta genel kurul kararı alınmadığı ancak şirketin iki ortaklı olduğu hisselerinin eşit olduğu görülmekle ortaklar kurulu kararına gerek olmadığı kanaatine varılarak davanın esasına girilmiştir. ————-
Şirketin—- Müteveffa ——— tarafından zarara uğratılmış olduğu iddiası karşısında, davacı ——– olarak görev almış olduğu, ——- katılma hakkı yanında yükümlülük de getirdiği, ———- başka işleri olduğu gerekçesiyle yönetimsel yükümlülüklerinden kaçınmalarının kabul edilemeyeceği,
Şirketin——–sorumluluğunu gerektirecek şirket zararı olarak nitelendirilmesinin mümkün olmadığı, ayrıca vergi borçlarının —– vefatından sonra oluştuğu,
Davacı şirket zararının müteveffa ——— kusurundan kaynaklandığını ve davacı yönetim kurulu başkanının şirket zararından sorumlu tutulamayacağını gösterir bir delile rastlanmadığı,
Davacılarınkusura dayalı zarar iddiaları kapsamında ele alınabilecek tek somut iddianın; — müteveffa ——— tarafından — kararı olmadan, —— tarihinde ————- banka kredisi kullanılması ve davalı tarafından zimmete geçirilmesi yönündeki iddia olduğu, dosya ve ekleri üzerinde yapılan incelemelerde, müteveffa ———- kararı olmadan, ———- banka kredisi kullanıldığı, yine söz konusu bedelin aynı tarihte müteveffa —- hesabına aktarıldığının anlaşıldığı, banka kayıtlarının incelenmesinden, söz konusu krediye ilişkin ——– numaralı taksitlerin ve kredi tahsis ücretlerinin şirketin —- numaralı şirket hesabında görüldüğü, ———— tarihli cevabi yazıda—- tutarlı kredinin ——- statüsünde olduğunun bildirildiği, bu doğrultuda kullanılan kredi yönünden ———– tarafından ödendiğinin sabit olduğu, davacılar davalıların miras bırakanları müteveffa ———–şirketi zarara uğrattığı şirket zararından sorumlu olduğu yönündeki iddiasının ispatlayamadığı,
Davacı———- bankalara, vergi dairelerine ödeme yapmak zorunda olduğunu belirterek —— kendisine ödenmesini talep etmiştir, ancak davacının davacı şirketin borçları için yaptığı harcamaları ancak şirketten talep edebileceği, diğer ortaktan ve yöneticiden tazminat olarak talep edemeyeceği belirlenmekle davacıların tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere :
1-Şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine,
2-Kanıtlanamayan tazminat davasının reddine,
3-Alınması gerekli 54,40 TL harçtan davacı tarafından dava açılışı sırasında yatırılan 85,39 TL harçtan mahsubu ile, fazla yatırılan 30,99 TL harcın karar kesinleştikten sonra talip halinde davacıya iadesine,
4- Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalılar vekili için takdir olunan 3.400,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
5-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerini yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile ———- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.16/09/2020