Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1195 E. 2020/157 K. 14.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1195 Esas
KARAR NO : 2020/157

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2017
KARAR TARİHİ : 14/02/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı … şirketine sigortalı bulunan dava dışı sürücü ——sevk ve idaresindeki —— plakalı aracın 21/07/2011 tarihinde müvekkili şirkete sigortalı bulunan sürücü—- sevk ve idaresindeki ———plakalı araca çarpması sonucu yaralanmalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, davaya konu kaza sonrası tutulan kaza tespit tutanağında kazanın oluşumunda sürücü —– 2918 sayılı KTK’nın 84. maddesinde yer alan sürücü asli kusurlarından 04-Arkadan çarpma- kusurunu ihlal ettiği, otobüsü park eden sürücü —– ise aynı kanunda belirtilen sürücü diğer kusurlarından 60/1-a(taşıt yolu üzerinde duraklamanın yasaklandığının bir trafik işareti ile belirtilmiş olduğu yerlerde duraklamak) kuralını ihlal ettiğini, davaya konu kazada yaralanan ———- tarafından müvekkili sigorta şirketine, kazaya karışan —- plakalı aracın ZMSS poliçesi ile sigortalı olduğundan bahisle maluliyet tazminatının müvekkili şirketten tazmini için yapılan müracaat üzerine müvekkili şirket nezdinde hasar dosyası açıldığını, ilgili hasar dosyası kapsamında alınan aktüerya raporu ve kaza tespit tutanağındaki kusur oranları doğrultusunda —– tarihinde müvekkili şirket nezdinde sigortalı —–plakalı aracın sürücüsünün %25 kusuruna denk gelen 8.704,00 TL maluliyet tazminatı ödendiğini, müvekkili şirket tarafından yapılan bu ödeme akabinde kazada maluliyet yaşayan ——- tarafından, ödenen sigorta tazminatının eksik ve yetersiz olduğundan bahisle müvekkili —— aleyhine maddi ve manevi tazminat davası açıldığını, Antalya —– Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda verilen —— Karar sayılı kararda sigortalı araç sürücüsünün kazanın oluşumunda kusursuz olduğunun tespit edildiğini, bu nedenle müvekkili şirketin borçlu olmadığı halde ödemiş bulunduğu 8.704,00 TL maluliyet tazminatının asıl zarar sorumlusu davalı ….—- tarafından müvekkili şirkete iade olunması gerektiğini, davaya konu olayda kaza tespit tutanağındaki kusur oranları doğrultusunda müvekkili şirket tarafından sigorta tazminatı ödenmiş ise de müvekkili şirket tarafından ödenen tazminattan %100 kazaya sebebiyet veren —- plakalı aracın kaza tarihi itibariyle sigortacısı olan —- sorumlu olduğunu, müvekkili tarafından ödenen sigorta tazminatının davalıdan tazmini için yapılan başvurunun sonuçsuz kalması üzerine davalı aleyhine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğü’nün —– Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe itiraz edilerek takibin durdurulduğunu, tüm bu nedenlerle davalının haksız itirazlarının iptalini, takibin asıl alacak ve ferileri üzerinden devamına, %20 oranında icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan —- plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, sorumluluklarının sigortalı araç sürücüsünün kusur oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, davacının 21/07/2011 tarihinde meydana gelen dava konusu trafik kazasına ilişkin olarak 01/11/2012 tarihinde dava dışı ——– ödeme yaptığını, ödeme tarihi dikkate alındığında davacı tarafın dava konusu talebine ilişkin iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla davacı tarafın ödeme tarihi itibariyle rücu edilecek kimseyi bilmediği kabul edilse dahi, müvekkili şirketin ve davacının taraf olduğu Antalya —–. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin —- Esas sayılı dosyası tahtında kusura ilişkin adli tıp raporunun tanzim edildiği 15/06/2015 tarihi itibariyle rücu edilecek tarafı öğrendiğini ve davaya dayanak teşkil eden icra takibini 02/10/2017 tarihinde ikame ettirdiğinden 2918 sayılı KTK m. 109/4 te öngörülen 2 yıllık zamanaşımı süresinin kusura ilişkin bilirkişi raporunun tanzim edildiği (15/06/2015) tarihi itibariyle dolduğunu ve müvekkili şirket aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE:
Antalya —– Asliye Ticaret Mahkemesi ——- Karar sayılı dava dosyası fiziken, —– Ceza mahkemesi———- dosyası Uyap üzerinden celp edilerek incelenmiştir.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu —– İcra Dairesi’nin—— sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine 8.704,00 TL asıl alacak ve 3.854,56 işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.558,56 TL üzerinden ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememizce makine mühendisi ve aktüer bilirkişiden oluşan heyetten alınan 05/11/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı tarafa sigortalı otomobil sürücüsü ——-%100 oranında kusurlu olduğu, davacı tarafa sigortalı —— plakalı park halindeki otobüsün olayda etkenliğinin bulunmadığı, davacı … şirketinin dava dışı ———– 01/11/2012 tarihinde 8.704,00 TL ödediği, davacının, davacıya sigortalı aracın kusursuz olmasından dolayı 8.704,00 TL asıl alacak ve ödeme tarihinden takip tarihine kadar işlemiş 3.854,56 TL yasal faiz alacağı bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekili 06/02/2020 tarihli dilekçesi ile müvekkili ——-şirketinin davalı … ile birleştiğini, birleşme uyarınca karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar verilmesini talep etmiş ve dilekçe ekinde birleşmeye dair evrakları sunmuştur.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin taraflara sigortalı araçların karıştığı trafik kazası nedeniyle davacı tarafından üçüncü kişiye ödenen tazminatın rücuen tahsili istemi ile başlatılan ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, yargılama esnasında davacı vekilinin, davacı şirket ile davalı şirketin birleştiğini, bu nedenle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep ettiği ve davacı vekilinin 06/02/2020 tarihli dilekçe ekinde sunduğu —– şirketinin davalı … Şirketine devrolunduğu, birleşmenin 02/12/2019 tarihinde tescil edildiği ve —— ilan edildiği anlaşılmakla TBK nın 135. maddesi gereğince alacaklı ve borçlu sıfatının aynı kişide birleşmesi nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-TBK 135. mad. gereği alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiğinden konusuz kalan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 54,40 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 214,47 TL harçtan mahsubu ile arta kalan 160,07 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde iadesine,
3-Yargılama evresinde alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden yapılan yargılama giderlerinin taraflar üzerinde bırakılmasına,
4-Yargılama evresinde alacaklı ve borçlu sıfatı birleştiğinden taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştikten sonra yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.