Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1132 E. 2019/870 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2017/1132 Esas
KARAR NO : 2019/870

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/10/2017
KARAR TARİHİ : 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından müvekkili adına kayıtlı —- plakalı araç adına — plakalı araç adına 20.816,40 TL,—— plakalı araç adına 1.917,30 TL, —- plakalı araç adına 5.751,90 TL tutarlarındaki ihlalli geçiş ihtarnamelerinin gönderildiğini, söz konusu araçlarda —–cihazının takılı olduğunu, kaçak geçiş olmadığını, — hesabının bağlı olduğu banka hesaplarında yeterli bakiye bulunmasına rağmen ücretin tahsil edilmediğini, tüneldeki — sisteminin arızalanmış olabileceğini, bakiye yetersizliği nedeniyle ödeme alınamadığına ilişkin herhangi bir bildirimde bulunulmadığını belirterek müvekkilinin davalıya toplamda 35.059,20 TL borçlu olmadığının tespiti ile gönderilen ihtarnamelerin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 6001 Sayılı Kanun’un 30. Maddesine göre ihlalli geçiş halinde ücretin 15 gün içinde ödenmemesi durumunda geçiş ücretinin 10 katı tutarında ceza kesilebileceğinin düzenlendiğini, kanunda ayrıca bir ön bildirim ve ihtar çekilmesinin düzenlenmediğini, davacı tarafça halen geçiş ücretinin ödenmediğini, davacı şirket adına tescilli 4 adet farklı araçla toplamda 128 kez ihlalli geçişte bulunulduğunu, davacının basiretli bir tacir olarak tünel ve köprü geçişlerinde ödeme yapıp yapmadığını kontrol etmesi gerektiğini, her bir ihlalli geçişi müteakip davacının plakalarının bağlı bulunuğu hesapların 15 gün boyunca 16 kez sorgulandığını, her seferinde provizyon isteminin banka tarafından reddedildiğini savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Dava, özü itibari ile İİK’ nın 72/1. maddesine dayanan menfi tespit davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, banka cevapları, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporu ile tek tek incelenmiştir.
Mahkememizin 17/05/2018 tarihli celsesinde dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen 16/10/2018 tarihli rapor ile özetle; davacıya ait araçların——– geçiş yaptığı, bu geçişler nedeniyle ödemelerin yapılmadığı, bahsi geçen ihlaller karşılığında davacının davalıya borçlu olduğu, davalı tarafça düzenlenen ceza miktarlarının düzenlendiği tarihe göre kanuna uygun olduğu, ancak 7144 Sayılı Kanun değişikliği ile 16/05/2018 tarihinde yürürlüğe giren düzenleme ile 10 katı olan ceza tutarının 4 katına indirildiği, buna göre yapılan hesaplamada davacının davalıya 15.936,00 TL borçlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı tarafça, davalı tarafından tahakkuk ettirilen ihlalli geçiş tutanaklarının haksız olduğundan bahisle, düzenlenen cezalar nedeniyle borçlu olmadığının tespitinin talep edildiği; davalı tarafça, düzenlenen cezaların hukuka uygun olduklarından bahisle davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6001 sayılı Kanun’un 7144 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikten önceki 30/5.madde ve fıkrasının 1.cümlesinde “4046, 3465 ve 3996 sayılı kanunlar çerçevesinde işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar veya erişme kontrolünün uygulandığı karayollarından geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin on katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir.” düzenlemesine ve aynı maddenin 7.fıkrasının 1. cümlesinde “Geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapanlardan, ödemesiz geçiş tarihini izleyen on beş gün içinde yükümlü olduğu geçiş ücretini usulüne uygun olarak ödeyenlere, bu maddenin birinci fıkrası ile beşinci fıkrasında belirtilen cezalar uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir. Davacı tarafça geçiş yapan araçlar bakımından —- hesaplarında bedel bulunduğu belirtilmiş ise de, mahkememizce alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere, davacının HGS hesaplarında yeterli bakiye bulunmadığından davalının provizyon istemlerinin bankaca reddedildiği, davacıya ait araçların herhangi bir bedel ödemeden geçiş yaptığı ve geçişten haberdar olunmasına rağmen geçiş bedelinin ve cezai bedelin ödenmediği, bu hali ile dava tarihi itibariyle yasa hükümleri dikkate alındığında, davalı tarafça 128 adet ihlalli geçişler nedeniyle düzenlenen geçiş bedeli ve geçiş bedelinin on katı tutarındaki ceza tutarı olmak üzere toplam 35.059,60 TL ceza bedelinden davacının sorumlu olduğu anlaşılmıştır.
Mahkememizdeki yargılama devam ederken 7144 sayılı Yasa ile 6001 sayılı Kanun’un 30. maddesinde değişiklik yapılmış ve yeni maddeler eklenmiştir. 7144 sayılı Yasa’nın 18.maddesi ile 6001 sayılı Kanunun 30.maddesinde on katı olarak belirlenen ceza miktarı 4 katı olarak değiştirilmiş ve eklenen 9.fıkra ile maddenin 7. Fıkrasının 3996 sayılı Kanun ile işletme hakkı verilen veya devredilen otoyollar için de uygulanacağı hükme bağlanmış, 7144 sayılı Kanun’un 19.maddesi ile 6001 Sayılı Kanun’a eklenen geçici madde 3’de “Bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce otoyollar ile erişme kontrolünün uygulandığı karayolları için belirlenen geçiş ücretlerini ödemeden yapılmış olan geçişlerde araç sahiplerine bu Kanunun 30 uncu maddesinin beşinci fıkrası uyarınca tahakkuk ettirilen ancak bu maddenin yürürlük tarihi itibarıyla tahsilatı yapılmamış olan para cezaları hakkında bu Kanunun 30 uncu maddesinde yer alan oranlar uygulanır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
7144 sayılı Kanun’un 19.maddesi ile 6001 sayılı Kanun’a eklenen geçici madde 3 dikkate alındığında davaya konu ceza miktarının da henüz tahsil edilmemesi nedeniyle eldeki dava için de Kanun değişikliğinin uygulanması gerektiği, bu hali ile Yasal düzenlemedeki değişiklik nedeniyle ceza miktarının 10 kat iken 4 kata indirildiği, bu hali ile davaya konu ceza miktarı 35.059,20 TL iken 15.936,00 TL’ye indirildiği, 19.123,20 TL’lik ceza tutarı bakımından davacının davalıya borçlu olmadığına karar vermek gerekmiştir.
Davanın kabul edilen kısmı bakımından, dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan mevzuata göre davalı tarafça kesilen ceza miktarlarında herhangi bir usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla; yargılama gideri ve vekalet ücretinden sorumluluk bakımından; Yargıtay———. Hukuk Dairesi’nin 03/10/2012 tarihli ————– Esas ve Karar sayılı ilamında yer alan “…dava tarihinde davacının dava açmakta haklı olup olmadığı hususları tartışılarak,..oluşacak uygun sonuç dairesinde vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hangi tarafa yükleneceğinin belirlenmesi…” gerektiği ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18/11/2009 tarih ——— Karar sayılı ilamında yer alan “…dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından, dava davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeniyle konusuz kalmışsa davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi..” gerektiğine ilişkin hükümleri dikkate alınarak yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ İLE;
Davacının ihlalli geçişler nedeni ile davalıya 19.123,20 TL borçlu olmadığının tespitine,
Fazlaya ilişkin isteminin reddine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 1.306,31 TL’nin dava açılırken yatırılan 598,73TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 707,57TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama giderinin bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan——- göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6. Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.