Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1123 E. 2020/239 K. 10.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1123 Esas
KARAR NO: 2020/239
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2017
KARAR TARİHİ : 10/03/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin suni deri alanında faaliyet gösterdiğini, davalı ile aralarında ticari faaliyetlerden kaynaklı cari hesap ilişkisi olduğunu, davalının müvekkilinden birçok kez mal satın aldığını, bu cari hesaptan kaynaklanan bakiye alacağın ödenmemesi üzerine davalı borçlu şirket aleyhine —- İcra Müdürlüğü’nün— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, daha sonra yetki itirazı üzerine takibe — İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı dosyası üzerinden devam edildiğini, davalının haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olarak takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, takibe konu cari hesap alacağının fatura alacağından kaynaklanmakta olduğunu, bu hususların tarafların cari hesap kayıtlarında yer aldığını, davalının uzun süre müvekkilinden mal satın aldığını, ne var ki satın aldığı mallara karşılık kısmi ödemeler yaptığını, takibe konu edilen bakiyeyi ise ödemediğini, davalı tarafça borcun ödenmesini ertelemek veya borçtan kurtulmayı sağlamak ve özellikle tahsili geciktirmek maksadıyla takibe itiraz edildiğini, yapılan itirazın haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı borçlunun haksız itirazının iptaline, takibin devamına, kötü niyetli itiraz nedeniyle davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatı hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davacı ve aynı sermaye grubu şirketlerinden olan dava dışı ————— yıllara dayanan ticari ilişkileri bulunduğunu, müvekkilinin zaman zaman davacıdan konsiye mal da satın aldığını, müvekkili şirketin davacıdan aldığı kumaşlardan yaklaşık —kumaşın ayıplı olduğunun anlaşılması üzerine durumun derhal davacıya bildirildiğini, yapılan görüşmelerde ayıplı malların yenisi ile değiştirilmesi ya da bu malların teslim alınarak cari hesap kayıtlarının düzeltilmesi hususunda mutabık kalındığını, taraflar arasında uzun yıllara dayalı ticari ilişkiler bulunması dolayısıyla müvekkili şirketin davacı yetkililerinin beyanlarına itibar etmekte herhangi bir tereddüt göstermediğini, satıcının kendi edimini yerine getirmeden alıcının edimini yerine getirmesini isteyemeyeceğini, aksi takdirde müvekkili şirketin ödemezlik def’inde bulunma ve borcunu ödemekten kaçınma hakkı doğacağını, müvekkili tarafından ayıp ihbarında bulunulmasına rağmen davacının ayıplı malları teslim almadığını, usul ve yasaya aykırı olarak müvekkili şirket aleyhinde davaya konu icra takibini başlatma yoluna gittiğini, müvekkilinin ödemezlik definde bulunma ve ödemeden kaçınmada haklı olduğunu, ayrıca davacının iddia ettiği miktar ve tutarlarda müvekkili şirkete mal teslimi yapılmadığını, bu nedenle davacının takip konusu yaptığı ayıplı emtia haricindeki mal teslimini de kabul etmediklerini, müvekkilinin davacıya herhangi bir borcu bulunmadığını, davacının alacak talebinin likit olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talebinin reddi gerektiğini, davacının uzun yıllara dayalı ticari ilişkiler yanında taraflar arasında var olan güven ilişkisine aykırı hareket ettiğini, müvekkili şirketi uzun zaman oyaladığını ve alenen yanılttığını, kötü niyetle müvekkili şirket aleyhinde icra takibi başlatıldığını, tüm bu nedenlerle davanın reddini, dava ve takipte suiniyetli olan davacının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davaya dayanak –İcra Müdürlüğünün —-Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine —- cari hesap alacağı nedeniyle ilamsız icra takibi yapıldığı, davalı tarafça süresi içerisinde yapılan itiraz üzerine takibin durduğu, eldeki davanın yasal süresi içerisinde açıldığı görülmüştür.
Taraflara ait deliller toplanmış ve ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş, davalının inceleme günü defterlerini hazır etmediği ve mazeret de bildirmediği görülmekle, dosya üzerinden ve davacıya ait ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Mahkememizce alınan —- tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı tarafa ait ticari defterlerin e-defter olarak tanzim edildiği, beratların zamanında ve usulüne uygun düzenlendiği, davalı tarafın ticari defter ve belgelerini incelemeye sunmadığı, davacı tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre, davalı taraftan cari hesap bakiyesi kaynaklı — alacağın bulunduğu, davacı şirket — yılında davalı tarafa düzenlemiş olduğu — adet fatura karşılığı — toplam tutarlı satışlarını BS formları ile beyan ettiği, — yılı içinde sadece —ayı içinde satış yapıldığı ve 3 adet fatura karşılığı KDV hariç — TL toplam tutarlı satışlarını BS formu ile beyan etmiş olduğu, davalı şirketin de — yılında davacı taraftan almış olduğu 48 adet fatura karşılığı — toplam tutarlı alımlarını BA formları ile beyan ettiği, davalı şirketin — yılına ait BA formlarının dosya kapsamında bulunmadığı, BA-BS formlarının karşılaştırılmasında ——— yılı hesaplarının örtüştüğü, davalı tarafın ödeme def’inde bulunmadığı dikkate alındığında tarafların cari hesap bakiyelerinin uyumlu olması gerekeceğinin değerlendirildiği, — yılı açılış bakiyesinin — yılından devredilen —— borç bakiyesinden oluştuğu, davalı tarafça ——– daha alım ile birlikte borç bakiyesinin — ye ulaştığı, davalı tarafça — ödeme yapılmasıyla bakiyenin — düşmüş olduğu, davalıya ait — — ayı BA formları dosya kapsamında bulunmadığından karşılaştırma yapılamadığı, davacı tarafa ait ticari defter kayıtlarına göre davalı taraftan cari hesap bakiyesi kaynaklı — alacağın bulunduğu, söz konusu tutarın —-İcra Dairesi’nin — Esas sayılı dosyası ve — tarihli ödeme emri ile takibe geçilen —– asıl alacak tutarı ile uyumlu olduğu, davalı şirketin davacı şirkete borçlu olduğunun kabulü halinde asıl alacağa takip tarihi itibariyle faiz yürütülebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İlgili —- müzekkere yazılarak davalı şirketin — BA formu celbedilmiş; yapılan incelemede davalı tarafın — yılında davacı taraftan almış olduğu -adet fatura karşılığı———- tutarlı alımlarının BA bildirimini yapmış olduğu anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin bakiye cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan ilamsız icra takibine itirazın iptali olduğu, davalı tarafça davacıdan alınan yaklaşık —– metrelik kumaşın ayıplı olduğu, ayıplı emtia haricindeki mal tesliminin de yapılmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. TTK’ nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu 18/3. maddesinde “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, taraflar TTK 16 madde hükmünce tacir olduğundan ayıp ihbarının TTK’nın 18/3. maddesinde hükme bağlanan usullerle ve TTK nın 23/3. maddesinde öngörülen süreler içinde yapılması gerekmekte olup davalının ayıp iddiasını ispatlaması gerekmektedir.
Davacının ticari defterlerine ve kayıtlarına göre davalıdan ——– alacaklı olduğu bilirkişice belirlenmiş, davalı adına düzenlenen faturaların davalı tarafça BA formu ile bildirildiği, bu hali ile davacının edimini yerine getirdiği, davalı yanın satılan bir kısım kumaşta ayıp olduğu ve davacıya yasal süresi içerisinde ayıp ihbarı yapıldığına dair bir belgenin sunulmadığı hususları dikkate alınarak davanın kabulüne ve alacak likit olduğundan icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
Davanın KABULÜ ile,
1-Davalının —- İcra Müdürlüğü’nün —- Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın iptaline, takibin aynen devamına,
2-Asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 2.658,88 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 470,10 TL nin mahsubu ile bakiye 2.188,78 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4-Davacı tarafça işbu dava için yapılan 470,10 TL peşin harç, 31,40 TL başvurma harcı, 4,60 TL vekalet harcı, 800,00 TL bilirkişi ücreti ile 173,50 TL tebligat posta gideri olmak üzere toplam 1.479,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
6-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —– nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/03/2020