Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1105 E. 2018/598 K. 24.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 10/10/2017
KARAR TARİHİ : 24/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça sigortalanan …… plakalı aracın, müvekkiline rehinli …… plakalı araca …..tarihinde %100 kusurlu olarak çarptığı ve hasarlanmasına sabebiyet verdiği, meydana gelen hasar nedeniyle araçta değer kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin kullandırdığı kredinin henüz ödenmemesi nedeniyle takip başlatıldığını, ancak takip sırasında araç paraya çevrilirken değer kaybı nedeniyle aracın düşük bedelle satılacağından bahisle, değer kaybının tespitini ve ekspertiz ücreti ile değer kaybının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yapılan yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekilinin cevap dilekçesine özetle; değer kaybı bulunduğu iddia edelin aracın ……… isimli şahısa ait olduğunu, bu nedenle davacının değer kaybı talep etme hakkı bulunmadığını, davacının aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacı tarafça her ne kadar rehinli aracın takipte rayiç bedelinden düşük bir bedele satılacağı iddia edilmiş ise de kredi borçlusunun bakiye borç tutarından sorumlu olacağını, dolayısıyla değer kaybı bedelinin hem müvekkil şirketten hem de kredi borçlusundan tahsil edilecek ve davacı taraf açısından sebepsiz zenginmleşme teşkil edeceğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan değer kaybı zararının tazmini talebi olduğu, davacı tarafça kazaya karışan davalıya sigortalı araç üzerinde rehin hakkı bulunduğundan bahisle zararın tazminin talep edildiği, davalı tarafça değer kaybı zararını araç malikinin isteyebileceğinden bahisle davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 1451.madde ve fıkrasında “Sınırlı ayni hak ile takyit edilmiş bir mal üzerindeki, malike ait menfaat sigortalandığı takdirde, kanunda aksi öngörülmemişse, sınırlı ayni hak sahibinin hakkı sigorta tazminatı üzerinde de devam eder. ” düzenlemesine yer verilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 29/09/2016 tarihli 2016/11751-8379 Esas ve Karar sayılı, …… tarihli ……Esas ve Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “…malik üzerinde rehin hakkı bulunan eşyasını kendi adına ve lehine sigortalatması durumunda rehin hakkı sahibinin, borçlu malikten alacağı rehinli eşyada riziko gerçekleşmesi durumunda  ödenecek sigorta tazminatı üzerinde de devam edecektir…Rehin hakkı sahibine tanınan bu özel hak hangi sigorta tazminatlarında tanınacağı hususu da 1456. Maddesinde açıkça gösterilmiştir. Mal üzerinde ki malike ait menfaatin sigortalanması sonucuna dayalı tazminatlar üzerinde rehin hakkı sahibinin önceliği bulunmaktadır….Somut olayda, araç maliki trafik kazasına karışan kusurlu bulunduğunu iddia ettiği araç zorunlu mali sorumluluk sigortacısına karşı araç değer kaybını talep etmektedir. Yukarıda ki bilgiler ışığında malikin kendi menfaatini sigortalattığı bir durum olmaması tamamen karşı araç malikinin menfaatini sigorta eden sigortacıya karşı araç değer kaybı talep edilmesi karşısında TTK 1456. Maddesinin uygulanma imkanı bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla TTK 1456. Maddesinde sınırlı ayni hak sahibine tanınan özel hak malikin kendi menfaati için yaptırdığı sigortadan doğan tazminatlar için geçerlidir. Bu özel hak karşı araç malikinin menfaati için yapılan zorunlu sigortanın üstlendiği tazminatları kapsamamaktadır.” Eldeki dava bakımından da; davacı tarafça kazaya karıştığı iddia edilen karşı araç sigortacısı aleyhine dava açıldığı dikkate alındığında, söz konusu hakkın araç malikine ait olduğu, dolayısıyla davacının aktif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 31,40 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 4,50 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 7/2.maddesine göre belirlenen 148,32 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 24/05/2018