Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1098 E. 2022/835 K. 13.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/1098 Esas
KARAR NO : 2022/835

DAVA : Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/10/2017
KARAR TARİHİ : 13/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kefalet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı bankanın müvekkili lehine teminat mektubu/işyeri kredisi vermek için kredi sözleşmesi akdettiğini, müvekkilinin aldığı krediler karşılığında ödemeler yaptığını, bu ödemeler düşülmeden takip yapıldığını, gönderilen ihtarname ile kullandırılan kredilerden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmediğinden bahisle kredi hesaplarının kat edildiğinin ileri sürülerek —— esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, müvekkilinin bu borçlara istinaden ödemeler yaptığını, müvekkilinin ipotek borcu limitiyle sınırlı olup 500.000TL olduğunu, fazlaya ilişkin diğer kredilerin de eklenmeye çalışılması ve ödemelerin düşülmemesi nedeniyle müvekkilinin sorumlu olduğu miktarın kat kat üstünde icra takibi yapıldığını, müvekkilinin ipotek verdiği gayrimenkul ile borcu fazlasıyla karşıladığını, ödemelerden sonra 130.000,00TL borç kaldığını, başka kredilere dayanarak bu borçtan dolayı takip yapılamayacağını, yapılsa dahi icra takibinin konusu bu icra takibine konu yapılamayacağını, kötü niyetle açılan takibin durdurulmasını, ödemelerin düşülmesini, takibin iptalini, borçlu olmadıklarının tespitini, bankanın %20 ‘den aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili banka —— arasında kredi genel sözleşmesi imzalandığını, işbu kredi genel sözleşmesi teminatında 1/4 hisse maliki—–, 1/4 hisse maliki —– 1/4 hisse maliki——, 1/4 hisse maliki ——olan gayrimenkule banka lehine 1.dereceden ipotek verildiğini, söz konusu kredi borçlarının ödenmemesi üzerine —–.Noterliğinin 07.05.2014 tarih ve ——yevmiye no’lu ihtarnamesinin keşide edilerek 452.691,01TL borcun 1 gün içinde ödenmesinin ihtar edildiğini, borcun ödeme planına bağlandığını ve ödemelerin borçtan mahsup edildiğini, borçlu tarafın ödeme planına da uymadığını, borcun tahsil edilememesi üzerine —–İcra Müdürlüğünün——sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapıldığını, yapılan ödemelerin ihtarname ile borçlunun temerrüde düşmesinden sonra gerçekleştiğini, ödeme planına istinaden yapılan ödemeler olup, anaparadan düşüldüğü ve kalan anaparaya temerrüt faizi işletildiğini, tüm ödemelerin temerrüde düştükten sonra yapıldığını, aylık ödemeler devam ederken kalan anapara tutarı üzerinden temerrüt faizi işlemeye devam ettiğini, yapılan takip ilamlı takip olduğunu, davanın ve davacının takibin durdurulması talebinin hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılması gerektiğini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; davacı vekilinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettiği tüm deliller,——-Esas sayılı dosyası ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.——İcra Müdürlüğü’nün —–Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davalı tarafından davacı —— aleyhine toplam 594.497,83 TL’nin tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı ve eldeki menfi tespit davasının açıldığı anlaşılmıştır.
07/12/2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle; davalı Bankanın, davacı-asıl borçludan 24.08.2017 takip tarihi itibariyle tahsil tekerrür olmamak kaydı ile; talep edilen tutarın 594.497,83 TL olduğu, hesaplanan tutarın ise 545.953,77 TL’ olduğu, talep edilebilecek tutarın 545.953,77 TL. Olduğu, 545.953,77 TL. borçtan, eiğer takip borçluları; —— ise, 500.000.00TL ipotek limitiyle sınırlı olarak sorumlu olacaklarını, davalı Bankanın, 405.551,00TL’lık asıl alacak tutarına tahsil edilinceye kadar %39 oranından temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 Gider Vergisini, 10.554,66TL’lık asıl alacak tutarına —– ise —– belirlenen oranlar üzerinden faiz ve faizin —–davacılardan talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
Mahkemece davacı vekiline talep sonucunu açıklamak üzere kesin süre verilmiş, davacı vekili 25.09.2019 tarihli dilekçesi ile; talep sonucunun 405.000,00 TL. borçlu olunmadığının tespitini talep ettiklerini beyan etmiştir.14/10/2020 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; davalı bankanın, davacı borçludan 24.08.2017 takip tarihi itibariyle tahsil tekerrür olmamak kaydı ile; talep edilen tutarın 594.497,83TL., hesaplanan 686.376.38TL., talep edilebilen tutarın ise 594.497,83TL olduğunu, 594.497.83TL’lık borçtan, diğer takip borçluları; ——ise, 500.000.,00TL ipotek limitiyle sınırlı olarak sorumlu olacaklarını, davalı bankanın 405.551,00TL’lık asıl alacak tutarına tahsil edilinceye kadar %39 oranından temerrüt faizi ve faiz üzerinden %5 Gider Vergisini, 10.554.66 TL’lık asıl alacak tutarına—— ise—– belirlenen oranlar üzerinden faiz ve faizin —— davacılardan talep edilebileceği kanaatine varılmıştır.
08/07/2021 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı——Vekili tarafından, davalı—– vekilince——Esas sayılı dosyasından başlatılan icra takibinde, ödemeler nedeniyle düşüm yapılmamasındun dolayı icra takibinde haksız olarak konulan meblağın düşümü yapılmadığından ve sınırlı ipotek olmasına rağmen diğer borçların da buna dahil edilmesinin iptali ile icra takibinin bu kısımların düşümü yapılarak borçlu olmadıklarının tespiti amacıyla huzurdaki menfi tespit davasının ikame edildiğini, davacının davalı bankadan muhtelif tarihlerde kullandığı 3 adet taksitli kredi, 12 adet kredili mevduat hesabı, 1 adet kredi kartı ve 1 adet —–krediden kaynaklanan borçlarını ödememesi nedeniyle davalı banka tarafındanı kredi kartı hesabının 25.04.2014, diğer hesapların ise 30.04.2014 tarihinde kat edildiği, kat sonrası 07.05.2014 tarihli ihtarnamenin gönderilerek bahis konusu kredilerden kaynaklanan 416.105,68 TL asıl alacak olmak üzere toplam 452.692.01 TL alacağın %39 temerrüt faiziyle birlikte 1 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, ihtarnamenin gönderilmesinden kısa bir süre sonra taraflar arasında mutabık kalınan bir ödeme planı doğrultusunda, 15.05.2014 itibariyle toplam 448.557,51 TL borç tutarının, %10 faiz ve %5 ——- ile 15.05.2014-16.04.2018 tarihleri arasında aylık taksitler halinde 541.013,59 TL olarak geri ödenmesinin planlandığı, davacı tarafından bu ödeme planında yer alan taksitlere mahsuben 15.05.2014-11.07.2017 tarihleri arasında toplam 410.000,00 TL ödeme yapıldığı, protokol içeriğinde yer alan, ödeme planından veya bankaya olan borcun ödenmesinden doğan yükümlülüklerin hiç veya gerektiği gibi yerine getirilmemesi ve/veya ödeme planında belirtilen taksit tutarlarından ve/veya diğer ödemelerden herhangi birinin hiç ödenmemesi, eksik ödenmesi, süresinde ödenmemesi durumunda tarafına sağlanan tüm indirim ve kolaylıkların ortadan kalkacağı, bu durumda bankanın hiçbir şekil ve şartla ödeme planında belirtilen toplam tutar kadar alacağını sabitlemiş olmadığı, gayrikabili rücu olarak beyan kabul ve taahhüt edildiği düzenlemesi doğrultusunda, protokol öncesine dönülmek suretiyle ve protokol kapsamında yapılan tahsilatların birleştirilen 6 kredi için yapılmış olmasına karşın her kredinin faiz oranının farklı olması nedeniyle, 6 krediden en yüksek faiz oranlarına sahip olandan başlanmak üzere yapılan tahsilat tutarlarının mahsup işlemi gerçekleştirilmek, bu sıra çerçevesinde sırayla bakiye kaldıkça diğer kredilere mahsup işlemine başvurulmak suretiyle hesaplama yapılmak zorunda kalındığı, bu hesaplamalara göre; davalı—— tarafından davacı —-aleyhinde ——-Esas sayılı dosyasından 25.08.2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde hesaplanan alacak tutarının tamamının—— numaralı —— krediden olmak üzere 216.619,43 TL asil alacak, 154.790,17 TL faiz ve 7.739,51 TL —–olmak üzere toplam 379.149,11 TL, olarak hesaplandığı, davalı banka tarafından tesis edilen ipoteğin, Resmi Senet bölümünde açıkça belirtildiği üzere, tesis edilen ipoteğin, davacı ——adına açılmış ve açılacak tüm kredileri kapsaması nedeniyle, bu ipoteğin münhasıran belirli bir krediyi değil davacı tarafından ipotek tarihinden önce kullanılmış ve sonra kullanılacak tüm kredilerin de teminatını oluşturduğu, davacı tarafından icra takip tarihinden sonra 27.10.2017 tarihinde yapılan 22,03 TL ödemenin infaz sürecinde dikkate alınmasının yerinde olacağı şeklinde kanaat raporu sunulmuştur.20/02/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacının davalı bankadan muhtelif tarihlerde kullandığı 3 adet taksitli kredi, 1 adet kredili mevduat hesabı, 1 adet kredi kartı ve 1 adet——– krediden kaynaklanan borçlarını ödememesi nedeniyle davalı banka tarafından toplam 452.692.01 TL alacağın %9 temerrüt faiziyle birlikte 1 gün içinde ödenmesi için ihtarname keşide edildiğini, ihtarnamenin gönderilmesinden kısa bir süre sonra taraflar arasında mutabık kalınan kredilerin yapılandırılması ödeme planı doğrultusunda, 15.05.2014 itibariyle toplam 448.557,51 TL borç tutarının, %10 faiz ve %5 ——- ile 15.05.2014-16.04.2018 tarihleri arasında aylık taksitler halinde toplamda 541.013,59 TL olarak geri ödenmesinin planlandığını, davacı tarafından bu ödeme planında yer alan taksitlere mahsuben 15.05.2014-11.07.2017 tarihleri arasında toplam 410.000,00 TL ödeme yapıldığını, protokol içeriğindeki “.——-Ödeme planından veya bankaya olan borcun ödenmesinden doğan yükümlülüklerin hiç veya gerektiği gibi yerine getirilmemesi ve/veya ödeme planında belirtilen taksit tutarlarından ve/veya diğer ödemelerden herhangi birinin hiç ödenmemesi, eksik ödenmesi, süresinde ödenmemesi durumunda tarafına sağlanan tüm indirim ve kolaylıkların ortadan kalkacağı, bu durumda bankanın hiçbir şekil ve şartla ödeme planında belirtilen toplam tutar kadar alacağını sabitlemiş olmadığı, gayrikabili rücu olarak beyan kabul ve taahhüt edildiği.—-” düzenlemesi doğrultusunda, protokol öncesine dönülmek suretiyle ve protokol kapsamında yapılan tahsilatların birleştirilen 6 kredi için yapılmış olmasına karşın her kredinin faiz oranının farklı olması nedeniyle, 6 krediden en yüksek faiz oranlarına sahip olandan başlanmak üzere yapılan tahsilat tutarlarının mahsup işlemi gerçekleştirilmek, bu sıra çerçevesinde sırayla bakiye kaldıkça diğer kredilere mahsup işlemine başvurulmak suretiyle hesaplama yapılmak zorunda kalındığı, ilk aşamada yapılan tüm ödemelerin——krediden düşüldüğünü, davalı ——tarafından davacı —– aleyhinde —— Esas sayılı dosyasından 25.08.2017 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibinde hesaplanan alacak tutarının, 271.309,45 TL. Asıl alacak, 278.138,98 TL. Faiz, 13.906,94 TL.——–olmak üzere toplam 563.355,37 TL. olarak hesaplandığı, davalı banka tarafından tesis edilen ipoteğin resmi senet bölümünde açıkça belirtildiği üzere, tesis edilen ipoteğin davacı adına açılmış ve açılacak tüm kredileri kapsaması nedeniyle, bu ipoteğin münhasıran belirli bir krediyi değil davacı tarafından ipotek tarihinden önce kullanılmış ve sonra kullanılacak tüm kredilerin de teminatını oluşturduğu, davacı tarafından icra takip tarihinden sonra 27.10.2017 tarihinde yapılan 22,03 TL ödemenin infaz sürecinde dikkate alınmasının yerinde olacağını, dava dosyasındaki 07.12.2018 tarihli ilk bilirkişi raporunda; asıl alacak tespiti yapılmadığını, takip tarihi itibarı ile talep edilen 416.105,68 TL asıl alacağın olduğu gibi kabul edildiğini, ancak bu yöntemin hatalı olduğu, bilirkişi olarak uzmanlık alanımız doğrultusunda takipte talep edilen asıl alacak tutarının hangi kredilerden kaynaklandığının, talep edilen bu tutarın doğruluğunun tespiti olduğu, bu doğrultuda ilk bilirkişi raporunun denetime elverişli olmadığı 08.07.2021 tarihli ikinci bilirkişi raporundaki tespit ve değerlendirmelere katıldığını, ayrıştığı tek noktanın —— krediye uygulanacak temerrüt faiz oranı konusunun olduğu, başka bir deyişle 08.07.2021 tarihli bilirkişi raporunda —– krediye % 22,50 temerrüt faizi talep edilebileceği kannatine varıldığı, iş bu ——– krediye Kredi Genel Sözleşmesi’nin 19. Maddesine istinaden % 39 uygulanması gerektiği şeklinde kanaat raporu sunulmuştur.
Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirildiğinde; davalı tarafından ——esas sayılı dosyası ile davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, bilirkişilerce banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede; taraflar arasında düzenlenen yapılandırma sözleşmesine göre; bankaya olan borcun ödenmesinden doğan yükümlülüğün hiç veya gerektiği gibi yerine getirilmemesi durumunda yürütülen icra takip sürecinin kaldığı yerden devam edeceğinin taahhüt edildiği, davacının kalan taksitleri ödemediği, tesis edilen ipoteğin davacı adına açılmış ve açılacak tüm kredileri kapsadığı, davacının borçlu olduğu tespit edilmiş olmakla ve davaya konu alacağın likit olduğu anlaşılmakla davanın reddine ve davacının tazminata mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
Davacının davaya konu 405.000,00 TL’nin %20’si olan 81.000,00 TL kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine,
2-Alınması gereken 80,70 TL peşin harcın dava açılırken yatırılan 1.707,75 TL peşin harç, 6.675,00 TL ıslah harcı olmak üzere toplam 8.382,75‬ TL harçtan mahsubu ile arta kalan 8.302,05‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3——göre davalı vekili için takdir olunan —— vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—— Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.