Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1044 E. 2019/1236 K. 19.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2017/1044 Esas
KARAR NO: 2019/1236
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 26/09/2017
KARAR TARİHİ: 19/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, —- tarihli ——– numaralı —— TL bedelli çeki ———- İcra Müdürlüğü’nün ———- esas sayılı dosyasından takibe koyarak keşideciden tahsil ettiğini, dava konusu çekin müvekkili şirket yetkilisinin evinde yaşanan hırsızlık sonucu çalındığını, olay hakkında ——— Cumhuriyet Başsavcılığı’nın ——— Hazırlık sayılı dosyası ile soruşturmaya başlanıldığını, ———– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ——– Esas sayılı dosyası ile çek iptaline ilişkin dava açıldığını, söz konusu çekin son yetkili hamilinin müvekkili olduğunu, davalı şirketin basiretli davranmadığını belirterek; davalı tarafından çek bedeli olarak tahsil edilen ———— TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacıya ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; çek bedelinin çekin keşidecisi tarafından ödendiğini, davacının icra takibinde taraf olmadığını, davacının dava açma ehliyetinin bulunmadığını, müvekkilinin alacağının yasa ve yönetmeliklere uygun şekilde tevsik ettiğini, davacının müvekkilinin çeki iktisabından kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunu ispatlaması gerektiğini, ciro silsilesinde kopukluk bulunmadığını, çekin ödemeden men kararı verilmeden önce temlik alındığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; zayi nedeniyle kambiyo senedinin iptali nedeniyle açılan davanın yargılaması esnasında hamilin ortaya çıkması üzerine davacıya verilen mehil üzerine açılmış olan çek istirdatı davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller,———- Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ———– Esas sayılı dosyası, savcılık dosyası, icra dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Dava konusu çekin incelenmesinde;———— ait ——- çek numaralı —— tarihli ——– TL bedelli çekin keşideci———Tarafından———– Adına düzenlendiği, bu şirket tarafından çekin sırasıyla, —————- ciro edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defterleri ve dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle; taraflar ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun şekilde tutulduğu, davacı şirket kayıtlarına göre dava konusu çekin ——— tarihinde ciranta ————- cari hesap borcuna istinaden davacı şirket kayıtlarına alındığı, davacı şirket ile diğer cirantalar arasında ticari ilişki bulunmadığı, çekin son ciranta tarafından davalı şirkete verildiği, çek için dayanak belge olarak ——– tarihli ———TL bedelli bir adet fatura sunulduğu, bu hususların davalı şirket kayıtlarına işlenmiş olduğu tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, yetkili hamili bulunduğu çekin rızası dışından elden çıkması nedeniyle davalı tarafça tahsil edilen çek bedelinin istirdatının talep edildiği; davalı tarafça, çekin usulüne uygun şekilde teslim alındığı ve kötü niyetli olmadıkları savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” Kıymetli evrakın yetkili hamili olduğunu ve istem dışı elinden çıktığını ileri süren davacı, halen kıymetli evrakın hamili konumunda olan kişilere karşı istirdat isteminde bulunabilir. Bu hali ile; davalı yanın, davacının dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki itirazları dikkate alınmamıştır.
Böyle bir iddiada bulunan davacının söz konusu davadaki kanıt yükü, kendisinin davaya konu ettiği kıymetli evrakın son yetkili hamili olduğu ve hali hazırda hamil konumunda olan davalının kıymetli evrakı iktisabında kötüniyetli yahut ağır kusurlu olduğunu ortaya koymak olmalıdır. Buna göre hali hazırda hamil durumunda olan davalının kötüniyet ya da ağır kusurunu ispat zımmında, ciro zincirindeki bir kopukluk, çalıntı olduğu bilinmesine rağmen kıymetli evrakın devralınması gibi unsurlar belirleyici olabilecektir. Buna ek olarak somut olayda olduğu gibi davalı hamilin bir ———- şirketi olması halinde, —— kurumu ve işleyişi ile ilgili olarak mer’i mevzuat hükümlerinin de ayrıca incelenip değerlendirilmesi gündeme gelebilecektir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6361 sayılı ——— ve ————Kanunu’nun 9/2. maddesine göre; “—– şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.”
04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren —— Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 8/1 madesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olay bakımından; davacı vekili, davaya konu çekin hırsızlık sonucunda müvekkilinin elinden çıktığını iddia etmiş ve ticari defter kayıtlarından önceki cirantanın cari hesap borcuna istinaden çekin davacıya beyaz ciro yolu ile ciro edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili ise davalı şirket yetkilisi ile müvekkili arasında düzenlenen ——— sözleşmesi örneği ile ciranta şirket tarafından önceki ciranta adına düzenlenmiş fatura örneğini ibraz etmiştir. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi, —– şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. ——–şirketlerine bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. ——– temlik aldığı çek ile ilgili banka nezdinde araştırma ve inceleme yükümlülüğünden söz edilemez. Davaya konu çek bedeli ile cirantalar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir fatura bedeli arasında fark olmasının dahi sonuca herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. (Yargıtay —- HD——– E. ——– K. Sayılı İlamı, Yargıtay —-. HD —— E.———K. Sayılı İlamı) Mevcut delil durumu itibari ile davalı … şirketinin kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı gibi ilgili mevzuat kapsamında, mümeyyiz davalıya yüklenen başkaca kontrol edimi de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı hamilin ağır kusurundan söz edilmesi de mümkün değildir. Davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 190,71 TL harçtan mahsubu ile bakiye 146,31 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5.Davalı vekili kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı ve Davalı Vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 19/12/2019