Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1043 E. 2021/514 K. 19.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1043 Esas
KARAR NO : 2021/514
DAVA : Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/09/2017
KARAR TARİHİ : 19/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının —— yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, keşidecisi—- ait—- nolu çeki —- sayılı dosyasından takibe koyarak son ciranta olan —— tahsil ettiğini, dava konusu çekin aralarındaki ticari ilişki nedeniyle—— tarafından ciro edilerek müvekkili şirkete geçmiş ve şirket ortaklarından —– bulunan evinde yaşanan kasa hırsızlığı olayı neticesinde —– tarihinde rıza hilafına elden çıktığını, söz konusu olayla ilgili olarak —— dosyasından çek iptali davası açıldığını ve ödeme yasağı kararı verildiğini, eylemi gerçekleştirilen kişiler hakkında—– dosyasından açılan soruşturmanın devam ettiğini, soruşturma devam ettiği sırada —- tarihinde çalıntı çeklerden —- kredi kullanmak üzere başvuru yapan—– isimli şahsın, kurum yetkililerinin müvekkili şirket ile irtibata geçmesi ve olayın anında asayiş ekiplerine bildirilmesi sonucunda suçüstü yakalandığını, söz konusu şahsın tutuklanarak cezaevine konulduğunu, olay ile ilgili soruşturmanın——yürütüldüğünü, takip konusu çekin ciro silsilesi incelendiğinde de son cirantanın— olduğunun görüldüğünü ve şahsın tutuklu olduğunu, davalı şirketin yetkili hamil olmayıp, ekte sunulan——- dosyalarına göre, son yetkili hamilin müvekkili şirket olduğunu, dolayısıyla davalı şirketin haksız ve yetkisiz olarak icraya koymuş olduğu çek bedelinin müvekkiline ödenmesini talep etmek zarureti hasıl olduğunu, davalı şirketin bir —–olarak elindeki çek hakkında banka tarafından verilmiş bir ödeme yasağı olmasına rağmen basiretli davranmadığını, finans kuruluşu sorumluluğunu yerine getirmeden, çekin çalıntı olduğunu ve ödeme yasağını bilerek icra yoluyla söz konusu çek bedelini tahsil ettiğini, —– ilanlar yapılmış olması nedeniyle, ——- olarak davalının çeklerin çalıntı olduğu ve tedbir kararlarını bilmediğini iddia etmesinin mümkün olmadığını, risk ve sorumluluğun davalıya ait olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı tarafından yetkili hamil sıfatı olmaksızın—— sayılı dosyasından icra takibine konu edilerek tahsil edilen—– nolu çek bedeli olan — ilişkin talep ve hakları saklı kalmak kaydıyla davalıdan tahsiline, çek bedelinin davalıya ödendiği tarihten itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsili ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle ; uyuşmazlığa konu çek bedelinin keşideci —– tarafından ödendiğini, icra takibinin dahi tarafı olmayan davacının hukuken çek bedelinin kendisine iadesini talep etme hak ve yetkisi bulunmadığını, müvekkili şirketin gerçek veya tüzel kişi işletmelerin finansal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla kurulmuş bir faktoring şirketi ve iştigal konusunun faktoring işlemleri olduğunu, dava konusu uyuşmazlığa ilişkin olarak müşteri—- imzalandığını, müşteri tarafından sunulan — düzenleme tarihli müşteri —- kendisinden önceki ciranta—–arasında düzenlenmiş fatura ile de çekin tevsik edildiğini, ayrıca davaya konu çekin —- tarihinde temlik alındığı, yine müşteri ile müvekkili şirket arasında akdedilen temlik sözleşmesi gereğince açık olduğunu, müvekkili şirketin davaya konu çek bedelini geri verebilmesi için davacı tarafça müvekkili şirketin kötü niyetli ve ağır kusurlu olduğunun kesin ve yazılı deliller ile kanıtlanması gerektiğini, müvekkili şirketin TTK 790.Maddesinde sayılı ciro silsilesinin düzgün olup olmadığını kontrol etmek dışında kontrol yükümlülüğü bulunmadığını, müvekkilinin çekin çalıntı olduğunu ve ödeme yasağını bilerek çek bedelini tahsil ettiğine ilişkin iddiaların gerçek dışı olduğunu, müvekkili tarafından çek ödemeden men kararı alınmadan önce temlik edildiğini, davacı tarafından dava konu çeke ilişkin çek iptal davası açıldığını ve bahse konu davada huzurdaki davanın istirdat davası olarak ikame edildiğine ilişkin gerçeğe aykırı beyanlarda bulunularak, lehe delil yaratılmaya çalışıldığını, davacı tarafından—— dosyası üzerinden dava konusu çeke ilişkin çek iptali davası açıldığını, bahse konu davanın —– tarihli celsesinde davacıya istirdat davası açması için— aylık süre verildiğini, ancak davacı tarafından süresi içerisinde herhangi bir istirdat davası açılmadığını, akabinde ise —— tarihinde huzurdaki alacak davasının ikame edildiğini, tüm bu nedenlerle haksız ve mesnetsiz davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; icra takibi ile bedeli tahsil edilen çek bedelinin tahsili talebidir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, takibe konu belgeler, ——- mahkememizce alınan bilirkişi raporu, ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce tarafların sunduğu deliller ve tarafların ticari defterleri üzerinde mali müşavir bilirkişi tarafından inceleme yapılmak üzere bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce alınan —–tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı şirkete ait ticari defterlerin e-defter olarak tanzim edildiği, beratların usulüne uygun düzenlendiği, defterlerin birbiri ile uyumlu olduğu, mahkeme tarafından tayin edilen inceleme gününde davacı şirketin— e-defter kayıtlarını sunduğu, dava dışı —– incelemeye katılmadığı, dava dilekçesinde dava konusu çekin cari hesap ilişkisi nedeniyle—- davacı şirkete geçtiği ve davacı şirketin ortaklarından olan—- bulunan evinde yaşanan kasa hırsızlığı olayı —- tarihinde rıza hilafına elden çıktığının bildirildiği, davacı şirkete ait ticari defter kayıtlarının incelenmesinde söz konusu çek bedelinin—– ait borç bakiyesinden mahsup edildiği, buna göre söz konusu çekin —– cari hesap borcuna karşılık davacı şirket kayıtlarına intikal ettirildiği, dava konusu çek üzerinde —- evvel davacı şirket cirosunun bulunması gerekirken elden çıkmış olduğu, —- cirosundan sonraki cirolar sahibi—– isimli firmalar ile davacı şirket arasında ticari ilişki bulunmadığı, dosya kapsamına sunulan belgelerin incelenmesine göre dava konusu çekin, son ciranta sahibi — tarafından —- tarihli ön ödeme talimatı başlıklı belge ile davalı şirkete teslim edildiği, söz konusu çek için dayanak —- tarafından —- belgesine göre —- tarafından dava konusu — vadeli —- nolu —– vadeli çeklerin davalı şirkete teslim edildiği, çekin teslim edilmesi ile birlikte ilgili —– uygulanmak suretiyle kalan —- bedelin ödenmesinin—- hesabına—- tarihinde gönderilmiş olduğu,—- yazı cevabına göre —- kayıtlarının tetkikinde şahsın — tarihinde tekstil ürünleri ticareti faaliyetine başladığı, mükellef kaydının —- tarihi itibariyle resen terk edildiği, şube iş yerinin bulunmadığı, adi ortaklık ve şirket ortaklık bilgisine rastlanmadığının bildirildiği,—- dosyasından icra takibine konu edilerek tahsil edilen davaya konu çek bedeli olan —– davalı şirketten talep edilip edilemeyeceğine dair nihai değerlendirme ve takdirin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce dava dışı —- kayıtlarının mahkememiz yargı çevresinde bulunmaması nedeniyle, —- yazılarak bilirkişi raporu düzenlenmesi istenilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —tarihli raporda özetle; dava dışı şirketin yerinde yapılan incelemesinde, tarafına sunulan defterlerin— yılı defterlerin açılış ve kapanış onay kaydının yasal süresinde yapılmış olduğu, sahibi lehine delil özelliği bulunduğu, dava konusu —– bedelli çekin şirkete girişi ve şirketten çıkışına dair dava dışı şirketin defter kayıtlarında yer almadığının tespit edildiği, tarafından yapılan incelemede dava dışı şirketin davacı şirket ile ticari ilişkisinin olduğu noktasında ve dava dışı şirketin defter kayıtlarında davacı tarafından tanzim edilmiş mal alış faturasının bulunduğu yer aldığından ve esas dosyaya sunulduğu üzere ticari ilişkiden ötürü davacıya verilmiş olabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, yetkili hamili bulunduğu çekin rızası dışından elden çıkması nedeniyle davalı tarafça tahsil edilen çek bedelinin istirdatının talep edildiği; davalı tarafça, çekin usulüne uygun şekilde teslim alındığı ve kötü niyetli olmadıkları savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır.
6102 sayılı T.T.K.’nun 792. maddesine göre; “çek herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddesine göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamil ancak çeki kötüniyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çek geri vermekle hükümlüdür.” Kıymetli evrakın yetkili hamili olduğunu ve istem dışı elinden çıktığını ileri süren davacı, halen kıymetli evrakın hamili konumunda olan kişilere karşı istirdat isteminde bulunabilir. Bu hali ile; davalı yanın, davacının dava ehliyeti bulunmadığı yönündeki itirazları dikkate alınmamıştır.
Böyle bir iddiada bulunan davacının söz konusu davadaki kanıt yükü, kendisinin davaya konu ettiği kıymetli evrakın son yetkili hamili olduğu ve hali hazırda hamil konumunda olan davalının kıymetli evrakı iktisabında kötüniyetli yahut ağır kusurlu olduğunu ortaya koymak olmalıdır. Buna göre hali hazırda hamil durumunda olan davalının kötüniyet ya da ağır kusurunu ispat zımmında, ciro zincirindeki bir kopukluk, çalıntı olduğu bilinmesine rağmen kıymetli evrakın devralınması gibi unsurlar belirleyici olabilecektir. Buna ek olarak somut olayda olduğu gibi davalı hamilin bir ——- olması halinde, —- kurumu ve işleyişi ile ilgili olarak mer’i mevzuat hükümlerinin de ayrıca incelenip değerlendirilmesi gündeme gelebilecektir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan——- göre;—– şirketi kurulca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde kambiyo senetlerine dayalı olsa bile, bir mal veya hizmet satışından doğmuş fatura ile tevsik edilemeyen alacaklar ile kurulaca belirlenen usul ve esaslar çerçevesinde tevsik edilemeyen mal veya hizmet satışına bağlı doğacak alacakları devir alamaz ve tahsilini üstlenemez.”
04.02.2015 tarih ve 29257 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Faktoring İşlemlerinde Uygulanacak Usul Ve Esaslar Hakkında Yönetmelik 8/1 madesinde ise; “faturalı alacağa istinaden kambiyo senedi veya diğer senetlerin alınması halinde alınan kambiyo senedi veya diğer senetteki ciro silsilesinde kuruluşa kambiyo senedi ve diğer senedi ciro edip veren kişinin, devralınan faturada alacaklı olarak gözüken kişi ve bu kişiden bir önceki cirantanın veya keşidecinin de faturadaki borçlu ile aynı kişi olması gerekir. Fatura ile kambiyo senedi veya diğer senetteki tutarın uyumlu olmasına dikkat edilir” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olay bakımından; davacı vekili, davaya konu çekin hırsızlık sonucunda müvekkilinin elinden çıktığını iddia etmiş ve ticari defter kayıtlarından önceki cirantanın cari hesap borcuna istinaden çekin davacıya beyaz ciro yolu ile ciro edildiği anlaşılmıştır. Davalı vekili ise davalı şirket yetkilisi ile müvekkili arasında düzenlenen—- sözleşmesi örneği ile ciranta şirket tarafından önceki ciranta adına düzenlenmiş fatura örneğini ibraz etmiştir. 6361 sayılı Yasa’nın 9/2 maddesi hükmü ve yukarıda sözü edilen yönetmeliğin 8. maddesi, faktoring şirketlerine, kambiyo senetlerine dayalı olsa bile temlike konu alacağın bir mal veya hizmet satışından doğduğunu fatura ile tevsik etme ve kambiyo senedi ile faturanın uyumlu olduğunu araştırma yükümlülüğünü yüklemiş, 6102 sayılı T.T.K.’nun 790. maddesi ise ciro silsilinde dış görünüş itibari ile kopukluk olup olmadığını inceleme yükümlülüğünü yüklemiştir. —— bunların dışında daha fazla yükümlülük yükleyen bir mevzuat hükmü bulunmamaktadır. —– temlik aldığı çek ile ilgili banka nezdinde araştırma ve inceleme yükümlülüğünden söz edilemez. Davaya konu çek bedeli ile cirantalar arasındaki ticari ilişkiyi gösterir fatura bedeli arasında fark olmasının dahi sonuca herhangi bir etkisi bulunmamaktadır. —-Mevcut delil durumu itibari ile davalı — kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığı gibi ilgili mevzuat kapsamında, mümeyyiz davalıya yüklenen başkaca kontrol edimi de bulunmamaktadır. Bu durumda davalı hamilin ağır kusurundan söz edilmesi de mümkün değildir. Davalının dava konusu çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu hususunda davacı tarafça yeterli ve inandırıcı delil sunulamadığından, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere——-gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE
2-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 134,06 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 74,76‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen 33,10 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde —— nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 19/04/2021