Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1036 E. 2019/636 K. 29.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1036 Esas
KARAR NO : 2019/636
DAVA : Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin)
DAVA TARİHİ: 22/09/2017
KARAR TARİHİ: 29/05/2019

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Tasfiyeye İlişkin) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin 2013 senesinden beri dava dışı ——— ile iş yaptığını, dava dışı şirketin satın aldığı mallar karşılığında müvekkiline çekler verdiğini, en son verdiği —- tarihli ve ———— TL’sı bedelli çeki ödemediğini, dava dışı şirketin ödemeyi yapacağını belirterek müvekkilini bir süre oyaladığını, müvekkilinin icra takibi için harekete geçtiğinde dava dışı şirketin ——- tarihli genel kurulda tasfiye kararı aldığını öğrendiğini, tasfiye memuru olarak ta davalı …’ın seçildiğini, İstanbul 13. İcra Müdürlüğünün ———- esas sayılı dosyası üzerinden gönderilen ödeme emrinin tasfiye işlemlerinin yürütüleceği belirtilen adrese tebliğ edilemediğini, bunun üzerine tasfiye memuru davalının Mernis adresine Tebligat Kanunu’nun 21. Maddesine göre—— tarihinde tebligat yapıldığını, itiraz edilmemesi üzerine ——tarihinde kesinleştiğini, dava dışı tasfiye halindeki şirketin —–tarihinde gerçekleştirdiği genel kurulda tasfiyenin sonuçlandırılmasına, tasfiye bilânçosunun kabulüne ve tasfiye memurunun ibra edilmesine kadar aldığını, tasfiye edilen firmanın alacak ve borcu bulunmadığına dair beyanda bulunulduğunu, T.T.K.’nun 546/2 inci maddesinin tasfiye memurlarının sorumluluğu konusunda anonim şirketlerde sorumluluğa ilişkin 553 üncü maddeye yollama yaptığını, tasfiye memurlarının şirkete, pay sahiplerine ve alacaklılara karşı verdiği zararlardan sorumlu olduklarını, tasfiye memurunun müvekkilinin alacağmı ödemeden veya bloke etmeden tasfiyeyi sonuçlandırdığını, eğer şirketin borçları mal varlığından fazla ise bu durumun mahkemeye bildirilmesi gerektiğini, mahkemenin iflâsa karar vermesi halinde tasfiyenin iflâs hükümlerine tabi olacağını, tasfiye memurunun sorumluluklarını yerine getirmediğini belirterek müvekkili şirketin alacağı ödenmediğinden davalının şahsi sorumluluğuna karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP
Davalı yazılı bir cevap vermemiştir. ——- tarihli duruşmaya katılan davalı asil; “dava dışı şirketin yetkilisi olduğunu, tasfiye aşamasında da tasfiye memurluğu yaptığını, ————şahsi işletmesinin davacı ile ticari ilişkisine devam edebilmek amacıyla dava dışı ———– kurulduğunu, davacı şirkete ———– TL. sı borçlarının bulunduğunu, çekin suretinin sunulduğunu, kendisinin tasfiyenin nasıl kapatıldığını veya kapatılacağını bilmediğini, muhasebecinin beyanlarına göre işlemlerin yapıldığını, ——— çeke aval verdiğini, bu nedenle ——– borcu olduğunu, şirket kaşesi üzerindeki imzanın kendisine ait olduğunu, ancak davacmın ticareti kendisi ile değil——-ile yaptığını, borcun şirkete ait olduğunu, faturasının bulunduğunu” bildirmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibariyle; TTK 644/1-a maddesinin yollamasıyla uygulanması gereken TTK 553.maddesi uyarınca açılmış tasfiye memurunun sorumluluğuna dayalı tazminat davasıdır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı vekili; müvekkili şirketin alacağını bildiği halde, ödemeden dava dışı şirketin tasfiyesini sonuçlandıran davalı tasfiye memurunun sorumluluğuna gitmek istemektedir.
Davalı asil ise; “tasfiye memurluğu yaptığı şirketin davacıya ——— TL’sı borcunun bulunduğunu, borcun faturasının olduğunu ve karşılığında davacı şirkete çek keşide edildiğini, çekin kendisi tarafından imzalandığını, şirketin sahibinin de çeke aval verdiğini, tasfiye işlemlerini bilmediğini” beyan etmiştir
Dava dışı ———- Müdürlüğü’nde —-sicil numarasıyla kayıtlı olup, ——- tarihinde tescil edilerek davalı … tarafından kurulmuştur. Tek ortaklı şirketin sermayesinin tamamı …’a ait olup, … 15 yıl süreyle davalı şirketin müdürü ve münferit imza yetkilisidir.
——- tarihinde dava dışı şirketin tasfiye edilmesine ve tasfiye memuru olarak da …’ın seçilmesine karar verilmiştir. Bu husus —– tarihinde tescil edilmiş, —— tarihli ve 8839 sayılı ——–Gazetesi’nde yayımlanmıştır. Şirketin ünvanın başına “Tasfiye Halinde” ibaresi eklenmiştir.
1. Çağrı ilânı ——- tarihli ve—-sayılı — Gazetesi’nde,
2. Çağrı ilânı ———- tarihli ve —-sayılı ——- Gazetesi’nde,
3. Çağrı ilânı —- tarihli ve —-sayılı ———li Gazetesi’nde ilân edilmiştir.
Tasfiye halindeki dava dışı şirketin 19-07-2016 tarihli toplantısında; “üçüncü ilânın yayınlanmasının üzerinden bir yıl süre geçtiğinden, tasfiyenin sonlandırılmasına, tasfiye bilançosunun kabulü ile tasfiye memurunun ibra edilmesine” karar verilmiştir.
Tasfiye memuru, tescil için alacağı ve borcu olmadığına dair yazılı imzalı belge vermiştir.
Tasfiyenin sonuçlanması ——– tarihli ve — sayılı ——— Gazetesi’nde ilân edilmiştir.
Dava dışı şirketin defterlerinde ticari ilişki neticesinde davacı şirkete ——- T.L. sı borcu kaldığı gözükmektedir. Dava dışı şirket tarafından borcuna karşılık, ————- Şubesi’ndeki ————— numaralı hesabından davacı şirkete —- tarihli, ——— numaralı, —— T.L. sı bedelli çek verilmiştir. Çeki, borçlu dava dışı şirketin imza yetkilisi davalı … imzalamıştır. Çek ———– tarihinde bankaya ibraz edilerek karşılığı olmadığı yazdırılmıştır.
Davacı şirket ——-T.L. lık çekin, faiz, tazminat ve masrafları ile birlikte ———–TL’sı olarak tahsili için —– tarihinde İstanbul 13. İcra Müdürlüğü’nün——- Esas sayılı dosyası üzerinden, tasfiye halindeki dava dışı şirket ve çeke aval veren dava dışı ——- aleyhine kambiyo senetlerine mahsus icra takibine geçmiştir. Takip kesinleşmiş, üçüncü şahıslara ihbarnameler gönderilmiş, ancak çek bedeli tahsil edilememiştir.
Tasfiye edilen dava dışı şirketin vergi dairesinden celp edilen belgelere, 2016 senesine ilişkin beyannamesine ve bilânçosuna göre;———– TL’sı toplamında varlığı bulunmaktadır. Bu varlık da ticari alacaklarından kaynaklanmaktadır.
Tasfiye edilen dava dışı şirketin 2016 senesindeki borçları da aynı tutarda ——- T.L. sidir. Ancak, dava konusu çek mükerrer şekilde borç olarak gösterildiğinden, aslında borçları daha azdır ve varlıkları borçlarını karşılamaktadır.
Davacının kayıtlarında da çek bedelinden kaynaklanan dava dışı şirketten olan alacağı yer almaktadır.
Türk Ticaret Kanunu’nun Tasfiye İşleri ile ilgili 541 inci maddesinin 3 numaralı fıkrasına göre; “Şirketin henüz muaccel olmayan veya hakkında uyuşmazlık bulunan borçlarını karşılayacak tutarda paranın notere depo edileceği” hüküm altına alınmıştır. 4 üncü fıkrasında da; “bu maddedeki fıkralarda yazılı hükümlere aykırı hareket eden tasfiye memurlarının haksız olarak ödedikleri paralardan dolayı 553 üncü madde uyarınca sorumlu oldukları” belirtilmiştir.
Türk Ticaret Kanununun 553.üncü maddesinin birinci fıkrasında da;
“Kurucular, yönetim kurulu üyeleri, yöneticiler ve tasfiye memurları, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlâl ettikleri takdirde, hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumludurlardenmektedir.
Tasfiye edilen şirketin borcu muaccel olmuş olup çek bedelinden kaynaklanmaktadır. Borç tasfiye memuru tarafından başından beri bilinmekte olup, duruşmada da kabul edilmiştir, buna rağmen kusurlu hareket ederek tasfiyeyi sonuçlandırmıştır.
Bu durumda davalı kanundan doğan yükümlülüklerini kusurlu olarak yerine getirmediği ve zarardan sorumlu olduğu mahkememizce kabul edilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ ile ;
237.000 TL’nin davalıdan tahsiline,
2-KARAR HARCI
Alınması gereken 16.189,47 TL karar harcının 31,40 TL’si dava açılırken peşin olarak, 4.047,31 TL’si de yargılama evresinde 05.10.2017 tarihinde alınmış olduğundan geriye kalan 12.110,70 TL karar harcının davalıdan alınmasına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davada avukatla temsil edilen davacı yararına belirlenen 20.170,00 TL nisbi avukatlık ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafından yatırılan 31,40 TL başvurma harcı, 4.047,31 TL peşin harcı, 4,60 TL vekaletname harcının ve davacı tarafça yapılan 254,10 TL tebligat gideri ile 1.000 TL bilirkişi inceleme gideri olmak üzere toplam 5.337,41 TL’nin davalı taraftan tahsili ile davacı tarafa verilmesine,
b-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davalının yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.29/05/2019