Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1032 E. 2018/362 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1032 Esas
KARAR NO : 2018/362
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/06/2016
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin faaliyet konusu işlerini sürdürmek açısından elektrik abonelikleri bulunmakla ve elektrik sarfiyatı nedeniyle düzenli olarak gelen faturalarını ödemekte olduğunu, dosyaya sunulan dönem faturalarında da tespit edileceği gibi müvekkili şirket davalı tarafından kayıp kaçak bedeli altında faturalara tahakkuk ettirilen bedelleri ihtirazı kayıt koyarak ödediğini ve buna karşılık davalı şirkete bedellerin iadesini ihtaren bildirdiğini, ancak müvekkili tarafından ödenen faturalarda kayıp kaçak bedeli nazara alınmaksızın hesaplanan % 2 TRT payı, perakende satış hizmet bedeli, PSH sayaç okuma bedeli, iletim sistemi kullanım bedeli, dağıtım bedeli, KDV matrahı adı altında talep edilen meblağların müvekkili şirketten tahsil edilmekte olduğunu, söz konusu bedellerin mevzuata aykırı olup müvekkili şirketin aboneliğinin tesis edildiği tarihten dava tarihine kadar her ay faturalara yansıtılarak haksız olarak müvekkili şirketten tahsil edildiğini, kayıp kaçak ve sayaç okuma bedellerinin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davacı müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap diekçesinde; müvekkili şirketin bu davada taraf ehliyeti- pasif husumeti olmadığını, öncelikle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddi gerektiğini, müvekkili şirketin elektrik üretimi, dağıtım ve tedariki yapan bir şirket olmadığı gibi herhangi ibir kurumdan elektrik aboneliği de bulunmadığını, davacının bir tacir olarak süresi içinde faturalar itiraz etmediğini, davacının geçmişe yönelik 10 yıllık bedellerin ödenmesine ilişkin talebinin haksız olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava, hukuki niteliği itibari ile;elektrik abonesi olan davacıdan, kayıp-kaçak, dağıtım bedeli, sayaç okuma bedeli, perakende satış hizmet bedeli, iletim bedeli vb. isimler altında tahsil edilen bedellerin davalılardan tahsili istemine ilişkindir. Taraflar arasında elektrik satışı konusunda abonelik ilişkisi kurulmuştur.
Davalının husumet itirazı da değerlendirilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin yerleşik kararları uyarınca tedarikçi ve pazarlayıcı konumunda olan davalıların dava konsu bedellerin iadesinden müteselsilen sorumlu olduğu nazara alınarak bu itirazlar yerinde görülmemiştir. (Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 08/10/2015 tarih 2014/18311 Esas- 2015/15438 Karar sayılı kararı )
HMK 114/1-h maddesi uyarınca davalı tarafından davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı ileri sürülmüştür.
Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olmadığı anda belirsiz alacak davası açılabilmesi mümkün olduğundan davalıların HMK 114//1-h maddesi kapsamındaki itirazı da mahkememizce uygun bulunmamıştır.
Mahkememizde 06/06/2016 tarihinde açılan bu davadan sonra 17/06/2016 tarih,,,,,,,,sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Enerji Piyasası Kanunu’nda bir kısım maddelerde değişiklik yapılarak yeni maddeler ilave olunmuştur. Getirilen değişikliklerin bir kısmının Anayasa’ya aykırılığı 4, iddiasıyla İstanbul 5 ATM………. esas sayılı dosyasında Anayasa Mahkemesine müracaat edildiğinden Anayasa Mahkemesince verilecek kararın mahkememizde görülen davaları etkileyebileceği göz önünde bulundurularak Anayasa Mahkemesinde görülen davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmesi gerektiği ancak,
Anayasa’nın 152.maddesi Anayasa’ya aykırılığın diğer mahkemelerde ileri sürülmesi halini düzenlemekte olup, maddenin 3.fıkrasında Anayasa Mahkemesinin işin kendisine gelişinden başlamak üzere 5 ay içinde karar verip açıklayacağı bu süre içinde karar verilmezse mahkemenin davayı yürürlükteki kanun hükümlerine göre sonuçlandıracağı kabul edilmiştir. Aynı yöndeki düzenleme Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulü Hakkında Kanun’un 40/5 maddesinde de yer almaktadır. Anayasa Mahkemesi Başkanlığı Genel Sekreterliği tarafından İstanbul 5 ATM.’ye hitaben düzenlenmiş 30/06/2016 tarihli yazı ile ………. esas sayılı başvuru, karar ve eklerinin…….. tarihinde alınıp ……. esasa kaydının yapıldığı bildirilmiştir. Bu tarihten itibaren 5 aylık süre dolmuş, Anayasa Mahkemesince herhangi bir karar verilmediği tespit edilerek yürürlükteki yasa hükümlerine göre yargılamaya devam olunması gerektiği anlaşılmıştır.
Kayıp kaçak, dağıtım ve iletim bedeli, sayaç okuma ve perakende satış hizmet bedeliyle ilgili olarak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ve Yargıtay 3.Hukuk Dairesi’nce verilen kararlar ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında abonelerden tahsilinin hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Mahkememizde açılan davadan sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun’un , 21.maddesiyle 6446 sayılı Kanun’un 17.maddesinin 1, 3 ve 4.fıkraları ile ö.fıkrasının (a,ç,d,f) % bendleri değiştirilmiş, aynı maddeye eklenen l0.bend ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda Tüketici Hakem Heyetleri ile mahkemelerin yetkisi, bu bedellerin kurumun düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır, “hükmü getirilmiştir.
6719 sayılı Kanun’un 26.maddesi ile 6446 sayılı Yasaya eklenen Geçici 20.maddesinde ise “Kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedelleri ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi, dava ve başvurular hakkında 17.madde hükümleri uygulanır.”hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyetlerinin ve mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkisi sadece dağıtım, sayaç okuma, perakende satış hizmeti, iletim ve kayıp-kaçak bedellerinin Kurumun bu konuda düzenleyici işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlanmıştır. Kanunun yürürlüğünden önce mahkememizde açılan iş bu davada davacı yanın tahsilatların EPDK.nın düzenleyici işlemlerine aykırı olduğu yönünde bir iddiası bulunmayıp yapılan tahsilatların haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla davalıdan tahsili istenmiş, EPDK.nın düzenleyici işlemlerine uygunluk denetimi yönünden bilirkişi incelemesi yapılması yönünde bir talepte bulunulmamıştır.
Bir davanın yargılaması sürerken yürürlüğe giren yeni bir Kanun ya da Anayasa Mahkemesinin iptal kararı nedeniyle davanın konusuz kalması mümkündür. Bu durumda mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekmektedir. Mahkememizde açılan davanın yargılaması sırasında 17/06/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasa ile 6446 sayılı Yasaya getirilen yeni düzenlemeler uyarınca dava konusuz kalmıştır. Yürürlüğe giren yeni yasa nedeniyle konusuz kalan davada yeni yasanın yürürlüğe girmemiş olması halinde davanın açıldığı tarih itibariyle haklı olan ve kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesi gereklidir. Mahkememizde açılan davanın tarihi itibariyle gerek Yargıtay Hukuk Genel Kurulu gerekse Yargıtay 3.Hukuk Dairesi kararları ile davacının bu davayı açmakta haklı olduğu sabittir. Dava açıldığı anda haklı durumda olan tarafın yargılama sırasında oluşan yasa değişikliği sonucu haksız duruma düşmesi halinde yargılama giderlerinden ve dolayısıyla karşı tarafın vekalet ücretinden sorumlu kılınması da mümkün değildir. Bu nedenle davanın açıldığı tarih itibariyle davasında haklı olan davacı taraf lehine maktu vekalet ücreti takdir edilmiş, yapılan yargılama giderlerinin de davalılardan tahsiline karar verilerek aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-YARGILAMA EVRESİNDE KONUSUZ KALAN DAVA HAKIKNDA BİR KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
KARAR HARCI
2-Mahkememizin iş bu dosyası ………… Esas sayılı dosyadan tefrik edilmiş olup, alınması gerekli 35,90 TL harç alınmadığından, 35,90 TL peşin harcın davalıdan tahsiline,
AVUKATLIK ÜCRETİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen 2.180,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Mahkememizin iş bu dosyası ……… Esas sayılı dosyadan tefrik edilmiş olup, yargılama giderleri ………… Esas sayılı dosyadan yapılmış olup, tefrikten sonra Mahkememizin iş bu dosyasından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekili ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.29/03/2018