Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1011 E. 2021/407 K. 23.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1011 Esas
KARAR NO : 2021/407
DAVA : Tazminat(Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 23/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin —– tarihi itibari ile ticari ilişkide bulunduğunu, anlaşma doğrultusunda müvekkilinin —-markasının ——- amacını üstlendiğini, markanın — sıfırdan kurulduğunu, müşteri kitlesi oluştuğunu, müvekkili tarafından—- içine girilip —- değerinde ithalat yapıldığını, üretici firma ile müvekkili arasında —- yapılan— anlaşması doğrultusunda sıfırdan —–oranında artış gösterererek günümüze ulaştığını, üretici firma aralarındaki —-anlaşmasının hiçbir haklı fesih sebebi olmaksızın, —- sertifikasında belirtilen süreden önce eylemli olarak feshedildiğini, söz konusu firmanın müvekkili şirketlerin bulduğu müşteriler sayesinde önemli menfaatler elde ettiğini, müvekkili şirketler bakımında tam da TTK’nın ilgili düzenlemesi uyarınca aralarındaki sözleşmenin tek taraflı olarak feshedilmesi dolayısıyla yaşadığı portföy kaybı da göz önüne alınarak —- hakkı doğacağını, —– kaybının yanı sıra üretici firmanın tutum ve davranışları müşteri piyasasında —– algısı yaratılmaya çalışılıp ciddi derecede itibar kaybı yaşandığı, algısı yaratılarak, denkleştirme tazminatının TTK 122. Maddesi uyarınca hesaplanmasında hakkaniyete uygun şekilde ele alınmasını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilinden dava tarihi itibariyle alacak miktarını bilmesi beklenemeyeceğinden belirsiz alacak mahiyetinde şimdilik TTK 122.maddesi uyarınca—- denkleştirme tazminatının fesih tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının denkleştirme tazminatı talep edebilmesi için, taraflar arasındaki ilişkinin tek satıcılık diğer bir ifade ile münhasır distribütörlük ilişkisi olması gerektiğini, somut olayda, taraflar arasındaki ilişki münhasırlık unsuru taşımayan bir alım-satım ilişkisi olduğunu, taraflar arasındaki ilişkinin tek satıcılık ilişkisi olmadığı zira taraflar arasında tek satıcılıktan bahsedilebilmesi için; tarafların bu konudaki iradelerini yazılı olarak kanıtlaması gerektiğini, üreticinin, ürünleri ilgili bölgede satma hakkından açıkça feragat etmesini, tek satıcının rakip ürünleri satmaması gerektiğini, somut olayda, bu şartların hiçbiri sağlanmadığını, zira müvekkili şirket tarafından — tarihinde imzalanarak, davacı şirkete sunulan sertifika ile davacı şirket — tarihine kadar—- markalı ürünleri satması için yetkilendirildiğini, belirsiz alacak davası açan davacı, dava dilekçesinde davanın dayanağını oluşturan vakıaları (dava sebebini) ve bunların delillerini bildirmek zorunda olduğunu, belirsiz alacak davasında, davanın dayanağını oluşturan vakıalar ve talep sonucu belirsiz olmadığını, somut olayda davacı, taraflar arasındaki ticari ilişkiyi ispat eden herhangi bir vakıa, dayanak ve delil sunmadığını, müvekkili şirket ile davacı arasında —- tabi bir alım-satım ilişkisi bulunduğunu, davacının —- dayanarak, denkleştirme tazminatı talebinde bulunmasının yasal dayanağı olmadığını, somut olayda tek satıcılık veya acentelik ilişkisi olmadığı için denkleştirme tazminatına da hükmedilmesi mümkün olmadığını, kesinlikle kabul anlamına gelmemekle birlikte bir an için denkleştirme tazminatı talep hakkı olduğu düşünülürse de bu tazminatın hak edilmesi için gerekli şartlar oluşmadığını, müvekkili—- genelinde tanınan, ürünleri tercih edilen bir firma olduğunu, davacının iddialarının aksine Müvekkil Şirketin müşteri——-markasının prestiji sayesinde başka markalarla çalışma imkanı elde ettiğini, —- halen Müvekkili şirketinin markasını kullanarak, markanın bilinirliğinden yararlanmaya devam ettiğini, davacı yıllar içinde satın aldığı ürün/sipariş sayısı çok ciddi miktarda düşürmüş, markanın pazar payını azalttığını, arz edilen sebepler çerçevesinde, dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla, usuli ve esasa ilişkin itirazlarımız ışığında, hukuki dayanaktan yoksun davanın tümden reddini vekalet ücreti ile tüm yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etniştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı istemine ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespiti ile uyuşmazlık noktaları belirlenip tahkikat aşamasına geçilerek deliller toplanmıştır.
—- ticari markasını ve marka isimlerini taşıyan ürünleri ——- sezonlarında satışını yapmaya yetkilidir. Bu nedenle adı geçen firma aşağıda belirtilen ticari markalan taşıyan ürünleri —- ithal etmeye yetkilidir. İşbu yetki, imza tarihinden itibaren —- tarihine kadar yürürlükte kalacaktır.” yazılı olduğu görülmüştür.
Bilirkişi heyeti raporunda özetle; davacı vekilinin tek satıcılık sözleşmesini dosyaya sunmadığı, davalı vekilinin davacı şirkete sunulan — tarihine kadar— ürünleri satması için yetkilendirildiğini beyan ettiğini, —- tarihli sertifika ile davacı şirketin —- ticari markasını ve marka isimlerini taşıyan ürünleri ——- sezonlarında satışını yapmaya yetkili kılındığı, davacının ibraz ettiği — dönemi ticari defterlerden; zorunlu kapanış tasdikine tabi —– envanter defterlerinin Noter kapanış tasdiklerinin yaptırılmadığı, kayıtlarının birbirini doğrulamadığı, zorunlu kapanış tasdikine tabi —- dönemi Yevmiye defterlerinin süresinde noter kapanış tasdiklerinin yaptırıldığı, kayıtlarının birbirini doğruladığı, davacının satışını yaptığı malların cinsi ticari defterler üzerinden incelendiğinde; davalı şirketten spor malzemeleri—–satın aldığı, benzer nitelikteki malları, dava dışı başka şirketlerden de temin ederek sattığı, taraflar arasındaki ilişkide; davacının, davalının—- marka ürünleri dışında, başka firmaların mallarını satamayacak olduğu hususunda bir anlaşma olmadığı anlaşıldığından, bu durumun, yani davacının, davalının ürünleri dışında, başka şirketlerden aldığı benzer ürünleri de satmasında bir isabetsizliğin olmayacağı, davacının ticari defterlerinde, geriye doğru — yıllık süre içinde davalı şirketten — tutarında mal alımı yapmış, —- ödeme ile bakiye borcunu — kapatmış olduğu, davacının ticari defterlerine göre, davalı şirketten en son aldığı faturanın tarihi —— olup, bu tarihten sonra herhangi bir mal alış verişinin olmadığı, davalı şirket yurtdışında yerleşik şirket olup, ticari defterler veya buna ilişkin apostil kayıtları sunulmadığı, davalı vekilinin — tarihli dilekçesi ekinde flaş bellek içeriği incelendiğinde;—– tarihleri arasında davacı şirkete kesilen fatura ve içeriği malların dökümünü sunduğu, davacı şirketin,— yılından bu yana davalı şirketten münhasır—-markalı ürünlerini satın aldığı, bu durum, yanlar arasında tek satıcılık sözleşmesinin tesis edildiği sonucunu doğurduğu ve bu nedenle sözleşmenin,—-haksız olarak feshedildiği hususu, Yüce Mahkemece benimsenmesi halinde davacı, – yıllık satış geliri kadar tazminata hak kazanabileceği, davacı şirketin —– olduğu, davacının elde ettiği—-faaliyet karı, gerek davalıdan ve gerekse dava dışı şirketlerden satın alıp da müşterilerine sattığı ürünlerin tamamından elde edilen kar olduğu, bu durumda davacının, toplam —- olduğu, davacının münhasır ürünlerden— yıllık dönemde elde ettiği satış geliri,—–oranı üzerinden toplam faaliyet karı;—– hesaplandığı,—- tarihinde feshedildiği ve huzurdaki davanın — tarihinde açıldığı süreç — gün olup, davacının bu süreç zarfında talep edebileceği — tazminatının;— olduğu mütalaa edilmiştir.
ISLAH :
Davacı vekili — tarihli dilekçesi ile — denkleştirme tazminatının—- tarihinden itibaren işeyecek ticari faiz ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacının tek satıcılık sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle denkleştirme tazminatı talep ettiği, davalının taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi olmadığını, davacının — tarihli sertifika ile davalıya ait ürünleri satması için —- tarihine kadar yetkilendirildiğini, uyuşmazlığa— uygulanması gerektiğini, mahkememizin yetkili olmadığını savunduğu görülmüştür. Uyuşmazlık taraflar arasında tek satıcılık sözleşmesi olup olmadığı, mahkememizin yetkili olup olmadığı, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk noktasında toplanmaktadır. MÖHUK 40. maddesinin atıfta bulunduğu HMK’nın 10. maddesinde düzenlenen sözleşmeye ilişkin özel yetki kuralı uygulanacaktır. Bu madde hükmüne göre sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. MÖHUK 24/4’e göre tarafların hukuk seçimi yapmamış olmaları hâlinde sözleşmeden doğan ilişkiye, o sözleşmeyle en sıkı ilişkili olan hukuk uygulanır ve bu hukuk, karakteristik edim borçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutat meskeni hukuku, ticarî veya meslekî faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun iş yeri, bulunmadığı takdirde yerleşim yeri hukuku, karakteristik edim borçlusunun birden çok iş yeri varsa söz konusu sözleşmeyle en sıkı ilişki içinde bulunan iş yeri hukuku olarak kabul edilir. Ancak hâlin bütün şartlarına göre sözleşmeyle daha sıkı ilişkili bir hukukun bulunması hâlinde sözleşme, bu hukuka tâbi olur.  Bir sözleşmedeki karakteristik edim, o sözleşmeyi diğer sözleşmelerden ayıran, o sözleşmeye kendine has bir özellik veren yani sözleşmeye ayırt edicilik katan edimdir. Taraflar arasında —– tarihli sertifika uyarınca,— faaliyet gösteren davalı firmaya ait ürünlerin davacı tarafça ithal edilerek satıldığı ve karakteristik edimin davalıya ait ürünlerin ithal edilerek —satımı olduğundan mahkememizin yetkili olduğu, olaya —- uygulanması gerektiği mahkememizce değerlendirilmiştir. Tek satıcılık sözleşmesi ile yapımcı, ürünlerinin tamamını veya bir kısmını belirli bir coğrafi bölgede inhisari olarak satmak üzere sadece tek satıcıya gönderme yükümlülüğünü, buna karşılık tek satıcı da sözleşme konusu malları kendi adına ve kendi hesabına satarak bu malların sürümünü arttırmak için faaliyette bulunmak yükümlülüğünü üstlenir. Taraflara arasındaki sertifikada davalıya güz —- sezonlarında satış yapma yetkisi verildiği, davalının ürünlerini —- satma hakkından açıkça feragat etmediği, davacıya tek satıcılık yetkisi verme iradesinin olmadığı, davacının davasını ispat edemediği anlaşıldığından aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 59,30 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 170,78 TL, talep artırım harcı olan 1.303,00 TL olmak üzere toplam 1.473,78 TL harçtan mahsubu ile kalan 1.418,48 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 12.015,55 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile —- Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 23/03/2021