Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2017/1008 E. 2021/273 K. 01.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2017/1008 Esas
KARAR NO : 2021/273
DAVA : Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 18/09/2017
KARAR TARİHİ : 01/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan Sigorta (Trafik Sigortası Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının ———– yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; —- tarihinde davalı sürücü — plaka sayılı davalı —-davalı—– uyuması neticesinde direksiyon hakimiyetini kaybedip hiç fren yapmadan yola çıkıp devrildiğini, kaza esnasında —- numaralı koltukta seyahat etmekte olan davacının kalçasında kırık, sağ bacağında kırık, sağ ayak parmaklarında çıkık, sol bacağında ise kesikler meydana geldiğini, bahsi geçen kaza neticesinde araç içinde bulunan birçok yolcunun yaralandığını ve bazılarının hayatını kaybettiğini, müvekkilinin kazadan dolayı çok büyük korku ve üzüntü duyduğunu, geçirdiği ağır tedavi süreci neticesinde maddi ve manevi olarak zor duruma düştüğünü, kaza tespit tutanağında sürücünün uyuması neticesinde kazanın meydana geldiğinin sabit olduğunu, bu halde —- plakalı aracın sürücüsü —– kusurlu ve sorumlu olduğunu, müvekkilinin ise herhangi bir müterafik kusuru bulunmadığını, dava konusu aracın davalı—tarafından sigortalandığını, sigorta poliçesinin kişi başına sakatlanma halinde —– teminatı sağladığını, poliçenin incelenmesinde araç maliki olarak davalılardan — görüldüğünü, ————-sayılı ihtarnamesi ile yapılan başvuruya karşı olumlu veya olumsuz bir yanıt verilmediğini, tüm bu nedenlerle davacının geçirdiği trafik kazası neticesinde bedensel zarara uğraması 6100 Sayılı yasanın 707.maddesi uyarınca fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik —— maddi tazminatın işleten, sürücü ve araç maliki yönünden olay tarihinden, sigortacı yönünden sigorta limitini aşmamak üzere temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, ——— manevi tazminatın olay tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak işleten, sürücü ve araç malikinden tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı ———- cevap dilekçesinde özetle ; müvekkili şirketin kazanın oluşumunda kusuru olmadığını, müvekkili şirketin gereken tüm önlemleri almakta yeterli tecrübeye sahip ve ehliyetli kişilerin şoför olarak çalışmasına dikkat ettiğini, müvekkili şirkete ait ——– muayene ve tüm seyir evraklarının tamam olduğunu, —— kazaya neden olacak hiçbir eksiklik bulunmadığını, mücbir sebepten dolayı meydana gelen bir kaza olduğunu, ——— sürücüsünün öngörülemeyen bir şekilde ani sağlık problemi nedeniyle kendini kaybettiğini ve —– yoldan çıkarak devrildiğini, şoförün fazla saat araç kullanmadığını ve mola istasyonundan çıktıktan kısa bir süre sonra kazanın meydana geldiğini, müvekkili şirketin kusursuz sorumluluğunu ortadan kaldıran nedenlerin bulunduğunu, dava konusu kazanın meydana gelişi, tarafların özellikle kazada asıl sorumlu görünen şoförün ekonomik ve sosyal durumları, tarafların kusur oranları gözetildiğinde davacı tarafından talep edilen manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, tüm bu nedenlerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ——– cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat ve tedavi taleplerinin teminat dahilinde olmadığını, poliçede sadece sürekli maluliyet hallerinin teminat altına alındığını, müvekkili şirketin sorumluluğundan bahsedilebilmesi için davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin rapor ile ispatlanması gerektiğini, davacının iddia ettiği sürekli sakatlık halinin ispat edilmesi halinde maluliyetten dolayı zarar hesabı için bilirkişi incelemesi yaptırılması gerektiğini,——— göre maluliyet oranının kesin olarak saptandığı tarihe kadar geçen süre içerisinde tedavi gideri ve geçici iş göremezliğe ilişkin taleplerin poliçe kapsamında olmadığı ve müvekkili şirketin sorumlu olmadığını, buna ilişkin talepler bakımından —–sorumluluğu bulunduğunu, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin yalnızca dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini, dava tarihinden önce davacı tarafından gerekli ve yeterli evrakların ibraz edilmediğini, bu nedenle müvekkili şirkete yeterli ve gerekli evrak ile usulüne uygun müracaatta bulunulmadığından davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin temerrüte düşmesinin söz konusu olmadığını, tüm bu nedenlerle müracaat şartına uyulmadığından davanın usulden reddine, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, ——- —- sayılı dosyası ve bu dosyada alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davacı vekili — tarihli dilekçesi ile davalı——– yönünden davayı takip etmediklerini ve feragat ettiklerini bildirmiştir.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde dinlenilen davacı tanığı —– beyanında: “davacı benim ablamdır, aynı zamanda benim işyerimde çalışmaktadır, kazadan sonra ablamın kalçasında kırık oluştu, kırığın kalçasında olması nedeni ile alçıya da alınamadı, bu sebeple üç ay çalışamadı, halen de eski sağlığına kavuşmuş değildir, kazadan sonra ablam manevi olarak çöküntü yaşamıştır, kaza nedeni ile bir süre yatalak hale gelmiştir, yeri geldiği zaman ihtiyaçlarını gidermesi için biz sırtımızda taşıdık, zaman zaman ağladığı oluyordu, hatta ben psikolojik destek aldırsak mı acaba diye düşündüm, biz işyerinde gelinlik işi yapıyoruz, çalışanlar asgari ücret ile çalışmaktadır, aynı zamanda çıkardıkları işe göre prim de almaktadırlar, kazadan önce ortalama —- arasında ücret alıyordu, şuanda yeteri kadar iş çıkaramıyor, aktif olarak işe geri dönme süreci 5-6 ayı bulmuştur ” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizin —- tarihli celsesinde dinlenilen davacı tanığı ———- beyanında: ” kazadan sonra teyzeme üç ay boyunca ben baktım, bu süreçte evinde kaldım, hastaneye gidip gelmesiyle ben ilgilendim, üç aydan sonra yürüteç aracılığıyla yürümeye başlamıştır, kazadan yaklaşık 4,5 ay sonra çalışmaya başladı, kazadan sonra yürüyememesi nedeni ile psikolojik olarak çöküntü yaşamıştır ” beyanında bulunmuş ve beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
——–sayılı maluliyet raporunda özetle; davacının —–tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı yaralanması nedeniyle ————– kişinin tüm vücut engellilik oranının %0 olduğu, iyileşme süresinin olay tarihinden itibaren 3 aya kadar uzayabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce alınan —– tarihli bilirkişi raporunda özetle; dava konusu trafik kazasında sebep sorumlusunun tam kusurlu olmasına ve taşıyıcının kurtuluş kanıtı getirememesine nazaran; davacının maluliyeti oluşmadığı ———- tarafından mütalaa edilmekle sürekli iş göremezlik zararı bulunmadığı, davacının belirlenen üç aylık tıbbi şifa devresinde —tarafından ödenen geçici iş göremezlik ödeneklerinin tenzilinden sonra — karşılanmamış kazanç kaybı oluştuğu, ancak —-yazı cevabında raporun devam ettiği bildirildiğinden, yazı tarihinden sonra alınmış geçici iş göremezlik ödeneği bulunması halinde mükerrerliğinin önlenmesi için bunun da tenzili gerekeceği, hesaplanan zararın kaza tarihindeki zorunlu trafik sigortası teminat limitlerini aşmadığı, davalılardan sigorta şirketine davadan önce başvuru yapıldığına ilişkin ikame edilen delil bulunmadığı, sigorta şirketinin diğer davalılar yanında faizden sorumluluğunun dava tarihinden itibaren başladığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince sunulan — tarihli talep arttırım dilekçesi ile –olan dava değeri —- yükseltilmiş, tamamlama harcı yatırılmış ve talep artırım dilekçesi davalılara tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacının yolcu konumunda olduğu, davalı tarafa ait ticari yolcu otobüsünün tek taraflı trafik kazası yapması nedeniyle yaralanan davacı tarafından açılan, bir başka ifade ile taşıma sözleşmesinden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taşıma sözleşmesi TTK’da düzenlenmişse de, —–tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6502 sayılı Yasa’nın 3/k bendinde ————- piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” tüketici işlemi olarak tanımlanmıştır. Aynı Yasa’nın 73/1. maddesinde, tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemelerinin görevli olduğu belirtilmiş, 83/2. maddesinde ise taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve 6502 sayılı Yasa’nın görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
HMK’nın 1. maddesinde ise görev hususunun kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında resen gözetileceği düzenlenmiştir.
Eldeki dava, ——yürürlük tarihi olan —-tarihinden sonra açılmıştır. Buna göre davanın açıldığı tarih itibariyle ———- yürürlükte olduğu, davacının ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket etmesi nedeniyle tüketici, dava konusu taşıma işleminin de tüketici işlemi sayıldığı, buna göre yukarıda belirtilen yasa hükümleri uyarınca işbu davaya bakma görevinin tüketici mahkemesine ait bulunduğu açıktır. Davalı olan sigorta şirketi ile davacı arasında bir sigorta sözleşmesi ilişkisi de yoktur. Dolayısıyla anılan davalı yönünden uyuşmazlığı inceleme görevi ticaret mahkemesine ait ise de işbu dava, araç sürücüsü olan davalıya karşı da birlikte açılmıştır.
Bu durumda davalılar arasında bağlantı olduğu, biri hakkında verilecek kararın diğerini etkileyeceği de muhtemeldir. Hal böyle olunca usul ekonomisi, daha isabetli bir karar verilmesi açısından, davaların birlikte görülmesi gereklidir. Ayrıca davalı ———— hakkındaki davanın da ticaret mahkemesine göre daha özel nitelikteki tüketici mahkemesinde görülmesi, göreve ilişkin usul kurallarına da uygun düşecektir. Öte yandan bu davalar, aynı Kanun’un 23/2. maddesi hükmüne göre harçtan muaftır. Bu açıklamalar çerçevesinde, dava konusu uyuşmazlıkta tüm davalılar yönünden davaya bakma görevi tüketici mahkemelerine aittir. ———
Bu kapsamda, yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu dikkate alınarak, davanın usulden reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Göreve ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca DAVANIN USULDEN REDDİNE,
2-Yasal sürede başvurulması halinde dosyanın görevli —– Nöbetçi Tüketici Mahkemesine gönderilmesine,
3-HMK’nun 331/2 madde gereğince süresi içerisinde müracaat yapıldığı takdirde yargılama giderlerine gönderilen mahkemece dikkate alınmasına,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren HMK’nun 20/1-son cümle gereği dosyanın iki haftalık süre içerisinde görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesinin istenilmemesi halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA karar verilmesi için dosyanın yeniden ele alınmasına,
Dair, davacı vekili ve davalı—– vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde ———nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 01/03/2021