Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/932 E. 2018/785 K. 10.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/932 Esas
KARAR NO : 2018/785

DAVA : Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 17/08/2016
KARAR TARİHİ : 10/07/2018

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Rekabetten Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili özetle; müvekkilinin kişisel destekli yayımcılık gösterdiğini, davalıya ait……. adlı internet sitesinin tüketicilere ait şikayetlere yer vermek için kurulduğunu, davalıya ait bu internet sitesinde müvekkiline ait müşterilerin şikayetlerine yer verilemeyeceğini çünkü müşterilerinin tüketici mevzuatı anlamında tüketici sıfatına sahip olmadıklarını, bu içeriklerin internet sitesinden kaldırılması hususunda 20.04.2016 ve 07.06.2016 tarihlerinde davalı tarafa ihtarda bulunduklarını, söz konusu kullanıcı yorumlarının davacının ticari itibarini zedelediğini, haksız rekabet teşkil ettiğini iddia etmiş ve davalının fiilinin haksız olup olmadığının tespitini haksız rekabetin men’ini, içeriklere ilişkin tedbir kararı verilmesini, maddi ve manevi zararın tazminini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevli mahkemede açılm ticaret mahkemesinin görevli olmadığı, dava dışı kişilerin yorumları sebebiyle müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, pasif husumet yokluğu bulunduğunu, davanın muhatabının yer sağlayıcı olan müvekkili değil, içerik sağlayıcıların olması gerektiğini, müvekkilinin internet sitesinde yer alan içerikleri oluşturmadığını, yalnızca ahlaka aykırı içeriklerin denetlenerek bu içeriklerin çıkarıldığını………….internet sitesinde yalnızca tüketici şikayetlerinin yayımlandığını, böyle bir yasal zorunluluklarının bulunmadığını ifade etmiş ve davanın reddini talep etmiştir.
Mahkememizce aldırılan 17.04.2018 tarihli bilirkişi heyeti raporu ile davalıya ait internet sitesinde yazılan ve davacı tarafı hedef alan yormların/şikayetlerin haksız rekabet teşkil etmediği, yorumların hukuka ayrıkı olduğu kabul edilse dahi davalı yer sağlayıcının tazminat sorumluluğu açısından gerekli şartların oluşmadığı, yer sağlayıcı konumundaki davalı aleyhine haksız rekabetin tespiti, men’i ve eski hale getirme davalarının açılamayacağı sonuç ve kanaati bildirilmiştir.
Dosya kapsamına ilişkin olarak alınan bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davalının 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2. Maddesi hükmüne göre davalının “…….olarak hizmet verdiğini, TTK 58. maddesi hükümünde “yer sağlayıcı” ifadesinin açıkça kullanılmadığını ancak TTK 58. Maddesinin 4. Fıkrasında geçen “hizmet sağlayıcı” ifadesinin 5651 sayılı kanun kapsamındaki ……… ifadesini kapsadığının kabul edilebileceğini, davacı vekilinin iddiaları TTK’ nın 55. Maddesinde düzenlenen kötüleme suretiyle haksız rekabet yönünden incelenmesi gerektiği, TTK’ nın 55. Madde amacının rekabet ortamına katılanların ticari itibarının korumak olduğu, kötüleme suretiyle haksız rekabetten söz edilebilmesi için; bir beyanın bulunması, bu beyanın rekabet ortamını etkilemeye elverişli olması ve yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici şekilde bir başkasını veya onun mallarını vs. Kötüleyici nitelikte olması gerektiği, ancak bu hüküm kapsamnda değerlendirme yapabilmek için bu beyan neticesinde rekabet ortamının mutlaka etkilenmiş olması veya kötüleyen ve kötülenen arasında rekabet ilişkisinin olmasının gerekmediği, davacı tarafından dosyaya sunulan ekran görüntülerinde davalıya ait internet sitesinde davacı firmaya ilişkin şikayette bulunduğu anlaşılana……………….” adlı kullanıcıların yorumlarında kullanılan ifadelerin davacıya yönelik ithamlar içerdiği, davacının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği iddia edildiğini, söz konusu iddiaların gerçeğe aykırı olması halinde dava dışı bu kişilerin beyanlarının TTK 55. Madde kapsamında kötüleme teşkil edeceğini, beyanın ileri sürüldüğü mecra rekabet ortamına katılanların ulaşımına açık olduğu için de bu beyanların rekabet ortamını etkilemeye elverişli olduğu kabul edilebileceğini ancak davacının bu beyanların gerçeğe aykırı olacağı noktasında yeterli delilleri sunmadığını, Dava dışı …… ( ……Kullanıcı adıyla) 26 Kasım 2015 tarihli yorumunda kitabın satışından elde edilen gelirin payına düşen kısmının ödenmediğini, satış raporunun kendisine gönderilmediğini ve kitabın yayımından itibaren 6 yıl geçmesine rağmen ücretini alamadığını iddia ettiğini, davacının dosyaya ……. yoluyla para gönderildiğini gösteren 2 dekont sunduğunu, ilk dekontun 27.10.2010 tarihli, ikinci dekontun 22.02.2016 tarihli olduğunu, ikinci ödeme sonrasında dava dışı…….’ ün yorumunu değiştirdiğini,…….şikayetinin yer aldığı sayfada ek yorum yaparak ” bu hafta içerisinde ikinciadam yayınları tarafıma kitaplarla ilgili ödemenin ikinci taksiti yapılmıştır. Aramızdaki sorunun çözümü için görüşmeler devam etmektedir şikayetimi gören, okuyan herkesi bilgilendirmek isterim” ifadelerini kullandığını, davacı tarafın dosyaya sunduğu ….. dekontları ……………. bu iddialarının aksini kanıtlamaya yeterli olmadığını zira bu verilerle ne elde edilen gelir miktarının ne de ….. ödenecek ücretin nasıl belirlendiğinin anlaşılmadığı dolayısıyla bu verilerle …… gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun söylenemeyeceğini, … adlı şikayetçinin 10 Aralık 2015 tarihinde yaptığı yorumda sözleşme gereği kendisine iletilmesi gereken kitapların o tarih itibari ile iletilmediğini ifade ettiğini, davacı tarafın buna karşılık 13.02.2016 tarihli bir kargo gönderim bilgisinin delil olarak dosyaya sunduğunu, davacının sunduğu kargo gönderim bilgisinin ……adlı kullanıcının yorumdan/şikayetinden sonraki bir tarih olması nedeniyle davacının gerçeğe aykırı beyanlar ile kötülendiğinden bahsedilemez, dava dışı bu kişilerin eylemlerinin haksız rekabet etmediği kanaatiyle bu ifadelerin eleştiri hakkı ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini, dava dışı bu kişilerin eylemlerinin haksız rekabet teşkil ettiğine karar verilmesi halinde ise hizmet/yer sağlayıcının sorumluluğu yönünden bir değerlendirilmesi yapılması gerektiğini, TTK M.58f./4′ göre haksız rekabet fiilinin iletimini başlatmamış, iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçmemiş veya fiili gerçekleştirecek şekilde değiştirmemişse, bu maddenin birinci fıkrasındaki davalar hizmet sağlayıcısı aleyhinde açılamaz hükmünü içerdiğini, anılan maddenin birinci fıkrasında belirtilen davalar TTK’ nın 56. Maddesinin 1. Fıkrasında belirtilen haksız rekabetin tespiti, men-i, ve eski hale getirme davaları olduğunu, davalının yer sağlayıcı olarak faaliyet yürüttüğünü bu sebeple davalı aleyhine haksız rekabetin tespiti, men-i ve eski hale getirme davasının açılamayacağını, davacının maddi ve manevi tazminat istemleri yönünden TTK’ nın 58/3 maddesi gereği hizmet/yer sağlayıcıları aleyhine açılacak tazminat davaları yönünde TBK hükümlerinin uygulanması gerektiğini, haksız rekabet eylemlerinin geniş anlamda bir tür haksız fiil teşkil ettiğini bu nedenle TBK 49. Maddeye göre davalının sorumlu tutulabilmesi için kusurlu olması gerektiği, hizmet/yer sağlayıcının hangi hallerde sorumlu tutulabileceğinin 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun hükümlerine göre belirlenebileceğini, 5651 Sayılı Kanunun 5. Maddesinin ” yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını,araştırmakla yükümlü değildir, yer sağlayıcı yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlüdür” hükmünü içerdiğini, anılan kanunu 9. Maddesinde ” internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek veya tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşmaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir” hükmünü içerdiğini, ilgili hükümlerden de anlaşılacağı üzere yer sağlayıcının barındırdığı içeriklerin hukuka aykırlığını denetleme denetleme yükümlülüğü olmamakla birlikte kendisine bildirilmiş bu içeriklerin hukuka aykırılığı kendisine bildirilmişse bu içerikleri yayından kaldırma yükümlülüğünün bulunduğunu, barındırdığı içeriğin kendisine bildirildiği halde bu içerikleri yayından kaldırmayan yer sağlayıcının ihmali davranışı sebebiyle sorumlu tutulabileceğini, somut olayda davacı tarafın davalı şirkete göndermiş olduğu 20.04.2016 tarihli ihtarında ” Gayesi tüketici sorunları olan sitenizde; tüketici olmayan kişilerin müvekkilim aleyhine yaptıkları yorum ve beyanlern hem müvekkilim için haksız rekabet, hakaret ve marka kötüleme içermesi sebeiyle hem de sitenizin kuruluş amacına ve tüketici kanuna göre tüketici olmamaları sebebiyle şikayet ve yorumların sitenizden kaldırılmasını, bu şikayetlerin sitenizde yayınına müsaade edilmemesini ve filtrelenmesini rica eder aksi durumda müvekkilimin mevcut veya muhtemel zararları için tüzel kişiliğinizde sorumlu tutularak yazarlar ve tarafınız aleyhinde hukuki yollara başvurulacağını vekaleten talep ederiz” ifadelerine yer verildiğini, davalıya gönderilen ihtarda internet sitesindeki hangi içeriklerin, hangi nedenlerle davacının kişilik haklarına zarar verildiğinin anlaşılamadığını, bu şekilde genel ifadelerle davalıya ait internet sitesinde yer alan davacı aleyhindeki tüm yorumların kaldırılmasını istemenin 5651 sayılı kanunun m.5/2′ da düzenlenen haberdar etme yükümlülüğünün şartlarını taşımadığını, kanuna uygun şekilde ihtar yapılmamış bulunan davalı yer sağlayıcının söz konusu içerikleri kaldırmamış olması sebebiyle sorumlu tutulamayacağı kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davanın haksız rekabet nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olduğu, davacı tarafça davalıya ait……………… adlı internet sitesinde davacı aleyhinde asılsız, gerçek duruma aykırı, kötüleyici yorumlara sitesinde yer verilmek suretiyle müvekkili aleyhinde haksız rekabet yarattığı fiilinin tespiti, maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, davalı tarafından davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır. Davalının 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun 2. Maddesi hükmüne göre davalının “yer sağlayıcı” olarak hizmet verdiği anlaşılmıştır. TTK 58/4. maddesi “Haksız rekabet fiilinin iletimini başlatmamış, iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçmemiş veya fiili gerçekleştirecek şekilde değiştirmemişse, bu maddenin birinci fıkrasındaki davalar hizmet sağlayıcısı aleyhine açılamaz; tedbir kararı verilemez. Mahkeme haksız rekabet eyleminin olumsuz sonuçlarının kapsamlı veya vereceği zararın büyük olacağı durumlarda ilgili hizmet sağlayıcısını da dinleyerek, haksız rekabet fiilinin sona erdirilmesini veya önlenmesine ilişkin tedbir kararını hizmet sağlayıcı aleyhine de verebilir veya içeriğin geçici olarak kaldırılması dâhil somut olaya uyan uygulanabilir başka tedbirler alabilir.” hükmünü içermektedir. TTK 58. maddede “yer sağlayıcı” ifadesi açıkça kullanılmamakla birlikte TTK 58. maddesinin 4. fıkrasında geçen “hizmet sağlayıcı” ifadesinin 5651 sayılı kanun kapsamındaki “yer sağlayıcı” ifadesini kapsadığı kabul edilmiştir. Davacı vekilinin iddiaları TTK’ nın 55. maddesinde düzenlenen kötüleme suretiyle haksız rekabet yönünden incelenmesi gerekmiştir. TTK’ nın 55. maddenin amacı rekabet ortamına katılanların ticari itibarının korumak, kötüleme suretiyle haksız rekabetten söz edilebilmesi için; bir beyanın bulunması, bu beyanın rekabet ortamını etkilemeye elverişli olması ve yanlış, yanıltıcı ve gereksiz yere incitici şekilde bir başkasını veya onun mallarını vs. kötüleyici nitelikte olması gerekmektedir, ancak bu hüküm kapsamında değerlendirme yapabilmek için bu beyan neticesinde rekabet ortamının mutlaka etkilenmiş olması veya kötüleyen ve kötülenen arasında rekabet ilişkisinin olması gerekmemektedir. Davacı tarafından dosyaya sunulan ekran görüntülerinde davalıya ait internet sitesinde davacı firmaya ilişkin şikayette bulunduğu anlaşılan ……………” adlı kullanıcıların yorumlarında kullanılan ifadelerin davacıya yönelik ithamlar içerdiği, davacının sözleşmesel yükümlülüklerini yerine getirmediği iddia edildiğini, söz konusu iddiaların gerçeğe aykırı olması halinde dava dışı bu kişilerin beyanlarının TTK 55. Madde kapsamında kötüleme teşkil edeceği, beyanın ileri sürüldüğü mecra rekabet ortamına katılanların ulaşımına açık olduğu için de bu beyanların rekabet ortamını etkilemeye elverişli olduğu kabul edilebilir ise de ancak davacının bu beyanların gerçeğe aykırı olacağı noktasında yeterli delilleri sunmamıştır. Dava dışı ………………. Kullanıcı adıyla) 26 Kasım 2015 tarihli yorumunda kitabın satışından elde edilen gelirin payına düşen kısmının ödenmediğini, satış raporunun kendisine gönderilmediğini ve kitabın yayımından itibaren 6 yıl geçmesine rağmen ücretini alamadığını iddia etmiştir. Davacı dosyaya ……………. e EFT yoluyla para gönderildiğini gösteren 2 dekont sunmuş olup, ilk dekontun 27.10.2010 tarihli, ikinci dekontun 22.02.2016 tarihli olup, ikinci ödeme sonrasında dava dışı ……….’ ün yorumunu değiştirmiştir, ………………. şikayetinin yer aldığı sayfada ek yorum yaparak ” bu hafta içerisinde ikinciadam yayınları tarafıma kitaplarla ilgili ödemenin ikinci taksiti yapılmıştır. Aramızdaki sorunun çözümü için görüşmeler devam etmektedir şikayetimi gören, okuyan herkesi bilgilendirmek isterim” ifadelerini kullanmıştır, davacı tarafın dosyaya sunduğu EFT dekontları …………… bu iddialarının aksini kanıtlamaya yeterli olmadığı gibi bu verilerle ne elde edilen gelir miktarının ne de ………e ödenecek ücretin nasıl belirlendiğinin anlaşılmadığı dolayısıyla bu verilerle ……n gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun söylenemeyeceğini,……….. adlı şikayetçinin 10 Aralık 2015 tarihinde yaptığı yorumda sözleşme gereği kendisine iletilmesi gereken kitapların o tarih itibari ile iletilmediğini iddia etmiştir, davacı tarafın buna karşılık 13.02.2016 tarihli bir kargo gönderim bilgisinin delil olarak dosyaya sunmuştur, davacının sunduğu kargo gönderim bilgisinin ………… adlı kullanıcının yorumdan/şikayetinden sonraki bir tarih olması nedeniyle davacının gerçeğe aykırı beyanlar ile kötülendiğinden bahsedilemez, dava dışı bu kişilerin eylemlerinin haksız rekabet etmemekte olup dava dışı bu kişilerin beyanları ifade özgürlüğü ve eleştiri hakkı kapsamında değerlendirilmiştir. TTK’ nın 58/3 maddesi gereği hizmet/yer sağlayıcıları aleyhine açılacak tazminat davaları yönünde TBK hükümlerinin uygulanması gerekmekte olup, haksız rekabet eylemlerinin geniş anlamda bir tür haksız fiil niteliğinde olup bu nedenle TBK 49. maddeye göre davalının sorumlu tutulabilmesi için kusurlu olması gerekmektedir, hizmet/yer sağlayıcının hangi hallerde sorumlu tutulabileceğinin 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanunun hükümlerine göre belirlenmesi gerekir, 5651 Sayılı Kanunun 5. Maddesinin ” yer sağlayıcı, yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını, araştırmakla yükümlü değildir, yer sağlayıcı yer sağladığı hukuka aykırı içeriği bu kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde yayından çıkarmakla yükümlüdür” hükmünü içermekdir, anılan kanunu 9. maddesinde ” internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini iddia eden gerçek veya tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşlar, içerik sağlayıcısına, buna ulaşmaması halinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği gibi doğrudan sulh ceza hakimine başvurarak içeriğe erişimin engellenmesini de isteyebilir” hükmünü içermekdir, ilgili hükümlerden de anlaşılacağı üzere yer sağlayıcının barındırdığı içeriklerin hukuka aykırlığını denetleme yükümlülüğü olmamakla birlikte kendisine bildirilmiş bu içeriklerin hukuka aykırılığı kendisine bildirilmişse bu içerikleri yayından kaldırma yükümlülüğünün bulunmakdır, barındırdığı içeriğin kendisine bildirildiği halde bu içerikleri yayından kaldırmayan yer sağlayıcının ihmali davranışı sebebiyle sorumlu tutulabilir, somut olayda davacı tarafın davalı şirkete göndermiş olduğu 20.04.2016 tarihli ihtarında ” Gayesi tüketici sorunları olan sitenizde; tüketici olmayan kişilerin müvekkilim aleyhine yaptıkları yorum ve beyanların hem müvekkilim için haksız rekabet, hakaret ve marka kötüleme içermesi sebebiyle hem de sitenizin kuruluş amacına ve tüketici kanuna göre tüketici olmamaları sebebiyle şikayet ve yorumların sitenizden kaldırılmasını, bu şikayetlerin sitenizde yayınına müsaade edilmemesini ve filtrelenmesini rica eder aksi durumda müvekkilimin mevcut veya muhtemel zararları için tüzel kişiliğinizde sorumlu tutularak yazarlar ve tarafınız aleyhinde hukuki yollara başvurulacağını vekaleten talep ederiz” ifadelerine yer verildiğini, davalıya gönderilen ihtarda internet sitesindeki hangi içeriklerin, hangi nedenlerle davacının kişilik haklarına zarar verildiğinin anlaşılamadığını, bu şekilde genel ifadelerle davalıya ait internet sitesinde yer alan davacı aleyhindeki tüm yorumların kaldırılmasını istemenin 5651 sayılı kanunun m.5/2′ da düzenlenen haberdar etme yükümlülüğünün şartlarını taşımamakta olup kanuna uygun şekilde ihtar yapılmamış olması ve davalının internet sitesinde yer alan kullanıcı yorumlarının gerçeğe aykırı beyanlar ile kötülendiğinin veya gereksiz yere incitici nitelikte olduğunun ispanlanamaması nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın REDDİNE,
2.Alınması gerekli 35,90 TL harcın, dava açılırken peşin olarak yatırılan 512,33 TL harçtan tahsili ile bakiye 476,43 TL harcın davacıya iadesine,
3.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
5.Karar tarihinde yürürlükte bulunan……… gereğince 3.600,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6.Kullanılmayan gider avansının kararın kesinleşmesi ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacının yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.