Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/910 E. 2018/982 K. 09.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/910 Esas
KARAR NO : 2018/982

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 10/08/2016
KARAR TARİHİ : 09/10/2018

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili 10.08.2016 harç tarihli dava dilekçesinde özetle: Anadolu ……İcra Müdürlüğü 2016/7757 E. sayılı dosyası ile davalı aleyhinde 14.04.2016 tarihinde icra takibi başlattıklarını, taraflar arasındaki 25.02.2014 tarihinde tanzim edilen sözleşmede davalının “yüklenici”, …………” sıfatına haiz olduğunu, müvekkilinin sözleşme edimi olan borcunu ifa ettiği halde, davalının ödemelerini yapmadığını, takibin 21.917,72 TL olduğunu, müvekkilinin 25.04.2014 tarihinde Kartal …… Noterliği’nden ….. yevmiye no.lu davalıya ihtarname çekerek “davalının sözleşme edimini yerine getirmesi gerektiğini, işi haksız ve gereksiz yere yavaşlatarak işlerin gecikmesine sebebiyet verdiği” hususunu hatırlatıldığını, davalının işi aniden bırakarak müvekkilini zor durumda bıraktığını, boşa geçen her iş günü için müvekkilinin boş yere işçi ücreti ödemek zorunda kaldığını, bunun müvekkilce tutulan ve işçiler tarafından imzalanan 26.06.2014 tarihli tutanak ile sabit olduğunu, davalı ….’ye müvekkilinin defalarca ihtarname gönderilerek olumsuz gidişatın düzeltilmesini istese de olumlu bir gelişme görülmediğini, Davalının haksız yere takibe, borca ve ferilere itiraz ederek takibin durmasına sebebiyet verdiğini, davalı tarafından yapılan bu itirazın haksız ve mesnetsiz ve kötü niyetli olduğunu, borcun varlığının faturalarla sabit olduğunu ve sözleşmeden dolayı bu borcun doğduğu, takibin dayanağı olan 03.10.2014 tarihli fatura sebebiyle müvekkilinin alacaklı olduğunu ve davalının takibe itiraz edilmesini gerektirecek hukuki bir gerekçe bulunmadığını beyanla, Yukarıda açıklanan sebeplerle; Davalının haksız yere itiraz ederek durdurduğu takibin devam edebilmesi için itirazın kaldırılarak, davalı aleyhinde %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir. (Dava Değeri: 21.917,72.TL)
Davalı vekili 22.08.2016 UYAP tarihli cevap dilekçesinde özetle: Davada davalı vekili olarak gösterilmesinin usul hukuku açısından mümkün olmadığını, zira haksız icra takibine itiraz etmelerinin davalının bu davada da vekilliğini deruhte edeceğini anlamına gelmeyeceğini, vekaletname ile birlikte davaya yinede cevaplarını sunduklarını, işbu davanın hukuki mesnetten yoksun ve haksız bir dava olup reddi gerektiğini, davacıya dava konusu işle ilgili hiçbir borçlarının olmadığını ve ödemeleri gereken bir bedel de bulunmadığını, davacıya sözleşmeler mucibince yaptığı işler mukabilinde hakkı olan tüm ödemelerin eksiksiz yapıldığım, kesin hak edişlerin karşılıklı mutabakatla imzalandığını, bu sebeple davanın haksız olarak açılan bir dava olduğunu, yargılama esnasında tüm bu hususların kanıtlanacağını, bu nedenle; davacıdan sözleşmeler gereği haklan olan bugüne kadar iyi niyetle talep etmedikleri zararlan; tazmin ve cezai şartları talep ve dava haklannı saklı tuttuklarım, Müvekkili ile davacı arasında; müvekkilinin taahhüdü altındaki …….. de bulunan AVM içindeki sinema salonları inşaatına ait kaya yünü asma tavan imalatlarının işçilik işi ile ilgili 25.02.2014 tarihli, ayrıca gene müvekkil şirketin taahhüdü altındaki ……. genişleme projesi içinde alçıpan …tavan işlerinin tüm alçı levha, duvar,alçı levha ve metal asma tavan imalatlarının isçilik isi ile ilgili 05.03.2014 tarihli iki adet sözleşme imzalandığını, ….. ile ilgili sözleşmenin 4.3 maddesinde,……… ile ilgili sözleşmenin 4.2 maddesinde; “Davacının projeyi ve şantiye koşullarını gördüğünü, işin durması veya yavaşlaması halinde işçi sayısını azaltacağını ve bununla ilgili taahhüt ettiğinin” açıkça yazılı olduğunu, bu sebeple sözleşme birim fiyatlarının piyasa fiyatlarının üzerinde yüksek birim fiyatlarla imza altına alındığını, dolayısıyla davacının bu konuda bir mağduriyetinin olmasının mümkün olmadığını, -Davacının sözleşme kapsamında yapılan işçilik hizmeti ile ilgili geçerli hiçbir sebep yokken, müvekkilinin şantiye yetkililerine işi bıraktığını söyleyerek 25.04.2014 tarihinden sonra her iki şantiyeyi de terk ettiğini, her iki şantiyede müvekkilinin şantiye yetkililerinin davalı ve ekibine her konuda iyi niyetle yardımcı olduklarım, davacının her iki sözleşmenin 2. maddesinde anılan şantiyelerde her gün tam zamanlı formen görevinde bulunması taahhüdünü yerine getirmediğini, gelmediği günlerde davacının işçilerinin idaresinde müvekkilinin yardımcı olduğunu, buna rağmen sözleşmenin ilgili maddelerinde; şantiyede bulunulmadığı günler için kesilecek günlük ceza ile ilgili maddelerin işletilmediğini, müvekkilinin bu cezaları davacıdan talep etmediğini, -Davacının işi ani bir şekilde sebepsiz bırakması nedeniyle müvekkilinin son derece mağdur olduğunu, müvekkilinin davacının eksik ve kusurlu bıraktığı işleri kendisi tamamlamak zorunda kaldığından zararının büyük olduğunu, davalının müvekkil şirkete Kartal …..Noterliği 25.04.2014 tarih ve 06342 yevmiye no.lu ihtarnamesini keşide ederek müvekkilinden “20.185,00 TL’sı talep ettiğini, ihtarnameye Kadıköy …… Noterliği 08471 yevmiye no.lu 02.05.2014 tarihli cevabi ihtarnamesi ile cevap verildiğini, Mezkur ihtarnamelerden sonra; davacının talebi ile bir araya gelinerek; tüm hesapların görüldüğünü, kesin hak edişlerin hazırlandığını, davalı ve müvekkil tarafından bu hak edişlerin karşılıklı mutabakat ile imzalandığını, her iki tarafça imzalanmış kesin hak ediş raporu ve hak ediş tutanaklarının suretlerini sunduklarını, netice olarak; davacının ihtarnamesinden sonra taraflar bir araya gelerek hesapların görüldüğünü ve davacının müvekkilinden hiçbir hak ve alacağı kalmadığını, -Ancak hesaplar görülüp mutabakat sağlandıktan aylar sonra davacının müvekkilinden alacağı varmış gibi 03.10.2014 tarih …… no.lu 42.940,00 TL dava konusu faturayı müvekkiline Kartal …. Noterli 31.10.2014 tarih ve 18085 yevmiye no.lu ihtarnamesi ekinde gönderdiğini, haksız ve mesnetsiz faturanın müvekkiline Kadıköy …. Noterliği 04.11.2014 tarih ve 21106 yev. no.lu cevabi ihtarname ile iade edildiğini, Davacıya haksız ve mesnetsiz faturası kendisine iade edilince bu defa ilgili faturayı mesnet göstererek İstanbul Anadolu …… İcra Müdürlüğünün 2015/8003 E. sayılı dosyası ile müvekkili aleyhine iflas yoluyla takipte bulunduğunu, söz konusu ödeme emrine süresi içinde itiraz ettiklerini, -Davacının bu takibe vaki itirazları üzerine takibe devam edemediğini, yaklaşık bir yıl sonra bu defa yine dava konusu faturayı mesnet göstererek müvekkili aleyhine İstanbul Anadolu … İcra Müdürlüğü 2016/7757 E. sayılı dosyasıyla ilamsız takipte bulunduğunu, bu takibe yasal süresi içinde itiraz etmeleri üzerine bu defa huzurdaki davayı açtığım, Dava konusu olayın kronolojik gelişmesini izah etmeye çalıştıklarını, bu gelişmelere göre davacının aradaki sözleşmelere aykırı hareket ettiğini, bu sebeple kusurlu olarak müvekkilinin şantiyesindeki işleri yüzüstü bırakarak ayrılması ile keşide ettiği ihtarnameden sonra müvekkilinin kendi talebi ile bir araya gelerek kesin hak ediş rapor ve tutanaklarım imzaladıktan ve bakiye ödemesini aldıktan sonra/başka bir deyişle müvekkilinden hiçbir alacağı kalmadıktan sonra bahsi geçen ihtarnameler ve icra takipleri ile müvekkilinden hakkı olmayan bir alacağı tahsil etmeye çalıştığını, davacının dava dilekçesinde davasını dayandırdığı ve müvekkilinin işi haksız ve gereksiz yere yavaşlatarak işlerin gecikmesine sebebiyet verdiği hususunun yukarıda kanıtları ile izah olunduğu üzere doğru olmadığını, bilakis davacının sözleşmeye aykırı davranarak edimlerini yerine getirmediğini ve kusurlu olduğunu, davacının bu iddiasını kabul etmemekle; bir an için bu hususun doğru olduğunu kabul edilse bile; müvekkili ile davacı arasında imzalanan dava konusu işlere ilişkin sözleşmeye göre müvekkilinin zaten böyle yasal bir hakkı bulunmadığını, sözleşmelerin 4.3 ve 4.2. maddelerinde açıkça ve yoruma muhtaç olmayacak şekilde “Taşeron, şantiyede yapılacak işin projesini ve imalat yapılacak yerlerin tamamını görmüş olup, iş bitinceye kadar birim fiyat için fiyat farkı talep edemez. Yüklenici işin metrajını % 40 arttırabilir.ancak dilediği gibi azaltabilir.isin dilediği kısmını, dilediği imalat çeşidini bir başka taşerona verebilir. Taşeron bu durumu peşinen kabul ve taahhüt eder işin durması veya yavaşlaması sebebi ile işçilerin çalışmaması halinde gerekirse işçi azaltacaktır, ve hiç bir şart altında yükleniciden yevmiye v.b. fark talep edemez” denilerek bu hususu karşılıklı olarak mutabakat altına aldıklarını, bu sebeple davacının işlerin yavaşlatıldığı şeklindeki bir olguya dayanarak huzurdaki dava ile müvekkilinden talepte bulunmasının mezkur sözleşmelerin amir hükümlerine göre mümkün olmadığını, bu meyanda tekrar ile davacıdan uğradıkları zararları ve mezkur sözleşmeler gereği ödemesi gerekli cezaları talep ve dava etme haklarım saklı tutuklarını beyanla, Yukarıda arz ve izah olunmaya çalışılan sebeplerle; İşbu haksız ve mesnetsiz davanın reddine, davacının % 20 den aşağı olmamak üzere haksız icra tazminatı ödemesine hükmedilmesine, karar verilmesini talep etmiştir.
Dava itirazın iptali davasıdır.
Taraf defterleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi tarafından sunulan 31/07/2017 tarihli raporda özetle; davacının ibraz ettiği 2014 ve 2015 yıllarına ilişkin yevmiye ve kebir defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterlerinin noter kapanış onamalarının süreleri içinde yapıldığını ancak envanter defterlerinin ibraz edilmediğini bu nedenle defterlerinin birbirini teyit ettiğini söylenemeyeceğini, davalı tarafın 2015 yılı ticari defterlerini ibraz etmediğini, 2014 yılı ticari defterlerinin noter açılış onamaları ile yevmiye defterlerinin noter kapanış onamalarının süreleri içinde yaptırıldığını, davacı tarafın 06.06.2014 tarihine kadar davalı taraftan 24.096,97 TL ödeme aldığını, takip konusu ……… numaralı 42.940,00 TL bedelli 03.10.2014 tarihinde tanzim ettiğini ve davalı tarafın borcuna kaydettiğini, bu kayıttan sonra davalı taraftan 18.843,03 TL alacaklı duruma geçtiğini, 31.10.2014 tarihinde ise bu alacağını 128 kodlu şüpheli alacaklar hesabına virman yapıldığını, 01.01.2015 tarihli yevmiye açılış maddesinde de ……. kodlu şüpheli alacaklar hesabında 18.843,03 TL bakiyenin aynen yer aldığını, davalının incelenen 2014 yılı ticari defterlerinde davacının faturası ve davalının ödeme makbuzlarının kayıtlı olmdığını, davacı tarafın 03.10.2014 tarihli ……. numaralı 42.940,00 TL bedelli faturasının davalı tarafa Kartal ……. Noterliğinin 31.10.2014 tarihli …… yevmiye numaralı ihtarname ile gönderdiğini, davalı tarafın söz konusu faturayı Kadıköy ……. Noterliğinin 04.11.2015 tarihli …… yevmiye numaralı 8 günlük süresi içinde iade edildiğini belirtmiştir.
Bilirkişi raporunda, davacı tarafın takip ve dava konusu 03.10.2014 tarihli …. numaralı faturasının 42.940,00 TL tutarında olduğunu;
26.533,02 TL 2 adet sözleşmeye ait hak ediş
2.000,00 TL malzeme zayiat bedeli
7.857,00 TL işçilik bekleme bedeli
6.550,00 TL %18 KDV bedelinden oluştuğunu
Davacı tarafın faturada malzeme zayiat bedeli olarak 2.000,00 TL talep ettiğini oysa sözleşmede malzeme zayiatının davacıya ait olmadığını sözleşme gereği davacının sadece işçilik yaptığını, malzemeyi davalının verdiğini bu nedenle davacının talebinin yerinde olmadığını, davacı tarafın faturada işçiler beklediği için 7.857,00 TL talep ettiğini, ….. ile ilgili sözleşmenin 4.3 maddesinde… İstanbul ile ilgili sözleşmenin 4.2 maddesinde davalının projeyi ve şantiye koşullarını görmüş olduğu, işin durması ve yavaşlaması halinde işçi sayısının azaltılacağını ve bununla ilgili herhangi bir fiyat farkı ve/veya yevmiye talep etmeyeceğinin peşinen kabul ve taahhüt etmiş olduğunu, bu nedenle davacının bu talebinin yerinde olmadığını, davacının faturasının süresinden sonra davalı tarafa gönderildiğini, içeriğinin gerçeği yansıtmadığı gerekçesi ile davalı tarafından 8 günlük yasal süre içinde itiraz edildiğinden davacı tarafın KDV tutarını da talep edemeyeceğini, davalı vekili tarafından sunulan davacı ile davalı şirket arasında 30.06.2014 tarihinde …-Haziran 2014 hak edişi imzalandığını, buna göre toplam hak edişin 26.533,02 TL olduğunu, bu hak edişe karşılık 31.05.2014 tarihine kadar davacıya 24.097,03 TL ödendiğini, 06.06.2014 tarihinde maaş ödemesi olarak 270,66 TL, 15.06.2014 tarihinde yemek kesintisi 40,00 TL, 21.06.2014 tarihinde banka havalesi ile 2.124,33 TL olmak üzere toplam 2.435,99 TL daha ödendiğini, “Hesap Kapanmıştır” ibaresinin yazılı olduğunu, her iki tarafın yetkilisinin imzaladığını, taraflara arasında imzalana 2 adet sözleşme kapsamında davacı tarafın edimini gereği gibi yerine getirmediğini, sözleşmeleri haksız bir şekilde feshettiğini, sözleşmelerin feshine kadar yapmış olduğu işlerin hak ediş bedellerini aldığını, tarafların bu yöne mutabık kaldığını, davacının takibe konu faturadan dolayı davalı taraftan bir alacak talep edemeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin itirazları üzerine taraf defterleri üzerinde yeniden inceleme yapılmasına karar verilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından sunulan 10/04/2018 tarihli raporda özetle; 30.06.2014 tarihide karşılıklı imzalanan hakediş raporuyla hakediş bedelinin tamamının tahsil edildiğini, hakediş alacağının kalmadığını önceki bilirkişi raporunun 12. İla 13. Sayfalarında da aynı kanaate varıldığını, davacının düzenlediği 2.000 TL malzeme zayiat bedelini talep ettiğini taraflar arasında düzenlenen sözleşmelerde malzemenin davalı işverene ait olduğunu bu nedenle 2.000 TL malzeme zayiat bedelini talep edemeyeceğini önceki bilirkişi raporunun 12. Sayfasında da aynı yönde kanaate varıldığını, yanlar arasında düzenlenen sözleşmelerde “taşeron işin durması veya yavaşlaması sebebi ile personelin çalışmaması halinde yükleniciden yevmiye v.b fark talep edemez” düzenlemesinin mevcut olduğunu bu nedenle davacının 7.857,00 TL işçi bekleme ücreti talep edemeyeceğini, önceki bilirkişi raporunun 12. Sayfasında da aynı yönde kanaate varıldığını, 6.550 TL tutarında KDV bedelinin davacının davalıya düzenlediği 03.10.2014 tarih 42.940 TL bedelli tüm hakedişi kapsayan alacağa tahakkuk etirilen KDV bedeli olduğunu, ancak davalının bu faturayı kabul etmeyerek iade ettiğinin anlaşıldığını, iade edile bu fatura bedeli içerisinde, kabul edilen 26.533,02 TL hakediş bedelinin de bulunduğunu, 26.533,02 TL hakediş alacağının %18 KDV tutarının (26.533,02 x 0.18) = 4.775,94 TL olduğunu, davacının bu tutarı davalıdan istemeye hakkı olduğunu, davacının 26.533,02 TL hakediş bedelini KDV’siz ödediğini, bir önceki bilirkişi tarafından düzenlenen raporda faturanın davalı tarafından süresi içerisinde davacıya iade edildiği, bu nedenle davacının KDV tutarını talep etmeye hakkı olmadığı görüşüne varılmış ise de bu görüşe katılmadıklarını, KDV’ nin 3165 sayılı Katma Değer Vergisi kanunundan doğan bir yükümlülük olduğunu, mal ve hizmet bedeli faturaya bağlandığı takdirde, mal ve hizmet bedeline isabet eden KDV’nin tahakkuk ettirilerek faturayı düzenleyen tarafından vergi dairesine beyanla ödenmesi gerektiğini, somut olayda davcı taraflar arasında ihtilafsız olan hakediş bedelini faturaya bağlayarak tahakkuk eden KDV’ye de vergi dairesine beyan ettiğini, bu durumda davalının faturayı kabul etmese bile kanundan doğan 4.775,94 TL KDV alacağını davacıya ödemesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin, fatura nedeniyle doğan alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalıya yapılan iş bedelinin ödenmediğinden bahisle başlatılan takibe haksız olarak itiraz edildiğinin iddia edildiği, davalı tarafça taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin 4.3 ve 4.2. maddelerinde açıkça ve yoruma muhtaç olmayacak şekilde “Taşeron, şantiyede yapılacak işin projesini ve imalat yapılacak yerlerin tamamını görmüş olup, iş bitinceye kadar birim fiyat için fiyat farkı talep edemez. Yüklenici işin metrajını % 40 arttırabilir.ancak dilediği gibi azaltabilir. İşin dilediği kısmını, dilediği imalat çeşidini bir başka taşerona verebilir. Taşeron bu durumu peşinen kabul ve taahhüt eder işin durması veya yavaşlaması sebebi ile işçilerin çalışmaması halinde gerekirse işçi azaltacaktır, ve hiç bir şart altında yükleniciden yevmiye v.b. fark talep edemez” denilerek bu hususu karşılıklı olarak mutabakat altına aldıklarını, bu sebeple davacının işlerin yavaşlatıldığı şeklindeki bir olguya dayanarak huzurdaki dava ile müvekkilinden talepte bulunmasının mezkur sözleşmelerin amir hükümlerine göre mümkün olmadığını bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 31/07/2017 tarihli bilirkişi raporunda davacının takibe konu faturadan dolayı davalı taraftan bir alacak talep edemeyeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir. Davacı vekilinin itirazları üzerine yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiş olup 10/04/2018 tarihli bilirkişi raporunda taraflar arasında imzalanan sözleşme nedeniyle davacının malzeme zayiat bedeli ve işçi bekleme ücreti talep edemeyeceğini ancak 6.550 TL tutarında KDV bedelinin davacının davalıya düzenlediği 03.10.2014 tarih 42.940 TL bedelli tüm hakedişi kapsayan alacağa tahakkuk ettirilen KDV bedeli olduğunu, ancak davalının bu faturayı kabul etmeyerek iade ettiğinin anlaşıldığını, iade edile bu fatura bedeli içerisinde, kabul edilen 26.533,02 TL hakediş bedelinin de bulunduğunu, 26.533,02 TL hakediş alacağının %18 KDV tutarının (26.533,02 x 0.18) = 4.775,94 TL olduğunu, davacının bu tutarı davalıdan istemeye hakkı olduğunu, davacının 26.533,02 TL hakediş bedelini KDV’siz ödediğini, bir önceki bilirkişi tarafından düzenlenen raporda faturanın davalı tarafından süresi içerisinde davacıya iade edildiği, bu nedenle davacının KDV tutarını talep etmeye hakkı olmadığı görüşüne varılmış ise de bu görüşe katılmadıklarını, KDV’ nin 3165 sayılı Katma Değer Vergisi kanunundan doğan bir yükümlülük olduğunu, mal ve hizmet bedeli faturaya bağlandığı takdirde, mal ve hizmet bedeline isabet eden KDV’nin tahakkuk ettirilerek faturayı düzenleyen tarafından vergi dairesine beyanla ödenmesi gerektiğini, somut olayda davcı taraflar arasında ihtilafsız olan hakediş bedelini faturaya bağlayarak tahakkuk eden KDV’ye de vergi dairesine beyan ettiğini, bu durumda davalının faturayı kabul etmese bile kanundan doğan 4.775,94 TL KDV alacağını davacıya ödemesi gerektiği belirterek önceki bilirkişi raporu ile oluşan çelişki açıklanmış bu nedenle yeni bir bilirkişiden rapor alınmamıştır. Taraflar arasında imzalanan 30.06.2014 tarihinli …-Haziran 2014 hak edişe göre toplam hak edişin 26.533,02 TL olduğu taraflar arasında ihtilafsızdır, davacının 26.533,02 TL hakediş bedelini KDV’siz ödenmiş olup, KDV 3165 sayılı kanunundan doğan bir yükümlülük olup, mal ve hizmet bedeli faturaya bağlandığı takdirde, mal ve hizmet bedeline isabet eden KDV’nin tahakkuk ettirilerek faturayı düzenleyen tarafından vergi dairesine beyanla ödenmesi gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasında ihtilafsız olan hakediş bedelini faturaya bağlanması sonucu tahakkuk eden KDV’yi davalının faturayı kabul etmese bile kanundan doğan 4.775,94 TL KDV alacağını davacıya ödemesi gerekmektedir. Davacı Kartal …… Noterliğinde keşide ettiği 31.10.2014 tarih ve …… yevmiye numaralı ihtarname ile 18.843,03 TL nin tebliğden itibaren 10 gün içinde ödenmesi bildirilmiştir. İhtarnamede tebliğ şerhi olmamakla birlikte davalı bu ihtarnameye 04.11.2014 tarihinde ve….. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile cevap vermiştir, cevap verildiği tarih tebliğ tarihi olarak kabul edilmiş olup bu tarihten 10 gün sonra temerrüdün gerçekleştiği kabul edilerek 14.11.2014 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği kabul edilmiştir. Takip konusu alacağın likit olmadığı yargılama ile belirlendiği anlaşılmakla davacının icra inkar tazminatının reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde davanın kısmen kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın kısmen kabulü ile
İstanbul Anadolu …. İcra Dairesinin 2016/7750 Esas sayılı takibe davalı tarafça yapılan itirazın kısmen iptali ile takibin 4.775,94TL asıl alacak, 743,11-TL işlemiş faiz üzerinden devamına, asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren avans faiz işletilmesine,
Aşan istemin reddine,
2.Her ne kadar davacı tarafça icra inkar tazminatı talep edilmiş ise de alacağın likit olmadığı anlaşılmakla tazminat talebinin reddine,
3.Alınması gereken karar ve ilam harcı 377,00 TL olduğundan peşin alınan 374,30 TL harç ile takip dosyasından alınan 109,59 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 2,70 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4.Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan 374,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6.Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7.Davacı tarafından sarf edilen 2.350,00 TL bilirkişi ücreti, 95,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 2.445,50 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranı gözetilerek 615,77 TL sinin davalıdan tahsiline, bakiye kısmın davacı üzerinde üzerinde üzerinde bırakılmasına,
8.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
9.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.