Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/768 E. 2019/419 K. 11.04.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/768 Esas
KARAR NO : 2019/419
DAVA : Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan
Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 23/06/2016
KARAR TARİHİ: 10/04/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı şirketin fast-food (hamburger restoranı) işletmeciliği konusunda faaliyet gösterdiğini, davacı ve davalı şahısların da bu şirketin ortağı ve müdürü olduklarını, şirketi münferiden temsil ve ilzama yetkili bulunduklarını, şirkette % 70 oranında hissedar olan davalı …’ün şirketi kendi menfaatleri doğrultusunda yönettiğini, şirketin gelirini şahsi malvarlığına geçirdiğini, şirkete ait ödemeleri yapmadığını ve şirketi iflâsın eşiğine kadar sürüklediğini, vergi dairesine olan –.- T.L. lık borç için müvekkilinin şahsi malvarlığına haciz konduğunu, şirketin kredi kartı ile yaptığı satışlardan ötürü ———- Şubesi’ne yatan —-T.L. sınm —-T.L. lık kısmını davalının şahsi hesabına aktardığını, oysa ortakların şirkete borçlanmasının yasak olduğunu, davalının şahsi hesabına aktarılan paraların şirketin envanterine işlenmediğini, defter ve kayıtların kanunda öngörülen usule aykırı tutulduğunu, davalının üzerine kayıtlı mal varlığı olmadığından vergi dairesinin müvekkilinin mal varlığına haciz koyduğunu, davalının da bu durumu bildiğini ve kötü niyetli olarak hareket ettiğini, şirketin kira borcunun ödemediğinden mal sahibinin ———- tarihinde noterden ihtarname gönderdiğini, davalının —- tarihli genel kurulda aldığı karar ile şirketin —- olan merkezini —taşıdığını, davacı şirketin boşalttığı—- adresinde———kurularak faaliyete geçtiğini, bu şekilde sadece isim değişikliği yapıldığını, yeni şirketin kullandığı eşyaların ve tabelanın dahi davacı şirkete ait olduğunu, sadece isim değişikliği yapıldığını, davacı şirketin örtülü olarak tasfiye edildiğini, bilânçonun gerçeğe aykırı hazırlandığını iddia ederek, haklı nedenler mevcut olduğundan davalı …’ün ortaklıktan çıkarılmasına, dava sonuçlanıncaya kadar temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasına, şirketin iflâs etmesinin önlenmesi ve faaliyetine devam edebilmesi için kayyım tayin edilmesine, 27-05-2016 tarihli genel kurulda muvazaalı olarak alınan adres değişikliğine ilişkin 7 inci maddedeki kararın iptaline ve şirketin merkez adresinin ———–olarak tesciline, kasıtlı hareketleri ile şirketi ve müvekkilini—- maddi ve ———- TL’ sı manevi zarara uğratan davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili ile arkadaş olan davacının aralarında anlaşarak davacı şirketi kurduklarını, ——- markasının isim haklarının franchising sözleşmesi çerçevesinde satın alındığını, ancak franchising sözleşmesinin diğer tarafı ve ———–” markasının sahibi olan şirketin darboğaza girdiğini ve battığını, bu şirketten alacağı bulunan üçüncü kişilerin de davacı şirkete haciz ihbarnamesi gönderdiklerini, davacı şirketin kendisi ile ilgisi olmayan hukuki çekişmenin tarafı haline geldiğini, bu arada ürün teslimatı da yapılmadığı için davacı şirketin faaliyetin sekteye uğradığını, tüm bu süreçte davacı şirketin restoranının ve kasanın başında bizzat davacı …’un durduğunu, hasılatın … tarafından alındığını, harcamaların da bu kişi tarafından yapıldığını, ancak ürün tedariki aksadığından davacı şirketin zarar etmeye başladığını, 2012 – 2013 – 2014 ve 2015 yıllarının zararla kapatıldığını, bu arada müvekkilinin kötü gidişin önüne geçmek için şahsen girişimlerde bulunduğunu, sonunda davacı şirketin borçlarını ödeyemez ve iş yapamaz hale geldiğini, bunların üzerine davacı …’un hisselerinin bir kısmını devretmek istediğini ve davacı şirkete ait dükkanın da işletmesini yapamayacağını bildirdiğini, bu nedenle müvekkilinin zarar eden ve borca batık hale gelen davacı şirketin % 20 hissesini de davacı …’dan devraldığını, müvekkili …’ün kendisine ait —————isimli işyerini bırakarak davacı şirkete ait dükkanın başına geçmek zorunda kaldığını, işyerinin 2015 senesinin sonundan beri müvekkili tarafından işletildiğini, ancak birikmiş borçlar nedeniyle kârlılığın ortadan kalktığını, kira borçları nedeniyle de dükkanın tahliye edildiğini ve davacı şirketin gayri faal hale geldiğini, bu gerçekler karşısında davacı …’un iddialarının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin davacı şirkete borçlanması gibi bir durumun söz konusu olmadığını, şirket hesabından müvekkiline yapılan havaleler ile tedarikçilere ödeme yapıldığını, davacının da bu durumu çok iyi bildiğini, ortada bir kusur varsa bununda davacıdan kaynaklandığını, borçların davacının döneminde biriktiğini, şirket zarar ettiğinden vergi ve sigorta primlerinin ödenemediğini, davacı şirketin dükkanın kiralarının da ödenemediğini, mal sahibinin birden fazla ihtar çektiğini, bu sebeple ———-dükkanda faaliyetin devam etmesine imkan kalmadığını, davacının———- başka bir dükkan açarak ticaret yaptığını, davacı şirketin iflâsına seyirci kaldığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava hukuki niteliği itibari ile; genel kurul kararının iptali, davalının ortaklıktan çıkartılması, şirkette meydana getirilen zararın davalıdan tahsiline karar verilmesi istemine ilişikindir
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacı ———- Müdürlüğünün —— sicil numarasına kayden ——– tarihinde tescil edilmek suretiyle kurulduğu, kuruluş aşamasında—– TL sermayesi bulunduğu, bu sermayenin 50.000 TL’lik kısmının davacı …’a, geri kalan 50.000 TL’sinin de davalı …’e ait olduğu, her iki ortağında şirketi münferiden tensil ve ilzama yetkili bulundukları, davacı ortak …’un ———. Noterliğince—- tarihinde ——yevmiye numarası ile tasdik edilmiş olan hisse devir ve temlik sözleşmesi ile şirketteki 50.000 TL’lik sermayesinin 20.000 TL’lik kısmını şirket ortaklarından davalı …’e devrettiği hususunun ortaklar kurulu kararı ile tescil ve ilan edildiği davacı şirketin —–‘ TL’lik sermayesinin —-TL’lik kısmını davalıya ——–lik kısmının da …’a ait olduğu görülmüştür.
Davacı şirket ortaklarının davacı ve davalı kon–umunda bulundukları ve her ikisinin de münferit temsil yetkilerinin olduğu dikkate alınarak iş bu davada davacı şirketi temsil etmek üzere mahkememizce … temsil kayyımı olarak atanmasına karar verilmiştir.
Davacı … ve vekili tarafından 14.11.2018 tarihli duruşmaya katılmadığından HMK 150 madde hükmü gereğince iş bu davacı tarafından açılan dava işlemden kaldırılmasına karar verilmiştir.
HMK 150/5madde hükmü gereğince işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak 3 ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibari ile açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır.
Davacı … tarafından açılan dava 14.11.2018 tarihinde işlemden kaldırıldığı, yasal üç aylık süre içinde yenilenmemiş olduğundan bu davacı tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verilmek gerekmiştir.
Davacı şirket tarafından açılan davada davacı şirketin adres nakline ilişkin ortaklar kurulu tarafından verilen genel kurul kararının iptali ve davalının ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi isteminde bulunulmuştur.
TTK’nun 622 madde hükmü gereğince; bu kanunun anonim şirket genel kurul kararının butlanına ve iptaline ilişkin hükümleri, kıyas yoluyla limited şirketlerde de uygulanır.
TTK’nun 446 madde hükmü gereğince; iptal davası açabilecek kişiler olarak;
a-Toplantıda hazır bulunup karara olumsuz oy veren ve bu muhalefetini tutanağa geçirten,
b-Toplantıda hazır bulunsun veya bulunmasına olumsuz oy kullanmış olsun veya olmasın, çağrının usulüne göre yapılmadığının gündemin gereği gibi ilan edilmediğini, genel kurula katılma yetkisi bulunmayan kişilerin veya temsilcilerinin toplantıya katılıp oy kullandıklarını, genel kurula katılmasına ve oy kullanmasına haksız olarak izin verilmediğini ve yukarıda sayılanların genel kurul kararına alınmasında etkili olduğunu ileri süren pay sahipleri,
c-Yönetim kurulu,
d-Kararların yerine getirilmesi, kişisel sorumluluğuna sebep olacaksa yönetim kurulu üyelerinden her birinin iptal davası açma hakkının bulunduğu belirtilmiştir.
TTK’nun 446 madde hükümlerinde butlan davasının kimler tarafından açılacağının düzenlendiği davacı ———- açılan iş bu iptal davasında aktif dava ehliyeti bulunmamaktadır.
TTK’nun 640 madde hükmü gereğince , şirket sözleşmesinde , bir ortağın genel kurul kararı ile şirketten çıkartılabileceği sebepler ön görülebilir.
Çıkarma kararına karşı ortak kararın noter aracılığıyla kendisine bildiriminden itibaren 3 ay içinde iptal davası açabilir.
Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkartılması hali haklı olarak düzenlenmiştir
Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda ibraz olunan raporda da vurgulandığı üzere, davacı ve davalı şahıslar müdür oldukları halde TTK 376 maddesinde ön görülen tedbirleri almadıkları, yasaya uygun davranmadıkları bu nedenle iki müdürün de kusuru ve sorumluluklarının olduğu belirtilmiştir.
Şirketin istemi üzerine ortağın mahkeme kararı ile haklı sebebe dayanılarak şirketten çıkartılmasına karar verebilmek için şirketin haklı nedenin varlığını B:K. 6madde hükmü gereğince ispatla mükelleftir.
Davacı şirket tarafından dava dosyasına haklı nedenlerin varlığını ispata yarar hiç bir yazılı delil ve belge ibraz edilmemiştir.
Bu nedenle şirket ortaklığından çıkma istemi kanıtlanmamıştır,
Bu itibarla davacı … tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, davacı ————– tarafından açılan genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle ortaklıktan çıkartılmasına ilişkin davanın kanıtlanmadığından reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-Davacı … tarafından açılan davanın HMK 150/5 maddesi gereğince açılmamış sayılmasına,
2-Davacı ——–. tarafından açılan genel kurul kararının iptaline ilişkin davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddine,
3-Davacı ———. tarafından açılan davalının ortaklıktan çıkarılmasına ilişkin davanın kanıtlanamadığından reddine,
4-KARAR HARCI
Alınması gereken 44,40 TL maktu karar harcının 888,03 TL’si dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan ayrıca karar harcı alınmasına yer olmadığına, fazla alınan 843,63 TL karar harcının karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacılara yada yetkili vekillerine iadesine,
5-AVUKATLIK ÜCRETİ:
a-Davacı … tarafından açılan ve açılmamış sayılmasına karar verilen davada avukatla temsil edilen davalı yararına belirlenen 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı …’tan tahsili ile davalıya verilmesine,
b-Davacı şirket tarafından açılan ve davası reddedilen davada davalı yararına belirlenen 2.725,00 TL maktu avukatlık ücretinin davacı şirketten tahsili ile davalıya verilmesine,
6-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ:
a-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına,
b-Davalı tarafından yatırılan 4,30 TL vekaletname harcı ile 40,95 TL gideri olmak üzere toplam 45,25 TL’nin davacılardan tahsili ile davalı tarafa verilmesine,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, hazır olan tarafların yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 10/04/2019