Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/765 E. 2018/65 K. 23.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/765 Esas
KARAR NO : 2018/65
DAVA : Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 22/06/2016
KARAR TARİHİ : 23/01/2018 (Tefhim Tarihi) – 23/02/2018 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili …’ün davalı şirketten 21/03/20116 tarihinde araç kiralandığını, kiralamaya ilişkin faturanın davacı şirket adına kesildiğini, ayrıca müvekkili …’ün oto kiralama sözleşmesi şartları başlığını taşıyan sayfanın altındaki bono kısmını da imzaladığını, bonoda kefil kısmına davacı şirketin yazıldığını ancak davacı şirketi temsil ve imzaya yetkili bir kişi tarafından bononun imzalanmadığını, bonodoki tek imzanın şirket çalışanı …’e ait olduğunu, dolayısıyla ….Proje’nin takibe konu borca kefil olduğundan bahsedilmesinin mümkün olmadığını, müvekkili …’e imzalatılan boş bononun davalı şirket tarafından anlaşmaya aykırı biçimde doldurulduğunu, takibe konu edilen bononun sözleşme sayfasından kesilerek çıkartıldığını, kiralanan aracın 27/04/2016 tarihinde bir kaza geçirdiğini, kazaya neden olan dava dışı aracın sürücüsünün tam kusurlu olduğunu, müvekkilinin kiraladığı aracın sürücüsünün kusursuz olduğunu, oto kiralama sözleşmesine göre kasko sigortalarına konu bir olayda kusuru olmayan kiralayan zarar 30.000 TL nin altındaysa bir bedel ödemez, ancak kusuru olan kiralayan md. 23’e göre 1500 TL ödemekle mükelleftir, kaza sonucu 30.000 TL nin üzerinde bir hasar meydana gelmediğini, üstelik karalanan aracın sürücüsünün kazada bir kusuru olmadığını, bu nedenle davalının müvekkil …’den hirhangi bir talep hakkı bulunmadığını, davalının kazadan sonra 29/04/2016 tarihli 1500 TL bedelli faturaya müvekkil şirkete gönderdiğini, ancak faturaya itiraz edildiğini, bunun ardından sözleşme ekindeki bononun doldurularak müvekkillerden haksız biçimde para tahsili yoluna başvurulduğunu, müvekkillerin davalı şirkete borçlu olmadığını, İstanbul Anadolu 22. İcra Dairesi’nin……Esas sayılı dosyasında müvekkilleri aleyhinine 9.770 TL borçlu olduklarından bahisle Stattute Otomotiv tarafından takip başlatıldığını, her ne kadar müvekkilleri davalı şirkete 9.770 TL borçlu olduğuna ilişkin bir bononun İstanbul Anadolu 22. İcra Dairesine ibraz edilse de müvekkillerinin bona içeriğinde bahsi geçen tutarda bir borcunun bulunmadığına karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırsında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı …’ün müvekkili şirketten araç kiraladığını, sözleşmeyi davacı şirket …..Proje Uluslararası Aş adına vekaletname sunarak imzaladığını, söz konusu kiralama sözleşmesinden davacının haberi olduğunu, davacının kiralamış olduğu araç ile kaza yaptığını kaza sırasında aracı kullanan kişinin aracı kiralayan … olmadığını, sözleşmeye göre aracı sadece kiracının veya şirketin belirlediği kişilerin kullanabileceğini, bu şahısların dışında kalan kişiler nezdinde oluşacak zararlardan kiracının herhangi bir ihtar ve ilama bağlı olmaksızın sorumlu olduğunu, araçların hasar durumunun tespit ettirildiğini ve bu hasar durumunun davacıların sorumluluğunda olduğundan bildirildiğini ve ödemeleri yapmaları konusunda ihtar edildiğini, ancak müvekkil şirket yetkililerinin davacılar tarafından sürekli oyalandığını ve başlatılan takibe de haksız yere itiraz ettiklerinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında vekillikten çekilidğini bildirmekle davalıya usulüne uygun tebligat yapılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlekte değerlendirildiğinde; talebin kambiyo senedine binaen başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti olduğu, davacı tarafça davalıdan araç kiralar iken oto kiralama sözleşmesinin eki niteliğindeki bononun da mecburen imzalandığını, daha sonra senedin anlaşmaya aykırı doldurulduğunu, kiraladığı araç ile kaza yapması üzerine araç hasarına binaen senedin doldurularak icraya konulduğu, ancak senet bedeli kadar borçlu olmadığının iddia edilidği, davalı tarafça da taraflar arasında araç kiralama sözleşmesi yapıldığının ve senedin araç kiralama sözleşmesi nedeniyle verildiğini, araç ile davacının kaza yaptığını ve hasardan sorumlu olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesi talep edilmiş, davalı vekili yargılama devam ederken vekillikten çekildiğini bildirmiş ve davalı şirkete usulüne uygun olarak tebligat yapılmıştır. HMK’nın 114.maddesinde dava şartları düzenlenmiş ve Mahkemenin görevi dava şartı olarak belirtilmiş, 115.maddesinde de dava şartı yokluğu halinde davanın usulden reddedileceği hükmüne yer verilmiştir. Menfi tespit talepleri bakımından özel görevli Mahkeme düzenlenmediğinden görevli Mahkeme belirlenir iken taraflar arasındaki temel ilişkiye bakılmalıdır. Eldeki dava bakımından taraflar arasında takibe konu senedin, davacı tarafça davalıdan kiralanan aracın kiralanması sırasında kira ilişkisi nedeniyle verildiği hususunda anlaşmazlık bulunmadığı, anlaşmazlığın davacının kiraladığı araç ile karıştığı kaza neticesinde oluşan hasar miktarı ve davacının sorumlu olup olmadığı ve borç miktarı hususlarında olduğu, 6100 sayılı HMK’nın 4-(a) maddesinde “Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davalar..”ın Sulh Hukuk Mahkemesinin görevine girdiğinin düzenlendiği, bu hali ile eldeki dava bakımından Mahkememizin görevsiz olduğu (Yargıtay 20. HD’nin 13/06/2016 tarihli 2016/4920 – 6859 Esas ve Karar ) ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. Mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına
Dair davacılar vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 23/01/2018