Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/737 Esas
KARAR NO : 2018/354
DAVA : Zayi Belgesi Verilmesi
DAVA TARİHİ : 16/06/2016
KARAR TARİHİ : 27/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı…vekilinin dava dilekçesine özetle; müvekkilinin…………….NO: ……………. adresindeki arşivine 14/10/2015 tarihinde hırsız girdiği, Anadolu 2. Asliye Tic. Mah. ………….sayılı davada 10/06/2016 tarihinde yapılacak bilirkişi incelemesi ile evrak almak amacıyla arşive girildiğinde 14/10/2015 günü çalınan büro ekipmanı ve evrakların içinde 2009-2010-2011-2012-2015 ticari defterlerinin de bulunduğunun farkına varıldığı, ilgili yıl ticari defterlerinin dayanağı olan vesikaların asılları ile ticari defterlerin bilgisayar ortamındaki kayıtları tam ve eksiksiz olarak şirket merkezinde muhafaza altında olduğundan bahisle ticari defterlerin bilirkişi marifeti ile bilgisayar ortamından kağıt ortamına aktarılması ve ait olduğu yıla ilişkin noter onaylarının yeniden deftere bastırılması ile ticari defterlerin zayiine ilişkin belge verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Dosya bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından yapılan incelemeler neticesinde düzenlenen rapor Mahkememize ibraz edilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ticari defterlerin zayi olduğundan bahisle zayi belgesi verilmesi olduğu anlaşılmıştır. TTK’nın 82/7.madde ve fıkrasında “Bir tacirin saklamakla yükümlü olduğu defterler ve belgeler; yangın, su baskını veya yer sarsıntısı gibi bir afet veya hırsızlık sebebiyle ve kanuni saklama süresi içinde zıyaa uğrarsa tacir zıyaı öğrendiği tarihten itibaren onbeş gün içinde ticari işletmesinin bulunduğu yer yetkili mahkemesinden kendisine bir belge verilmesini isteyebilir. Bu dava hasımsız açılır. Mahkeme gerekli gördüğü delillerin toplanmasını da emredebilir” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa metninde yer alan 15 günlük süre hak düşürücü süredir. Eldeki davamız bakımından 14/10/2015 tarihinde davacı…şirketin arşivinde hırsızlık olayının meydana geldiği ve ticari defterlerin çalındığının iddia edildiği, bu hali ile öngörülen yasal 15 günlük sürenin geçtiği anlaşılmıştır. Her ne kadar davacı…tarafça dava dilekçesinde; Mahkememizin ………. Esas sayılı yargılaması sırasında bilirkişi incelemesi kararına binaen arşive gidildiğinde defterlerin çalındığının öğrenildiği bildirilmiş ise de; ticari defterlerin açılış ve kapanış onaylarının yaptırılması gerektiği hususu, basiretli bir tacirin ticari defterlerin bulundurulduğu yerde meydana gelebilecek bir hırsızlık eyleminin akabinde defterlerinin varlığını kontrol etmesi gerektiği, hırsızlanan eşyaların kontrolünün yapılmamış ve dolayısıyla da iddia edildiği gibi ticari defterler arşivde saklanıyor ise çalındığının hırsızlık olayının akabinde fark edilmemiş olmasının hayatın olağan akışına uymadığı, hırsızlık olayının meydana geldiği tarih ile eldeki davanın açılış tarihi arasında 8 aylık bir süre olduğu anlaşılmakla hak düşürücü süre içerisinde açılmayan davanın reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmakla REDDİNE,
2- Davacı…tarafça yapılan yargılama giderlerinin davacı…yan üzerinde bırakılmasına,
3- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 6,70 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
4- Davacı…tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı…vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 27/03/2018