Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/703 E. 2023/885 K. 16.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO: 2016/703 Esas
KARAR NO: 2023/885
DAVA: Kayıt- Kabul
DAVA TARİHİ: 27/08/2013
KARAR TARİHİ: 16/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan kayıt- kabul davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 9. Maddesi gereğince Türk Milleti adına yargılama yapmaya görevli ve yetkili ——–Asliye Ticaret Mahkemesince yapılan yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.

DAVA:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili ile davalı arasında inşaat işlerinin taşeronluğundan kaynaklanan cari hesap ilişkisi bulunduğunu, davalıya bu ticari ilişki nedeniyle kesilen fatura bedellerinin uzun süre ödenmediğini, davalının ödemelerini aksatması üzerine——— Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalı tarafından takibe itiraz edildiğini ve takibin haksız itiraz nedeniyle durduğunu, tüm bu nedenlerle davalıdavalı firmanın bankalar nezdinde bulunan hesaplarından 59.201,25 TL kadar olan kısmının çekilmesinin veya üçüncü kişilere aktarılmasının önlenmesi için ihtiyati tedbir kararı ve ihtiyati haciz kararı verilmesini, davalının icra dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, alacağın likit olduğu dikkate alınarak takip alacağının %20’sinden az olmamak üzere davalının inkar icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

CEVAP:Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkili şirket merkezi adresinin ——— olduğunu, bu nedenle yetkisizlik kararı verilmesini, müvekkilinin cari hesaplarında yapılan inceleme neticesinde davacının iddiaları ile bağlantılı bir borca rastlanılmadığını, dolayısıyla takibe itiraz ettiklerini ve takibin haklı olarak durdurulduğunu, davacının icra inkar tazminatı talebinin haksız olduğunu, müvekkilinin davaya konu borcu bulunmadığından davacının ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinin reddi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın reddini, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve beyan etmiştir.

İLK KARAR; Mahkememizce 21/01/2014 tarih ve ——– Esas ve ——— Karar sayılı kararı ile yetkisizlik kararı verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili temyiz yasa yoluna başvurmuştur.

BOZMA KARARI: ——– sayılı ilamında; ”..Taraflar arasında mutabakat belgesi bulunduğu ileri sürülerek, davalı şirketin de imzasının bulunduğu iddia edilen bir belge sunulmuştur. Davacı … davalı şirket arasında akdi ilişkinin varlığının kanıtlanması halinde BK’ nın 73. (TBK’ nın 89.) maddesi uyarınca davacının ikametgahı mahkemesi de yetkili olacaktır. Akdi ilişkinin varlığını ispat yönünden sunulan mutabakat metni açıklattırılıp, davalının isticvabından sonra mahkemenin yetkisi konusunda karar verilmesi gerekirken, bu yönde inceleme yapılmadan karar verilmesi doğru görülmemiştir.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davacı yararına BOZULMASINA,” şeklinde karar vererek mahkememiz dosyasını iade etmiştir. Dosya yukarıdaki esasına kaydolunarak yargılamaya devam olunmuştur.

İNCELEME VE GEREKÇE :Dava, itirazın iptali davası olarak açılmış, davalı şirket dava tarihinden sonra iflas etmiş olmakla kayıt kabul davasına dönüşmüştür.Mahkememizce iflas müdürlüğüne müzekkere yazılmış cevaben——–Esas sayılı dosyasından 29/03/2016 tarihinde davalı şirket hakkında iflas kararı verildiği, . İcra Dairesi 24/12/2020 tarihli müzekkere cevabı ile Müflis hakkında ——- Esas sayılı dosyası ile 15/01/2020 Tarihinde iflas kararı verildiği, tasfiyenin resen müdürlüklerinin ——–iflas sayılı dosyalarından yürütüldüğü bildirilmiştir.Müflis hakkında verilen iflas kararının 20/01/2022 tarihinde kesinleştiği anlaşılmıştır.Mahkememizce davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının mahkememiz yargı çevresinde bulunmaması nedeniyle, ———- Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesi’ne talimat yazılarak bilirkişi raporu düzenlenmesi istenilmiş, mali müşavir bilirkişi tarafından düzenlenen 10.10.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; İncelemeye konu dönemin 2009-2010-2011 ve 2012 yılları olduğu, Davacı yanın 2009-2010 ve 2011 yılına ilişkin ticari defterlerinin bulunamadığı, 2012 yılına ilişkin ticari defterlerin ise açılış-kapanış tasdikin süresinde ve usulüne uygun yaptırıldığı, 2012 yılı ticari defterlerinin TTK ilgili hükümlerine göre usulüne uygun tutulduğu, Davacı yanın muhasebesinden alınan 2009-2010-2011 ve 2012 yılına ilişkin muavin defterlerin, (cari hesap dökümünün) incelendiği, 2012 yılı ticari defter kayıtlarında davacının davalıdan 2011 yılından 60.435,55 TL alacaklı olarak 2012 yılına devrettiği, 2012 yılına ait ticari defterlerin açılış kaydının incelenmesinde davacının davalıdan 2011 yılından 60.435,55 TL alacaklı olarak 2012 yılına devrettiği, 31/12/2012 tarihi itibariyle davacının ticari defter kayıtlarına göre davalıdan 59.201,25 TL alacaklı olarak 2013 yılına devrettiği, 2013 yılı ticari defter kayıtlarında açılış kaydında aynı tutarın kayıtlı olduğu, davacının ticari defterlerindeki kayıtlı olan 59.201,25 TL alacağın ——— Esas sayılı dosyasında takibe konu alacağı ile uyumlu olduğu, davacının takibe konu 59.201,25 TL alacağının ticari kayıtlarında yer aldığı bildirilmiştir. Davalı müflisin ilgili yıllara ait defter ve kayıtları mahkememizce iflas idaresinden, iflastan önceki müflis şirket yetkililerinden usulünce sorulmuş ancak müflis şirketin 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ait ticari defterleri ibraz edilememiştir.Bunun üzerine mahkememizce müflisin ilgili yıllara ait BA-BS kayıtları ilgili vergi dairesinden celbedilmiş ve ilgili yıllara ait Ba-Bs formları ile beraber davacı şirketin defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ve dayanak belgeler de karşılaştırılarak rapor alınmasına karar verilmiş, mahkememizce aldırılan 28/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yan dava dilekçesinde, huzurdaki davasını tarafların ticari defterlere dayandırdığı, davalı yanın ticari defterleri üzerinde inceleme yapılamadığı, vergi beyannamelerinin ticari defterlerin eki hükmünde olduğunun kabulü ile, dosyaya sunulu tarafların BA-BS form analizleri üzerinde yapılan incelemede, tarafların BA-BS formlarının birebir örtüştüğü, davacı yan tarafından düzenlenen tüm faturaların BA-BS bildirim sınırı üzerinde olduğunun tarafımızdan görüldüğü, BA-BS formlarının örtüşmesi ile de davacı yan tarafından davalı yana düzenlenen tüm faturaların, davalı tarafından alış olarak süresinde vergi dairesine bildiriminin yapıldığının tarafımızdan görüldüğü, süresinde beyan edilen faturaların davalı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun kabulü gerektiği, Ödeme noktasında ispat külfetinin davalı yanda olduğu dikkate alındığında, davacı yanın huzurdaki davasını ispat ettiği, 2012 yılında davacı yan tarafından davalı yana 1 adet 58.615,00 TL tutarlı fatura ile satış yapıldığının beyan edildiği, davalı yan tarafında aynı tutarda alış beyan edildiği, 2011 yılında davacı yan tarafından davalı yana 3 adet 115.445,00 TL tutarlı fatura ile satış yapıldığının beyan edildiği, davalı yan tarafında aynı tutarda alış beyan edildiği, 2010 yılında davacı yan tarafından davalı yana 13 adet 6.408.611,00 TL tutarlı fatura ile satış yapıldığının beyan edildiği, davalı yan tarafında 13 fatura ile 6.651.944,00 TL tutarında alış yapıldığının beyan edildiği, davalı yan tarafından davacı yanın satış tutarının (6.651.944,00 TL – 6.408.611,00 TL) 238.335,00 TL üstünde alış beyan edilmesinin davacı aleyhine yorumlanmasının mümkün olmadığı, (muhtemelen fatura kaydedilirken KDV tutarının yanlış kaydedilmiş olabileceği, kaldı ki daha fazla alış bildirmenin davalı yanı borçlandıran davacı yanı alacaklandıran bir işlem olduğu, bu hususun davacı aleyhine yorumlanamayacağı,) 2009 yılında da davacı yan tarafından düzenlenen 11 faturanın davalı yan tarafından alış olarak beyan edildiği tarafların beyan farkları arasında (1.291.554,00 TL – 1.286.556,00 TL) 4.998,00 TL tutarında fark olduğu, bu farkın davacı yan tarafından davalı yana 06.05.2019 tarihinde düzenlenen ——— nolu 5.000 TL (KDV dahil 5.900,00 TL) tutarlı faturanın beyan edilmemiş olmasından, bir sonraki ayda işleme alınmasından kaynaklanabileceği, fakat davacı yanın ticari defterlerine göre cari hesap alacağının 2010 -2011 ve 2012 yıllarında doğduğu, davacı yanın 2009 yılında davalı yana borçlu olduğunun tarafımızdan görüldüğü, yine 2009 ve 2010 yılındaki muhasebe farkı dikkate alındığında totalde davalı yan tarafından davacı yanın beyanından (243.333,00 TL – 4.998,00 TL) 238.335,00 TL tutarında fazla fark olduğu, bu farkın davacı aleyhine yorumlanamayacağı, davalı yanın tarafından muhasebesel hata ile bile olsa vergi beyannamelerine göre davacı yana 238.335,00 TL daha fazla borçlu gözüktüğü, gözükmesi gerektiğinin tespit edildiği, Davacı yanın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ve dosya üzerinde yapılan incelemede, takip tarihi olan 26.07.2013 tarihi davacı yanın davalı yandan 59.201,25 TL alacaklı olduğu, dosya kapsamında irdelenmesi gereken son konunun ise davaya konu alacağın tahsilinde tekerrür olup olmadığı; dosya üzerinde yapılan incelemede davacı yan ile dava dışı ——— şirketinin kurmuş olduğu ortak girişimin, davalı yandan alacaklı olduğu iddiası ile ——— E. Sayılı dosyası üzerinden başlatılan takibin huzurdaki davaya konu alacağı kapsayıp kapsamadığı hususu olduğu, bilindiği gibi İş ortaklıklarının ayrı muhasebesi ve ticari defterleri bulunduğunu, kaldı ki zikredilen takibin alacaklısı dava dışı iş ortaklığı olduğu, yine dosyada mübrez davalı yanın vergi beyannameleri üzerinde yapılan incelemede davalı yan ile dava dışı iş ortaklığı arasında düzenlenen BA-BS bildirimine konu faturaların aşağıdaki gibi olduğunun tespit edildiği, 2012 yılında davalı yan tarafından 2 fatura ile Dava dışı ——— 11.801,00 TL ve 920.248,00 TL tutarlarında alış yapıldığının beyan edildiği, 2011 yılında davalı yan tarafından toplam 17 fatura ile Dava dışı ——— 8.064.547,00 TL, 738.331,00 ve 744.863,00 TL tutarlarında alış yapıldığının beyan edildiği, 2010 yılında davalı yan tarafından 8 fatura ile Dava dışı ——— 7.642.312,00 TL tutarlarında yapıldığının alış beyan edildiği, 2009 yılında davalı yan ile Dava dışı ——— Arasında BA-BS bildirimine konu olan bir ticari ilişki olmadığının tespit edildiği, yukarıda izah edildiği gibi davalı ile dava dışı iş ortaklığı arasında da başkaca bir ticari ilişki olduğunun, yine iflas idaresinden gelen cevabi yazılarda davacı yan tarafından alacak kayıt talebinde bulunulmadığının, dava dışı iş ortaklığının alacak kayıt talebinde bulunduğu, davalı borcunun huzurdaki davaya konu borç olmadığı, yine sayın mahkemeniz tarafından takibin aynen devamı noktasında hüküm kurulması halinde tahsilde tekerrür olmayacağı, dosyaya mübrez belge, bilgi, takip dosyası, davacı yanın ticari defterlerinin incelendiği bilirkişi raporu ve dosya üzerinde yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; davacı yanın davalı yandan takip tarihi olan 26.07.2013 tarihi itibarıyla 59.201,25 TL alacaklı olduğu, Davacı yan 59.201,25 TL alacağı için 3095 sayılı yasaya istinaden (Md.2) icra takip tarihi olan; 26.07.2013 tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faiz talep edebileceği, tarafların, inkâr tazminatı ve diğer benzeri taleplerini mahkemenin takdiri içinde kaldığı bildirilmiştir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde: eldeki davanın başlangıçta cari hesap-faturadan kaynaklı itirazın iptali talepli olduğu, ancak dava açıldıktan sonra davalı şirket iflas etmekle kayıt-kabul davasına dönüştüğü, her iki tarafın da tüzel kişi tacir olmakla mevzuat gereği defter tutmakla mükellef oldukları, taraflar arasındaki alacak- borç ilişkisinin 2009, 2010, 2011 ve 2012 yıllarına ilişkin olduğu, mahkememizce de davacı şirketin defterleri ——— ilinde olmakla defter incelemesi için talimat yazıldığı, 10/10/2022 tarihli davacı şirketin defterlerinin incelendiği, bilirkişi raporunun gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla mahkememizce de hükme esas alındığı, davacının defterlerinin usulüne uygun tutulmakla sahibi lehine delil teşkil ettiği ve takip tarihi itibari ile davacının davalıdan 59.201,25-TL alacaklı olarak göründüğü, davacının defterleri incelenmekle bu kez davalının ilgili yıllara ait defterlerinin incelenmesi amacıyla defter inceleme kararı verildiği ancak davacının ilgili yıllara ait defterlerinin sunulamadığı, bu kez tarafların ilgili yıllara ait BA-BS kayıtlarının ilgili vergi dairesininden celbedilerek karşılaştırılmalı rapor tanzimi için dosyanın bilirkişiye tevdii edildiği, 28/07/2023 tarihli bilirkişi raporunun da gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alındığı, bu doğrultuda davacının takibe ve davaya konu ettiği cari hesabını oluşturan tüm faturaların davalı tarafından alış olarak bildirildiği ve kayıtlarında bulunduğu, ayrıca davalı tarafın itirazlarına konu olan mükerrer takip ile alakalı ——– E. Sayılı dosyasının da celbedildiği, yapılan incelemede iş bu dosyadaki talep edilen alacak ile mezkur alacağın da aynı olmadığının 28/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda açıkça belirlendiği, ezcümle her ne kadar davalının defterlerine ulaşılamamış olsa da celbedilen BA-BS kayıtları ile davacının alacağını dayandırdığı faturaların davalı tarafından da alış olarak bildirildiğinin açık olduğu, bu noktada davalının faturalara konu mal ve hizmeti almadığına dair herhangi bir itiraz ileri süremeyeceği, alacağın mükerrer olarak talep de edilmediği, davacının takip tarihi itibari ile davalıdan 59.201,25-TL alacaklı olduğu mahkememizce anlaşılmış ve kayıt kabul davasına dönüşen davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davanın KABULÜ ile ;
59.201,25-TL davacı alacağının davalı müflisin iflas masasına kayıt ve kabulüne,
2- KARAR HARCI;
Alınması gereken 269,85-TL maktu karar harcının dava açılırken yatırılan 715,05-TL peşin harçtan mahsubu ile artan 445,2‬0 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 17.900,00-TL maktu vekalet ücretinin ——- Müdürlüğü’nün ——– İflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis ——– Şirketi’nin iflas masasına kaydına,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafça yatırılan 24,30-TL başvurma harcı, 715,05-TL peşin karar harcı toplamı 739,35‬-TL’nin ——— Müdürlüğü’nün ——– İflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis ——– Şirketi’nin iflas masasına kaydına,
b-Davacı tarafından sarfedilen 1.500,00-TL bilirkişi ücreti ve 424,00-TL posta ücreti olmak üzere toplam 1.924,00-TL’nin ——– Müdürlüğü’nün ——– İflas sayılı dosyasında işlem gören Müflis ———Şirketi’nin iflas masasına kaydına,
c-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden 10 gün içerisinde——–BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/11/2023