Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/596 E. 2020/410 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/596 Esas
KARAR NO : 2020/410
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 16/05/2016
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile müvekkili arasında ticari ilişki olduğunu, davalının müvekkilinden fatura karşılığı mal aldığını, ancak bedellerini ödemediğini, cari hesap ekstresine istinaden —————- sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, icra takibine davalı tarafça haksız ve hukuka aykırı şekilde itiraz edildiğini belirterek; icra takibine yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalı tarafa ————- tarihinde tebliğ edilmiş olup, davalı tarafça süresinde cevap dilekçesi sunulmamış, HMK 128 madde hükmü gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava; İİK’nun 67/1. Maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, —– vergi dairesi kayıtları, ————-sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
———- sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine cari hesap alacağına istinaden ———— alacağın takip tarihinden itibaren değişen oranlarda işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline yönelik olarak icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya ——–tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından ——– takibine itiraz edildiği, davanın yasal ———–yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi raporunda özetle; davacı yana ait ticari defterlerin elektronik ortamda tutulduğu ve ————- tarafından süresinde onaylandığı, davacı tarafından davalı yana toplamda ——— satış faturası düzenlendiği, bu karşılık davalıdan———– tahsil edildiği, bakiye alacağın ———- olduğu, davalı tarafından ticari defterlerin ibraz edilmediği, –adet fatura içeriği malların ————–isim ve imzasına teslim edildiği,—adet fatura içeriği malların ——imzasına teslim edildiği, —- adet fatura içeriği malların ise isim olmaksızın imza karşılığı teslim edildiği,———teslim edilen mallardan——-tanesi ait fatura bedellerinin davalı tarafından ödendiği, toplam ——– tutarlı fatura içeriği malların davalı yana teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, ancak bu faturalardan sonra davalı tarafça toplamda —————ödeme yapıldığı, diğer fatura içeriği malların davalı yana teslim edildiğine ilişkin dosyada mevcut delil bulunmadığı, bu nedenle davacı alacağının tespit edilemediği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine davalı şirket çalışanlarının tespiti amacıyla ——– müzekkere yazılmış,—————- tarihli yazı cevabının incelenmesinde; dava konusu irsaliyeli faturalar altında imzası bulunan —– kişinin davalı şirket çalışanı olduğu, ————isimli bir çalışanın bulunmadığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, dava konusu irsaliyeli faturalar altında imzası bulunan ——- tanık olarak dinlenilmesine karar verilmiş, ——- tarihli celsede “Davalı şirkette ———- yılının——ayına kadar kasap olarak çalışırdım, mallar geldiğinde teslim alan olarak imza atardım. O an için orada ben bulunduğum için ben teslim alırdım, Muhasebe biriminde———- çalışırdı zaman zaman o da mal teslim alırdı dedi.
Tanığa dosyada mevcut irsaliyeler gösterildi soruldu: Bana göstermiş olduğunuz irsaliyeler üzerinde ismim yazıp imza bulunan irsaliyelerdeki imzalar bana aittir. Üzerinde teslim alan ismi olmayan irsaliyelerden —— seri nolu irsaliye altındaki imza bana ait değildir. Onun dışında isim olmayıp teslim alan imzası olan —— biten irsaliyeler altındaki imza bana aittir. ——— döneminde o faturayı kim teslim almış bilemiyorum başkaca kim çalışıyor şu an hatırlamıyorum. ——- fırmasında et alındığı dönemde başka hiçbir firmadan ————- beyanında bulunarak, beyanını imzası ile tasdik etmiştir.
Mahkememizce davacı vekilinin itirazları, tanık beyanı ve gelen yazı cevapları doğrultusunda önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——- tarihli raporda özetle; davalı şirket çalışanı olduğu belirlenen —- mal teslimi yapılan fatura bedeli toplamının —– olduğu, ——— mal teslimi yapılan fatura bedeli toplamının ——olduğu, duruşmada dinlenilen ——– imzası kabul edilen mallara ilişkin fatura bedeli toplamının ——– olduğu, davacı tarafından kanıtlanan toplam alacak miktarının——————– olduğu, davalı tarafından yapılan ödemeler dikkate alındığında davacı alacağının ———–olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin talebi üzerine davalı yana ait BA formlarının celbi için ilgili——- müzekkere yazılmış, —- tarihli yazı cevabının incelenmesi neticesinde; davalı tarafça ———— ayında davacı şirketten toplam 6 fatura karşılığı ——– ayında davacı şirketten toplam———– mal alındığının beyan edildiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, süresinde cevap dilekçesi sunulmayarak dava dilekçesinde yer alan vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ile davalı arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, fatura konusu malların teslim edilip edilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu cari hesabı oluşturan —- adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.———————–
Eldeki dava bakımından; davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş, usulü uygun davetiyeye rağmen belirlenen inceleme gün ve saatinde ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmemiş, davacı tarafından da dava konusu faturaların davalı yana tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir delil ibraz edilmemiştir. Bu hali ile, fatura konusu malların davalı yana teslim edildiğini ispat yükü davacı yana düşmektedir.
Dosya kapsamında alınan ve denetime elverişli bilirkişi raporları, tanık beyanı ve diğer tüm belgeler birlikte değerlendirildiğinde; toplam ———– adet fatura konusu malların ——– ve imzasına teslim edildiği, anılan kişinin celp olunan —– kayıtlarına göre davalı şirket çalışanı olduğu, mahkememizce huzurda alınan beyanı ile de imzaların kendisi tarafından atıldığı ve malların teslim alındığı hususunun beyan edildiği, toplam ———- tutarlı — adet fatura konusu malların teslimine ilişkin irsaliyeli faturalar altında isimsiz olarak yer alan imzaların ——— ait olduğunun beyanı ile ifade edildiği, davalı tarafça verilen vergi beyannamesine göre toplamda ——— tutarında — adet fatura karşılığı davacı şirketten mal alımında bulunulduğu, iş bu tutara %—– oranından ———— tutarında fatura konusu malın davacı tarafça davalı yana teslim edildiğinin kabulünün gerektiği, davalı tarafça takip tarihinden ve dava tarihinden önce yapılan ödeme tutarı toplamının ——— olduğu, tespit olunan alacak miktarından iş bu tutarın düşülmesi ile davacı alacağının ——- olduğu, her ne kadar alınan bilirkişi raporu ile davalı tarafından toplamda ——tutarında yapılan ödeme davacı alacağından düşülmüş ise de; yapılan ödemelerin takip ve dava tarihinden sonra olduğu, bu nedenle yapılan işbu ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında değerlendirilmesi gerektiği, her iki tarafın tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu, bu nedenle tespit olunan alacak miktarına takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda avans faizi talep edilebileceği, takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile,
Sabit olan 112.827,85 TL alacağın, takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak avans faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının ————————- sayılı takip dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafça yapıldığı belirlenen ödemelerin icra müdürlüğünce infaz aşamasında değerlendirilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 7.707,27 TL’den davacı tarafça dava açılırken yatırılan 1.362,68 TL peşin harç ve icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 564,14 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.926,82 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 5.780,45 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça icra dosyasından ve iş bu dosyadan alınan toplam 1.926,82 TL peşin harç, 29,20TL başvuru harcı ve 4,30 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.960,32 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 210,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.210,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 14.668,65 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 08/09/2020