Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/450 E. 2020/471 K. 22.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/450 Esas
KARAR NO : 2020/471

DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 14/04/2016
KARAR TARİHİ : 22/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ——- müvekkili bankaya başvurusu üzerine müvekkili banka ile davalı arasında genel kredi sözleşmesinin akdedildiğini, söz konusu sözleşme gereğince müvekkili banka tarafından dava dışı —– kredili mevduat hesabı açıldığını ve 26 adet çek karnesinin teslim edildiğini, ancak 5941 sayılı çek kanunu öncesinde basılan çeklerin müvekkili bankaya iade edilmediğini, davalıların akdedilen sözleşmelerde borçlu ve müteselsil kefil sıfatı ile sorumlu olduklarını, yapılan tüm uyarılara rağmen kredili mevduat hesabından ve gayrinakdi riskten kaynaklanan borçların ödenmemesi üzerine davalılara, Bakırköy —- Noterliği aracılığı ile —– yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesi ile keşide edildiğini, ihtarnameye itiraz edilmediğini bu nedenle borcun sabit olduğunu, İstanbul —-. İcra Müdürlüğünün ——— esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı borçlular vekilince yetki itirazında bulunduğunu, bunun üzerine İstanbul Anadolu —-. İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibine devam edildiğini, ancak davalı tarafın haksız ve mesnetsiz olarak takibe, borca, işlemiş ve işleyecek faize ve faiz oranına itiraz ederek icra takibinin durduğunu beyan ederek, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile, davalıların haksız ve mesnetsiz itirazlarının iptaline, takibin devamına, davalıların %20 oranında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama masrafları ile vekalet ücretinin davalı tarafa üzerinde bırakılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmasına rağmen dosyaya cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava; genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
———- tarihli 100.000,00 TL limitli Genel Kredi Sözleşmelerinin incelenmesinde; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ———– imzalandığı, davalıların aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, davalıların krediyi kendi el yazısıyla imzaladığı görülmüştür.
Genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihlerde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 487. Maddesi ‘Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilir.
‘ hükmünü içermektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre davalılar sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefiller başlıklı kısmını isim ve soyisim yazarak imzaladıkları görülmekle kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu mahkememizce kabul edilmiştir.
Bakırköy —– Noterliğinin —— yevmiye no’lu kat ihtarnamesinin incelenmesinde, ihtar edenin —- muhataplarının davalılar olduğu, ticari krediden doğan 12.101,33 TL’ nin ödenmesinin istenildiği görülmüştür.
İstanbul Anadolu —— İcra Müdürlüğünün—– esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde, alacaklısının —— borçlularının davalılar olduğu, toplam 13.725,21 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalıların itirazı sonucu takibin durduğu görülmüştür.
Bankacılık alanında uzman bilirkişiden alınan kök ve ek raporda özetle; ——— limitli Genel Kredi Sözleşmelerinin davacı banka ile dava dışı asıl borçlu ——– imzalandığı, davalıların aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, davalıların krediyi kendi el yazısıyla imzaladığı, Bakırköy —Noterliğinin ——— yevmiye kat ihtarnamesinin —- tarihinde tebliğ edildiğini, ihtarnamede 1 gün mehil verildiğini, buna göre 11.503,90 TL asıl alacak, 1.191,36 TL işlemiş faiz, 59,57 TL BSMV, 660,00 TL çek taahhüt bedeli, 440,48 TL ihtar masrafı olmak üzere 13.855,31 TL alacağı bulunduğunu bildirmiştir.
Somut olaya gelince; —— Genel Kredi Sözleşmelerinin incelenmesinde; davacı banka ile dava dışı asıl borçlu —–imzalandığı, davalıların aynı limitle sözleşmenin müteselsil kefili olduğu, davalıların krediyi kendi el yazısıyla imzaladığı görülmüştür.
Genel kredi sözleşmelerinin imzalandığı tarihlerde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 487. maddesi ‘Kefil, borçlu ile beraber müteselsil kefil ve müşterek müteselsil borçlu sıfatı ile veya bu gibi diğer bir sıfatla borcun ifasını deruhde etmiş ise alacaklı asıl borçluya müracaat ve rehinleri nakde tahvil ettirmeden evvel kefil aleyhinde takibat icra edebilir.
‘ hükmünü içermektedir. 818 sayılı Borçlar Kanunu hükümlerine göre davalılar sözleşmelerin müşterek borçlu ve müteselsil kefiller başlıklı kısmını davalılar isim ve soyisim yazarak imzaladıkları görülmekle kefalet sözleşmesinin geçerli olduğu mahkememizce kabul edilmiştir. Mahkememizce alınan bilirkişi raporunda 11.503,90 TL asıl alacak, 1.191,36 TL işlemiş faiz, 59,57 TL BSMV, 660,00 TL çek taahhüt bedeli, 440,48 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam 13.855,31 TL hesaplanmış ise de, bilirkişi hesaplamalarının takip talebindeki talepleri aştığı görülmekle ve taleple bağlı kalınarak ——– asıl alacak, 1.067,46 işlemiş faiz, 53,37 TL işlemiş faizin BSMV’si, 660,00 TL çek taahhüt bedeli olmak üzere toplam 13.284,73 TL üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Diğer yandan davacı vekili icra takibinde 440,48 TL ihtar masrafı talep etmişse de buna ilişkin makbuz dosyaya sunulmadığından bu talebi yerinde görülmemiştir. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bu hali ile bilirkişi raporundaki hesaplamalar ve davacını takip talebi dikkate alınarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Davacı bankadan kullanılan kredilerin miktarı belli olup davacı bankanın alacak miktarı likit (bilinebilir – belirlenebilir – hesap edilebilir) nitelikte olduğundan İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince %20’dan aşağı olmamak üzere davacı yararına icra inkar tazminatına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalıların İstanbul Anadolu ——.İcra Müdürlüğünün ——- esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın kısmen iptali ile, 11.503,90 TL asıl alacak, 1.067,46 işlemiş faiz, 53,37 TL işlemiş faizin BSMV’si, 660,00 TL çek taahhüt bedeli olmak üzere toplam 13.284,73 TL alacağın, asıl alacak tutarına takip tarihinden tahsil tarihine kadar yıllık 30,24 oranında temerrüt faizi ve faizin %5 BSMV’si ile birlikte tahsili için takibin devamına,
Fazlaya ilişkin talebin reddine,
İcra İflas Kanunu madde 67. Uyarınca kabul edilen 13.284,73 TL üzerinden %20 oranında icra inkar tutarı olan 2.656,95 TL’nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 907,48 TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 165,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 741,68 TL’nin davalılardan tahsili ile hazineye irat kaydına,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3——————tarifesine göre davanın kabul edilen bölümü için davacı vekili için takdir olunan —— vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından dava açılırken harç olarak yatırılan toplam 165,80 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından sarfedilen 1.100,00 TL bilirkişi ücreti ve 403,50 TL posta ücreti olmak üzere toplamda 1.503,50 TL’nin davanın kabul ve red oranı gözetilerek 1.455,25 TL’nin davalılardan alınarak davacıya verilmesine, kalan 48,25 TL’nin davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Davalılar tarafından yargılama gideri sarf edilmediğinden bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı ve davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.