Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/366 E. 2019/52 K. 29.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/366
KARAR NO : 2019/52

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/03/2016
KARAR TARİHİ : 29/01/2019

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı 30.03.2016 tarihli dava dilekçesinde özet olarak; müvekkil ile davalı arasında, davalının “———————– işletmelere sağladığı “———– desteklerinden azami ölçüde yararlandırılmasını temin amacıyla 26.02.2007 tarihinde danışmanlık hizmeti sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmen ile anılan desteğin davalıya temin edilmesi için müvekkilinin ———— nezdinde yapılması gereken işleri düzenlemek, süreci takip etmek ve başvuruyu sonuçlandırmak yükümlülüğünü üstlendiğini, müvekkilince bu yükümlülüğün tamamı yerine getirildiğini, bunun sonucunda davalı ile ———— arasında 15.05.2008 KABEL başlıklı————– nolu sözleşme imzalandığını, bu sözleşme ile davalıya toplam 1.085.090 USD lik destek sağlandığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin KDV hariç % 6 sı kadar hizmet bedeli olan 65.105.40 USD müvekkiline ödenmesi gerekirken toplam 7.582.38 USD ödendiğini, bakiye KDV dahil 69.241.67 USD’nin ödenmediğini ileri sürerek, şimdilik 20.000 USD’nin, alacağın doğduğu tarihten itibaren Devlet bankalarının USD mevduatına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacının talebinin yerinde olmadığını, taraflar arasında düzenlenen sözleşme ile toplam destekleme tutarının % 6 sının hizmet bedeli olarak kararlaştırıldığını, —————- müvekkil şirkete verdiği desteğin 1.085.090 USD değil, sadece 364.235 TL olduğunu, bunun % 6 karşılığının da davacıya ödendiğini, ——————– yapılan başvuru esnasında verilen proje öneri formunda belirtilen 1.085.090 USD’nin, “önerilen proje bütçesi” olduğunu, önerilen proje bütçesi ile destekleme tutarının aynı kavramlar olmadığını, nitekim müvekkili şirketle yapılan sözleşmenin 6.1 maddesinde, “————-‘re belirtilen tutar (1.085.090 USD), kuruluşun proje maliyetlerine iliştin önerdiği proje bütçesi olup, sözleşmeye konu projenin doğrudan desteklenecek bütçesi değildir” denilmesinin bunu doğruladığını, kaldı ki taraflar arasında akdedilen 27.02.2007 tarihli sözleşenin “——– Ödenmesi” başlıklı bölümün 2.maddesinde de “Projenin ———– tarafından desteklenmesine karar verilmesinden sonra karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç % 6’sı oranında hizmet bedeli talep edilebilecektir” hükmünün yer aldığını savunarak davanın reddi ile yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı yana bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE:
Dava, Davalının————- aldığı destekleme tutarının miktarı, taraflar arasındaki danışmanlık hizmeti sözleşmesi gereğince bu destekleme tutarına % 6 sının davacıya ödenip ödenmediği ve sözleşme gereğince davacının davalıdan alacağının bulunup bulunmadığına ilişkindir.
Dilekçeler aşaması tamamlanmakla ön inceleme duruşmasında dava şartları ve ilk itirazlar incelenmiş, tarafların sulh olma imkanının bulunmadığının tespitiyle uyuşmazlık noktaları belirlenerek tahkikat aşamasına geçilmiştir.
Mahkememizce; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Taraflar arasında imzalanan 26/02/2007 tarihli sözleşmenin B.1 maddesinde “——————————. İşletmesine ait İhracat amaçlı “—————– geliştirme” projesinin ————— hibe desteklerinden azami yararlanması sağlanacaktır.” düzenlemesinin yer aldığı, devamında görevler başlıklı madde ile davacının yapacağı işlerin sayıldığı, D.2 maddesinde “Projenin, ——— tarafından desteklenmesine karar verilmesinden sonra, karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç %6 sı oranında hizmet bedeli talep edilecektir.” düzenlenmesinin yer aldığı, D.3 maddesinde ise “Projenin, ————— tarafından desteklenmesine karar verildikten sonra —————— tarafından işletmeye yapılacak birinci ödemenin miktarı ne olursa olsun, karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç %6 sı oranında hizmet bedeli peşin olarak ve defaten tarafımıza ödenmiş olacaktır.” düzenlemesinin yer aldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup yapılan inceleme neticesinde bilirkişi tarafından sunulan 16/02/2018 tarihli raporda özetle; dava konusu danışmanlık bedeli alacağının tahsili için daha önce icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine Kadıköy————– Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/836 itirazın iptali davası açıldığını, yapılan yargılama sonucunda davacının takipte talep ettiği alacağın takip tarihi itibariyle muaccel olmadığı ve bu nedenle hukuki yarar bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini, kararın Yargıtay tarafından onanmak ve karar düzeltme talebi reddedilmek suretiyle kesinleştiğini, iş bu dosyadan alınan bilirkişi raporunda da açıklandığı üzere, taraflar arasında akdedilmiş olan sözleşmenin D/2 nolu maddesi ile; “Projenin ——- tarafından desteklenmesine karar verilmesinden sonra, karar verilen toplam destekleme tutarının, KDV hariç % 6 sı oranında hizmet bedeli talep edilecektir.” hüküm altına alındığını, yine sözleşmenin D/3 nolu maddesi ile; “Projenin —————- tarafından desteklenmesine karar verilmesinden sonra, ———– tarafından işletmeye yapılacak birinci ödeme tarihinden itibaren en geç 5 iş günü sonra, ————–tarafından yapılacak ödemenin miktarı ne olursa olsun, karar verilen toplam destekleme tutarının KDV hariç %6’sı oranında hizmet bedeli peşin olarak ve defaten davacıya ödenmiş olacaktır.” hükmünün belirlendiğini, sözleşmenin bu açık hükümlerine göre, projeyi desteklemeye karar veren ——— desteklemeye karar verdiği azami tutarın %6’sı oranında danışmanlık ücreti tutarı davacı/danışmana ödeneceği kanaatine varıldığını, dava dosyası içeriğine göre ————— desteklemeye karar verdiği azami tutar 1.085.090 USD olduğunu, dolayısıyla da davalı tarafından davacı/Danışmana ödenmesi gereken tutarın iş bu 1.085.090 USD’nin %6’sı olan KDV hariç 65.105.40 USD olduğunu, davacı tarafça fatura sunulmadığından KDV tutarının tahsilini talep edemeyeceğini, davalının davacıya daha önce ödemiş olduğu danışmanlık ücreti tutarının toplam 11.030,14 USD (13.700,00 TL) olduğunu, iş bu miktar düşüldüğünde davacının dava tarihi itibariyle davalıdan talebe hak kazandığı alacağın (65.105.40 – 11.030.14) = 54.075.26 USD olduğunu, davacının dava dilekçesinde iş bu alacağın doğduğu tarihten itibaren işletilecek temerrüt faizi (yasal döviz faizi) ile birlikte tahsilini talep ettiğini, ancak davalı tarafın bu alacağı (borcu) ödemekte temerrüde düşürülmediğini, bu nedenle alacağın dava tarihinden itibaren işletilecek temerrüt faizi ile birlikte tahsili gerektiği kanaatine varıldığını, sonuç olarak yukarıda açıklanan gerekçelerle; davacının davalıdan, dava tarihi itibariyle davalıdan 54.075.26. USD tutarında bakiye danışmanlık ücreti alacağı bulunduğu görüş ve kanaatine vardıklarını bildirmişlerdir.
Davacı vekili 20/06/2018 tarihli 20.000 USD alacağını ıslah yolu ile 34.075,26 USD daha artırılarak toplamda 54.075,26 USD olarak kabul edilmesini talep eden ıslah dilekçesi sunduğu görülmüştür.
Davalı vekili 06/08/2018 tarihli ıslah dilekçesine karşı beyan dilekçesinde; sözleşmeye göre “toplam destekleme tutarının %6’sı hesaplandığında bakiye kalan hizmet bedeli borcunun 8.154,10 TL olduğu müvekkilce de kabul edildiğinden davanın sadece 8.154,10 TL borç yönünden kabulüne üzerindeki talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı ile aralarında imzalanan sözleşme kapsamında ödenmeyen danışmanlık hizmeti alacağının davalıdan tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça danışmanlık ücretinin ödendiğinden bahisle davanın reddini savunmuştur. Taraflar arasında imzalanan sözleşme içeriğine herhangi bir itiraz bulunmayıp uyuşmazlığın sözleşmede kararlaştırılan ücretin ——————– tarafından davalıya verilen fiili destek bedelinden mi yoksa projede belirlenen miktar üzerinden mi hesaplanması gerektiği noktalarında toplanmaktadır. Taraflar arasında sözleşme hükümleri ve davalının ————— ile yaptığı sözleşme birlikte değerlendirildiğinde; —————–‘ın projeyi kabul ettiğinde bir destekleme tutarı belirleyeceği, ancak bu tutarın üst sınır olacağı, iş bu tutarın doğrudan mutlaka ödenmeyeceği, destek tutarının ne kadarının ödeneceğinin davalı tarafça belgelendirilen harcamalara göre tayin edileceğinin kararlaştırıldığı, davacıya ödenecek danışmanlık ücretinin ödeneceği tarih itibariyle projenin devam edeceği, bu durumda taraflar arasındaki sözleşmenin yorumlanmasında davalı tarafın beyanı gibi ——————- tarafından fiilen ödenecek tutarın davacıya ödenecek ücrete esas alınması halinde,————– tarafından ödemeler tamamlanmadan davacının alacağının belirlenemeyeceği, ancak taraflar arasındaki sözleşme gereği davacıya ödenecek ücretin ————— tarafından yapılacak birinci ödeme miktarı ne olursa olsun karar verilen toplam destekleme tutarı üzerinden hizmet bedelinin ödeneceğinin kararlaştırıldığı, bu itibarla tarafların danışmanlık ücretinin belirlenmesinde —————— sözleşmesinin imzalanması ile kabul edilen tutarın esas alınacağının kabulünün gerektiği, tüm dosya kapsamı, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu hep birlikte değerlendirildiğinde davanın kabulüne karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile
Sabit olan 54.075,26 USD alacağın dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca devlet bankalarının USD ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranı üzerinden faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2-Davanın kabul edilen 54.075,26 USD nin dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı bulunan 153.725,14 TL üzerinden alınması gereken 10.500,96 TL nisbi karar harcının 983,22 TL si davacı tarafından dava açılırken peşin olarak, 2.701 TL si ıslah tarihinde yatırılmış olduğundan, geriye kalan 6.816,74 TL nisbi harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça yatırılan 29,20 TL başvurma harcı, 983,22 TL peşin harç, 2.701 TL ıslah harcı, 4,30 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 3.717,72 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 2.400 TL bilirkişi inceleme gideri, 123,80 TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere 2.523,80 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Davanın kabul edilen 54.075,26 USD nin dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı bulunan 153.725,14 TL dava değeri üzerinden davacı yararına belirlenen 15.048,01 TL nisbi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avansının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.