Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/348 E. 2020/72 K. 28.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/348 Esas
KARAR NO: 2020/72
DAVA: Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 25/03/2016
KARAR TARİHİ: 28/01/2020
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile müvekkili şirket arasında ———- tarihli ——- sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin konusunun davalı tarafa ait ————parsel adresindeki tesislerde 5188 sayılı Özel Güvenlik hizmetlerine dair kanuna göre koruma ve güvenlik hizmetlerinin sunulması hususu olduğunu, sözleşmenin ödemeler başlıklı 12. Maddesi ve ek protokol 3. Maddesi gereği müvekkili şirkete verilen hizmet karşılığı olan sözleşme kapsamındaki aylık ücretlerin müvekkiline ay bitiminden itibaren 30 iş günü içerisinde nakten ve defaten ödeneceği hususunun belirtildiğini, müvekkili şirketin sözleşme kapsamında verdiği hizmetin karşılığı olarak — tarihli ——TL bedelli,———– tarihli ——– TL bedelli ve ———- tarihli —————- TL bedelli faturaların düzenlendiğini, davalı taraftan iş bu faturaların ödenmesi talebinde bulunduklarını, müvekkili şirketçe sözleşmeye konu olan edimlerin sözleşme kapsamında defaten yerine getirilmesine rağmen sözleşmeye konu karşı edim olan yukardaki fatura bedellerinin davalı tarafça ödenmediğini ve gönderilen faturalarada 8 günlük yasal süresi içerisinde de itiraz edilmediğini, belirterek; fazlaya ilişkin haklarının saklı tutularak toplamda ———-alacağın faturaların kesildiği tarihden itibaren 6183 Sayılı AATUK’a göre belirlenen ve amme alacaklarına uygulanan gecikme bedeli ve vadelerden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı yandan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı taraf davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 madde hükmü gereği davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Dava, güvenlik hizmeti sözleşmesinden kaynaklanan alacak davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, sözleşme ve ek protokoller, ——–kayıtları, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizce davacı yanın ticari defter ve kayıtlarının incelenmesi için ——–ATM’ye talimat yazılmış, talimat mahkemesi tarafından düzenlenen ———— tarihli raporda özetle; davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, dava konusu edilen faturaların davacı yanın ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun tespit edildiği belirtilmiştir.
Taraflar arasında imzalanan ———- tarihli sözleşmenin incelenmesinde; sözleşmenin konusunun 5188 Sayılı Kanun kapsamında davalının ————————– parsel adresinde bulunan taşınmazında davacı tarafça güvenlik hizmeti verilmesi olduğu, sözleşmenin 5. Maddesinde hizmetin ne şekilde verileceğinin belirtildiği, sözleşmenin 11. Maddesinde ücretin ne şekilde ödeneceğinin düzenlendiği, 12. Maddesinde ise ödemelerde gecikme halinde uygulanacak faiz ve gecikme bedelinin düzenlendiği, sözleşmenin 21. Maddesinde sözleşmenin süresinin belirlendiği görülmüştür.
Taraflar arasında imzalanan ———– tarihli Ek Protokol’ün incelenmesinde; sözleşmenin 12. Maddesinin 1. Fıkrasında yer alan ———ifadesinin — tarihinden itibaren geçerli olmak üzere ———olarak değiştirildiği, hizmet süresinin ——— tarihinden itibaren bir yol süre ile uzatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan ——— tarihli Ek Protokol ile verilen hizmetin ——— tarihinden itibaren bir yıl süre ile uzatıldığı anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesinde; davacı tarafça, verilen güvenlik hizmetine istinaden düzenlenen fatura bedellerinin tahsilinin talep edildiği; davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek dava dilekçesindeki vakıaların inkar edildiği anlaşılmıştır.
Davacı tarafça; dava konusu —-adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.—————–
Somut olay bakımından; davacı şirket ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun olarak tutulduğu, dava konusu edilen faturaların ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davalı şirket tarafından belirlenen inceleme gününde ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, bu hali ile davalı yanın ibrazdan kaçındığının kabulünün gerektiği, bu sebeple HMK md. 222 uyarınca davacı kayıtlarının geçerli kabul edilmesi gerektiği, davacı tarafında hizmetin verildiğine ilişkin olarak görev çizelgelerinin de dosyaya sunulduğu, dava konusu edilen faturaların ————- tarihlerinde ——————-adına imza karşılığı teslim edildiği, mahkememizce celp olunan ——- kayıtlarına göre adı geçen şahısların davalı şirket çalışanı oldukları, davalı tarafça işbu faturalara itiraz edildiğine ya da ödendiğine dair herhangi bir belge veya bilginin dosyaya sunulmadığı, bu hali ile davacı tarafından fatura konusu hizmetlerin verildiğinin kabulünün gerektiği, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 12. Maddesinde ve ——- tarihli Ek Protokolün 3. Maddesinde ödemelerde gecikme halinde 6183 Sayılı Kanun’a göre belirlenen ve amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında gecikme bedeli uygulanacağının kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, faiz oranın serbestçe belirlenebileceği, bu hali ile talep edilen faiz oranının yerinde olduğu, sözleşme ve ek protokol ile kesin vade belirtilmediği, davacı tarafça davalı yanın davadan önce temerrüde düşürüldüğüne ilişkin herhangi bir ihtarnamenin de dosyaya ibraz edilmediği, bu hali ile davalı yanın dava tarihi itibari ile temerrüde düştüğünün kabulünün gerektiği, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ İLE;
Sabit olan ———TL alacağın dava tarihi olan ———— tarihinden itibaren 6183 sy. Kanuna göre ve amme alacaklarına uygulanan gecikme zammı oranında faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 4.312,37 TL’den dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.078,10 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 3.234,27 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça bu dosyada yatırılan 1.078,10 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı ve 4,30 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.111,60 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 950,00 TL bilirkişi ücreti, 156,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.106,00 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.006,82 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.