Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/152 E. 2020/760 K. 24.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2017/929 Esas
KARAR NO : 2020/695

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/08/2017
KARAR TARİHİ : 09/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özet olarak; müvekkil ile davalı arasında ticari ilişki olduğunu, davalı şirketin müvekkil şirketten almış olduğu bir kısım mallar karşılığında (icra takibine dayanak olan)
———— keşide tarihli 250.000 TL miktarlı ( 2134.741,04 TL’si borç)
————— keşide tarihli 250.000 TL miktarlı
————— keşide tarihli 250.000 TL miktarlı
————– keşide tarihli 250.000 TL miktarlı
—————- keşide tarihli 250.000 TL miktarlı
——– keşide tarihli 250.000 TL miktarlı 6 adet çek verdiğini, ancak bu çeklerin ödenmediğini, davalılardan …—– bedelli kefaletnameyi imzalayarak müvekkiline verdiğini, bu suretle de davalı şirketin müvekkil şirketten aldığı veya alacağı malların ödenmesine müteselsil kefil olduğunu, müvekkil şirketin, davalı şirketin ödeme taahhüdüne inanarak çekleri bankaya ibraz etmediğini, çeklerin keşide tarihleri üzerinden uzun bir süre geçmesine rağmen ödeme yapılmaması üzerine davalıya Bayoğlu—-.Noterliğinden —- yevmiye sayılı ihtarname keşide edildiğini, davalıların ise Üsküdar —-.Noterliğinin ——–yevmiye nolu ihtarnamesinde borcun varlığını kabul ettiğini, müvekkilinin davalı şirketten 1.463.741.04 TL alacaklı olduğunu, asıl alacaktan sorumlu olan davalıların, kefalet limiti dahilinde olmak kaydıyla faiz ve ferilerinden de sorumlu olduğunu, alacağın tahsil edilememesi üzerine Anadolu —.İcra Müdürlüğünün — esas sayılı dosyası üzerinden takibe geçildiğini, itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek davalıların itirazlarının iptaline ve % 20 inkar tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir
CEVAP
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin davacı şirket arasında takip konusu borcu doğuracak nitelikte ticari ilişki olmadığını, müvekkil şirkete herhangi bir fatura tebliğinin de yapılmadığını, dayanak yapılan sözleşme üzerindeki imzaların müvekkil şirket temsilcisine de ait bulunmadığını, taraflar arasında cari hesap sözleşmesi yok iken davacının cari hesap ilişkisine dayanarak bir borç yaratmasının hukuken mümkün olmadığını savunarak davanın reddini ve % 20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE;
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklandığı bildirilen alacağın tahsili için başlatılan ilamsız icra takibine yönelik davalı itirazının İİK.nun 67/1-2 maddesi uyarınca iptaline ilişkindir.
Davacının ; İstanbul Anadolu —.İcra Müdürlüğünün —– esas sayılı icra dosyası ile 1.463.741,04 TL asıl alacak, 72.096,65 TL işlemiş faiz, 150.000,00 TL % 10,00 karşılıksız çek tazminatı olmak üzere toplam 1.685.837,69 TL’nin tahsili için ilamsız icra takibine başladığı ,davalıların süresinde itiraz ettikleri ve davanın süresinde açıldığı anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Taraflara ait deliller toplanmış ve ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde inceleme yapılmasına karar verilmiş ve davalıya ticari defter ve dayanak belgelerini hazır etmesi için HMK 222 maddeler gereğince ihtarlı muhtıra tebliğ edildiği halde davalının inceleme günü defterlerini hazır etmediği ve mazerette bildirmediği görülmekle, dosya üzerinden ve davacıya ait ticari defter ve dayanak belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Düzenlenen bilirkişi raporu raporu gerekçeli ve denetime elverişli bulunmakla hükme esas alınmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları, takip dosyası hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davacıya ait ticari defter kayıtlarına göre davacı, —- takip tarihi arasında davalı şirkete toplam —– bedelli —– adet satış faturası kesmiştir, davacı davalıdan 53.045.232.24 TL tahsil etmiştir.
Davacının takip tarihi itibariyle davalıdan,——- — bakiye alacağı bulunmaktadır.
Bu durumda davacı, takibe koyduğu toplam 1.500.000 TL tutarlı çek bedelini, tespit edilen cari hesap alacağına göre, davalıdan talep edebileceğini, ispat etmek yükümlülüğündedir.
Takibe konulan çeklerin 24.11.2016 tarihinde defter kaydına girdiği, bedellerinin ödenmemesi üzerine takibe konulduğu anlaşılmaktadır.
Çekin mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla düzenlendiğinin kabulü ile davalının, cari hesap borcuna mahsuben takip konusu davacıya verildiği anlaşılmaktadır.
Taraflar arasında öteden beri süre gelen hesabi cari ilişkisi söz konusu olup davacı, takipteki alacağını, cari hesap sözleşmesine değil, takip konusu 6 adet ödenmemiş çek bedeline dayandırmıştır.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında —— tarihli Sözleşme düzenlenmiştir. Sözleşmenin konusu; davacının ——- marka taşıyan ürünleri —, davalı şirketin davacıdan satın alarak, ————————-mağazalarında satılması anlaşmasını içermektedir.
Davalı vekili, sözleşme üzerindeki imzaların müvekkil şirket temsilcisine ait bulunmadığını, dolayısıyla da geçerli bir sözleşme olmadığını iddia etmektedir.
Sözleşme üzerine, davalı şirket kaşesi üzerine, isimleri belirtilmeyen çift imzanın atılı bulunduğu görülmektedir.
Davalı şirket yetkililerine ait emsal imzaların toplanmasına, istiktap tutanağı düzenlenerek, imza incelemesi yapılmasına mahkememizce karar verilmesine ve davalı şirket ve yetkilisine ihtarlı tebligat yapılmasına rağmen istiktap tutanağı düzenlenmek üzere mahkememize gelmediklerinden imza inkarından vazgeçmiş sayılmışlardır. Kaldıki; kaşe üzerine atılan imzaların, kime ait olduğu bilinememekle beraber, yanlar arasında öteden beri süre gelen alım-satım ilişkisi mevcut olduğuna ve davalı da aldığı mallara karşılık davacıya, kendisini ait çekleri verdiğine göre, taraflar arasında mal alış-verişine ilişkin akdi sözleşmenin olduğu belirlenmektedir.
Davacı şirket ile davalı şirket arasında —— Muacceliyet Sözleşmesi düzenlenmiştir.
Muacceliyet sözleşmesinde;
Alacaklı şirket tarafından, borçlu şirkete vadeli veya peşin verilmiş olan mallara ilişkin çek ve senetlerden herhangi birinin vadesinde ödenmemesinden dolayı alacaklının, borçlu aleyhine yapacağa yasal işlemlerin sözleşme hükümlerine tabi olacağı,
Alacaklının, borçluya fatura etmiş olduğu siparişlere ilişkin borcun gününde ödenmemesi halinde borçluya hiçbir ihtar, ihbar keşidesine mahal kalmaksızın diğer tüm çek/senet, borç ve son alacakların muacceliyet kesbedeceği, bu durumda alacaklının, senetli veya cari hesap muaccel alacaklarına aylık % 5 faiz uygulayabileceği,
Uyuşmazlık halinde alacaklının defter ve kayıtlarının münhasır delil teşkil edeceği hususu kararlaştırılmıştır.
Bu sözleşme de, taraf şirketleri arasında düzenlenmiş olup, davalı şirket kaşesi üzerine isimleri açıklanmayan çift imza ile imza edildiği görülmüştür.
Müteselsil Kefalet Sözleşmesi:
Davalı … isim ve imzasıyla düzenlenmiş —-tarihli Müteselsil Kefalet Sözleşmesinde; ..—-veya alacağı her türlü emtia karşılığı ve üçüncü kişilerden olan alacaklarının temlik alınması suretiyle oluşan veya oluşacak olan borçların 3.000.000 TL sına kadar müteselsil kefil olduğu, ihtilaf halinde ——- defter kayıtlarının delil teşkil edeceği, kabul ve taahhüt edilmiştir.
Kefalet sözleşmesini imzalayan ———– sunulan ———- kayıtlarına göre davalı şirketin münferiden imzaya yetkili yönetim kurulu üyesi olduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket, Beyoğlu —-.Noterliğinden davalı tarafa keşide ettiği —- yevmiye sayılı ihtarnamede;—- tarihi itibariyle müvekkilinin—- ana para alacağın bulunduğu, bu tutarın 5 gün içinde banka hesabına ödenmesi gerektiği, aksi takdirde yasal işleme geçileceği bildirilmiştir.
Davalı şirketin, Üsküdar —noterliğinden davacı şirkete keşide ettiği —- yevmiye sayılı cevabi ihtarnamede; “Bütün bu hususlar çerçevesinde müvekkilimizin, muhatap yetkililerine e-posta ile sunmuş olduğu ödeme planı ve çalışma şartları çerçevesinde, bakiye borcun ödenmesi ve eş zamanlı olarak karşılıklı ticaretin tekrar başlaması taleplerimizi muhatabın bilgi ve değerlendirmesine sunarız” hususunun bildirildiği görülmüştür.
Bu durumda davalı, keşide ettiği ihtarnameyle, davacı ile olan ticari ilişkisini ve 02.05.2017 tarihi itibariyle oluşan 1.571.254.60 TL lik borcunu kabul ederek, uzlaşı ve ticari alış verişin tekrar başlatılması isteminde bulunduğu hususu anlaşılmaktadır.
Ticari defterlerin incelenmesinde, — olup, 06.07.2017 takip tarihi itibariyle bu borcun yapılan ödemeyle 1.463.128.58 TL’ye indiği görülmektedir.
Bu durumda davacının, takip tarihi itibariyle bakiye 1.463.128.58 TL cari hesap bakiye alacağının olması sebebiyle, takip konusu 1.500.000 TL bedelli çekten, 1.463.128.58 TL lik kısmını, davalıdan talep edebileceği, davalının yapılan ihtara rağmen defterlerini ibrazdan kaçındığı,
Taraflar arasında 13.12.2013 tarihli sözleşme düzenlendiği, bu sözleşme ile davalı şirketin, davacıdan satın alacağı ——— ürünleri, yurdun çeşitli yerlerinde pazarlayacağı ve fatura bedellerinin de davacıya ödeneceğinin kararlaştırıldığı,
Bu alış verişin teminatı olarak, davalı şirketin münferiden imzaya yetkili …— tarihli kefaletiyle, davalı şirketin, davacıdan aldığı veya alacağı ürünler için oluşacak borcun 3.000.000 TL kısmına müteselsil kefil olduğunu kabul ve taahhüt ettiği, davacının çeke ve kefaletnameye dayalı olarak ilamsız icra takibi yaptığı, takip dayanağı çeklerin süresinde bankaya ibraz edilmediği, kambiyo senedi vasfını yitirdirdikleri, davacının lehtar davalının keşideci olduğu, ispat yükünün ibraz süresi geçmiş çekler nedeniyle alacağı olduğunu iddia eden davacıda olduğu, temel ilişkiye dayalı olarak davacının alacağının varlığını ispat ettiği, davalıların takibe haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiği görülmekle, asıl alacağa yönelik itirazın iptaline ilişkin davanın kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM; Ayrıntıları ve gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,
1-İstanbul Anadolu —. İcra Müdürlüğünün — Esas sayılı takip dosyasına yapılan itirazın asıl alacak yönünden iptaline ilişkin davanın KISMEN KABULÜ ile ;
Takibin 1.463.128,58 TL üzerinden takip tarihinden itibaren değişen ve değişecek avans faiz oranları uygulanmak suretiyle devamına,
Davacının alacağı likit olduğundan 1.463.128,58 TL’nin % 20’si inkar tazminatının davalılardan tahsiline,
Aşan istemin reddine,
2- KARAR HARCI;
Davanın kabul edilen 1.463.128,58 TL’lik bölümü üzerinden belirlenen 99.946,31 TL nisbi karar harcının 16.567,85 TL’lık bölümü dava açılırken peşin olarak alınmış olduğundan, geriye kalan 83.378,46 TL karar harcının davalılardan alınmasına,
3-AVUKATLIK ÜCRETLERİ
Davanın kabul edilen 1.463.128,58 Türk Liralık bölümü üzerinden davacı yararına belirlenen 84.009,50 TL nisbi avukatlık ücretinin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
a-Davacı tarafça yatırılan 31,40-TL başvurma harcı, 16.567,85 TL peşin karar harcının davalılara yükletilmesine,
b-Davacı tarafça yatırılan 4,60 TL vekaletname harcı ile yapılan 454,50 TL tebligatlar gideri ile 3.000 TL bilirkişi inceleme gideri ve olmak üzere toplam 4.459,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 4.457,23 TL’sinin davalılardan tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 1.87 TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına,
c-Davalı tarafça yatırılan 4,60 TL vekaletname harcı ve yapılan 300,00 TL tebligat gideri olmak üzere toplam 304,47 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre 0,13 TL’sinin davacı taraftan tahsili ile davalılara verilmesine, 304,47 TL’sinin davalılar üzerinde bırakılmasına,
d-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.