Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/146 E. 2022/809 K. 04.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2016/146 Esas
KARAR NO:2022/809

DAVA:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:02/02/2016
KARAR TARİHİ:04/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili firmanın, — Lisansı ile faaliyet gösterdiğini, —talebi üzerine yapılmış olan denetimde dağıtıcı firma olan müvekkili firmaya ait tesisten alınan, 03/12/2012 tarihli numune alma tutanağında belirtilen — numunelerin standart dışı olduğu —- tarafından tespit edildiğini, —12.11.2013 tarih ve — sayılı kurul kararı ile müvekkili şirkete ait lisansın iptaline ve numune alınan tankta bulunan ürünün müsaderesine karar verildiğini, ayrıca numune alınmış olan ürünün değeri kadar para tutarının müsaderesi için —Sulh Ceza Mahkemesi’ nin— sayılı dosyasıyla talepte bulunulduğunu, müvekkili şirketin— İdare Mahkemesinin — sayılı dosyası ile Lisans İptaline ve numune alınan tankta bulunan ürünün müsaderesine ilişkin 12.11.2013 tarih ve — sayılı kurul kararının iptalini istediğini, yapılan yargılama sonunda—-İdare Mahkemesi’ nin—-. sayılı kararı ile dava konusu işlemin İisans iptal kararına ilişkin kısmının iptaline, numune alınan tankta bulunan ürünün müsaderesine ilişkin kısmının ise incelenmeksizin reddi ile davanın kısmen iptal ve kısmen reddine karar verildiğini, dosyanın temyiz edildiğini, müsadereye ilişkin yapılan bu talebin reddine karar verilmişse de, yapılan itirazlardan sonra son aşamada—Ağır Ceza Mahkemesi’ nin —sayılı kararı ile müsaderenin kabulüne kesin olarak kabulüne karar verildiğini, — Sulh Ceza Mahkemesi’ nin — sayılı kararından sonra müvekkili şirkete —Vergi Dairesi Müdürlüğünce 27/05/2015 tarih 74.000-TL. bedelli ödeme emrinin 22/05/2015 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı firma tarafından ödenmesi gereken ve kesinleşmiş olan idari para cezasının müvekkili firma tarafından 74.241,91-TL. olarak ödendiğini, müvekkili firmanın —dağıtıcı lisansını aldığı tarihten itibaren hakkında idari para cezası düzenlenen ürün de dahil aldığı ve piyasaya sürdüğü tüm ürünlerin tamamını istisnasız davalı — aldığını, hem davalı— piyasaya sürdüğü ve hem de müvekkili firmaya vermiş olduğu ürünle alakalı eş zamanlı olarak ayrı ayrı numune alındığını, hem kendi ürünleri, hem de müvekkil şirkete verdikleri ürünlerle ilgili olarak yapılan işlemde numunelerin standart dışı olduğu—-tarafından tespit edildiğini, davalı firmanın müvekkili şirket gibi ürün verdiği tüm dağıtıcı firmalardan alınan analizlerde aynı sonuç çıktığını, müvekkilinin uğramış olduğu bu zararın giderilmesini —-Noterliğinin 28/05/2015 tarih ve —- yevmiye nolu ihtarnamesi ile davalı—talep ettiğini, ancak davalı şirketin —Noterliği’nin 12/06/2015 tarih ve— yevmiye nolu ihtarnameyle olumsuz cevap verdiğini ve ödeme yapmadığını, 74.241,91-TL. alacağın, ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren ticari faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının idari para cezasına konu olduğunu iddia ettiği ürünü müvekkilinden temin edip-etmediğinin belli olmadığını, müvekkilinin —- toptan satış faaliyetlerini ve bir kısım –operasyonlarını kısmi bölünme ile 2013 yılı ortalarında — devrettiğini, bu gelişmeden sonra davacının huzurdaki davada hukuken dayandığı ticari ilişkinin de — devredildiğini, davacının devirden haberdar olmasına karşın davasını müvekkili şirkete karşı ikame ettiğini, söz konusu taleplerin — yöneltilmesi gerektiğinden davanın öncelikle husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesini talep ettiğini, müvekkili şirket tarafından ikmal edilen— teknik düzenlemelere uygunluğunu güvence altına almak için bağımsız akredite gözetim kuruluşlarına ürünlerini test ettirdiğini, müvekkiline ait — bugüne dek tüm teknik düzenlemelere ve ilgili —standartlarına uygun olduğunun bu testlerden anlaşıldığını, yasalara uyumluluk, tüketici hakları ve çevre hassasiyetlerinin müvekkilinin içinde bulunduğu —şirketlerinin her zaman en üstte tuttuğunu, davanın öncelikle husumet yokluğundan reddini, davacı tarafından yöneltilen talep ve iddiaların kabul edilmesi mümkün olmadığını, haksız ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, davacı tarafından ödenen idari para cezasının davalıdan tahsili istemlidir.—- Asliye Hukuk Mahkemesinden alınan— tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacının, davalı haricinde bir başka kurumdan— almadığının kesin olarak tespit edildiğini, davacı tarafın 2012 yılında toplam 1,316,360 birim miktar ithal — açıklaması ile ürün satın aldığını, tüm satış faturalarının KDV hariç tutarının 3.915.527,68 TL. KDV dahil toplam bedelinin 4.620.055,92 TL olduğunu, tüm satış faturalarının KDV hariç bedelinin 3.915.527,68 TL olmasına rağmen alımı yapılan mal bedelinin 3.914.045,72 TL olduğunun tespit edildiğini, işbu farkın nedeninin davalı tarafından Mayıs 2012 döneminde düzenlenmiş olan 2 adet damga vergisi yansıtma faturası olduğunun, sonuç olarak davacının 2012 döneminde davalı haricinde bir başka şirketten— satın almadığının, satış faturalarına ve ticari defter kayıtlarına göre 1.316,360 KG birim miktar mal almış olduğunun, işbu alım bedelininde KDV hariç 3.914.045,72 TL., KDV dahil 4.618.573,95 TL. olduğunun tespit edildiğine ilişkin sonuç ve kanaatlerini bildirmiştir.
Mahkememizce alınan 09/03/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle; Davalı—- 01.07.2016 tarihinde —-. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderdiği “davaya karşı cevap dilekçesi ve delillerin sunulması” konulu açıklamalarındaki “davacının ürünü davalıdan aldığının kesinleştirilmesi gerektiği” yönündeki iddiasının gerçekçi olmadığını, — kayıtlarında — Temmuz 2009’dan itibaren sadece —-ürün aldığının kesin olduğunu, — tarafından sadece bir numune çalışıldığı için, davacı — tarihsiz olarak —Asliye Ticaret Mahkemesine — dosyası için, mahkemenin — ve –no’lu ara kararları gereğince sunduğu “analizi yapılan ürünlerin eş zamanlı olarak hem dağıtıcı firmadan hem de davacı firmadan alındığı ve her ikisinin de standart dışı olduğuna ilişkin rapor düzenlendiği” beyanının gerçekçi olmadığı, dava dosyasında, numunenin piyasaya arz noktasından da alınmayıp, sadece depodan alınmış olması nedeniyle karşılaştırma yapılamadığının, —- Dairesi Başkanlığı, — tüketicisinin el kitabı — kokusuz bir — olduğunu tüketici güvenliği açısından piyasaya arz edilmeden önce hangi kokulandırıcılarla kokulandırılacağını ve — testlerinin hangi standartlara göre yapılacağının belirlendiği, buna göre;—, renksiz, kokusuz, havadan ağır, yanıcı ve parlayıcı bir —olduğu, ancak, tüketicilerin — kaçaklarını algılayabilmesi için piyasaya arz edilmeden önce etil merkaptan veya benzer kokulandırıcılar ile belirgin bir şekilde kokulandırıldığının, — tarafından yayımlanan ve piyasaya arz edilen — özelliklerini belirleyen yürürlükte iki adet standart bulunduğu, bunların; —– (Aralık 2012) standardına göre; kokulandırmadan sonra toplam—içeriği en fazla 50 mg/kg olarak belirtildiği, en az değer verilmediği, koku olarak da “Alt parlama sınırının % 20’sinde ayırt edilebilen, değişik ve hoş olmayan” olarak ifade edildiği, “—standardında belirlenen kapsamda genellikle % 70 –, % 30 — oluştuğu— tarafından testlerin yapıldığı 05.12.2012-13.12.2012 tarih aralığı itibariyle —nisan 2009 standardının geçerli olduğu ve standartta, koku testinin— göre yapıldığı ve koku derecesinin en az 2 en çok 3 olması gerektiğinin belirtildiğini, dolayısıyla, testlerin yapıldığı tarih itibariyle — tarafından yapılan testin standarda uygun olduğu, —- uygun olmayan test metoduna göre testlerin yapıldığı iddiaları gerçeği yansıtmadığını, —standardının Eylül 2013 tarihinde yeniden yayınlandığı, bu standartta koku testinin —göre yapılacağının belirtildiğini, — 18.03.2013 tarih ve —sayılı yazısına istinaden —- tarafından yapılan koku testi ile ilgili yapılan 27.04.2013 tarihli araştırma çalışması raporunda; “5 farklı numunenin 7 farklı kişi tarafından yapılan koku değerlendirme sonuçlarına göre kişiler arasında değerlendirme farkı olduğu, aynı numune aynı kişideki ölçümlemelerde tutarlılık olsa da farklı kişilerde aynı numune için farklılıklar gösterdiği, —- testi sonucuna göre istatistiksel olarak da koku algısının kişiye bağlı olduğu sonucuna ulaşıldığının beyan edildiğini, gümrük laboratuvarında yapılan tahlillerin koku testini kapsamadığı, dolayısıyla, — “ürünlerin gümrük ihtisas laboratuvarlarındaki testlerden geçer aldığı” yönündeki beyanı, koku testinden de geçer uygun sonuç aldığına dair gerçeği yansıtmadığını, —standardına göre; Toplam — tayini Tayin — veya — göre yapıldığı ve sonucun Madde 4.2’ye uygun olup olmadığına bakıldığı, — tarafından, akredite olduğu beyan edilen—- analiz raporunda; toplam — testinin “Toplam — (kokulandırmadan sonra) — —-standardına göre yapıldığının anlaşıldığı, bu testin de, metot açısından geçerli olmadığı —- standardına uygun olmadığı) kanaati oluştuğu, rapora göre; koku testinin —- tarafından da uygulanan aynı —metoduna—- nisan 2009) göre uygun olduğu da beyan edildiği, dolayısıyla hem— hem de — test sonuçlarını aynı standarda göre değerlendirdiği, bu bağlamda sonuçların geçersizliği açısından değerlendirme yapılamayacağı, — Asliye Ticaret Mahkemesi’ne davalı —tarafından gönderilen 01.07.2016 tarihinde “davaya karşı cevap dilekçesi ve delillerin sunulması” (dosya no:—- konulu dilekçesinde;— ithal edildiği beyan edilen numunelerde —bileşikleri ve — miktarının düşük olması nedeniyle kokulandırıcı eklenmesi gerektiğinin beyan edildiği, dolayısıyla —deposunda bekleyen ürünlerin kokusuz olmasının doğal sonuç olduğu, —-verdiği ürünlerin kokusuz olması nedeniyle piyasaya arz öncesi kokulandırma yapılması gerekliliğine yönelik herhangi bir beyanı dosyada mevcut olmadığı, davacı— tarafından 28.05.2014 tarihinde,— değişik iş no’lu dosya için gönderdiği; “— kararının kaldırılması ve müsadere talebinin reddine karar verilmesine ilişkin dilekçeye ek beyanlar” konulu dilekçesinde; “ürünün kokusunun yükseltilmesi mümkün iken henüz depoda bulunan ürüne yaptırım uygulandığı ve kokusu az ürünlerle piyasa faaliyetinde bulunulduğuna dair tespit bulunmadığı” yönündeki beyanında haklı olduğu kanaati oluştuğu,tarafların iddia ve savunmaları ve dosya arasında bulunan raporlar da değerlendirilmek suretiyle yapılan incelemeler sonucu, yukarıdaki tüm açıklamalar ışığında; testlerin yapıldığı tarih (Rapor tarihi: 20.12.2012) itibariyle müsadere işlemine konu ürünlerin standartlara uygun olmadığı yönünde kanaat oluştuğuna ilişkin görüş ve kanaatlerini bildirir rapor tanzim ettmiştir.Mahkememizce alınan 17.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Dava dosyası, dosyaya sunulan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda; Davacının — Vergi dairesine 27.05.2015 tarihinde yapmış olduğu 74.241,91 TL ödemenin, vergi dairesi tarafından iadenin yapıldığı 08.06.2018 tarihine kadar yıllık %10,50 ve %9,75 avans faizi oranları üzerinden davacının talep edebileceği işlemiş faizin 22.483,12 TL olduğunun hesaplandığı görüş ve kanaatlini bildirmiştir.
—– Vergi Daire Müdürlüğünün 27/09/2021 tarihli müzekkere cevabında özetle;—Vergi Kimlik numarasında kayıtlı — Nitelikli Hizmet Sözleşmesinden kaynaklanan davası nedeniyle — numaralı ödeme emrine istinaden 74.000,00 TL. asıl alacak ve 241,91 TL. gecikme zammı olmak üzere toplam 74.241,91 TL 28.05.2018 tarih ve —-alacak numarasıyla emanet defter kayıtlarına alındığını, ilgili mükellefin yapılan borç sorgulamasında 531,20 TL borcunun bulunduğu tespit edildiğini, mükellefe ait emanette bulunan parasından 6183 Sayılı Kanunun 23. maddesi ve Tahsilat Genel Tebliği Seri A Sıra No:1 de değişiklik yapılmasına dair tebliğin (Seri:A Sıra No:9) 2. Maddenin 1. ve 2.fıkralarına istinaden borçlarına mahsup yapıldığını, emanet defterinde kalan 73.710,71 TL’nin — Sulh Ceza Hakimliğinin 16.02.2018 tarih ve — sayılı mahkeme kararına istinaden 08.06.2018 tarihinde banka hesabına gönderildiğini bildirmiştir.
Davacı vekili tarafından, 15/08/2022 tarihli dilekçesi ile bilirkişi raporu ile hesaplanmış olan 22.483,12 TL’nin işleyen faizi ile birlikte yargılama giderlerinin ve dava değeri olan 74.241,91 TL üzerinden hesaplanacak olan vekalet ücretinin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep etmiş, davalı vekili 04/10/2022 tarihli duruşm da faize faiz işletilemeyeceğini, davacının talep konusunu değiştirmesine muvafakat etmediğini beyan etmiştir.Tüm dosya kapsamı, toplanan deliller, mahkeme kararları ve Vergi Dairesi Müdürlüğünün yazısı hep birlikte değerlendirildiğinde; dava dilekçesinde talep edilen idari para cezasının davacıya Vergi Dairesi tarafından 08/06/2018 tarihinde ödendiği, davanın konusuz kaldığı, asıl alacak ödendiğinden işlemiş faiz yönünden de davanın konusuz kaldığı, müsadereye konu ürünlerin standartlara uygun olmadığı, davalının dava açılmasına sebebiyet verdiği gözetilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan dava hakkında esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına
2-Alınması gereken 80,70 TL peşin harcın dava açılırken 1.267,87 TL yatırıldığından bakiye kalan 1.187,17‬ TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı dava açılmasına sebebiyet verdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5-Davalı tarafından sarf edilen 66,35 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde yatırana iadesine,
Dair, davacı vekilinin ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer ya da başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile—- Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi.