Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1419 E. 2019/38 K. 22.01.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1142 Esas
KARAR NO : 2019/44
DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/10/2016
KARAR TARİHİ : 24/01/2019
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacı 04.07.2014 tarihli dava dilekçesinde özet olarak; müvekkilinin kendisine ait aracı, davalı şirkete sigorta ettirdiğini ve karşılığında davalıya sigorta bedeli olara——– keşidecisi ———— TL bedelli 1 adet çek verdiğini, davalı tarafın verilen çeki kaybettiğini ve kestiği sigorta poliçesine dayanarak müvekkil hakkında Kadıköy 5. İcra müdürlüğünün ——-E sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin kesinleşerek müvekkilinin bu parayı ödediğini, davalıya toplam—– TL ödeme yapmak zorunda kaldığını, davalı şirket yetkilileri ile görüşmelerde kendi hatalarını kabul ederek çeki iade edeceklerini, hatalarını telafi edip ödemeyi iade edeceklerini bildirmiş olmasına rağmen ödeme yapmadıklarını öne sürerek 8.200 TL nin ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile davalı arasındaki alacak ilişkisinin, davacıya yapılan sigorta poliçelerine ilişkin olduğunu, davacının sözünü ettiği çekin, sigorta borcunun bir kısmı için müvekkiline verildiğini, vadesi geldiğinde bankaya sunulan çekin karşılıksız çıktığını, karşılığı olmayan çekin davacıya iade edilmek için bankadan alındıktan sonra şirket sahibinin bilgisi dışında zayi olduğunu, müvekkil şirketin, alacağının bir kısmı için verilen karşılıksız çıkan çeki icraya koymadığını, sigorta poliçe alacağını icraya koyduğunu, müvekkil şirketin, davacıdan sigorta alacağını tahsil ettiğini, davacının belirttiği gibi iki kez tahsilinin söz konusu olmadığını, zira davacının verdiği çekin karşılıksız çıktığını, davacının, müvekkil şirkete borcu, sadece çek tutarıymış gibi mahkemeyi yanılttığını, sigorta poliçe borcu 4.000 TL den daha fazla olduğunu, borcun tamamı 6.345.26 TL olup, bunun 673.12 TL işlemiş faiz olduğunu, toplam alacak miktarının bu şekilde 7.018.38 TL olduğunu, vekalet ücreti ve icra masrafları da buna eklendiği için 8.200 TL olarak tahsilat yapıldığını, müvekkilinin, karşılığı olmayan bu çeki tahsil edemeyeceğinin açık olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkememizce aldırılan 28/03/2018 tarihli bilirkişi raporuile özetle; Yüce mahkemenin 14.11.2017 tarihli ara kararında, İddia ve savunma, dosyaya sunulan belgeler ve taraflara ait ticari defterler üzerinden inceleme yapılması kararı verilmiştir. Dava; davalı şirkete sigorta poliçesi kapsamında ödenen 8.200.00 TL nin istirdat istemine ilişkindir.Taraflar ticari defterlerini ibraz etmediğinden, uyuşmazlığın çözümü, dosyaya sunulan belge ve deliller üzerinden değerlendirilecektir. Davalı sigorta şirketi, 12.07.2010 tarihinde, Kadıköy 5.icra müdürlüğünün ——— E sayılı dosyası üzerinden davacı aleyhine takibe geçerek; 6—- TL asıl alacak, 673.12 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam —– TL alacağın tahsilini talep etmiş olup takibin kesinleştiği görülmüştür. İcra takibinin dayanağı olarak —– ödenmeyen poliçe bedeli” olarak gösterilmiştir. Davacının, davalıya verdiği çekin, arkalı önlü fotokopisi dosyaya sunulmuştur. Çekin, dava dışı ———- tarafından, —— keşide tarihli,—-3 nolu ve—TL bedelli olarak—— lehine düzenlendiği ve davacıya ciro ile devir ve teslim edildiği, görülmüştür. Çekin arkasının okunamayacak derecede siyah çıkması nedeniyle davacı …’un, davalıya cirosu ve karşılıksız çıktığına ilişkin banka meşruhatı görülememekle beraber, çekin karşılıksız çıktığı ve karşılıksız çıkan çekin davalı elinde iken kaybolduğu hususunda bir ihtilaf bulunmamaktadır. Davalı şirket, çek keşidecisi ————- şirketine gönderdiği—- tarihli yazıda; “Keşide yeri—- olan—- nolu hesaba ait — tarihli ———– nolu —– TL meblağlı çekin karşılıksız olmasından sonra yazılan çekin bankadan iadesi alındıktan sonra tarafımızdan kayıp olmuştur. Çek karşılığının tamamını faizi ile birlikte Kadıköy 5. İcra dairesi tarafından ——–dosya numarası ile avukatımız olan —- aracılığı ile …’tan nakit 8.200 TL olarak tarafımızdan tahsilat yapılmış olup bu çekle silgili herhangi bir alacağımız kalmamıştır/’ Beyanının olduğu görülmüştür. Davacı ise —–.noterliğinden —– tarihinde davalı şirkete keşide ettiği—–yevmiye sayılı ihtarnamede; sigorta bedeli olarak muhatap şirkete 4.000 TL bedelli çek verildiği, ancak çekin muhatap tarafından kaybedildiği ve sigorta bedelini tahsil için müvekkil aleyhine takibe geçildiği ve takip neticesinde 8.200 TL para tahsil edildiği, müvekkil ödemesini yapmasına rağmen hakkında başlatılan icra takibinde 8.200 TL toplam dosya borcunu ödemiş olduğu, müvekkilden haksız tahsil edilen 8.200 TL nin 10 gün içinde ödenmesi gerektiği bildirilmiştir. Dosya içerisinde, davalı sigorta şirketinin, davacı için düzenlediği sigorta poliçesi veya poliçeleri bulunmamaktadır. İnceleme günü davacı vekilinden alınan sigorta poliçelerinin fotokopileri dosyaya konulmuştur. Davalı acente tarafından ————- poliçe numarası ile—– başlangıç tarihli — plakalı ticari araç ————için … adına trafik poliçesi düzenlendiği, poliçeler üzerinde tahakkuk eden poliçe prim bedelinin olmadığı görülmüştür. Davacı, sigorta poliçe prim ücreti olarak davalıya 4.000 TL çek verdiğini beyan etmiştir. Davalı vekili ise; sigorta poliçe prim tutarının 6.345.26 TL olduğunu savunmuştur. Bu durumda davalının, sigorta poliçe prim bedelinin 6.345.26 TL olduğunu ve bu tutarın davacı adına tahakkuk ettirildiğini, düzenlediği poliçelerle ve ticari defter kayıtlarıyla kanıtlaması gerekecektir. Davalı vekili buna ilişkin bir kayıt veya belge dosyaya sunmamıştır. Davacının, davalıya teslim ettiği 4.000 TL lik çek, mevcut bir borcun tasfiyesi amacıyla verildiği kabul edildiğinde, davacının sigorta poliçe prim borcunun —— TL olduğunun kabulü gerekeceği yüce mahkemenin takdirindedir. Bu durumda davacının, —– TL lik prim borcuna karşılık davalıya 8.200 TL ödeme yaptığı durumlu ortaya çıkmaktadır. Davalı, karşılıksız çıkan 4.000 TL lik çeki, icra takibine koymamış, doğrudan, davacı aleyhine tahakkuk ettirdiği 6.345.26 TL prim borcunu 12.07.2010 tarihinde takibe koymuştur. Davalının ticari defterleri ve davacıya ait sigorta poliçe pirim borcuna ilişkin muavin hesaplar ibraz edilmediğinden, davacının, sigorta poliçe primin hangi taksitli veya tarihli ödemelerinden temerrüde düştüğü tespit edilememiştir.bu nedenle davalının, takibe koyduğu gerek 6.345.26 TL prim borcu ve gerekse talep ettiği 673.12 TL tutarlı faiz, yerinde bir talep olmayacaktır. Bu durumda davacının, poliçe prim borcunun 4.000 TL ana para, 495.11 TL faiz olmak üzere toplam 4.495.11 TL olduğu hesaplanmıştır. İcra dosyasında tahakkuk ettirilen vekalet ücreti 842.21 TL, icra harç ve masraf tutarı 66.72 TL olduğundan, davacının ödemesi gereken toplam tutarın, (4.495.11 + 842.21 + 66.72) = 5.404.04 TL olduğu, davacının 8.200 TL ödeme yaptığı, davacının, dava tarihi itibariyle davalıdan, (8.200.00 – 5.404.04) = 2.795.96 TL alacağın olduğu kanı ve sonucuna varılmıştır. Açıklanan nedenlerle davacının, dava tarihi itibariyle davalı şirketten 2.795.96 TL alacağın olduğu, davacının bu alacağını ticari faiziyle tahsilini istediği, ticari faiz isteminin, “Yasal faiz” anlamına geldiği takdirinin yüce mahkemenize ait olduğu, hususundaki görüş ve kanaatini bildirmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava hukuki niteliği itibari ile İstanbul Anadolu 5. İcra müdürlüğünün ————- E. Sayılı takip dosyası nedeniyle ödenen 8.200,00 TL’ nin istirdatı istemine ilişkindir. 2004 sayılı icra iflas kanunun 72/7 maddesi uyarında takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geriye alınmasını isteyebilir. Kanun maddesinde de anlaşılacağı üzere istirdat davası bir yıllık süre içerisinde açılabilir. Bu bir yıllık süre hak düşürücü süre olup, bu nedenle davanın süresinde açılıp açılmadığı mahkemece doğrudan doğruya araştırılır. Somut olayda her ne kadar davacı tarafından ödenen 8.200, TL’ nin ödeme tarihi icra dosyasından anlaşılamamakta ise de icra dosyasında bulunan sayman mutemed alındısında vazgeçme nedeniyle tahsil harcının—-tarihinde tahsil edildiği bu nedenle ödemenin bu tarihte yapıldığı mahkememizce kabul edilmiştir. Bu açıklamalar ışığında davacının davasının 2004 sayılı İİK’nın 72/7 maddesi uyarınca açılan istirdat davası olduğu; davacı-borçlu tarafından, İstanbul Anadolu 5. İcra müdürlüğünün ——— E. Sayılı dosyasında takibe konulan borcun—— tarihinde yapılan ödeme ile sona erdiği, davacının eldeki davayı —– tarihinde açtığı ve 1 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. Açıklanan nedenlerle davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:
1-Davanın HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE NEDENİYLE REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 44,40 TL harçtan, dava açılırken peşin olarak yatırılan 140,05 TL harcın mahsubuna, bakiye 95,65 TL harcın davacıdan tahsiline,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından herhangi bir masraf yapılmadığından bu konuda bir karar verilmesine yer olmadığına,
5-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davalı yararına taktir olunan 2.446,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolunun açık olmak üzere karar verildi.24/01/2019