Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/134 E. 2018/733 K. 28.06.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/134 Esas
KARAR NO : 2018/733
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2016
KARAR TARİHİ : 28/06/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının, dayanıklı endüstriyel mutfak ekipmanları ve dayanıklı tüketim malzemeleri ürettiği ve kendi dışında Üretilmiş olan farklı firmaların malzemelerinin satış ve pazarlamasını yaptığı, davalının …… de işletmekte olduğu işyeri için davacıdan bir kısım malların siparişini verdiği, söz konusu malların eksiksiz ve tam bir şekilde teslim edilip; davalı tarafa faturalarının gönderildiği, faturaların kabul edilerek defterlere işlendiği, faturalara dayalı olarak İstanbul Anadolu 2. İcra Müdürlüğü …. E sayılı dosyası üzerinden icra takibine geçildiği, borçlu davalının ….. Mah. … sok. No: ….İç Kapı No….adresine ödeme emri tebliğe çıkarıldığı, 21.11.2015 tarihinde ….. sözlü beyanına itibar edilerek Ödeme emrinin iade edildiği, adresin memis adresi olduğundan ödeme emrinin tekrardan tebliğe çıkarıldığı, aynı adres ıe borçlunun yeğeni olduğunu söyleyen…..ödeme emrinin 24.12.2015 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu davalının borca, faize ve alacağın fer ‘ilerine itiraz ettiği, takibin itiraz neticesinde durduğu iddia edilerek itirazının iptali ile takibin devamına; %20 icra inkâr tazminatının davalı tarafça karşılanmasını karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, davaya herhangi bir cevap vermemiş, HMK 128 maddesi uyarınca davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkar etmiş sayılmıştır.
Mahkememiz dosyası üzerinden Konya Asliye Ticaret Mahkemesine davacı şirketin ticari defterlerinin incelenmesi amacı ile talimat yazılmış, talimat ile alınan 06.03.2017 tarihli bilirkişi raporu ile davacı tarafın ticari defterlerinin açılış ve kapanış kayıtlarının zamanında yapıldığı, ancak davalı taraftan 01.07.2015 tarihinde 1.900,00 TL tutarında tahsilat yapıldığı, icra takibininde bu tahsilat düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden yapıldığı ancak davacının 2015 hesap dönemine ait ticari defterlerinde bu tahsilata ilişkin bir kayda rastlanılmadığı bu nedenle davacının 2015 hesap dönemine ait ticari defterlerinin HMK 222. Maddede belirtilen kanuni şartları taşımadığı ve TTK’ nın 65/2 maddesinde belirtilen usule uygun olmadığı şeklinde değerlendirildiği, davacı tarafın işyerinde ticari defterleri üzerinde yapılan incelemede; davalı …’a 6 fatura içeriği olarak 36.774,75 TL tutannda muhtelif züccaciye ve mutfak ekipmanları sattığı ve bu tutan 05/08/2015 tarih ve ….. yevmiye kaydı ile “……borç kaydetmek sureti ile “AÇIK SATIŞ” olarak kaydettiği ve faturaların da “AÇIK FATURA” olarak tanzim edildiği, davacı tarafın 01.01.2015 tarihli açılış kaydına göre; davalı taraftan devreden bir borç/alacak bakiyesi tespit edilemediğini, davacı tarafın davalıdan açık hesap alacağını”120.00.900 diğr alıcılar” alt hesabında izlediği, bu hesabın süreklilik arzetmeyen müşterilerden olan alacakların izlendiği havuz hesap niteliğinde olduğu, 31.12.2015 tarihli kapanış kaydına göre “120.00.900 diğer alıcılar” hesabının detayında davalı …’tan olan alacak tutarı 36.774,75 TL olarak yer alırken 31.12.2015 tarihli mizanında “120.00.900 diğer alıcılar” hesabının bakiyesinin 2.479.828,29 TL olarak yer aldığı ancak bu tutarın içerisinde davalıdan olan alacak tutarının yer almadığı dolayısıyla 31.03.2016 tarihi itibari ile davacını davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı, davacı ile davalı arasındaki ticari ilişkinin 2015 yılı içerisinde başlamış olduğu kanaati bildirilmiştir.
Davalı taraf defterlerinin inceleme günü olarak belirlenen 16.10.2017 tarihinde defterleri ibraz etmediğinden ve davacı tarafın takdir olunan bilirkişi ücretinin yatırmadığından davalı defterleri üzerinde inceleme yapılmamıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takibine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalı tarafa satılan malların bedelinin ödenmediğinden bahisle tahsili için başlatılan takibe itirazın iptalinin talep edildiği görülmüştür. Davalı taraf başlatılan ilamsız icra takibine böyle bir borunun olmadığından bahisle itiraz etmiştir. Mahkememizce hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacı defterleri üzerinde yapılan incelemede davalı taraftan 01.07.2015 tarihinde 1.900,00 TL tutarında tahsilat yapıldığı, icra takibinin de bu tahsilat düşüldükten sonra kalan tutar üzerinden yapıldığı ancak davacının 2015 hesap dönemine ait ticari defterlerinde bu tahsilata ilişkin bir kayda rastlanılmadığı bu nedenle davacının 2015 hesap dönemine ait ticari defterlerinin HMK 222. Maddede belirtilen kanuni şartları taşımadığı ve TTK’ nın 65/2 maddesinde belirtilen usule uygun olmadığı şeklinde değerlendirildiği, 31.12.2015 tarihli kapanış kaydına göre “120.00.900 diğer alıcılar” hesabının detayında davalı …’tan olan alacak tutarı 36.774,75 TL olarak yer alırken 31.03.2016 tarihli mizanında “120.00.900 diğer alıcılar” hesabının bakiyesinin 2.479.828,29 TL olarak yer aldığı ancak bu tutarın içerisinde davalıdan olan alacak tutarının yer almadığı dolayısıyla 31.03.2016 tarihi itibari ile davacını davalıdan herhangi bir alacağının olmadığı tespit edilmiştir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222. Maddesinin 2. Fıkrası ‘ Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır” hükmünü içermektedir. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 222. Maddesinin 4. Fıkrası ise ” Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur.” hükmüne havidir. TTK’ nın 65/2 maddesi ise “Defterlere yazımlar ve diğer gerekli kayıtlar, eksiksiz, doğru, zamanında ve düzenli olarak yapılır” hükmünü içermektedir. Davacı tarafın 2015 yılı ticari defterlerinin HMK’ nın 222. maddesi ile TTK’ nın 65. maddesi hükümlerinde belirtilen usule uygun tutulmadığı anlaşılmakla, davacının davasını ispat edemediği, davanın reddinin gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın reddine,
2.Alacaklı takibi başlatmada haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamamakla, davalı yararına ayrıca tazminat takdirine yer olmadığına,
3.Alınması gerekli 35,90 TL harcın dava açılırken peşin olarak yatırılan 625,57 TL harçtan mahsubu ile bakiye 589,67 TL harcın davacıya iadesine,
4.Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6.Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince 4.379,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.25.07.2018