Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1256 E. 2018/873 K. 05.09.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2016/1256 Esas
KARAR NO : 2018/873

DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli)
DAVA TARİHİ : 21/11/2016
KARAR TARİHİ : 05/09/2018

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle, müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, müvekkilinin bilgi alma, şirket defterlerini inceleme ve denetleme hakkının şirketi münferiden temsile yetkili olan müdürü tarafından engellendiğini, şirket merkezinin bulunduğu ofis anahtarlarının dahi değiştirildiğini, davalı şirketin halihazırda herhangi bir ticari faaliyeti bulunmadığını, son ticareti faaliyetinin kat karşılığı inşaat sözleşmesine istinaden yapıp bitirmiş olduğu inşaat olduğunu, sözleşmeye istinaden şirketin 9 adet taşınmazın mülkiyetini kazandığını, söz konusu taşınmazların diğer şirket ortağı ve yetkili müdürü tarafından müvekkilinin bilgisi ve rızası dışında 3. kişilere satıldığını, satış karşılığı alınan paranın şirket hesaplarına yatırılmak yerine şirketin diğer ortağı ve müdürü olan .. tarafından kendi şahsi hesaplarına aktarıldığını, şirket yöneticisi tarafından şirketin içinin boşaltılması ve müvekkilinin bilgi alma, inceleme ve denetleme hakkının engellenmesi nedenleri ile İstanbul Anadolu …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/871 Esas sayılı dosyası ile davalı şirketin feshi istemli dava açtıklarını, şirket yöneticisi hakkında İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına ….. soruşturma numarası ile şikayette bulunduklarını, davalı şirket yöneticisinin savcılık soruşturma dosyasındaki ifadesinde şirket sermayesinin artışına başvurduğuna yönelik beyanda bulunduğunu, bunun üzerine yapılan incelemede şirket sermayesinin 31/10/2016 tarihinde 50.000 TL’den 3.000.000 TL’ye arttırıldığının öğrenildiğini, müvekkilinin bilgisi ve katılımı olmaksızın yasanın aradığı bildirim ve çağrı usullerine uyulmadan yapılan olağanüstü genel kurulda alınan sermaye artış kararının kabul edilemez olduğunu, bu durumun açıkça hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olup iyi niyet kuralları ile bağdaşmadığını, olağanüstü genel kurulun hakim ortağın katılımı ile yapıldığını, azınlık pay sahibi durumundaki müvekkilinin şirket üzerindeki hak ve gücünün kötü niyetli olarak azaltılmaya çalışıldığını, alınan kararın usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, sermayenin arttırılmasında kullanıldığı iddia olunan 2.950,000 TL’nin ortaklara borçlar hesabından karşılandığı ve söz konusu borcun ortak……. tarafından şirkete nakit olarak verildiğinin beyan edildiğini, bu beyanın gerçeği yansıtmadığını, borç olarak verildiği iddia olunan paranın zaten şirkete ait olduğunu, şirket malvarlıklarının usulsüz ve muvazaalı bir şekilde satılması yolu ile elde edilen paranın şirket hesaplarına yatırılmak yerine doğrudan …. kendi hesaplarına yatırılıp sonrasında da şirket hesaplarına aktarıldığını, şirkete nakden borç verilmiş gibi bir durum yaratılmaya çalışıldığını, bu hususta şirket yöneticisi aleyhine İstanbul Anadolu…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1245 esas sayılı dosyası ile şirket yöneticisinin sorumluluğu ve şirkete vermiş olduğu zararların şirkete ödenmesi talepli dava açıldığını, şirket yöneticisi tarafından yapılan taşınmazların satışına konu tüm işlemlerin muvazaalı ve yasaya aykırı olduğunu, hakim ortağın hisselerinin usul ve yasaya aykırı bir şekilde %99,5 oranına yükseltildiğini, …. şirketteki ortaklık payını şirkete ait malvarlıklarının satışından elde ettiği gelir ile arttırdığını iddia ederek, 31/10/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımına yönelik batıl kararın tespit ve iptaline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacı tarafın müvekkili şirketin %30 oranında hisseye sahip ortağı olduğunu, defter vc belgeleri inceleme hakkının engellenmesi gibi bir durumun söz konusu olmadığını, davacıya ulaşılamadığını vc genel kurul davetiyelerinin geri döndüğünü, davacı tarafın kötü niyetli olduğunu, şirket belge ve defterlerine ulaşamadığı yönündeki iddiasının gerçeği yansıtmadığını, şirketin tüm gayrimcnkullerini ve banka kayıtlarını bildiği gibi diğer ortağın şahsi hesaplarını ve gayrimenkullerini bilebilecek kadar da olaylara vakıf olduğunu, şirketin başkaca bir ticari faaliyeti bulunmadığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, şirketin ticari faaliyetlerine devam ettiğini, şirketin malik olduğu bir gayrimenkul satıldığında satış bedelinin şirket hesabına gireceğinin aşikar olduğunu, davacının mahkemeyi yanıltmaya yönelik gerçeğe aykırı beyanlarda bulunduğunu, davacı tarafın yetkisi olmadığı halde şirkete ait 90.000 TL bedelli çeki sahte imza ile şahsi hesabına tahsil ettiğini, bununla ilgili soruşturmanın devam etmekte olduğunu, sermaye artırımı ile ilgili işlemlere başlanılıp gerekli ilanların yapıldığını ancak davacıya gönderilen tebligat geri döndüğünden genel kurulun yapılamadığını, davacı tarafın delil olarak gösterdiği 10/10/2016 tarih ve 9172 sayılı Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde genel kurulun yapılacağı tarihin 31/10/2016 olarak belirtildiğini, yapılmış bir genel kurulun bulunmadığını, sermaye artışı yapılmadığının bilindiğini, davanın mahkemeyi yanıltmak sureti ile açıldığını vc gerçeklerle bağdaşmadığını beyan ederek davanın reddine, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa yükletilmesinc karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Dava; Davalı şirketin 31/10/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan sermaye artırımı kararının batıl olduğunun tespitine ve iptaline ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
Davalı .i, İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünde ….sicil numarasıyla kayıtlı olup, inşaat işleri konusunda faaliyet göstermek üzere 05/01/2011 tarihinde tescil edilerek kurulduğu, şirketin merkezinin …… Kadıköy/İstanbul olduğu, davalı şirketin sermayesinin 50.000 TL olduğu, bu sermayenin 35.000 TL’lik kısmının….., 15.000 TL’lik kısmının da davacı …’e ait olduğu, davacı …’in hisse oranının % 30’a tekabül ettiği, davacı vekilinin iddia ettiği şekilde tescil edilmiş bir sermaye artırımının olmadığı, bu konuda bir genel kurul kararı metninin de dosyada mevcut olmadığı, davalı şirketin sermaye artırımı yaptığına dair 31/10/2016 tarihli bir genel kurul kararının dosyadaki bilgilere ve belgelere göre bulunmadığı, dolayısıyla davacı vekilinin iddiaları ispatlanamadığı sonucu belirlenmekle kanıtlanamayan davanın reddien karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan DAVANIN REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 6,7 TL nin davacıdan tahsiline,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi.