Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1238 E. 2018/331 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1238 Esas
KARAR NO : 2018/331
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/11/2016
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle ; davacı şirket tarafından sigortalanan …….. plakalı araca davalı tarafça ………. plakalı araçla çarptığı, sigortalı araçta meydana gelen hasarın davacı tarafından sigortalısına ödendiğinden ve ödenen tutarın rücuen tahsili için başlatılan takibe haksız itiraz edildiğinden bahisle itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, sigorta poliçe sözleşmesi nedeniyle TTK’nin 1472. maddesinden kaynaklanan rücuen tazminat istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4/I maddesinde de, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
Görev kuralları kamu düzenine ilişkin olup, mahkemece re’sen dikkate alınması zorunlu olmakla birlikte Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 22.3.1944 tarih E. 37, K. 9, RG. 3.7.1944 sayılı kararında bu husus “Sigortacının sorumlu kişi aleyhine açacağı dava, sigorta poliçesinden doğan bir dava değildir. Bu nedenle, halefiyet davası bir ticari dava sayılamaz. Bu dava, aynen sigortalı kimsenin sorumlu kişiye karşı açmış olduğu bir dava gibidir. Sigortalının muhtelif mahkemelerde dava açma hakkı varsa, aynı hak sigortacının halefiyet hakkına dayanan rücu davası için de söz konusudur.” şeklinde vurgulanmaktadır.
Davacı tacir olmasına karşın davalının tacir olduğuna dair bir iddia ve kayıt bulunmamaktadır. Bu durumda uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup genel mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerektiği kanaatiyle ve bu hususta Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/19376 esas 2016/644 karar sayılı ilamı gözetilerek aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeni ile USULDEN REDDİNE,
Dosyanın kararın kesinleşmesi ve talep halinde görevli İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli Mahkemece değerlendirilmesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı. 22/03/2018