Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1221 E. 2018/237 K. 06.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İstanbul Anadolu
2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1221 Esas
KARAR NO : 2018/237

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 11/11/2016
KARAR TARİHİ : 06/03/2018 (Tefhim Tarihi) – 02/04/2018 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile …… arasında Genel Kredi sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmeye istinaden ……. nolu ihtiyaç kredisi ve …nolu muhtelif alacaklardan kaynaklı hesap kullandırıldığını, davalı borçlunun sözleşmeyi kefil olarak imzaladığını ancak söz konusu kredinin kullanımından kaynaklanan ödemeleri süresinde yapmadığını, bunun üzerine Beyoğlu … Noterliği’nin 16/03/2016 tarihli 38863 yemviye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen söz konusu borcun ödenmediğinden bahisle İstanbul Anadolu ….. İcra Müdürlüğü’nün 2016/12919 Esas sve 2016/12920 Esas sayılı dosyaları başlatılan icra takibine haksız olarak yapılan itirazların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı tarafa usulüne uygun tebligata rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davaya dayanak icra takip dosyalarının incelenmesinde; İstanbul Anadolu ….. İcra Dairesi’nin 2016/12920 Esas sayılı dosyası ile dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine ilamsız icra takibine başlanıldığı, davalıya ödeme emrinin 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının Fethiye ….. İcra Müdürlüğü’ne sunduğu 12/07/2016 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
İstanbul Anadolu…. İcra Dairesi’nin 2016/12919 Esas sayılı dosyası ile dosyamız davacısı tarafından davalısı aleyhine ilamsız icra takibine başlanıldığı, davalıya ödeme emrinin 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, davalının Fethiye ……. İcra Müdürlüğü’ne sunduğu 12/07/2016 tarihli dilekçe ile borca itiraz ettiği anlaşılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin ilamsız icra takiplerine yapılan itirazın iptali olduğu, davacı tarafça davalının itirazının haksız olduğundan bahisle davanın kabulüne ve takibin devamına karar verilmesinin talep edildiği, davalı tarafça davaya ilişkin herhangi bir cevap dilekçesi verilmeyerek itirazın iptalinin talep edildiği anlaşılmıştır. Takip taleplerinin ilamsız icra takibi olduğu, dolayısıyla itiraz süresinin tebliğden itibaren 7 gün olduğu, takipler hakkındaki ödeme emrinin davalı borçluya 30/06/2016 tarihinde tebliğ edildiği, itiraz için öngörülen sürenin 07/07/2016 tarihi olduğu, söz konusu günün …. son günü olması nedeniyle itiraz için son günün 08/07/2016 Cuma günü olduğu, her ne kadar söz konusu tarih idari tatil ise dahi idari tatillerde de yasal sürelerin işlediği, ancak davalının yasal süreden sonra 11/07/2016 günü itiraz ettiği, bu hali ile süresinden sonra yapılan itiraz ile icra takibinin durmadığı, durmayan takip bakımından itirazın iptalinin talep edilmesinde davacının hukuki yararının bulunmadığı, HMK’nın 114.maddesinde hukuki yararın dava şartı olarak belirlendiği ve HMK’nın 115.maddesinde de dava şartının yokluğunda davanın usulden reddedileceğine karar verileceği düzenlemesine yer verildiği anlaşılmakla eldeki davanın davacının hukuki yararı bulunmadığından usulden reddine karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 35,90 TL olduğundan peşin alınan 53,23 TL harcın mahsubu ile arta kalan 17,33 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
4- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ giderleri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda dava değeri dikkate alınarak kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.