Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1187 E. 2018/424 K. 10.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1187 Esas
KARAR NO : 2018/424
DAVA : Sigorta
DAVA TARİHİ : 02/11/2016
KARAR TARİHİ : 10/04/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesine özetle; müvekkil şirket tarafından dava dışı …’den kiralanan ……… plakalı aracın şirket çalışanı ……… kontrolünde iken 02/08/2015 tarihinde trafik kazasına karıştığını, sürücüsü………… %2,00 promil alkollü olduğundan bahisle Gaziosmanpaşa 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın sonucunda alkol ölçüm raporundaki imzanın, ……….. ‘a ait olmadığının tespit edildiğini ve sürücünün beraatine karar verildiğini, kiralanan araçta meydana gelen hasarın araç sahibi dava dışı … tarafından dava dışı ……….. San. İç ve Dış Tic. A.Ş. Ünvanlı otomobil servisinde tamir ettirildiğini, tamir masrafının sürücünün alkollü olması nedeniyle sigorta tarafından ödenmemesi üzerine müvekkili şirkete fatura edildiği ve müvekkili şirket tarafından ödendiği ve hasar bedelinin dava dışı … ‘den temlik alındığından bahisle ……..plakalı araçta oluşan ve müvekkil tarafından ödenen zarar bedeli olan 15.800,42TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işletilecek ticari avans faiziyle birlikte davalı … şirketi tarafından tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesine özetle; dava dışı … Ne ait ……….. plakalı aracın sigortalısı olduğunu, kasko sigorta poliçesine göre uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılması halinde zararın teminat kapsamı dışında kaldığını, kazaya karışan araç sürücüsünün alkol oranının yasal sınırın 4 kat üstünde tespit edildiğini ve sürücü tarafından söz konusu tespite itiraz edilmediğini, ceza davasında test raporundaki imza inkarına bağlı olarak bir iptal kararı verilmiş ise de bu yönlü bir iptal kararı verilmesinin hukuken geçerli olmadığını, Yasa ile 1 promilin üzerinde alkollü olduğu belirlenen kişilerin doğrudan alkol tesirinde olduğunun kabul edildiğini ve dolayısıyla alkol tesirinde bulunan bir kişiye imzalatılan herhangi bir evrakın kişi aklı selim olmadığından zaten geçerliliği olamayacağını ve 2 promil alkollü kişinin imza attığı bir evrakın da geçerli sayılmasının hukuken mümkün olmadığını, değildi, ayrıca alkollü olduğu tespit eden alkolmetre raporuna o anda itiraz etmeyen ve kaza zamanındaki durumunun tespiti için sağlık kuruluşuna sevkini talep etmeyen araç sürücüsünün, sonradan hakkında ceza yargılaması sırasında rapora itirazının kasten delil karartma kapsamında yer aldığını ve ispat külfetinin yer değiştirdiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosyamız kapsamına alınan bilirkişi raporunda özetle; davalıya sigortalı, davacı tarafından kiralanmış olan araç sürücüsünün doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapma, manevraları düzenleyen genel şartlara uymama kurallarını ihlal ettiğinden bahisle asli kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın, trafik kazası neticesinde araçta meydana gelen hasarın sigortacıdan tahsili olduğu, davacı tarafça hasarın tahsilinin talep edildiği, davalı tarafa kazanın oluş şeklinin teminat kapsamında olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. Mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile kazada davacı tarafça kiralanan araç sürücüsünün tamamen kusurlu olduğu ve ödenen hasar bedelinin kadri maruf olduğu belirtilmiştir. Davalı tarafça her ne kadar ürü sürücüsünün alkollü olduğundan bahisle alkole ilişkin inceleme yapılması talep edilmiş ise de, ara sürücüsü tarafından imzalanan alkol tespit tutanağındaki imzanın ara sürücüsüne ait olmadığının ceza yargılaması neticesinde tespit edildiği ve ceza yargılaması sırasında subüt bulan maddi vakanın mahkememiz bakımından bağlayıcı olduğu, kazanın iddia edildiği gibi olmadığını ispat yükümlülüğünün davalıya ait olduğu, ancak davalının araç sürücüsünün alkolü olduğuna dair herhangi bir delil ibraz edemediği anlaşılmakla, hüküm kurmaya ve denetime elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
15.800,00 TL’nin 10/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 1079,30 TL olduğundan peşin alınan 269,84 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 809,46 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinin altında olamayacağından 2180,00 TL nisbi vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça iş bu dosya için yapılan 269,84 TL peşin harç, 243,70 TL tebligat ve posta gideri ile 650,00 TL bilirkişi ücretinden ibaret toplum 1.163,54 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısımım karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 10/04/2018