Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1174 E. 2020/411 K. 08.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/1174 Esas
KARAR NO: 2020/411
DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/10/2016
KARAR TARİHİ: 08/09/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasındaki ticari ilişki neticesinde müvekkili şirketin davalıya personel servis hizmeti sağladığını, bu hizmetin bedeli olarak faturalar tanzim edildiğini, faturaların davalıya teslim edildiğini, faturalara süresinde itirazda bulunulmadığını, fatura bedellerinin ödenmemesi nedeniyle —————— sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafça icra takibine haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile devamına ve davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davacı şirkete herhangi bir borcu olmadığını, taraflar arasında cari hesap ilişkisine dair bir anlaşma bulunmadığını, başlatılan icra takibi öncesinde müvekkilinin temerrüde düşürülmediğini savunarak; davanın reddini ve davacı aleyhine %20 oranından az olmamak kaydı ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, —————– sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
————–sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafça davalı aleyhine cari hesap ve fatura alacağına istinaden ————— alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek %9 oranında yasal faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, davalı tarafa ödeme emrinin ——— tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafça ——— tarihinde sunulan dilekçe ile icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce, tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde bir mali müşavir bilirkişi aracılığıyla inceleme yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ——— havale tarihli raporda özetle; davacı yanın yevmiye ve kebir defteri açılış ve kapanış e-beratlarının ——— tarafından süresinde onaylandığı, davacı tarafından —– yıllarında davalı şirkete toplamda — adet fatura ile ——- tutarında hizmet faturası kesildiği, davalıdan ——- tahsil edildiği, davacının bakiye —– alacağının olduğu, davalı yanın ticari defter ve kayıtlarını ibraz etmediği, dosyada mevcut belgelerden toplam ——- tutarlı — adet faturanın davalı yana tebliğ edildiği, bu faturalardan önce kesilen — adet ve ——— tarihinde kesilen fatura ve teslim belgelerinin dosyada mevcut olmadığı, davacının anılan —– adet faturayı kestikten sonra davalıdan ———– tahsil ettiği, yapılan ödemenin fatura bedelleri ile örtüşmediği, bu nedenle iş bu—- adet faturaya karşılık yapıldığının kabul edilemeyeceği, daha önce kesilen fatura konusu mal ve hizmetlerin davalı yana teslim edildiğinin ispatı halinde davacının alacağının olduğunun kabulünün gerekeceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilince rapora karşı itiraz dilekçesi sunulmuş, davalı tarafça rapora karşı herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Mahkememizce, davacı tarafın itirazlarının ve sunulan belgelerin değerlendirilmesi amacıyla önceki bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan ——- tarihli ek raporda özetle; davacı tarafça daha önce sunulan faturalara ek olarak toplam —– tutarlı — adet faturanın dosyaya sunulduğunu, —– tarihli faturaların dosyada olmadığını, dosyaya sunulan faturalara göre davacı alacağının ——- olduğu, davacı tarafça sunulan mail yazışmasında davalı şirketin muhasebe yetkilisince ——– tarihli —– bedelli faturanın kabul edildiğinin anlaşıldığı, mailde belirtilen — nolu — bedelli faturanın ise davacı defterlerinde kayıtlı olmadığı, kök raporda tespit edilen —— tutarına mail ile kabul edilen — bedelli fatura eklendiğinde davacı alacağının —– olacağı, ancak davalı tarafça toplamda ——– ödeme yapıldığı, bu hali ile davacının —— borçlu duruma düştüğü, davalı yanın davacıya gönderdiği ——tarihli mailde ——- tarihi itibari ile —— borçlu olduğu hususunda mutabakat beyan edildiği, davacı defterlerinde bu tarih itibari ile ——- borç göründüğü, mutabakat beyanı kabul edildiği takdirde davacının toplam alacağının —————olduğu, yapılan ödemeler düşüldüğünde ——- davacı alacağının ————- olduğu kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi ek raporu taraflara tebliğ edilmiş davacı vekilince bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçesi sunulmuş, davalı tarafça herhangi bir beyanda bulunulmamıştır.
Mahkememizce, davacı yanın dava dilekçe ile yemin deliline dayandığı anlaşılmakla, yemin deliline dayanıp dayanmadığı sorulmuş, yemin deliline dayanıldığının bildirilmesi üzerine davalı şirkete yemin davetiyesi çıkarılmış, çıkarılan davetiyenin TK md. 35’e göre davalı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilmesine rağmen davalı tarafça yemin davetiyesine icap edilmemiştir.
Tüm dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesi neticesinde; davacı tarafça, cari hesap alacağına istinaden başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği; davalı tarafça, davanın reddinin savunulduğu; taraflar arasındaki uyuşmazlık noktalarının, davacı tarafından davalı adına düzenlenen fatura konusu hizmetin davalı tarafça verilip verilmediği, davacı yanın belirtilen miktarda cari hesap alacağı olup olmadığı noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu cari hesabı oluşturan faturalar düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir. ——————
Eldeki dava bakımından; dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunun denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davacı tarafça sunulan mail yazışması ile davalı tarafça ———- tarihi itibari ile —- borçlu olunduğunun kabul edildiği, toplam ———– tutarlı —- adet faturanın davalı yana tebliğ edildiği, buna rağmen davalı tarafça iş bu faturalara karşı süresi içerisinde itirazda bulunulduğuna dair herhangi bir itirazda bulunulmadığı, davalı tarafça usulüne uygun davetiye rağmen ticari defter ve kayıtların belirlenen inceleme gününde ibraz edilmediği, davacı tarafça ispatlanan alacak miktarının toplamda ———- olduğu, ——tarihinden sonra yapılan toplam —— tutarlı ödemeler düşüldüğünde davacı alacağının———— olarak bilirkişi tarafından tespit edildiği, alınan bilirkişi raporlarına karşı davalı tarafça herhangi bir itirazda bulunulmadığı, bakiye kısım yönünden davacı tarafça yemin deliline dayanıldığı, usulüne uygun olarak tebliğ edilen yemin davetiyesine rağmen davalı tarafça yemine icap edilmediği, bu hali ile davacının davasını ispat ettiğinin kabulünün gerektiği kanaatine varılmıştır.
Tarafların tacir olduğu, taraflar arasında yapılan işin ticari iş olduğu, davacı tarafça tespit olunan alacak miktarına avans faizi talep edilebileceği, ancak başlatılan icra takibi ile %9 oranında yasal faiz talep edildiği anlaşılmıştır. Bu hali ile davacının talebi HMK md. 26 uyarınca aşılamayacağından —————- taleple bağlılık ilkesi gereğince; asıl alacağa takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %9 oranını aşmayacak yasal faizi ile tahsili şeklinde hüküm kurulması gerekmiştir.
Takibe konu alacağın yargılamayı gerektirmediği, likit olduğu dikkate alınarak; davalı aleyhine asıl alacak miktarının %20’si oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile;
Sabit olan ——— alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %9 oranını aşmayacak yasal faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere, borçlu davalının ——————— sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline, takibin devamına,
Asıl alacağın %20 si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 685,16 TL’den peşin harç olarak alınan 121,14 TL ve icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 50,15 TL peşin harç olmak üzere toplam 171,29 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 513,87 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça icra dosyasından ve iş bu dosyadan alınan toplam 171,29 TL peşin harç, 29,20 TL başvurma harcı ve 4,30 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 204,79 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.150,00 TL bilirkişi ücreti ve 143,60 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.293,60 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.400,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
6.Davalı tarafından yapılmış yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———— nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu. 08/09/2020