Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1124 E. 2019/873 K. 12.09.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR

ESAS NO : 2016/1124 Esas
KARAR NO : 2019/873

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 17/10/2016
KARAR TARİHİ : 12/09/2019

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 08/07/2016 tarihinde ———- sevk ve idaresindeki— plakalı aracın — ilçesinden — istikametinde seyir halindeyken tek taraflı yaralamalı/ölümlü maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, bu kazada yolcu olarak bulunan —- vefat ettiğini, olaya sebebiyet veren aracın davalı … tarafından zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında sigortalı olduğunu, müvekkilinin müteveffa ile aynı evde ikamet ettiğini, müteveffanın babasından aldığı maaşı ile müvekkiline destek olduğunu, kaza sonucu müvekkilinin destekten yoksun kaldıklarını, belirterek; şimdilik 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihinden işleyecek avans faiziyle birlikte … Şirketi’nden tahsilini talep ve dava etmektedir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının davadan önce müvekkili sigorta şirketine destekten yoksun kalma tazminatı sebebiyle başvuruda bulunduğunu, —–numaralı hasar dosyası oluşturulduğunu, yapılan incelemeler neticesinde davacının müteveffanın kardeşi olması ve mevzuat gereği kardeşlerin destekten yoksun kalma tazminatı talebi için başvuru konusu olayda özel durumların oluşmadığı için başvurunun reddedildiği, müvekkilinin sigortalısının kusuru oranında sorumlu olduğunu, davacının kusuru ve zararı ispat etmesi gerektiğini, müteveffanın sigortalı araçta yolcu olarak bulunması hasebiyle; hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini ve davanın reddini talep etmiştir.
Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, poliçe ve hasar dosyası, ——- araştırmaları, tanık beyanları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Mahkememizin 14/03/2019 tarihli celsesinde davacı tarafça bildirilen tanıkların dinlenilmesi için —- Mahkemesi’ne talimat yazılmasına karar verilmiş, talimat mahkemesince 15/05/2019 dinlenilen tanık —- beyanında; “Davacı … benim dayımın oğlu olan ———– eşidir. Aynı zamanda da komşuyuz. …’ın kız kardeşi olan—— dayımın oğlu ve ailesi ile birlikte yaşamaktaydı. Dayımın oğlu ile … yaklaşık 15 yıl önce evlendi. Evlendiklerinden beri ——- vefat edene kadar bunlarla birlikte kalıyordu.—– trafik kazası nedeniyle vefat etti.—— büyüktü. Sürekli beraberlerdi. ——– tek bıraktığını görmedim. —— dayımın oğlunun ikinci eşidir. Dayımın oğlu emekli polistir. Oturdukları ev kendi evleridir. Emekli maaşı dışında bildiğim bir geliri yoktur.—– önceki eşinden 3 tane çocuğu vardı. —- ile müşterek çocukları yoktur. Bu çocuklar —- ile beraber yaşamıyorlardı. Bildiğim kadarıyla— — bir evi vardı. Bu evin kirasını önceden ———-alıyordu. Şu an kiranın alınıp —— hayrına dağıtıldığını biliyorum. Bu kiranın miktarını bilmiyorum, ancak çok yüksek olduğunu zannetmiyorum. ——- maaş alıp almadığını bilmiyorum.—– sağlığında —– destek olup olmadığını tam olarak bilmiyorum.—— maaş alıp almadığını, aldığı maaşı ne yaptığını, kardeşine maddi açıdan destek verip vermediğini bilmiyorum. Ancak ——– mağdur olmadığını, gayet iyi bakıldığını biliyorum” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Yine talimat mahkemesinin 15/05/2019 tarihli celsesinde dinlenilen tanık —— beyanında; “…’ı komşu olmamız nedeniyle tanıyorum. Eşi ——- emekli polis olup babasına ait evi parasıyla satın alıp bu evde oturmaya başladı. Ne kadar zaman önce taşındıklarını tam olarak hatırlamıyorum, ancak 8-10 yıl olabilir. Taşındıklarında —– ile evliydi. Önceki eşinden çocukları vardı, ancak beraber yaşamıyorlardı.—— ile evliliğinden çocukları yoktu. Taşındığından beri —– kız kardeşi —- onlarla beraber yaşıyordu. Devamlı onların yanındaydı. Bildiğim kadarıyla ——– emekli maaşı dışında bir geliri yoktur. —- maaş alıp almadığını bilmiyorum. İki kız kardeşin mal varlığı olduğunu duydum, ancak hangi mal varlıkları olduğunu bilmiyorum. —- trafik kazasında vefat etti. Benim bildiğim kadarıyla—— bakmaktaydı.—– maaş alıp almadığını bilmiyorum.—- olarak —– veya —- destek olup olmadığını bilmiyorum. Ancak misafirliğe gitse bile —— kardeşi—— ile beraber gidiyordu. Onu tek bırakmıyordu.—–akıl sağlığı normaldi. Komşulara ve benim eşime dini sohbetler veriyordu. Sadece kulakları biraz ağır işitiyordu” beyanında bulunmuş ve iş bu beyanını imzası ile tevsik etmiştir.
Mahkememizce yaptırılan ———- araştırması neticesinde; müteveffa —– kardeşi olan davacı … ile birlikte yaşadığı, kendisi adına kayıtlı bir adet evinin olduğu, taşınır malvarlığının bulunmadığı, babasından bağlanan 600,00 TL tutarındaki maaş ve kiradaki evinden gelen 300,00 TL ile geçimini sağladığı tespit edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı tarafça; meydana gelen trafik kazası neticesinde kardeşinin vefatı nedeniyle kardeşinin desteğinden yoksun kaldığından bahisle tazminat isteminde bulunulduğu, davalı tarafça; davacı ile müteveffanın kardeş olması nedeniyle destekten yoksun kalma isteminde bulunulamayacağından bahisle davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır.
Haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK.’nun 45/2. maddesine (6098 sayılı TBK. md. 53/1-3) dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Ancak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle, ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir.
Borçlar Kanunu’nun 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa, ne de yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır; sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır.
O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür.
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, destekten yoksun kalan kimsenin ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun — gün, —–. sayılı kararı).
Ayrıca kardeşlerin birbirine karşı kural olarak bakım görevi yoktur. Ancak, bir kardeşin diğer kardeşe eylemli ve düzenli olarak yardım etmesi halinde, bu kardeş diğerinin desteği sayılır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 364/1. maddesinde “Herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan üstsoyu ve altsoyu ile kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.” düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Kardeşlerin nafaka yükümlülükleri, refah içinde bulunmalarına bağlıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olay bakımından; tüm dosya kapsamı, müteveffanın gelir durumu ve tanık beyanları dikkate alındığında, müteveffanın davacı ile birlikte yaşadığı, yasal olarak kardeşlerin birbirine destek olmaları refah içinde bulunmalarına bağlı olduğu, müteveffanın kaza tarihindeki ekonomik durumu dikkate alındığında refah içinde olduğu kabul edilemeyeceği, dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın REDDİNE,
1.Alınması gerekli 44,40 TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 29,20 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 15,20 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
2.Davacı tarafça yapılan masrafların üzerinde bırakılmasına,
3.Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
4.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan — göre belirlenen 1.000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
5.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.