Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1087 E. 2018/823 K. 19.07.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1087 Esas
KARAR NO : 2018/823

DAVA : Elatmanın Önlenmesi
DAVA TARİHİ : 06/10/2016
KARAR TARİHİ : 19/07/2018 (Tefhim Tarihi) – 25/07/2018 (Yazılma Tarihi)

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan yargılaması neticesinde;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin İstanbul ili,…… paselde kain gayrimenkul üzerinde, arsa sahibi ile imzalanan …… Noterliği’nin 22/07/1992 tarih ve ……. yevmiye nolu düzenleme şeklinde kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğini ifa etmek suretiyle kendine düşen, bağımsız bölümler ile üyelerine olan mükellefiyetini yerine getirmeye çalışan, teslim aldığı bölümleri tahsis hakkı sahibi üyeleri adına tescil eden ve halen faaliyette bulunan kooperatif olduğunu, davalılardan …’nın kooperatif üyesi olduğunu ve müvekkili kooperatife ait merkur tapuda kain …………… adresindeki ortak alanlarını …… merdiven altı ve ……….. blok arasındaki boş alanı haksız ve olarak iş yeri haline getirerek diğer davalılara kiraya vermek suretiyle işgal ettiğini ve haksız kazanç elde ettiğini, mezkur yerlerin kooperatife ait ortak alanlar olduğu ve kullanıma ilişkin rızasının bulunmadığını, davalılara ihtar gönderilerek müdahalenin sonlandırılmasının ve yapının eski hale getirilmesini ve ecrimisil ödenmesini talep ettiklerini ancak sonuç alamadığından bahisle ecrimisil bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının dosyaya ibraz ettiği 2007 yılında tanzim edilen muhatabı müvekkili olan ihtarnameye ilişkin olarak ……….Hukuk Mahkemesinin 2007/996 esas sayılı dosyasının ikame edildiğini, ilgili dosyanın 29/11/2007 tarihinde …. karar numarası ile görevsizlik kararı verilerek kapatıldığını, kararın henüz taraflara tebliğ edilerek kesinleşmesi sağlanmadığından halen derdest olduğundan bahisle derdestlik itirazında bulunduğunu, müvekkilinin üyesi olduğu kooperatif yönetiminin davaya konu yerlerin kullanım şekline ilişkin olarak 2004 yılında vermiş oldukları yönetim kurulu kararı gereğince kendi nam ve hesabına hak doğuran kooperatifin daha sonra müvekkili aleyhine dava açmasının mümkün olmadığını, ilgili yönetim kurulu kararının usul ve yasaya uygun bir şekilde alınıp alınmadığını, davacının ecrimisil yönünden haksız fiil tarihi itibariyle alacak talep etmesine itiraz ettiğini, alacağın zamanaşımına uğradığından bahisle öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini, mahkemenin aksi kanaatte olması halinde de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizce dava konusu taşınmaza ilişkin olarak tapu kayıtlarının dosyamız arasına celbedilerek incelenmesinde; dosyamız davacısının maliki, dosyamız davalısının bağımsız bölümün maliki olduğu, taşınmaz bakımından kat irtifakının kurulu olduğu görülmüştür.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin taşınmaza yapılan müdahalenin meni ve ecrimisil talebi olduğu, tarafların müdahalenin meni istenen taşınmazın kat malikleri oldukları, müdahalenin meni talep edilen taşınmazda kat irtifakının kurulu olduğu, müdahalenin ortak alana yapıldığının iddia edildiği anlaşılmıştır. HMK’nın 114.madesinde dava şartları düzenlenmiş ve 115.maddesinde de dava şartlarının bulunmaması halinde davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir. Mahkemenin görevi dava şartları arasında sayılmıştır. Mahkememizin görev alanı TTK’nın 4. Maddesinde düzenlenmekle birlikte, bir davanın ticari dava olması için ya kanun metninde yer alan dava türlerinden olması, yada tarafların ikisinin de tacir olması ve davanın ticari işletmeleri ile ilgili olması gerekmektedir. Oysa ki eldeki davamız bakımından taşınmaza el atmanın önlenmesi niteliği itibariyle mutlak ticari dava olmadığı gibi, dosyamız taraflarından davacının yapı kooperatifi olması nedeniyle tacir olmadığı, davalıların da tacir olduklarına dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, bu hali ile nisbi ticari dava da bulunmadığı, ayrıca eldeki davanın Kooperatifler Kanunu’ndan da kaynaklanmadığı, bu hali ile ticari dava niteliğinde olmadığı ve mahkememizin görevsiz olduğu kanaatine varılmıştır. Bununla birlikte 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu’nun Ek 1. maddesinde; “Bu kanunun uygulanmasından doğacak her türlü anlaşmazlık sulh mahkemelerinde çözümlenir.” hükmüne yer verilmiştir. Eldeki davamız bakımından da; davacı ile davalılardan …’nın kat malikleri olduğu ve ortak alana müdahale de bulunulduğunun iddia edildiği, ayrıca tapu kayıtlarının incelenmesinde kat irtifakının da kurulu olduğu, bu hali ile sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu ve davanın usulden reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİ nedeniyle davanın HMK nın 115/2. Mad uyarınca dava şartı yokluğu nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Anadolu Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine,
3- Yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemece hüküm altına alınmasına,
Dair, davacı vekili ile davalı … vekili ve davalı …’in yüzüne karşı diğer davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğıinden itibaren iki haftalık süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı.