Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2016/1029 E. 2018/1166 K. 15.11.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/1043 Esas
KARAR NO : 2018/1111

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 26/09/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının maliki olduğu ———- plaka sayılı araç ile davacı tarafından sigortalandığını, sigortalı aracın————-sevk ve idaresindeyken sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine kaldırıma çıktığını ve yaya————– hayatını kaybettiğini, kaza nedeniyle müvekkili şirketin davalı sigortalı aleyhine müteveffanın yakınları tarafından destekten yoksun kalma ve manevi tazminat talepli davanın ikame edildiğini ve yargılamanın İstanbul Anadolu ————– Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1014 Esas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğünü, yapılan bilirkişi incelemesi sonucu sigortalı araç sürücüsünün alkollü ve aşırı süratli olduğunun tespit edildiğini ve olayda birinci derece ve tam kusurlu olduğunun tespit edildiğini, 13/05/201 tarihinde dava dışı —————— ile sulh olunduğunu ve ibraname kapsamında 26/05/2016 tarihinde ——————– maddi tazminat ve faiz için 131.500 TL , 24/05/2016 tarihinde —————————— 11.800 TL ‘si ilam vekalet ücreti, 10.800 TL’si icra vekalet ücreti ve 1400 TL’si yargılama gideri olmak üzere toplam 24.000 TL ödeme yapıldığından bahisle ödenen 131.500 TL’sinin ödeme tarihi 26/05/2016, 24.000 TL’sinin ise ödeme tarihi 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalıya usulüne uygun yapılan tebligata rağmen herhangi bir cevap dilekçesi sunulmamıştır.
Davacı tarafça davaya dayanak yapılan İstanbul Anadolu —————-. ATM’nin 2014/1014 Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; dava dışı zarar görenler tarafından dosyamız davacısı aleyhine davamıza konu trafik kazasından kaynaklı tazminat davası açtıkları, yapılan yargılama sırasında tarafların sulh oldukları, sulh oldukları ve davanın maddi tazminat talepleri yönünden feragat ile sonuçlandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davaya konu kazadaki kusur durumu ve kazanın münhasıran alkolün etkisi ile meydana gelip gelmediği ve dava dışı üçüncü kişilerin zararı ile rücu edilebilecek bedelin hesabı yönünden bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 06/02/2018 tarihli raporda özetle; dava dışı ————- olayın meydana gelmesinde %100 oranında tam kusurlu olduğu, yayalar —— ———————– olayın meydana gelmesinde herhangi bir müterafik kusurlarının olmadığı, kazanın meydana gelmesinde alkol dışında herhangi başka bir faktör rol oynamadığından kazanın münhasıran alkole bağlı olarak meydana geldiği ve buna göre davacının dava dışı hak sahiplerine yaptığı ödemeyi rücu edebileceği, davacı sigorta şirketinin rücuen alacağının 144.700 TL olarak tespit edildiği ve bu tutarın 131.500 TL’nin 26/05/2016 tarihinden itibaren, 12.300 TL’nin 24/05/2016 tarihinden itibaren 26/09/2016 dava tarihine kadar işlemiş faizinin talep edilebileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin dava dışı üçüncü kişilere ödenen tazminatın davalı sigortalıya rücu olduğu, davacı tarafça sigortalı olan davalının maliki olduğu aracın karıştığı trafik kazası nedeniyle dava dışı üçüncü kişilere ödemede bulunulduğu, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün alkollü olması nedeniyle yapılan ödemenin sigortalıdan rücuen tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek davanın inkar edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce yaptırılan bilirkişi incelemesi neticesinde alınan raporun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla birlikte hüküm kurulurken dikkate alınmıştır. Bilirkişi heyet raporunda da belirtildiği üzere davacı tarafça talep edilen alacak kalemlerinin 131.500,00 TL’sinin tazminat ve işlemiş faiz, 11.800,00 TL’sinin ilam vekalet ücreti, 1.400,00 TL’sinin yargılama gideri ve 10.800,00 TL’sinin ise icra vekalet ücreti olduğu, davacı ile dava dışı üçüncü kişilerin aralarındaki dava sırasında düzenlenen sulh protokolünde her ne kadar davacının icra vekalet ücreti de ödemesine karar verilerek sulh oldukları anlaşılmakta ise de henüz doğmayan bir alacak doğacakmış gibi ödeme yapılması suretiyle olmayan bir alacağın rücu edilmesine ilişkin talebin kabulünün mümkün olmadığı, bu nedenle icra vekalet ücretine ilişkin talebi yönünden davanın reddi gerektiği, davacı tarafın icra vekalet ücreti davacının davalısı olduğu tazminat davasında dosyamız davalısının da taraf olduğu, bu nedenle davacının ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebileceği kanaati ile davanın bilirkişi raporu doğrultusunda yapılan hesaplamaya göre kısmen kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
131.500,00 TL nin 26/05/2016 tarihinden 13.200,00 TL nin 24/05/2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 9.884,46 TL olduğundan peşin alınan 2.647,02 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 7.237,44 TL’nin davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ————-‘ye göre belirlenen 14.326,00 TL nispi vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4- Davacı tarafından yatırılan 2.676,22 TL peşin karar harcının davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafından iş bu dava için yapılan 1.800,00 TL bilirkişi ücreti ve 72,00 TL posta ücretinden ibaret toplam 1872,00 TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre belirlenen 1747,60 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, geriye kalan kısmının davacı yan üzerinde bırakılmasına,
6- Davacı tarafından yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalının yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.