Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/904 E. 2020/775 K. 26.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/904 Esas
KARAR NO : 2020/775
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 19/08/2015
KARAR TARİHİ : 26/11/2020
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı şirketin müvekkilinden farklı tarihlerde hazır beton aldığını, ancak düzenlenen —- tarihli faturaya konu borcunu ödemediğini, bu nedenle davalı aleyhine —– sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yapılan yetki itirazı sonucunda dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilerek, takibe —— dosyası ile devam edildiğini, davalı tarafça bu takibe de haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafça icra takibine konulan faturaya konu mal veya hizmetin alınmadığını, salt fatura düzenlenmesinin mal veya hizmetin teslim edildiği anlamına gelmediğini, davacı ile müvekkili arasındaki ——– alımına dair cari hesap ilişkisinden doğan tüm borcun ödendiğini savunarak; davanın reddine ve davacı aleyhine %20 oranından az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, taraf defterleri, vergi dairesi kayıtları,—– sayılı dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporları ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
—— sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından —- tarihli faturadan doğan alacak nedeniyle davalı aleyhine, — tarihinde — sayılı icra dosyası ile, — asıl alacak, —- işlemiş faiz olmak üzere toplam —– alacağın takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %9 oranında faizi ile birlikte tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, davalı tarafça takibe karşı yetki itirazında bulunulduğu, davacı tarafça yetki itirazın kabul edilerek dosyanın—-İcra Dairesine gönderildiği ve yukarıda belirtilen esas numarasına kaydının yapıldığı, işbu dosyadan gönderilen ödeme emrinin davalıya —– tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafından —– tarihinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılmak üzere bilirkişinden rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen — tarihli bilirkişi raporunda özetle; davacı yanın ticari defterlerinin usulüne uygun olarak tutulmadığı, davacı tarafından davalı yana toplam — tutarlı —- adet fatura düzenlendiği, davalıdan —parça halinde toplam — ödeme yapıldığı, takip tarihi itibariyle davacı yanın davalıdan — alacaklı olduğu, davalı tarafından ticari defter ve kayıtların ibraz edilmediği, fatura konusu malın davalı yana teslim edildiği hususunun ispata muhtaç olduğu, teslimin kabulü halinde davacı yanın ——– alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce gelen yazı cevapları da değerlendirilmek suretiyle taraf vekillerinin itirazlarına ilişkin bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen —- tarihli ek raporda özetle; davacının yanın ticari defterlerinde — yılı —ayında —- bedelli — adet faturanın düzenlendiği, tarafların aynı döneme ilişkin Ba-Bs bildirimlerinde de ——–adet belgenin bildirildiği, taraflar Ba-Bs formlarının örtüştüğü, takibe konu faturanın her iki tarafça da vergi dairelerine yasal sürelerinde beyan edildiği, davacı yanın takip tarihi itibari ile —–alacağının bulunduğu kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça faturadan kaynaklı alacağına yönelik başlatılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddinin savunulduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; takibe konu fatura konusu malların davalı yana teslim edilip edilmediği ve fatura bedellerinin ödenip ödenmediği noktalarında toplandığı anlaşılmaktadır.
Davacı tarafça; takip konusu 1 adet fatura düzenlenerek ticari defterlerine kayıt edilmiştir. Ancak salt fatura düzenlenmesi adına fatura düzenleyen kişiyi borçlu kılmaz. Adına fatura düzenlenen kişinin, fatura düzenleyene borçlu sayılabilmesi için öncelikle aradaki akdi ilişkinin ispatlanması, akdi ilişki ispatlandığı takdirde fatura konusu mal veya hizmetin verildiğinin ispatlanması gerekmektedir.
TTK md 21/2 hükmü uyarınca; bir faturayı alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içerdiği bilgilere itiraz etme hakkına sahiptir. Aksi taktirde faturanın içeriğini kabul etmiş sayılır. Fatura, düzenleyen aleyhine delil olduğu gibi, kendisi faturayı düzenlemediği halde tebliğinden itibaren sekiz gün içinde itiraz etmeyen aleyhine de delil olabilecektir. Faturaya itiraz, faturanın teslim alındığı tarihten itibaren sekiz gün içinde yapılmalıdır. İtirazın sekiz gün içinde karşı tarafa varması şart değildir. Sekiz günlük süre, hak düşürücü süre veya zamanaşımı süresi değildir. Sadece ispat yükünün yer değiştirmesi açısından önem taşır. Sekiz günlük süre içinde itiraz edildiği taktirde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olduğunu ispat külfeti faturayı veren tarafa ait iken, sekiz günlük sürenin geçmesinden sonra itiraz edilmesi halinde, fatura içeriğinin sözleşmeye uygun olmadığını ispat külfeti faturayı alan tarafa ait olur.
Faturayı alan her türlü delille bu külfeti yerine getirebilir. Faturaların tebliğ edildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanamaması ya da kanıtlanıp da süresinde iade edildiğinin borçlu tarafça kanıtlanması halinde, borçlu taraf alacaklının hizmet vermediğini savunmakta ise, faturaya konu hizmetin verildiğinin alacaklı tarafça kanıtlanması; borçlunun faturaları tebliğ alıp süresinden sonra iade etmesi halinde de faturanın alacaklı tarafça gönderilmesi şeklindeki icabı, borçlunun (faturayı defterine kaydetmemek ve hizmet almadığını savunmak suretiyle), kabul etmemesi ya da borçlunun faturayı kendi defterine kaydetmekle birlikte süresinde itiraz ve iade etmesi halinde hizmetin verildiğini yine alacaklının kanıtlaması gerekeceğinden, bu doğrultuda alacaklının delillerinin toplanıp değerlendirilmesi, şayet borçlunun faturaları kendi defterlerine kaydetmesi (faturaları deftere kayıt öncesinde ya da sonrasında süresi geçtikten sonra itiraz ve iade etmiş olması) halinde alacaklının (hizmet vermiş olsun ya da olmasın) HMK’nın 222. (6762 sayılı TTK’nın 84. ve 85.) maddesi uyarınca alacağını ispatladığının kabul edilmesi gerektiği gözetilmelidir.———–
Somut olay bakımından ise; davalı tarafça takip konusu faturada belirtilen malların teslim edilmediği belirtilmiş ise de, alınan bilirkişi raporları ve celp olunan vergi dairesi kayıtlarına göre, davacı tarafından —- ayında davalı adına 2 adet fatura düzenlendiği, işbu faturalar arasında takip konusu faturanın da yer aldığı, her iki tarafça da davacı tarafından düzenlenen —– ayına ait faturaların vergi dairesine Ba-Bs formları ile yasal süresi içerisinde bildirildiği, bu hali ile davalı yanın söz konusu faturaları ticari defterlerine kayıt ettiğinin anlaşıldığı, davalı tarafça dava konusu faturaya itiraz edildiğine ya da fatura bedelinin ödendiğine ilişkin olarak herhangi bir delilin dosyaya ibraz edilmediği gibi bu yönde bir savunmanın da bulunmadığı, bu hali ile davalı tarafça faturaya süresinde itiraz edildiğinin kanıtlanamadığı, anılan—– da belirtildiği üzere; davalının dava konusu faturayı ticari defterlerine kayıt etmesinin fatura konusu hizmetin verildiğine karine teşkil ettiği, bu hali ile taraflar arasında akdi ilişkinin kurulduğu, davacının fatura konusu hizmeti davalı tarafa verdiğinin kabulünün gerektiği, davacının kendi ticari kayıtlarına göre davalıdan —— alacağının bulunduğunun tespit edildiği, bu hali ile davacı yanın talep edebileceği alacak miktarının bu miktar ile sınırlı olduğu kanaatine varılmıştır.
İşlemiş faiz istemi bakımından; davacı yanın davalı takip tarihinden önce temerrüde düşürdüğüne ilişkin dosyada herhangi bir yazılı delilin bulunmadığı, 6102 Sayılı TTK’nun 1530/4 maddesi mal tedarik sözleşmelerinde uygulanabileceği, somut olayda taraflar arasında mal tedarik sözleşmesi bulunmadığı, bu nedenle anılan maddenin uygulama imkanı bulunmadığı kanaatine varılarak davacı yanın işlemiş faize ilişkin istemi yerinde görülmemiştir.
Her ne kadar taraflar arasındaki iş ticari iş niteliğinde olduğundan talep olunan alacağa avans faizi talep edilebilecek ise de; davacı tarafça başlatılan icra takibinde asıl alacak miktarına takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında faiz isteminde bulunulduğu, faiz türünün belirtilmediği, takip talebi ile belirtilen faiz oranının yasal faiz olduğu, itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğu, davacı yanın talebi aşılamayacağından, talep gibi asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %9 oranında yasal faiz işletilebileceği kanaatine varılmıştır.
Takibe konu alacağın miktarı kesin ve belirli olduğu gibi hesaplanması bir tespit yapılmasını gerektirmediğinden davalının haksız itirazı nedeniyle alacaklının alacağına geç kavuşmasına neden olduğu kanaatine varılmıştır.
Reddedilen kısım bakımından, davacı yanın kötü niyeti sabit olmadığından, davalı yanın kötü niyet tazminatı istemi yerinde bulumamıştır.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere —— gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Sabit olan —– alacağın takip tarihinden itibaren artan azalan oranlarda uygulanacak ve yıllık %9 oranını aşmayacak yasal faiz ile ve isabet eden takip giderleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmek üzere borçlu davalının —— sayılı takip dosyasına yapılan itirazın kısmen iptaline, takibin belirtilen şekilde devamına,
Kabul olunan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Aşan istemlerin reddine,
Likit alacak bulunmaması nedeni ile icra inkar tazminatı isteminin REDDİNE,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 272,30 TL’den dava açılırken yatırılan 134,46 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye kalan 137,84 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafından yatırılan 134,84 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı ve 4,10 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 166,64 TL davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 1.000,00 TL bilirkişi ücreti ve 150,00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.150,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %51 oranında olmak üzere. 586,50 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.Davalı tarafından yapılan 16,00 TL yargılama giderinin davada haklı çıktığı %49 oranında olmak üzere 7,84 TL’sinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, bakiye kısmın davalı üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden kabul edilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.986,27 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
7.Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden reddedilen kısım için karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 3.887,24 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
8.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta süre içerisinde ———– nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.