Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/884 E. 2018/588 K. 23.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/884 Esas
KARAR NO : 2018/588
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/08/2015
KARAR TARİHİ : 23/05/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle, davacının murisi…………. ………….. tarih ve ……………. sıra no, ………… hisse numarasıyla adına kayıtlı bulunan 10 adet ve 10,00-TL itibari ideğerli davalı banka tarafından ihraç olunan nama yazılı hisse senetlerinin murisi vefatıyla birlikte müvekkili adına devredilen söz konusu devir işlemi davalı pay defteri işlenerek hukuki anlamda geçerlilik kazandığını, davalı bankanın kar payı dağıtımı yapmadığını beyanla kar payının bugüne kadar hiç ödenmemesine dair alınan genel kurul kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, davacıya ödenmeyen kar paylarından fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 1.000,00 TL’nin kar payının dağıtılmamasına dair genel kurul karar tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının tahsilini talep ettiği alacaklarından 1969 ve 2010 dönemleri arasında davacı murisi lehine tahakkuk eden kısımlarının zamanaşımına uğradığını, muris tarafından talep edilmeyen zamanaşamına uğrayan temettü tutarlarının davacı tarafından tahsilinin talebinin mümkün olmadığını beyanla, davacının hukuki temelden yoksun ve mesnetsiz davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE :
Davanın, davacının İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna ……………sicil numarası ile kayıt olan……………… Bankası A.Ş’nin 10 ADET 10.00 TL itibari değerli hissesine sahip olduğu, ancak davacı murisi ……………… 31.07.1969 tarihinde iktisap ettiği nama yazılı hisse senetleri için 2008 ve önceki yıllara ilişkin, gerek genel kurul kararları ile gerekse de 233 sayılı KHK’nın verdiği etki ile hiçbir şekilde kar payı dağıtımı yapılmadığından bahisle, söz konusu dönemler için kar payının ödenmemesine dair alınan Genel Kurul Kararlarının mutlak butlanla batıl olduğunun tespitine, davacıya ödenmeyen kar paylarından şimdilik 1.000 TL’sinin söz konusu Genel Kurul Kararlarından itibaren reeskont faizi ile tahsili talebinden ibaret olduğu anlaşılmıştır.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek, kanıtlar toplanmak ve bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle sonuçlandırılmıştır.
Bu itibarla toplanan deliller, mahkememizce benimsenen bilirkişi raporu, tarafların iddia ve savunmaları hep birlikte değerlendirildiğinde;
TTK’nun 447’nci maddesinde yer alan ve Genel Kurul Kararlarının hangi hallerde Butlan olacağı şu şekilde sayılmıştır;
“a) Pay sahibinin, genel kurula katılma, asgari oy, dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez elikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran,
b) Pay sahibinin bilgi alma, inceleme ve denetleme haklarını, kanunen izin verilen ölçü dışında sınırlandıran,
c) Anonim şirketin temel yapısını bozan veya sermayenin korunması hükümlerine aykırı olan kararları batıldır.”
Konu ile ilgili yapılan incelemede, tüm yıllara ilişkin Genel Kurul Toplantılarının süresinde yapılarak tescil ve ilan edildiği,
Söz konusu defterde genel kurullara ilişkin toplantı tutanaklarının yer aldığı ve tüm genel kurul toplantılarında çağrı merasimine uyulduğu anlaşılmıştır.
Davacı muris…………..ın 10 adet hisseyi iktisap ettiği 1969 yılından 1984 yılına kadar Genel Kurul Toplantılarının yapılmış olduğu ,Kamu İktisadi Teşebbüslerinde genel kurul olmadığından dolayı ……. yılları arasında Genel Kurul Toplantılarının yapılmamış olduğu,15.11.2000 tarih ve 4603 sayılı Kanun ile anonim şirkete dönüştürülmesi neticesinde (T.Ticaret Sicili Gazetesinin 19.03.2001 tarih ve …… sayılı nüshası) özel hukuk tüzel kişiliği kazanmış olan davalı bankada 2001 yılından itibaren Genel Kurul Toplantılarının yapılmış olduğu, sözkonusu toplantılarda, davalı Bankanın genel kurul toplantılarına çağrı usullerinin ihlal edilmiş olduğu veya davacının toplantılara usulüne uygun şekilde çağrılmadığı hususu ile davalı bankanın davacı murisinin rüçhan hakkını kullanımını engelleyecek şekilde kanuna ve Esas Sözleşmeye aykırı uygulamalarının olduğu hususunun davacı tarafından kanıtlanamadığı,
Pay sahiplerinin dava ve kanundan kaynaklanan vazgeçilemez nitelikteki haklarını sınırlandıran veya ortadan kaldıran genel kurul kararları batıldır. Kanun koyucu burada kanundan ve davalardan kaynaklanan haklarla ilgili bir sınırlama yaptığından, kanundan kaynaklanmayan ancak şirket ana sözleşmesi ile tanınmış olan hakları sınırlandıran ya da ortadan kaldıran genel kurul kararlarının batıl olmayacağını, böylece sadece iptal davasına konu olabileceklerini belirtmiş bulunmaktadır.
Pay sahibinin kar payı hakkı kanundan kaynaklanan, vazgeçilemez haklarındandır. TTK md 507. Bu anlamda kar payı vazgeçilmez, sınırlandırılamaz, ortadan kaldırılamaz nitelikte bir pay sahibi hakkıdır. Hatta anonim ortaklıkların tipik sermaye şirketi olması dikkate alındığında, özellikle davalı banka gibi halka açık anonim şirketler dikkate alındığında pay sahiplerinin tek amaçlarının kardan pay almak hakkını kullanmak olduğu görülecektir. Ancak her ne kadar kar payı alma hakkı pay sahiplerinin vazgeçilemez ve sınırlandırılamaz nitelikte hakları arasında yer alsa da, pay sahibine kar payı dağıtılıp dağıtılmayacağma genel kurul karar vermektedir. TTK md 408/II-d hükmü şirketin yıllık karı üzerinde tasarrufun nasıl yapılacağına, karın dağıtılıp dağıtılmayacağma karar verme yetkisini genel kurula vermekte ve genel kurul bu yetkisinin mutlak olduğunu, başka bir kişi veya organa devredilemeyeceğini söylemektedir.
Davalı bankanın halka açık bir anonim ortaklık niteliğinde bulunduğu tartışma dışıdır. 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu md 19, halka açık ortaklıklarda kar payı ile ilgili özel bir düzenleme olduğundan öncelikle uygulanacaktır. Bu hüküm, halka açık anonim ortaklıkların karlarını genel kurul tarafından belirlenecek kar dağıtım politikaları çerçevesinde ve ilgili mevzuat hükümlerine göre dağıtacaklarını emretmektedir. Ayrıca, esas sözleşmede pay sahipleri için belirlenen kar payı ayrılmadıkça başka yedek akçe ayrılması da yasaklanmıştır. Somut olayda, halka açık ortaklık niteliği taşıyan davalı bankanın genel kurulunun belirli oranlarda kar payı dağıtılmasına karar vermesinin ilgili kararı batıl hale getirecek ağırlıkta bir sakatlık tespit edilememiştir.
Dolayısıyla incelenen bilgi ve belgelerden, alınan kararların butlan nedeniyle geçersiz olmadığı, tespitinin istenemeyeceği, ancak koşulları varsa iptalin istenebileceği iptale ilişkin hak düşürücü sürenin dolduğundan iptal koşullarının bulunup bulunmadığının bu davada incelenemeyeceği, butlan nedeniyle açılmış bu davanın reddine karar verilmesi gerektiği,
Bankanın 2009 yılı ve öncesinde kar payı dağıtımına ilişkin bir kararın olmaması ve o dönemde dağılan kar paylarının talep edilmemesi nedeni ile yasa gereği Hazineye intikal ettirilmiş olduğu dikkate alındığında davacı tarafın kar payına ilişkin talebinin yerinde olmadığı,
Dava konusu ile ilgili olarak davalı banka tarafından davacıya,
“İlgide kayıtlı dilekçenize istinaden; Babanız merhum ………… adına kayıtlı 10 adet ve 10 TL itibari değerli Bankamız nama yazılı hissesinin adınıza devri gerçekleşmiş olup, bu işlem sonucunda Bankamız pay defterinde adınıza kayıtlı toplam 10 adet ve 10 TL itibari değerli hisse bulunmaktadır.
Adınıza kayıtlı söz konusu hisse 10.11.2014 tarihinde Halk Yatırım Menkul Değerler A.Ş. nezdinde ki 237272 nolu yatırım hesabınıza aktarılmıştır.
Ayrıca, adınıza kayıtlı söz konusu hisseye 2009 yılında 2,35 TL, 2010 yılında 3,16 TL, 2011 yılında 2,45 TL, 2012 yılında 3,69 TL ve 2013 yılında da 2,20 TL’lik brüt temettü tutarları tahakkuk etmiş olup şubelerimizden tahsil edilebilmektedir. ” şeklinde 10.11.2014 tarihli yazı gönderildiği,
Davacı adına 2010, 2011, 2012 ve 2013 yıllarında temettü taahhüt edildiğini ve bunun toplam 11,50 TL temettü tahakkuk ettirilerek ödenebilir hale geldiği ve yatırım hesabına aktarıldığı, yasal süre içinde tahsil edilmediğinden dolayı kar paylarının hazineye devrolduğu,
Genel Kurul Kararlarında bedelli sermaye artımına ilişkin prosedürlerin yerine getirildiği ve rüçhan hakkı kullanmada kısıtlayıcı veya engelleyici bir hususa rastlanılmadığı belirlenmekle aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
KARAR HARCI
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,2 TL’nin davacıdan tahsiline,
AVUKATLIK ÜCRETLERİ
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davalı vekili için takdir olunan 2.180,00 maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
DİĞER YARGILAMA GİDERLERİ
4-Davacı tarafından sarfedilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın taraflara tebliğinden itibaren 2(iki) hafta içinde Mahkememize veya Mahkememize gönderilmek üzere bulunulan yer yada başka bir yer Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile başvurmak ve istinaf harç ve masraflarını karşılamak koşulu ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi’ne istinaf yasa yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 23/05/2018