Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/848 E. 2019/643 K. 30.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2016/380 Esas
KARAR NO : 2019/630
DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ: 31/03/2016
KARAR TARİHİ: 28/05/2019
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafından İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ———- E. sayılı dosyasında 87.541,27.-TL asıl alacak üzerinden müvekkili aleyhine icra takibine girişildiğini, müvekkilin davalıya böyle bir borcunun olmadığını, taraflar arasında alın satımdan kaynaklanan ticari ilişki olduğunu, iş bu ilişkiye dayalı olarak düzenlenen fatura bedellerinin müvekkili tarafından davalının ——— hesabına ödendiğini, müvekkilinin davalıya ödenmemiş fatura alacağı bulunmadığını, müvekkilinin davalının hesabına 13/01/2015 tarihinden 24/07/2015 tarihine kadar toplamda 91.480,00 TL ödeme yapıldığını belirterek; müvekkilinin İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün ——- E. sayılı dosyasında davalıya borçlu olmadığının tespitini, davalı aleyhine asıl alacağın %20’si üzerinden kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı ile müvekkili arasında süre gelen yoğun bir ticari ilişki bulunduğunu, tarafların veresiye usulü çalıştığını, müvekkilince kesilen faturalara davalının dönem dönem ödemeler yaptığını, yapılan bu ödemelerin muacceliyet sırasına göre eski fatura borcundan mahsup edildiğini, davacının takip tarihinden sonra borcunu en kısa zamanda ödeyeceğini beyan ettiğini, bu itibarla müvekkiline—— keşide tarihli ——TL , ——keşide tarihli —–.-TL ve—-keşide tarihli ——-.-TL bedelli çek verilmiş ise de karşılıklarının olmadığını, davacının kötü niyetli olduğunu savunarak davanın reddini ve %20 kötü niyet tazminatına mahkumiyetini istemiştir.
Dava; İİK’nun 72. Maddesi uyarınca menfi tespit talebine ilişkindir.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, icra takibine konu İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğü’nün—– Esas sayılı takip dosyası, mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
İstanbul Anadolu 24. İcra Müdürlüğünün —— Esas sayılı dosyasının incelenmesinde özetle; davalının, davacı borçlu aleyhine 87.541,27 TL tutarlı fatura alacaklarının tahsili amacı ile davacı aleyhine ilamsız takip başlattığı, davacı borçluya 21/08/2015 tarihinde ödeme emrinin tebliğ edildiği, takibin itiraz edilmeyerek kesinleştiği görülmüştür.
Mahkememiz 26/01/2017 tarihli celsesinde davalının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere talimat yazılmasına karar verilmiş, Serik 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ——-Tal. Sayılı dosyasında alınan 20/09/2017 tarihli bilirkişi raporu ile özetle; davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı tarafa toplamda 195.773,00 TL bedelli faturalar düzenlendiği, karşılığında davacı tarafça havale ve çek vermek suretiyle 97.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalının davacıya 98.773,00 TL borçlu olduğunun kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 20/02/2018 tarihli celsesinde davacının ticari defterleri üzerinde inceleme yapılmak üzere dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından sunulan 22/06/2018 tarihli rapor ile özetle; davacının davalı tarafla anlaşma durumları olduğundan bahisle ticari defterlerini ibraz etmediği, talimat mahkemesinde alınan bilirkişi raporunda davalının davacı taraftan 98.773,00 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafça icra takibi açıldıktan sonra davalıya toplam 73.200,00 TL bedelli üç adet çek verildiği, bu çeklerin ödendiğinin ispat edilemediği, çeklerin mevcut borcun tasfiyesi amacıyla verildiğinin benimsenmesi halinde davalının defterlerindeki alacak tutarına karşılık bu çekleri verdiğinin kabulünün gerektiği, bu sebeple davacının talebinin yerinde olmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça davalı tarafından başlatılan icra takibine konu borcun ödendiğinden bahisle davalı tarafa borçlu olunmadığının tespitinin talep edildiği, davalı tarafça yapılan ödemelerin önceki fatura alacaklarına mahsup edildiği, bakiye borcun ödenmediği savunularak davanın reddinin talep edildiği anlaşılmıştır. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarının denetime ve hüküm kurmaya elverişli olduğu, davalının ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davalının davacıdan bakiye 98.773,00 TL alacağının bulunduğunun tespit edildiği, davacı tarafça verilen kesin süreye rağmen ticari defterlerinin ibraz edilmediği, her ne kadar davalı tarafla anlaşma ihtimalinin bulunduğundan bahisle ticari defterlerin sunulmadığı beyan edilmiş ise de; davalı tarafça böyle bir görüşme yapılmadığının bildirildiği, aradan geçen süreye rağmen davacı tarafça ticari defterlerin mahkememiz ibraz edilmediği, davalı takip konusu borca ilişkin takip tarihinden sonra davacı taraftan üç adet çek aldığını ve iş bu çeklerin karşılıksız çıktığını beyan etmiş ise de; davacı tarafça davalıya çek verildiği hususunun gerçek olmadığının iddia edildiği, davacı tarafça yemin deliline de dayanılmadığı, bu hali ile davacının takip konusu borcun ödenmiş olduğunu ispatlayamadığında davanın reddine karar verilmiştir.
Takip hakkında tedbir kararı verilmediği, davacının kötüniyetinin sabit olmadığı, bu nedenle davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Kanıtlanamayan davanın REDDİNE,
Davacının kötün niyeti sabit olmadığından davalının kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
2-Alınması gerekli karar ve ilam harcı 44,40 TL’nin davacı tarafından dava açılırken peşin olarak yatırılan 1.494,99 TL harcın mahsubu bakiye 1.450,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 9.753,30 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafında yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu.28/05/2019