Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/733 E. 2021/421 K. 25.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/733 Esas
KARAR NO : 2021/421
DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/07/2015
KARAR TARİHİ : 25/03/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
Yukarıda adı ve adresi yazılı davacı tarafından açılan hukuk davasının ——– yargılaması sonucunda aşağıda gerekçesi yazılı hükme ulaşılmıştır.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; dava dışı ——— davacı sigorta şirketi nezdinde————– sigortalı olduğunu; sigortalıya ait ———gönderilmek üzere- plakalı araç ile davalı borçlu————-altında taşındığını, emtiaların alıcıya teslim edilmelerini müteakip hasarlı olduklarının tespit edilmesi üzerine CMR senedi üzerine hasar şerhi düşüldüğünü; hasar ile ilgili gerekli incelemelerin yapıldığını, davalı borçlunun sorumluluğu altında yapılan taşıma işlemleri esnasında hasamın an emtialara ilişkin olarak poliçe kapsamında dava dışı sigortalı ————-ödeme yapıldığını;—————aşlıklı dördüncü bölümünde yer alan —–ilgili taşıyıcının sorumluluğuna dair —-devamındaki hükümler dikkate alındığında taşıma işini yapan davalı-borçlunun emtiada meydana gelen hasar nedeniyle sorumlu olduğunu; bu hususun —————sorumludur şeklinde yasa hükmü içerisinde yer aldığını; TTK “haleliyet” başlıklı 1472. maddesi gereği, gerçekleşen zarardan dolayı dava dışı sigortalı ——firmasına yapılan hasar bedeli ödemesiyle birlikte sorumlulara karşı rücu haklarının kayıtsız ve şartsız olarak müvekkili davacı şirkete devredildiğini, böylece sigortalıya ödenen hasar bedeli bakımından talepte bulunma, icra takibi açma ve dava hakkı da halefiyet ilkesi gereğince müvekkili davacı şirkete geçtiğini; davalı tarafa sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsil edilmesi amacı ile rücu ihtarnamesi gönderildiğini ve ihtarnamenin ———–tebliğ edilmekle davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünü, söz konusu ihtara herhangi bir cevap verilmediğini; bunun üzerine davalıya karşı ——- dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, itiraz dilekçesinin taraflarına gönderilmediğini ve haricen öğrenilen bilgiye göre davalı-borçlunun yetkiye, borca ve ferilerine itiraz ettiğinin anlaşıldığını; yetki itirazı üzerine dosyanın——- dosyasına tevzi olduğunu, bu dosyadan da itiraz dilekçesinin davacı tarafa tebliğ edilmediğini ve itiraz neticesinde takibin durduğunun haricen öğrenildiğini ileri sürerek; davalı borçlunun takip dosyasına yapmış olduğu itirazların haksız ve kötü niyetli olduğu ve sigortalıya ait emtialarda meydana gelen zarar ile ilgili davalı taşıyıcının kötü niyete eşdeğer kusurunun var olduğunu ve ağır kusurlu olarak kabul edilmesi gerektiğini, emtialarda meydana gelen zararın tamamından davalının sorumlu olduğunu ve bu gerekçelerle itirazın iptaline ve takibin devamına, davalı-borçlunun takip konusu borcu takip dosyasında belirtilen değişen oranlardaki reeskont avans faizi ile ödemesine, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın —-hasar meydana geldiği iddiasının, hasar tespiti, hasarın ne sebeple meydana geldiği ve emtia davalı müvekkilinin sorumluluğunda iken meydana gelip gelmediğinin ispat edilebilecek bir delil olmadığını; taşımanın uluslararası bir taşıma niteliğinde olması nedeniyle, Anayasa m. 90 hükümleri çerçevesinde usulüne göre yürürlüğe giren CMR Konvansiyonu hükümlerinin uygulanması gerektiğim, CMR Konvansiyonu gereğince dava konusu hasarın gerçek miktarını ve hasarın davalının sorumluluğunda meydana geldiğini ispatla yükümlü olduğunu; CMR Konvansiyonu m.32 gereğince taşımadan doğan dava ve taleplerin 1 yılda zamanaşımına uğradığının öngörüldüğünü, davacının davayı 1 yıllık süre içinde açmadığı için, itirazın tebliğ edilmediği ve haricen öğrenildiği yönündeki iddianın kabul edilemeyeceğini; davacı tarafın dosyaya sunduğu—– sigorta poliçesinde sigortalanan emtea ve sefere ilişkin bilgilerin ——- vade başlama tarihi,—– miktarı, sigorta bedeli ——fatura nosu ——–belirtildiğini, emtia faturasında da aynı şekilde—–teslim şeklinde belirtilen emtea—————————-olarak belirtildiğini, araç plakasının yer almadığını, davacının dosyaya sunduğu CMR senedinde ise tanzim tarihi ————————–emtea miktarının belirtildiğini, davacının halefiyet iddiasına dayanak aldığı sigorta poliçesi ile hasarlı olduğunu iddia ettiği emteanın taşıma senedinin örtüşmediğini; davacı tarafın huzurdaki taleplerinin geçerli bir sigorta poliçesine dayanmadığımı, gerçek zarar miktarını ve davalının sorumluluğunu ispatlayamadığını; iddia edilen hasardan davalının sorumlu olmadığını; CMR Konvansiyonu m. 30 kapsamında açıkça görülen hasarlarda derhal, açıkça görünmeyen hasarlarda teslimden itibaren 7 gün içinde yazılı bildirim şartı öngörüldüğünü, ancak davacı tarafm çektiği ———– emtianın tesliminden çok sonra ulaştığını, ihbarın usulüne uygun yapılmadığını; kötü niyet ve icra inkar tazminatını reddettiklerini, davacı tarafın kötü niyetli olduğu gerekçesiyle davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmcsi gerektiği; davacı tarafın takip konusu edilen tutarın değişen oranlarda reeskont avans faizi ile birlikte ödenmesini talep etmesinin CMR Konvansiyonunun 27’inci maddesine aykırı olduğunu, ilgili maddeye göre yıllık %5 oranında faiz istenebileceğini ve bu isteğin yazılı yapılması gerektiği, böyle bir istem yok ise dava tarihinden itibaren İstenebileceğinin yerleşik ———– olduğundan bahisle haksız davanın reddini, davacı tarafın değerin %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 67/1 maddesinde düzenlenen itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, ibraz ettikleri tüm deliller,—- sayılı dosyası ve mahkememizce alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
——- dosyasının incelenmesinde; davacı tarafından davalı aleyhine—-asıl alacağın tahsiline yönelik icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya ———- tebliğ edildiği, davalı tarafından ———- yasal süre içerisinde icra takibine itiraz edildiği, davanın yasal 1 yıllık süresi içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce taraflarca bildirilen tüm deliller toplanılmış işin çözümü teknik bilgiyi gerektirdiğinden uyuşmazlık konularına ilişkin rapor aldırılmak üzere dosyanın bilirkişi heyetine tevdine karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen ——– bilirkişi raporunda özetle; hasara halef olan davacının ödediği tazminatı davalıya rücu edebileceği, ancak detaylı hasar raporu bulunmadığından ödeminin-ödemesi olabileceği, bu nedenle hasar tazmini talebinde bulunamayacağı, icra inkar tazminatı ile kötü niyet tazminatı ve diğer tüm konulardaki kararın mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edildiği, davacı vekilinin itirazlarının karşılanması amacıyla dosya yeni bir bilirkişi heyetine tevdii edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından sunulan ——– 2. kök raporda özetle; fatura ve yapılan tespitler gereğince —–sigortalı zararının, davacı şirket tarafından tazmin edilmiş olduğu TTK ve Poliçe hükümleri ve ibraname gereğince, halefiyet ve temlik esasına göre sigortalısının haklarını devralan davacı şirketin, rücu hakkına dayanarak davalılara müracaatının neticesiz kalması üzerine———- başlattığı icra takibinin yerinde bulunduğu, davalı tarafın itirazının iptali gerektiği kanaatini taşıdıklarını, CMR madde 27’ye göre yıllık %5 üzerinden hesap edilecek faizin uygulanması gerektiği, faiz uygulamasının, yazılı olarak taşımacıdan alacağın istenildiği tarihten itibaren başlamasının yerinde olacağı, hasar ödemesinin–üzerinden yapılmış olması nedeniyle faiz oranının reeskont faiz üzerinden uygulanması hususunda takdirin mahkemeye ait olduğu görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davalı vekilinin itirazlarının karşılanması amacıyla dosya CMR konusunda uzman başka bir bilirkişiye tevdii edilmiş ve yeni bir bilirkişi raporu aldırılmıştır.
Mahkememizce aldırılan———3. Kök raporda özetle; dava dosyasına sunulu olan CMR belgesine göre, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına ait emtianın hasarlı olduğuna dair CMR belgesi üzerinde şerh olduğu, ancak şerh notunun ———olduğu, 6100 Sayılı HMK 223.maddenin 1.fıkrasına göre ”Yabancı dilde yazılmış belgeye dayanan taraf, tercümesini de mahkemeye sunmak zorundadır” amir hükmü gereği, bu ibarenin ——- çevrilmiş halde bir belgenin dosyada mevcut olmadığı, bu durumda bu belgenin delil niteliği vasfının takdir hakkının mahkemenin takdirinde olduğu, mahkemece CMR senedinin mevcut haliyle delil kabul edildiği takdirde, bunun sadece üzerine hasar şerhi düşülen bir belge olacağı, hasarın ne olduğu, nasıl olduğu, hasar gören ürün miktarının, ne kadar olduğu, hasar gören ürünlerin hangileri olduğu, ağırlıklarının ne kadar olduğu, hasar tutarının toplam ne kadar olduğu, hurda miktarının ne kadar olduğu, hurda değerinin nasıl hesaplandığı hakkında dosyada davacı vekilinin beyanı dışında bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yaptığı ödemeye ait dekont ile söz konusu hasar arasında bağ kurulabilecek bir bilginin dosyada mevcut olmadığı, hasar dosyasının mevcut olmadığı, hasar hakkında detaylı bilgi mevcut olmadığından, bilirkişinin incelediği konuları bilim ve fenne uygun olarak ele alması gerektiğinden, taşıyıcının sorumluluğu konusunda kanaatte bulunmanın bilimsellikten uzak olacağı, davacının sunduğu delillerin hasar konusunda taşıyıcının sorumluluğu olduğuna ispata yeterli olmadığı, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödemenin lütuf ödemesi olarak değerlendirilebileceği, bu nedenle davalıya rücu imkanının olamayacağı, bu nedenle davalının takibe yaptığı itirazın yerinde olduğu, davacının zamanaşımı süresi dolmadan davayı ikame ettiği, davalının bu yöndeki iddialarının doğru olmadığı, kötü niyet tazminatı hususunun mahkemenin takdirinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dosyaya sunulan 3. Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin itirazları dikkate alınarak yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce aldırılan ——– 4. Kök raporda özetle; dava konusu iddia olunan hasarın taşıyıcı sıfatı ile davalının sorumluluğunda olduğu, sigorta şirketince yapılan ödemenin, iddia olunan hasardan kaynaklandığı hususunun ispata muhtaç olduğu ve bu nedenle davacının halefiyet hakkının doğduğunun bu aşamada söylenemeyeceği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, davacı sigorta şirketinin davalı tarafça taşınan emtiada meydana gelen zarar sebebiyle sigortalısına yapmış olduğu ödemeyi davalıdan rücuen tahsil edip edemeyeceğine dair itirazın iptali davasıdır. Mahkememizce tarafların bildirdikleri tüm deliller toplanmış ve uyuşmazlığın çözümü için dört tane bilirkişi raporu alınmıştır. Dosyada mevcut bulunan ——– rapor hariç diğer üç raporda bilirkişilerin ortak kanısı dosyada detaylı hasar raporu bulunmadığından davacı tarafından sunulan delillerin hasar konusunda taşıyıcının sorumluluğu olduğuna dair ispata yeterli olmadığı, davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yapmış olduğu ödemenin lütuf ödemesi olarak değerlendirilebileceği, bu nedenle davalıya rücu imkanının olamayacağı, sigorta şirketince yapılan ödemenin, iddia olunan hasardan kaynaklandığı hususunun ispata muhtaç olduğu ve bu nedenle davacının halefiyet hakkının olup olmadığının tesbit edilemediği yönündedir. Mahkememizce de zikredilen bilirkişi raporları gerekçeli, bilimsel ve denetime uygun olmakla hükme esas alınmış , dosyaya sunulu olan CMR senedinin sunulu hali ile delil kabul edilemeyeceği, CMR senedinin üzerinde bulunan hasar şerhinin, açık olmadığı hasarın ne olduğu, nasıl olduğu, hasar gören ürün miktarının, nevisinin ,ağırlığının ,hasar tutarının ne kadar olduğu hususunda dosyada sunulu bilgi- belge bulunmadığı, ayrıca varsa sovtaj bedeli için hurda miktarının ne kadar olduğu, hurda değerinin nasıl hesaplandığı hakkında da davacı vekilinin beyanı dışında bir bilgi ve belgenin mevcut olmadığı, mahkememizce anlaşılmakla davacı sigorta şirketinin dava dışı sigortalısına yaptığı ödemeye ait dekont ile söz konusu hasar arasında tüm dosya kapsamında bağlantı kurulamadığı ,davacının sunduğu delillerin hasar konusunda taşıyıcının sorumluluğu olduğunu ispata yeterli olmadığı görülmüş ve açılan davanın reddine karar verilmiş , davacının takipte ve davada kötüniyetli olduğu isbatlanamadığından kötüniyet tazminatı talebi de reddedilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-İspatlanamayan kötü niyet tazminatı talebinin reddine,
3-Alınması gerekli 59,30 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından dava açılırken yatırılan 61,70 TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 2,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 12,20 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davalı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlülükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider ve delil avanslarının karar kesinleştiğinde ve talep halinde taraflara iadesine,

Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı 6100 sayılı HMK ‘nın 341/2 maddesi gereğince miktar itibariyle kesin olmak üzere verilen karar açıkça okundu usulen anlatıldı. 25/03/2021