Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/593 E. 2019/524 K. 07.05.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/593 Esas
KARAR NO : 2019/524
DAVA : İstirdat
DAVA TARİHİ: 08/06/2015
KARAR TARİHİ: 07/05/2019 –
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile———– arasındaki ticari ilişki nedeniyle düzenlenen ——— tarihli fatura ve cari hesaplar incelendiğinde; ———- müvekkiline borçlu olduğu, ———- iş bu borcuna mahsup edilmek üzere———— tarafından keşide edilen ———- Şubesine ait 5309970 seri numaralı 28/02/2018 keşide tarihli 5000,00 TL bedelli çeki ciro ederek müvekkiline tahsilat makbuzu ile verdiği, bunun üzerine çekin müvekkili tarafından kayıtlarına alındığı ve cari hesabına işlendiği, çekin müvekkilinin yedinde bulunduğu sırada kaybolduğu veya çalınmış bulunduğu, tahsilatı mümkün olmayacak olması nedeniyle ve çekin kötü niyetli kişilerce haksız ve dayanaksız taleplere konu yapılmasının önüne geçebilmek amacıyla taraflarınca ödeme yasağı tedbirli olarak çek iptali davası açıldığı, çek koçanının ———– ait olduğu, dava konusu çekin ise 02/03/2015 tarihinde davalı … tarafından tahsil edildiğinin bildirildiği, banka tarafından bildirilen bu durum üzerine yapılan incelemede davalı … isimli şahsın müvekkilinin imzasını taklit etmek suretiyle çeki önce ciro ettiği, daha sonra ise kendi adına ciro etmek suretiyle iki nolu davalı … adlı kişiye verdiği ve çekin söz konusu şahıs tarafından takas yolu ile bankadan tahsil edildiğinin anlaşıldığından bahisle dava konusu çekin istirdadına ve çek bedelinin, çekin tahsil edildiği 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davada üçüncü şahıs olduğunu cam ve ———— işi ile iştigal ettiğini, dava konusu çekin yaptığı iş karşılığı kesmiş olduğu faturasına istinaden kendisine verildiği ve tahsilatını yaptığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiş, yargılama sırasında cevap dilekçesini tekrar etmiştir. Davalı … Keskiner’in yargılama sırasında vefat etmesi nedeniyle mirasçıları adına usulüne uygun olarak tebligat yapılmış ancak mirasçılar davaya ilişkin herhangi bir beyan dilekçesi sunmamışlardır.
Davalı … adına usulüne uygun tebligat yapılarak taraf teşkili sağlanmış ancak davalı tarafça davaya cevap verilmemiştir.
Mahkememizce taraf defterlerinin incelenmesine karar verildiği ve bilirkişi tarafından sunulan raporda özetle; davacının ticari defterlerinin usulüne uygun olduğu, davalı tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi nedeniyle inceleme yapılamadığı, davacının ticari defterlerine göre davacı ile dava dışı şirket arasında ticari ilişkinin bulunduğu, ticari ilişkiye binaen davacının dava dışı şirketten 2015 yılı sonu itibariyle alacaklı olduğu ve dava konusu çekin defter kayıtlarında yer almakla birlikte tahsiline ilişkin herhangi bir bilginin bulunmadığı, davacı ile davalılar arasında herhangi bir ilişki bulunmadığı kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı tarafça davaya konu çek üzerindeki ciro üzerinde bulunan imzanın kendisine ait olmadığına ilişkin savunması bakımından davacının imza örnekleri alınmış ve yapılan inceleme neticesinde İ———-Dairesi tarafından düzenlenen 10/04/2018 tarihli raporda özetle; davaya konu çek üzerindeki davacıya atfen atılan 5.ciroya ait imzanın davacının eli ürünü olup olmadığının tespit edilemediği kanaatine varılmıştır.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davanın kambiyo senedi nedeniyle davalılara borçlu olunmaması nedeniyle ödenen paranın istirdadı olduğu, davalı … tarafından iyi niyetli hamil olduğundan bahisle davanın reddinin talep edildiği, diğer davalı tarafça davaya cevap verilmeyerek davanın inkar edildiği anlaşılmıştır. Dosyamız kapsamına alınan ———– raporu dikkate alındığında davacıya atfen atılan imzanın kendisine ait olup olmadığı tam olarak saptanamamıştır. Bununla birlikte imzaların borçluya ait olduğunu ispat yükü davalı alacaklıya ait olması nedeniyle davanın davalı tarafça ispat olunamadığı, imza inkarının iyiniyetli üçüncü kişilere karşı dahi ileri sürülebilir nitelikte olduğu anlaşılmakla davanın kabulü ile davacının dava konusu çek nedeniyle borçlu olmadığının tespitine ve davalıya ödenen çek bedelinin istirdadına karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacının——— şubesine ait ———- seri numaralı —– tarihli——-TL bedelli, çek nedeniyle davacının davalılara borçlu olmadığının tespiti ile çek için ödenen 5000,00 TL’nin 02/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 341,55 TL olduğundan peşin alınan 85,39 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 256,16 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2725,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 85,39 TL peşin harç, 600,00 TL bilirkişi ücreti ile 279,00 TL tebligat ve posta gideri ile 310,00 TL ATK rapor ücretinden ibaret toplam 1274,39 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 07/05/2019