Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/495 E. 2018/1089 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

GEREKÇELİ KARAR
ESAS NO : 2016/877 Esas
KARAR NO : 2018/1113

DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/07/2016
KARAR TARİHİ : 06/11/2018

Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili banka ile davalı arasında 01/06/2011 tarihinde destek eleman hizmet sözleşmesi imzalandığı, müvekkilinin dış kaynak hizmetlerinin bir kısmını bu sözleşme ile davalıya devrettiğini, davalı şirket tarafından birçok destek elemanının tüm Türkiye çapında müvekkili bankaya gönderildiğini, davalının sözleşme gereği çalışanların özlük dosyalarını, maaşlarını ve ———– primlerini düzenli şekilde ödemeyi sözleşme uyarınca kabul ve taahhüt ettiğini, ancak davalı şirketin ödeme güçlüğü yaşayan şirket çalışanlarına birtakım haklarını ödeyemediğini, müvekkili banka tarafından davalı şirketin ekonomik sıkıntılara düşmesi nedeniyle sözleşmenin feshedildiğini, davalı şirketin çalışanlarından olan ——— müvekkili bankanın müvekkili bankanın doğrudan işçisi olmamasına rağmen müvekkili bankaya işe iade davası açtığını, müvekkili tarafınadn davanın işveren davalıya ihbar edildiğini, yapılan yargılama sonucu dava dışı işçinin işe iadesine karar verildiğini, bunun üzerine müvekkili bankaya işe iade başvurusunda bulunulduğunu ve davacı tarafça başvurunun kabul edilmediğini, bunun üzerine haklarında icra takibi başlatıldığını ve dava dışı işçiye ödenmiş olan bedel bakımından müvekkilinin rücu hakkı bulunduğundan bahisle dava dışı işçiye ödenen 25.569,78 TL bedelin ödeme tarihinden itibaren işleyecek en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan rücuen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrar etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin devlet kurumlarına ve özel işletmelere teknik destek hizmeti veren bir firma olduğunu, müvekili ile davacı banka arasında destek eleman hizmet sözleşmesi imzalandığını, sözleşme gereği görevlendirme kapsamında ———————– davacı bünyesinde çalışmaya başladığını, davacı tarafından haksız olarak sözleşmenin feshedildiğini, bu nedenle fiilen banka bünyesinde çalışan ——- işten çıkartıldığını, işçi tarafından işe iade davası açıldığını ve bu davanın işe iade ile sonuçlandığını, ancak davacının işçiyi işe almayarak tazminat ödemek zorunda kaldığını, bu tazminat nedeniyle müvekkiline rücu davası açan davacının talebinin hukuka aykırı ve mesnetsiz olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dosya kapsamına ilişkin olarak alınan bilirkişi raporunda özetle; İstanbul Anadolu ——-. İş Mahkemesi’nin 2012/251-1271 Esas ve Karar sayılı ilamı ile dava dışı —— tarafından dosyamız tarafları aleyhine açılan davada, davanın kabulü ile davacı —— işe iadesine ve tazminat ödenmesine karar verildiği ilamın İstanbul Anadolu ——-İcra Dairesi’nin 2013/23796 Esas sayılı dosyası ile takibe konulduğu, dosyamız davacısı tarafından itiraz edilmesi üzerine İstanbul Anadolu———- İş Mahkemesi’nin 2013/108 Esas ve 2014/330 Karar sayılı dosyası ile görülen itirazın iptali davasının kabulüne karar verildiği ve kararın kesinleşmesi üzerine dosyamız davacısı tarafından takip dosyasına 25.569,78 TL ödeme yapıldığı, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 2/6.maddesi uyarınca alt işveren ile asıl işverenin İş Kanunu’ndan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden asıl işverinin alt işveren ile birlikte sorumlu olduğunun düzenlendiği, dosya dava konusu olayda taraflar arsında alt işveren-asıl işveren ilişkisinin mevcut olduğunu, taraflar arsında destek eleman hizmet sözleşmesinin imzalandığını, sözleşmenin 5.8.maddesine göre “…firmanın istihdam ettiği personeli ile ilgili olarak yaptığı hukuki tasarrufları nedeniyle doğacak her türlü işçi hak ve alacaklarından ——– hiçbir sorumluluğu olmayıp, tüm sorumluluk münhasıran Firmaya aittir” denildiğini, ayrıca bankanın firmanın işçileri olan destek personeline herhangi bir şekilde herhangi bir ödeme yapmak zorunda kaldığı takdirde, ödediği tutarı herhangi bir yasal merasime ve ihtara gerek kalmaksızın ödediği tarihten itibaren mevduata uygulanan en yüksek faiz oranı üzerinden talep etmeye ve firmada herhangi bir itirazi kayıt ileri sürmeksizin talep edilen tutarı derhal ödemeyi gayrikabili rücu surette kabul ve beyan ve taahhüt etmektedir denildjğinden ödenen bedelden davalının sorumlu olduğu kanaatine varıldığını bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; davacı tarafça davalı ile aralarında imzalanan destek eleman hizmet sözleşmesi uyarınca davalı tarafça temin edilen ve davacı bankada çalışan dava dışı işçiye ödenen bedelin rücuen tahsilinin talep edildiği, davalı tarafça davacının aralarındaki sözleşmeyi haksız olarak feshetmesi nedeniyle dava dışı işçinin iş sözleşmesinin feshedilmek zorunda kalındığını, davacının feshinin haksızlığına ilişkin olarak görülmekte olan davanın bekletici mesele yapılmasının talep edildiği görülmüştür. Öncelikle davalının İstanbul İstanbul ———–. ATM’nin 2014/1571 Esas sayılı dosyasının bekletici mesele yapılmasına ilişkin talebi bakımından, söz konusu davanın, dosyamız tarafları arasında görülmekte olan taraflar arasındaki sözleşmenin haksız feshine dayalı olduğu, eldeki davanın ise davalı tarafça işten çıkartılan dava dışı işçi için ödenen bedelin rücuan tahsili olduğu, feshin haksızlığına ilişkin verilen kararın davacı tarafça yapılan ödemenin rücu edilip edilemeyeceğini etkilemeyeceği, davalı tarafça dava dışı işçinin sözleşmesinin, davacı tarafla yapılan sözleşmenin feshi nedeniyle sonlandırıldığı iddia edilmekle birlikte davalının söz konusu işçiyi başka işlerde istihdam etmesinin mümkün olduğu, dolayısıyla taraflar arasındaki sözleşmenin feshinin haksızlığına ilişkin verilecek kararın Mahkememiz dosyası bakımından etkisi olmadığı kanaatine varılmakla davalının bekletici mesele talebinin reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamına alınan bilirkişi raporunun hüküm kurmaya ve denetime elverişli olduğu, bu hali ile taraflar arasındaki sözleşme hükümleri dikkate alındığında dava dışı işçiye ilişkin ödenen bedeller yönünden davacının sorumluluğunun bulunmadığı, davalının dava dışı işçi tarafından açılan davalarda da taraf olduğu, bu hali ile davacı tarafça ödenen bedellerin içinde yer alan faiz ve diğer masraflardan da sorumlu olduğu ve ödenen bedelin tamamını rücu hakkı bulunduğu ve davanın kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacı tarafça ödenen 25.569,28 TL nin 23/02/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 1746,64 TL olduğundan peşin ödenen 436,67 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1309,97 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan ———-‘ye göre belirlenen 3068,31 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 436,67 TL peşin harç, 650,00 TL TL bilirkişi ücreti ve 93,25 TL tebligat ve posta giderinden ibaret toplam 1.179,92 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça iş bu dava için yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.