Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/461 E. 2018/1032 K. 16.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/461 Esas
KARAR NO : 2018/1032
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 29/03/2015
KARAR TARİHİ : 16/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 20/02/2013 günü dava dışı sürücü—– yönetimindeki —– plakalı minibüsten inen müvekkilinin minibüsün önünden karşı yola geçmek için yürüdüğü sırada dava dışı sürücünün birden hareket ederek müvekkiline çarptığını ve altına alarak sürüklediğini, çarpmanın etkisiyle hastaneye kaldırılan müvekkiline yapılan tetkik ve tedaviler neticesinde vücudunda basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde ve hayat fonksiyonlarını ağır derecede etkiler nitelikte kemik kırıkları ve çıkıklarının oluşmasına neden olduğunu, İstanbul Anadolu 54. Asliye Ceza Mahkemesi’nin —- Esas- —-sayılı kararına ve ceza davası sırasında alınan çeşitli raporlardaki değerlendirmelere göre, kazanın oluşunda—- minibüs sürücüsü—- asli kusurlu olduğu sonucuna varılıp hakkında 6000 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına karar verildiğini ve kararın kesinleştiğini, davacının tedavisi tamamlandıktan sonra, ——-Eğitim ve Araştırma Hastanesi Sağlık Kurulu tarafından 27.03.2014 tarih 988 sayılı raporuyla beden gücü kayıp oranı % 40 olarak belirlendiğini, 07.06.1990 doğumlu müvekkilinin, —–Üniversitesi İşletme Fakültesi İşletme Bölümünde Dikey geçiş fark ders öğrencisi olarak eğitim ve öğretim hayatına devam ettiğini, bu nedenle maddi tazminatı, Yargıtay’ın yerleşik kararlarına göre hesaplama yapılması zorunluluğu olduğunu, kaza yapan—– plakalı aracın davalı—- Sigorta A.Ş Şirketine sigortalı olduğunu ve sigorta şirketi tarafından davacıya 18.06.2014 tarihinde 26.355 TL.ödenmiş ise de, davacının beden gücü kayıp oranına, aktif ve pasif dönem zarar sürelerine, öğrenim durumuna göre sigorta ödemesi yetersiz olduğundan, 2918 sayılı KTK’nun 111/2 maddesine dayanılarak ibranamenin iptaline ve limiti aşmamak üzere bakiyesinin davalı sigorta şirketinden temerrüt tarihinden işletilecek avans faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında dava dilekçesini tekrarla 12/09/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile 17.100,68 TL’nin temerrüd tarihi olan 18/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 20.02.2013 tarihli trafik kazasına karıştığı belirtilen —–plaka sayılı aracın müvekkili şirkette, —–nolu poliçe ile —–tarihleri arasında zorunlu mali mesuliyet (trafik) sigortası ile sigortalı olduğunu, söz konusu poliçeye göre teminatın, sakatlanma kişi başı 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, kaza dolayısıyla davacı adına Av. …’un hesabına 18/06/2014 tarihinde 26.855,00-TL tazminat ödendiğini, müvekkili şirketin sorumluluğu ölçüsünde tazminatın tamamını ödediğini, sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurlu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, davaya konu kazadaki kusur, davacının maluliyeti ve davacının maddi zararına ilişkin olarak bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Davacının maluliyetine ilişkin olarak İstanbul ATK 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu tarafından düzenlenen 10/10/2016 tarihli raporda özetle; davacının %11 oranında meslekte kazanma gücünden kaybettiği, iyileşme süresinin 18 ay olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce kusura ilişkin alınan bilirkişi kök raporunda özetle; davacının kazanın meydana gelmesinde %37,5 oranında davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise %62,50 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı, taraf itirazları üzerine alınan ek raporda ise davacının %25, davalıya sigortalı araç sürücüsünün %75 oranında kusurlu olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Aynı bilirkişiden alınan asıl ve kök rapordaki kusur oranında farklılık bulunması nedeniyle dosyamız bu kez hem kusur hem de davacı tarafın maddi zararının tespitine ilişkin olarak bilirkişi heyetine tevdi edilmiş ve bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda; kazanın meydana gelmesinde davacının %25 oranında, davalıya sigortalı araç sürücüsünün ise %75 oranında kusurlu olduğu, davacıya yapılan ödemenin ödeme tarihi itibariyle zararının %59’unu karşıladığı, bu nedenle ödenen bedel ile gerçek zarar arasında açık nispetsizlik olduğu, yapılan ödemenin rapor tarihine kadar yapılan güncelleştirilmesi neticesinde davacının geçici iş göremezliğe ilişkin maddi zararının 11.618,56 TL, sürekli maluliyetine ilişkin maddi zararının 32.337,12 TL olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle doğan maddi zararın tazmini olduğu, davacı tarafça davadan önce yapılan ödemenin yetersiz olduğundan bahisle bakiye zararın tazminin talep edildiği, davalı tarafça davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. Mahkememizce kazadaki kusura ilişkin olarak alınan 14/03/2018 tarihli raporun dosya kapsamına uygun olduğu, ayrıca denetime ve hüküm vermeye elverişli olduğu gibi tespit edilen kusur oranının ceza yargılamasında belirlenen kusur oranı ile de uyumlu olduğu, bu hali ile davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu, dolayısıyla da davalı sigortacının kusur oranında zarardan sorumlu olduğu, zarar miktarına ilişkin alınan raporun da hüküm vermeye ve denetime elverişli olduğu, bilirkişi tarafından yapılan hesaplamaya göre davalı tarafça dava tarihinden önce yapılan ödeme ile zarar arasında açık nispetsizlik bulunduğu, eldeki davanın ödemenin yapıldığı 18/06/2014 tarihinden sonra yasada ön görülen 2 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı, bu hali ile ispat olunan davanın, bilirkişi heyet raporu dikkate alınarak kabulüne karar vermek gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile,
Davacı için 5482,12 TL sürekli iş göremezlik 11.618,56 TL geçici iş göremezlik tazminatı olmak üzere toplam 17.100,68TL’nin 18/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
2- Alınması gereken karar ve ilam harcı 1168,15 TL olduğundan peşin alınan 10,24 TL harcın ve 50,00 TL ıslah harcının mahsubu ile eksik kalan 1107,91 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenen nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça iş bu dava için yapılan 60,24 TL peşin ve ıslah harcı, 1850,00 TL bilirkişi ücreti, 177,50 TL tebligat ve posta gideri olmak üzere toplam 2087,74 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 16/10/2018