Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/443 E. 2018/1087 K. 25.10.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/443 Esas
KARAR NO : 2018/1087
DAVA : Tazminat
DAVA TARİHİ : 25/03/2015
KARAR TARİHİ : 25/10/2018
Mahkememizde görülmekte olan davanın yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 12/05/2010 tarihinde dava dışı —— sevk ve idaresindeki —– plaka sayılı aracın seyir halindeyken davacının kontrolündeki at arabasına çarptığını, kaza sonucu davacının yaralandığını ve davacının eşi —–vefat ettiğini, her de kadar davalı … şirketince sigortalı aracın karıştığı kaza nedeniyle müvekkilinin maluliyetine ve müvekkilinin eşinin vefatı nedeniyle destekten yoksun kalmasına sebep olunduğundan ödeme yapılmışsa da yapılan ödemenin müvekkilinin maluliyetine ve destekten yoksun kalan müvekkilin mağduriyetine kıyasla düşük olduğundan bahisle doğan maddi zararının tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;—– Eğitim Hizm.İnş.İth.Şirketi adına kayıtlı — plaka sayılı aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu ve ölüm için şahıs poliçe teminatının 150.000 TL ile sınırlı olduğunu, müteveffa —–eşi olan davacının DYK zararı ile ilgili müvekkili sigorta şirketine yapılan müracaat üzerine yatırılan aktüerya hesabı ile 26.024,00 TL zararı olduğunun tespit edildiğini ve belirtilen tazminatın 20/07/2010 tarihinde davacıya ödendiğini ve maddi tazminata ilişkin başkaca hak ve alacakları kalmadığından bahisle müvekkili şirketin ibra edildiğini, davacının maluliyet zararına ilişkin müracaatı üzerine yaptırılan aktüerya hesabı ile 17.767,78 TL zararı olduğunun tespit edildiğini ve belirlenen tazminatın 04/06/2014 tarihinde davacıya ödendiğini ve müvekkili şirketin ibra edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı tarafça yargılama sırasında davacıya 2010 yılında ödenen bedeli ilişkin olarak Mahkememize gönderilen ibraname davacı tarafa usulüne uygun isticvap davetiyesi çıkartılarak gönderilmiş ve davacı 16/07/2010 tarihli ibranamedeki parmak izi ile 20/05/2014 tarihli ibranamedeki imzanın kendisine ait olduğunu bildirmiştir.
Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; talebin trafik kazası nedeniyle oluşan zararın tazmini talebi olduğu, davacı tarafça maddi zararının tazmininin talep edildiği, davalı tarafça davacı tarafa başvurusu üzerine ödeme yapıldığı ve ibra edildiğinden bahisle davanın reddine karar verilmesinin talep edildiği anlaşılmıştır. 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesinde “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da, yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” düzenlemesine yer verilmiştir. Yasa maddesi kapsamında taraflar arasında uzlaşma sağlanmış ve davacı tarafça ibraname verilmiş ise de davacı tarafından ibraname düzenlendikten sonra yeniden tazminat istemi ile sigorta şirketine başvurulması veya mahkemelerde dava açılması sureti ile ibranamenin geçersizliği ileri sürülebilir. Ancak bunun için ibraname düzenlenme tarihinden itibaren geçerli olan iki yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Davamız bakımından ibranamenin 16/07/2010 tarihinde düzenlendiği, 2918 sayılı KTK’nın 111.maddesinde düzenlenen iki yıllık hak düşürücü sürenin 16/07/2012 tarihinde sona erdiği, ancak eldeki davanın hak düşürücü süre dolduktan sonra 25/03/2015 tarihinde açıldığı ve davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddi gerektiği yönünde oluşan tam ve bağımsız vicdani kanaat ile aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın hak düşürücü nedeniyle REDDİNE,
2- Alınması gereken 35,90 TL harcın davacı tarafından dava açılışı sırasında peşin alınan 27,70 TL harçtan mahsubu ile eksik bakiye 8,20 TL’nin davacıdan tahsili ile hazineye irad kaydına,
3- Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’nin 13/2. maddesine göre belirlenen 1000,00 TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderinin davacı yan üzerinde bırakılmasına,
5- Davacı tarafça yatırılan gider avansından kararın tebliğ giderleri karşılandıktan sonra arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı , davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içerisinde İstanbul BAM nezdinde istinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı. 25/10/2018