Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/196 E. 2019/272 K. 07.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/196
KARAR NO : 2019/272
DAVA : İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ: 05/02/2015
KARAR TARİHİ: 07/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirkete ait ——— plakalı römorkün davalı tarafından ———-vade tarihli ——— ile teminat altına alındığını; teminat altına alınan aracın 13.03.2014 tarihinde yaşanan trafik kazasından çıkan yangın neticesiyle tümüyle yanarak zayii olduğunu, durumun davalı şirkete ihbar edildiğini, sigorta poliçesinde “Yeni Değer 34? gün” klozu bulunduğunu, anılan kloza göre “tescil tarihinden itibaren en geç 1 ay içerisinde sigortası yaptırılan 0 km – son model araçlarda ilk 1 yıllık sigorta süresi içinde çalınmaları veya tam hasara uğramaları halinde aracın hasar tarihindeki 2. el piyasa değerine bakılmaksızın (MKTKS Genel Şartlarının B.3.3.1.2. ve B.3.3.1.4. hilafına) yeni aracın 1 ay içinde alınması ve şirketçe sigortalanması ve aracın teknik özelliklerini aracın yapısallığını belirgin bir şekilde değiştirmemiş olması koşuluyla aynı marka ve tip aracın hasar tarihi itibariyle tespit edilecek 0 km – son model anahtar teslim değerinin esas alınacağının” belirlendiğini, meydana gelen trafik kazası ve hasarın kloz kapsamında kaldığını, bunun üzerine römork için ———–teklif talep edildiğini, adı geçen firmanın 14.04.2014 tarihli proforma faturasına göre “349 gün klozuna” istinaden ödenmesi gereken tazminat tutarının 35.515 Euro olduğunu, davalının ödeme yapmaması üzerine ———— günü ——– yevmiye ile ihtarname keşide edildiğini, olumlu sonuç çıkmaması üzerine İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü’nde —- E. sayıyla —— Euro’nun tahsili için takip başlatıldığını, davalının haksız olarak itiraz ettiğinden bahisle vaki itirazın iptali ile %20 inkâr ödenmesine mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacıya ait aracın müvekkili şirket nezdinde 65.000,00 TL bedelle kasko sigortalı olduğunu, araç üzerinde ———– sıfatı bulunduğunu, TTK.m.1273 hükmü uyarınca kredi borcunun güvencesi niteliğinde olan teminattan öncelik hakkı rehin sahibi olduğundan davacının aktif dava ehliyeti bulunmadığını, talebin fahiş olduğunu, müvekkili şirketin azami 65.000,00 TL sigorta bedeli ile sınırlı sorumlu olduğunu, sorumluluk miktarının her halükarda ——-Toptan Eşya Fiyat Endeksiyle belirlenecek tutarını geçemeyeceğini, yeni değer klozunun sigortacının sorumluluğunun limitsiz olduğu anlamına gelmediğini, —-tarih ve ———— sayılı hakem kararında “yeni değer klozunun uygulanabilmesi için 1. el 0 km ve trafiğe tescil tarihi itibariyle sigorta düzenleme tarihi arasında 30 günü geçmemiş olması ve aracın tam hasarlı sayılması için çalınmış sayılması gerektiğini, aracın araç için ödenecek tazminat miktarının üst sınırının poliçede belirtilen sigorta bedelinin hasar tarihi itibariyle —————-Toptan Eşya Fiyat Endeksiyle belirleneceği ve ödenecek tazminat miktarının hiçbir şekilde bu üst sınırı aşamayacağının” vurgulandığını, öte yandan davacının talebine dayanak yaptığı proforma faturaya konu aracın tipi ve özelliklerinin sigortalı araç ile aynı marka model yılı tip ve özelliklerine sahip olduğunu göstermediğinden bahisle yerinde olmayan davanın reddini istemiştir.
Dava, İİK’ nun 67/1 maddesine dayalı itirazın iptali davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler, tarafların ibraz ettiği tüm deliller, icra takibine konu İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü’nün—————- Esas sayılı takip dosyası, mahkememizce dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporu ile dosya arasındaki tüm kayıt ve belgeler tek tek incelenmiştir.
Davaya dayanak İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğü’nün ———– Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; dosyamız davacısı tarafından davalı aleyhine 34.515,00 Euro asıl alacak, 271,39 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.786,39 Euro alacağın tahsiline yönelik ilamsız icra takibi yapıldığı, davalının süresi içerisinde ödeme emrine itirazı üzerine takibin durduğu ve eldeki davanın yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça dosyaya sunulan ve davacıya ait ———- plakalı araç üzerinde dain-i mürtehin kaydı bulunan ———– Şubesi’nin ——— tarihli yazısında araç üzerindeki rehin sözleşmesinden kaynaklanan dain-i mürtehin sıfatlarının sona erdiği, söz konusu araçla ilgili davalıdan tazminat ve sair nam ad altında ödemeler alınmasına muvafakatleri olduğunun beyan edildiği görüldü.
Mahkememiz 05/04/2016 tarihli celsesinde dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi 02/05/2016 tarihli raporu ile özetle; açıklanan gerekçeler ve yüksek yargı uygulamasına nazaran, davalı savunmasına iştirak edilmediği, bu bağlamda davacının yeni değer klozu sebebiyle ————– hasar tarihi itibariyle sigortalı araç eş değerinin 0 km anahtar teslim fiyatını isteyebileceği, ancak davacın yabancı para üzerinden talepte bulunmasının mümkün bulunmadığı, yukarıda değerlendirme başlığı altında 2/C sayılı bentte açıklanan yönteme uygun olarak sigortalı aracın 10.03.2014 tarihindeki eş değer 0 km anahtar teslim değerinin Türk parası karşılığını isteyebileceğini, bu yönün teknik değerlendirme olması sebebiyle ibrazlı faturaya davalı olarak tarafımızdan değerlendirilmesinin sağlıklı olmadığı, ibrazlı proforma faturanın 10.03.2014 hasar tarihindeki eş değer aracın 0 km anahtar teslimi rayiç bedelinin temsil ettiği sonucuna varılması ihtimalinde ise tazmin tutarının 106.309,65 TL (davacının takibindeki asıl alacak tutarının benimsediği kura nazaran talep 98.057,11 TL) olacağı, buna karşılık takip tarihine kadar biriken faiz tutarının 1.403,14 TL (davacının takibindeki birikmiş faiz tutarının benimsediği kura nazaran talep 771.02 TL) olacağı görüş ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Mahkememiz 14/06/2016 tarihli celsesinde davalının itirazlarının değerlendirilmesi amacıyla dosyanın bir önceki bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişinin 22/08/2016 tarihli raporu ile özetle; kök raporda ibrazlı proforma faturanın esas alınması ihtimaline göre miktar değerlendirmesi yapıldığı, eşdeğer aracın hasar tarihinde rayiç bedeli olup olmadığı, aracın hasar tarihindeki (0) değerini temsil edip etmediği hususlarının teknik değerlendirme içerdiği, temsil etmesi ihtimaline göre kök raporda miktar ve faiz hesabı yapıldığına ilişkin iş bu ek raporu sunduğunu bildirmiştir.
Mahkememiz 24/11/2016 tarihli celsesinde dosyanın araç piyasa değerleri konusunda uzman bir bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi ———-tarihli raporu ile özetle; ——— model ———– araç (dorse) ile————- aynı tipte araç olup aralarında model yılı dışında, teknik açıdan hiçbir fark olmadığından, her iki aracın————– tarihi itibarı ile 0 km anahtar teslim fiyatının eşdeğer olduğu sonuç ve kanaatine vardığını bildirmiştir.
Dava dışı ————– dava konusu zayi olan aracın —yılı itibari ile marka ve tip olarak eşdeğeri sıfır kilometre son model anahtar teslim araç model ve değerinin kayıtları ile birlikte gönderilmesi istenilmiş, dava dışı şirket tarafından ————- tarihli cevabi yazıda 2014 yılı Ocak ayı fiyat listesine göre dava konusu benzer aracın satış fiyatının KDV hariç 29.100,00 Euro olduğu bildirilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde; davacı tarafça maliki olduğu araçta meydana gelen hasar nedeniyle oluşan zararın tazmini için davalı … şirketine karşı açılan icra takibine yapılan itirazın iptalinin talep edildiği, davalı tarafça dava konusu araçta dain-i mürtehin kaydı bulunduğu, bu nedenle davacının aktif husumet ehliyetine sahip olmadığı, davacı tarafça talep edilen tazminat ve faiz miktarının fahiş olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin gerektiğinin savunulduğu anlaşılmıştır. Davalının husumet itirazı yönünden; araç üzerinde rehin hakkı sahibi dava dışı banka tarafından verilen dilekçede dain-i mürtehin sıfatlarının sona erdiği ve açılan davaya muvafakatlerinin bulunduğunun bildirildiği görülmekle, bu hali ile davacının aktif husumetinin bulunduğu anlaşılmakla, davalı tarafın husumete yönelik itirazı yerinde görülmemiştir. Dava konusu sigortalı aracının 0 km anahtar teslim fiyatının tespiti amacıyla dava dışı ——–n firmasına yazılan yazı cevabı ile dava konusu benzer araca ilişkin Ocak 2014 yılı itibari ile değerinin KDV hariç 29.100 Euro olduğu, davacı tarafça talep edilen tazminat tutarının KDV hariç 29.250 Euro olduğu, hasar tarihinin Nisan 2014 olduğu, alınan bilirkişi raporu ve davacının yine dava dışı ——-firmasından almış olduğu proforma fatura da gözetilerek proforma faturanın hasar tarihine yakın olması ve aradaki farkın piyasa koşullarındaki farklılıktan doğmuş olmasını muhtemel olduğu kanaatiyle proforma faturada belirlenen değer hükme esas alınmıştır. Dosya kapsamından alınan ve denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları ile de sabit olduğu üzere; dava konusu hasara uğrayan aracın 18/04/2013 tarihinde tescil edildiği, poliçenin 19/04/2013 tarihinde düzenlendiği, rizikonun bir yıllık süre içerisinde gerçekleştiği, aracın tamamen yanarak tam hasara uğradığı, davalı tarafça sorumluluk miktarının hasar tarihindeki toptan eşya fiyat endeksinin sigorta bedeline uygulanması suretiyle belirlenecek tutarın aşılamayacağı savunuşmuş ise de bu savunmanın anılan klozun dışındaki hallere uygulanması gerektiği, aksi halde anılan düzenlemenin anlamının kalmayacağı, ödenecek tazminat tutarının klozda açıkça belirtildiği, poliçede yer alan “Yeni Değer 349 Ürün” klozunda belirlenen şartların gerçekleştiği, davalının sigortalı aracın eş değer ve model tipine karşılık gelen aracın hasar tarihindeki 0 km teslim değerinin ödenmesi gerektiği kanaatiyle davalı … şirketinin dava konusu hasardan sorumlu olduğu, talep edilen faiz oranının yerinde olduğu, takibe konu alacağın yargılamayı gerektirmesi nedeniyle likit bir alacak bulunmadığından icra inkar tazminatı talebinin yerinde olmadığı, her ne kadar alınan bilirkişi raporunda tazminatın “TL” olarak istenebileceğinin belirtildiği ve düzenlenen poliçenin Diğer Özel Şartlar başlığı altında yer alan 4. Madde ile hasar ödemesinin TL olarak yapılacağının kararlaştırıldığı hususları gerekçeli karar yazılırken fark edilmiş olmakla; 6100 Sayılı HMK’nun 298/2 maddesi uyarınca gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamayacağından; dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile
Sabit olan 34.515,00 Euro asıl alacak 271,39 Euro işlemiş faiz olmak üzere toplam 34.786,39 Euro’ nun asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yıllık %7 oranında uygulanacak faizi ile ve isabet eden takip giderleri ile davalıdan alınıp davacıya verilmek üzere borçlu davalının İstanbul Anadolu 8. İcra Müdürlüğünün————-1 Esas sayılı takip dosyasındaki borca itirazının iptaline, takibin devamına,
Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı talebinin reddine,
2-Davanın kabul edilen 34.786,39 EURO’nun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı bulunan 97.262,75 TL davanın kabul edilen değeri üzerinden alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 6.644,02 TL’nin icra dosyasında peşin alınan ve dava açılırken mahsup ettirilen 494,00 TL ve davacı tarafından dava açılırken yatırılan 1.193,80 TL peşin harç olmak üzere toplam 1.687,80 TL harcın mahsubu ile bakiye kalan 4.956,22 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafça icra dosyasında ve bu dosyada yatırılan toplam 1.697,80 TL peşin harç, 27,70 TL başvurma harcı, 4,10 TL vekaletname harcı olmak üzere toplam 1.729,60 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine
4-Davacı tarafından yapılan 1.150,00 TL bilirkişi ücreti, 184,50 TL tebligat ve müzekkere masrafı olmak üzere toplam 1.334,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davanın kabul edilen 34.786,34 EURO’nun dava tarihindeki Türk Lirası karşılığı bulunan 97.262,75 TL davanın kabul edilen değer üzerinden davacı yararına belirlenen 10.531,02 TL nisbi avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
7-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içerisinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 07/03/2019