Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/162 E. 2018/119 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/162 Esas
KARAR NO : 2018/119
DAVA : Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/01/2015
KARAR TARİHİ : 01/02/2018
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA: Davacı vekili dilekçesinde özetle; Davacının, davalı şirket ile imza edilen “Elektrik Satış Sözleşmesi” uyarınca davalı şirketten 10.11.2010-05.04.2012 tarihleri arasında elektrik satın almış olduğu, Davalı şirketçe bu satın almaya istinaden elektrik kullanım miktarına orantılı olarak, ancak hizmet ve ürün bedeli karşılığı olmayan Kayıp/Kaçak Bedeli, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli gibi isimler altında muhtelif ücretler elektrik hizmet bedeline ilave olarak tahsil edilmekte olduğu, İşbu kayıp kaçak bedelinin elektrik dağıtım şirketlerince eneıjiyi tüketiciye ulaştırırken nakil hatlarında doğal nedenlerle ve hırsızlanma suretiyle kaçak elektrik kullanımından kaynaklanan kayıpların telafisi amacı ile tahsil edildiği, usule uygun olarak edimini ifa eden davacı şirket dahil tüm tüketicilerden tahsil edilen kayıp kaçak bedeli ile hukuka aykın tahsil edilen diğer alacak kalemlerinin adalet ilkeleri ile bağdaşmadığı, emsal Yargıtay kararların da davacının haklı olduğunu gösterdiği, Davalı şirketçe 10.11.2010-05.04.2012 tarihleri arasında kesilen bütün dönem faturaları toplamı olarak Kayıp/Kaçak Bedeli 32.129,85 TL, Dağıtım Bedeli 38.318,15 TL, Sayaç Okuma Bedeli 1.414,43 TL, Perakende Satış Hizmet Bedeli 168,76 TL ve İletim Bedeli 8.488,05TL bedellerinin davalı tarafa tahakkuk ettirilmiş olduğu,beyan edilerek, arz olunan nedenlerden dolayı 10.11.2010-05.04.2012 tarihleri arasında davalı şirketçe davacı taraftan hukuka aykırı olarak tahsil edilmiş olan K/K, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim Bedeli olmak üzere toplamda 80.819,24 TL bedelin ödemiş olduğu tarihten itibaren değişken yasal faizi ve KDV’si ile birlikte davacı şirkete iadesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın yetkisiz bir mahkemede açıldığı, Kayıp/Kaçak, Dağıtım, Sayaç Okuma, Perakende Satış Hizmet, İletim, Enerji Fonu, BTV ve TRT Payı bedellerinin her birinin doğrudan 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu kanuna dayanarak düzenlediği mevzuat kapsamından belirlendiği, davalı tarafın toptan satış anonim şirketi olduğu ve dağıtım şirketine aracılık ettiği, taraflar arasında kurulan abonelik sözleşmesine göre de bahse konu bedellerin tahakkuk ettirilmesinin Madde 19 kapsamında hukuki olduğu ve davacı tarafça bu hususun peşinen kabul edilmiş sayılması gerektiği, EPDK’ mn belirlediği işbu tarife ve bileşenler haricinde davalı şirketçe herhangi bir uygulama yapılmasının mümkün olmadığı beyan edilerek davanın reddine ve davanın ……. A.Ş ile EPDK’ ya ihbar edilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Dava elektrik abonesi olan davacıdan tahsil edilen kayıp kaçak, Dağıtım Bedeli, Sayaç Okuma Bedeli, Perakende Satış Hizmet Bedeli ve İletim bedelinden kaynaklanan alacak davasıdır. Davacı kendisinden daha önce tahsil edilen bu kalemin istirdadını talep etmektedir.
Kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 21/05/2014 tarihli 2013/7- 2454 Esas – 2014/679 karar sayılı hükmü ile Anayasanın vergi ödevi başlıklı 73 maddesinde “herkes kamu giderlerini karşılamak üzere, mali gücüne göre vergi ödemekle yükümlüdür. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülükler Kanunla konulur, değiştirilir veya kaldırılır. Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleri ile oranlarına ilişkin hükümlerin de Kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar ile değişiklik yapma yetkisi bakanlar kuruluna verilebilir” şeklindeki düzenlemeye göre kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli uygulamasının EPDK kararları ve tebliğleri çerçevesinde uygulama arz eden Kanunlar ve ikincil mevzuat hükümleri çerçevesinde EPDK tarafından belirlenerek uygulandığından; bu tarihteki mevcut hukuki düzenlemenin EPDK’na sınırsız bir fiyatlandırma ve tarife unsuru belirleme hak ve yetkisi vermediği, özellikle kaçak elektrik bedellerinin kurallara uyan abonelerden tahsili yoluna gitmenin hukuk devleti ve adalet düşünceleri ile bağdaşmadığı, bu faturalara yansıtılan bedel miktarlarının şefaflık ilkesi ile denetlenebilmesi ve hangi hizmetin karşısında ne kadar bedel ödendiğinin bilinmesinin de şeffaf hukuk devletinin vazgeçilmez unsuru olduğundan EPDK kararları ile bu bedellerin mevcut mevzuat kapsamında tüketicilerden alınması doğru bulunmayarak hukuka uygun olmadığı kabul edilmiştir.
Davada hukuk genel kurulunun bu kararına dayalı olarak 30/01/2015 tarihinde açılmıştır.
Dava tarihinden sonra 17/06/2016 tarihinde 29745 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6719 sayılı Yasanın 21. maddesi ile 6446 sayılı Kanunun 17. maddesinin birinci, üçüncü ve dördüncü fıkraları ile altıncı fakrasının a-ç-d ve f bentleri değiştirilmiş ve aynı maddeye eklenen onuncu bent ile “kurum tarafından gelir ve tarife düzenlemeleri kapsamında belirlenen bedellere ilişkin olarak yapılan başvurularda ve açılan davalarda; tüketici hakem heyetleri ile mahkemelerin yetkisi , bu bedellerin kurumun düzenlediği işlemlerine uygunluğunun denetimi ile sınırlıdır” hükmü getirilmiştir.
Ayrıca 6719 sayılı Yasa ile eklenen geçici 19. Maddede ” bu maddeyi ihdas eden kanunla ön görülen düzenlemeler yürürlüğe konuluncaya kadar kurul tarafından yürürlüğe konulan mevcut yönetmelik tebliğ ve kurul kararlarının bu kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam olunur” ve geçici 20. Maddede ise ” kurul kararlarına uygun şekilde tahakkuk ettirilmiş, kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedeli ile ilgili olarak açılmış olan her türlü ilamsız icra takibi , dava ve başvurular hakkında 17. Madde hükümleri uygulanır” hükmü düzenlenmiştir. Söz konusu maddeye göre Tüketici Hakem Heyeti ve Mahkemelerin bu konuda açılacak davalarda inceleme ve araştırma yetkileri , geçmişe de etkili olarak sadece dağıtım , sayaç okuma, perakende satış hizmeti , iletim ve kayıp kaçak bedellerinin kurumun bu konudaki düzenleyici işlemlerine uygunluğunu denetimi ile sınırlamıştır. Diğer bir ifade ile yerindelik denetimi yapılamayacağı kabul edilmiştir.
Yapılan bilirkişi incelemesi neticesinde sunulan 06/09/2016 tarihli bilirkişi raporunda; dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak Esas No: 2013/7-2454 Karar No: 2014/679 Karar Tarihi: 21.05.2014 Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararı ve diğer emsal Yargıtay kararlan çerçevesinde, dosya kapsamına sunulmuş olan inceleme konusu faturalara kayıp-kayak, iletim, dağıtım, PSH ve sayaç okuma bedelleri yansıtılmadan yapılan hesaplamalar sonucunda; davalı şirketin davacı adına toplamda 107,996,53 TL tutarda fazla fatura bedeli düzenlediği, davacının fatura tahsilat tarihleri itibariyle dava açılma tarihine kadar olan süreçteki faiz talep edebileceği; bununla birlikte 17.06.2016 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6719 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun 15. Maddesi kapsamında ise kayıp-kaçak, iletim, dağıtım, PSH ve sayaç okuma bedellerinin faturalara yansıtılabileceği ve davacının bu bağlamda herhangi bir bedel talep edemeyeceği kanaatini varıldığı bildirilmiştir.
Hal böyle olunca dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6719 sayılı Kanun ve yapılan değişikliklerin 17/06/2016 yürürlük tarihinde önceki dönemde geçerli olan EPDK kararlarına dayalı olarak tahsil edilmiş ve dava konusu edilmiş olan kayıp kaçak bedeli, iletim bedeli, dağıtım bedeli, perakende satış hizmet bedeli ve sayaç okuma bedellerin ile ilgili olarak açılan ve halen devam eden alacak davalarında da geçmişe etkili olacak şekilde uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Bundan başka davanın devamı sırasında dava konusu alacağın ödenmesi, menkul malın davacıya teslim edilmesi, gayrımenkulün tahliye edilmesi gibi nedenlerle veya davanın açılmasından sonra yürürlüğe giren yeni bir kanun veya Anayasa mahkemesinin iptali kararı ile davanın konusuz kalması mümkün olup davanın bu şekilde konusuz kaldığının tespit edilmesi halinde ; mahkemece davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair bir hüküm kurulmakta olup böyle bir karar aynı zamanda dava konusu hakkın artık mevcut kalmadığının da tespiti niteliğindedir.
Davanın konusuz kalması halinde dava tarihindeki haklılık önem kazanmış olup hangi taraf haklı ise o taraf lehine yargılama gideri ve vekalet ücretinin taktiri gerekmektedir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 18/11/2009 tarih 2009/18-421 Esas – 2009/526 Karar sayılı ilamında ; benzer bir olayda “dava tarihinde davasında haklı bulunan davacının, davadan sonra yürürlüğe giren yasa nedeniyle haksız duruma düşmesi söz konusu olamayacağından , dava davadan sonra yürürlüğe giren yasal değişiklik nedeniyle konusuz kalmışsa davacı lehine vekalet ücreti hükmedilmesi gerekir” şeklindeki kararı dikkate alınmıştır.
Belirtilen HGK kararı gereğince davasında haklı olan ve 6719 sayılı yasa kabul edilmese talep ettiği fazladan tahsilatı geri alabilecek konumda olan davacının; dava tarihi itibariyle haklı olduğu; bu nedenle yargılama harç ve giderlerinin kural olarak HMK 326/1 maddesi uyarınca haksız çıkan aleyhine yükletileceği ve yine aynı şekilde HMK 330/1 maddesi gereğince vekalet ücretinin de dava anında haksız olan tarafa yükletileceğine ilişkin usul hukuku düzenlemeleri ve Ankara Bölge Adliye Mahkemesinin 24. Hukuk Dairesinin 2016/12 Esas -2016/12 Karar sayılı hükmü de nazara alınmıştır.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın konusuz kalması nedeni ile KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gerekli 35,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 1.380,20 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.344,30 TL nin davacıya iadesine,
3-Avukatlık asgari ücret tarifesine göre davacı vekili için takdir olunan 2.180,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 1.300 TL bilirkişi gideri, 345.00 TL posta gideri olmak üzere toplam 1.645,00 TL yargılama giderlerinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6-Bakiye gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatırana iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.01/02/2018