Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi 2015/14 E. 2019/257 K. 05.03.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. İstanbul Anadolu 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2015/14 Esas
KARAR NO : 2019/257
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ: 05/05/2014
KARAR TARİHİ: 05/03/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı kurumun emekli maaşının tamamına haciz işlemi uyguladığını, 6183 sayılı Kanunun 71 madde hükmü gereği emekli maaşlarının en çok 1/3, en az 1/4 oranında haciz edilebileceğinin öngörüldüğünü, borçlunun muvafakati olmadan emekli maaşının haczedilemeyeceğinden bahisle hukuka aykırı olarak usulsüzce davalı tarafından bugüne kadar emekli maaşından haciz işlemi nedeni ile yapılan kesintilerin tamamının kesinti tarihlerinden itibaren işletecek faizi ile birlikte tarafına iadesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; olayda zamanaşımı bulunduğunu, iddia edildiği gibi davacının maaşına haciz konulmadığını, davacının bankadan kredi kartı kullandığını, bankaya verdiği virman talimatı uyarınca hesabından tahsilat yapılmış olduğunu, davacının dava dışı————- müvekkili bankadan kullandığı kredinin kefili olduğunu, kredi takibe düşmüş olduğundan dolayı bankanın haiz olduğu takas ve hapis hakkına istinaden bir kısım tahsilatlar hesabına bloke konularak alındığını, bunlardan dolayı hukuka aykırı olduğunu beyan ettiği davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; davalı tarafça davacının emekli maaşından haksız olarak yapılan kesintilerin tahsiline yönelik alacak davasıdır.
Mahkememizce; tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları resen belirlenerek; taraf vekillerinin vermiş olduğu dilekçeler ile tarafların ibraz ettiği tüm deliller mahkememizce banka kayıtları üzerinde yapılan inceleme sonucunda alınan bilirkişi raporu ile tek tek incelenmiştir.
Mahkememiz———– tarihli celsesinde dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişinin ———- tarihli raporu ile özetle; dava dışı ——–kredi kullandırıldığına ilişkin ödeme makbuzu, hesap ekstresi, borçludan yaptığı tahsilatları, kredinin ödenmeyen kısmına ilişkin belgelerin dosyada mevcut olmadığı, davacının davalı bankadan kredi kartı aldığının ileri sürüldüğü, kredi kartının teslim edildiğine ilişkin tesellüm belgesi, mal ve hizmet harcama belgelerini, hesap kesin ihtarını, hesap ekstrelerini ve hesap kat ihtarının da dosyada mevcut olmadığı, bu şekli ile inceleme yapılmasının mümkün olmadığı, belirtilen belgelerin ibrazı halinde kesin kanaate ulaşılabileceğinin mümkün olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz 03/11/2016 tarihli celsesinde bankadan gelen yazı cevaplarının değerlendirilmesi için dosyanın bir önceki bilirkişiye tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişinin 28/04/2017 tarihli raporu ile özetle; davalı banka ile dava dışı ——– arasında Genel Kredisi Sözleşmeleri imzalandığı, anılan sözleşmelerde müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak yer aldığı, davalı bankanın davacının kefaletinden kaynaklı borçlarından dolayı sözleşme hükümleri ile BK’nun takas-mahsup hükümlerine dayanarak davacının hesaplarına bloke koyduğunu, davacının maaş hesabından mahsup edilen tutarların;
Tarih Tutar
22/12/2011 658,07 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
23/01/2012 940,00 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
23/07/2012 137,65 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
21/09/2012 270,54 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
22/10/2012 362,00 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
23/11/2012 677,00 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi 22/01/2013 855,97 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
22/02/2013 480,00 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
22/03/2013 857,13 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
22/04/2013 1.176,00 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
23/05/2013 15,99 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi 23/05/2013 43,15 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
23/05/2013 512,66 TL – Tahsili Gecikmiş Alacak Ödemesi
Olmak üzere toplamda 6.986,16 TL tutarında kesinti yapıldığı, davalı bankanın blokajının davacının tüm emekli maaşını kapsadığından dolayı hukuka aykırı olduğu, davacının davalıdan dava tarihi itibari ile 6.986,16 TL alacağının bulunduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz —— tarihli celsesinde davalı itirazları doğrultusunda bankacılık alanında uzman yeni bir bilirkişiden rapor alınması için dosyanın bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişinin ——— tarihli raporu ile özetle; davacının davalı banka şubesi nezdindeki emekli maaşı hesabından ——— tarihi itibari ile dava dışı asıl borçlunun kredi borcuna mahsuben kesinti yapıldığı, davacı tarafça emekli maaşından kesinti yapılmasına ilişkin muvafakatnamenin dosyada mevcut olmadığını, davacının muvafakati olmaksızın emekli maaşından kesinti yapılmasının batıl olduğu, davacı tarafça müteselsil kefil sıfatıyla imzalanan genel kredi sözleşmesinde kefalet tarihinin yer almadığını, bu nedenle geçerli bir kefalet sözleşmesinden söz edilemeyeceği, davalı banka tarafından —– tarihleri arasında kesilmiş bulunan ———TL’nin davacıya verilmesi gerektiği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememiz———-tarihli celsesinde dosyada mevcut bilirkişi raporları arasında çelişki bulunduğu görülmekle çelişkinin giderilmesi amacıyla dosyanın bir önceki bilirkişiye tevdi ile ek rapor alınmasına karar verilmiş, bilirkişinin 11/01/2019 tarihli raporu ile özetle; önceki rapor ile tespit edilen tutarın 6.986,16 TL olduğu, bilirkişiliğince hesaplanan bedelin 7.560,06 TL olduğu, alınan ilk raporda davacının emekli maaşından yapılan 15/11/2012 tarihli 687,00 TL bedelli kesinti ve 22/02/2013 tarihli 400,00 TL bedelli kesintilerin yer almadığı, davacın maaşından yapılan 23/05/2013 tarihli 42,71 TL bedelli kesintinin 43,15 TL olarak yer aldığı, önceki bilirkişi raporu ile belirlenen 23/05/2013 tarihli 512,66 TL bedelli kesintinin banka kayıtlarında yer almadığı, raporlar arasındaki farkın bu sebepten kaynaklandığı, davacının davalıdan dava tarihi itibari ile 7.560,06 TL alacaklı olduğu kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilince 14/11/2017 tarihli ıslah dilekçesi ile 1.000,00 TL olan dava değerinin ıslah edilerek 7.560,06 TL’ye yükseltildiğini, ıslah edilen dava değeri üzerinden davanın kabulü ile haksız yapılan kesintilerin yapıldığı tarihlerden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah harcı yatırılmış ve ıslah dilekçesi davalı tarafa usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
Tüm dosya kapsamının değerlendirilmesinde özetle; davacı tarafça emekli maaşından davalı banka tarafından haksız olarak yapılan kesintilerin iadesinin talep edildiği, davalı tarafça yapılan kesintilerin hukuka uygun olduğundan bahisle davanın reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin zamanaşımı itirazı bakımından; talep konusu alacağın davacı tarafça belirlenmesinin mümkün olmadığı, davanın belirsiz alacak davası olarak nitelendirilmesi gerektiği, belirsiz alacak davalarında zamanaşımının tüm alacak yönünden davanın açılması ile birlikte kesildiği, davanın son kesintinin yapıldığı tarihten itibaren bir yıllık zamanaşımı süresi içerisinde açıldığı, zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. 5510 sayılı Yasa’nın 93. maddesi uyarınca gelir aylık ve ödeneklerin, 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemeyeceği, bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine yönelik taleplerin, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde, icra müdürü tarafından reddedileceği öngörülmüştür. Yine İİK 83/a maddesi uyarınca haczi caiz olmayan mallar ve haklar ve kısmen haczi caiz olan şeyler bakımından aynı Yasa’nın 82-83 maddesinde yazılı mal ve hakların haczedilebileceğine dair önceden yapılan anlaşmalar muteber değildir. Eldeki dava bakımından; davalı banka kayıtlarının incelenmesinde emekli maaşından kesintisi yapılmasına ilişkin davacı tarafça verilen herhangi bir talimat bulunmadığı, davalı banka tarafında da muvafakate ilişkin herhangi bir belgenin mahkememiz dosyasında ibraz edilmediği tespit edilmiştir. Her ne kadar davacı tarafça dava konusu genel kredi sözleşmesine ilişkin herhangi bir muvafakat verilmediği, yalnızca kendi kredi kartı borcuna ve bireysel kredi sözleşmesine istinaden emekli maaşından kesinti yapılmasına muvafakat verildiği beyan edilmiş ise de bu muvafakat yukarıda anılan madde hükümleri gereğince geçersizdir. Davacı tarafça yapılan haksız kesintilere kesinti tarihinden itibaren ticari faiz talep edilmiş ise de tuygulamada ve yasalarda ticari faiz isimli bir faizin bulunmadığı, davacının avans veya reeskont faizi ibaresini de kullanmadığı anlaşılmakla HMK md. 26 gereğince talebin yasal faiz olarak kabulüne karar verilmiştir. Bu itibarla, davalı bankanın davacının emekli maaşından yaptığı kesintiler haksız olduğu kanaatine varılmış olmakla; dosya kapsamından tarafların iddia ve savunmaları doğrultusunda açıklandığı üzere Yasa ve Yargıtay İçtihatları gereğince ayrıntılı, detaylı inceleme yapılmış olup, yukarıda gerekçesi de yazılı olduğu üzere davanın bu gerekçe ile kabulüne karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1.Davanın KABULÜ ile;
Toplam 7.560,06 TL alacağın 658,07 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 22/11/2011 tarihinden,
940,00 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 23/01/2012 tarihinden
137,65 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 23/07/2012 tarihinden
270,54 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 21/09/2012 tarihinden
362,00 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 22/10/2012 tarihinden
677,00 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 23/11/2012 tarihinden
687,00TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 15/01/2013 tarihinden
855,97 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 22/01/2013 tarihinden
880,00 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 22/02/2013 tarihinden
857,13 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 22/03/2013 tarihinden
1.176,00 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 22/04/2013 tarihinden
58,70 TL tutarındaki kısmına kesinti tarihi olan 23/05/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
2.Alınması gerekli karar ve ilam harcı olan 516,43 TL’nin davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 25,20 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 112,03 TL olmak üzere toplam 137,23 TL harcı mahsubu ile bakiye kalan 379,20 TL karar ve ilam harcının davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
3.Davacı tarafça dava açılırken peşin olarak yatırılan 25,20 TL ve ıslah harcı olarak yatırılan 112,03 TL olmak üzere toplam 137,23 TL harç giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4.Davacı tarafından yapılan 500,00 TL bilirkişi ücreti 382,50 TL posta gideri olmak üzere toplam 882,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5.Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
6.Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ye göre belirlenecek nisbi vekalet ücreti maktu vekalet ücretinden az olamayacağından 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine
7.Kararın kesinleşmesi ve talep halinde kullanılmayan gider avansının ilgili tarafa iadesine,
Dair, Davacı Vekilinin ve Davalı Vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğden itibaren 2 hafta süre içinde İstanbul BAM nezdinde İstinaf yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup, usulen anlatıldı.11.03.2019